Avatar
Yazar: Alper Dalan, Editör Yazım tarihi: 25.09.2019

Geçtiğimiz günlerde yayımlamış olduğum Borderlands 3 incelemesinden sonra şimdi de The Surge 2 inceleme yazısı ile karşınızdayım. Açıkçasını sorarsanız, oynamak tam bir işkence oldu. Fakat, öyle kötü bir işkence değil. İçimdeki mazoşist duyguları kabartan türden bir işkence. Dark Souls serisindeki yapımları oynamış olan oyuncuların aşina olacağı cinsten bir işkence. İnsanın canı yanarken zevk alır mı ya? Ben aldım. Garip biri olduğum gerçeğini bir kenara bırakarak, bir süredir beklemekte olduğum oyunu anlatacağım The Surge 2 inceleme detaylarına geçmek istiyorum. Canımı sıktığı yeler oldu mu? Evet. Fakat yine de çok sevdiğim yerler oldu mu? Kesinlikle evet.

The Surge 2 inceleme

Nedir bu The Surge 2?

The Surge 2 inceleme detaylarına geçerken, önce sizlere oyunun nasıl bir şey olduğundan bahsedeyim. Oyun, tür olarak Souls-like denilen türden gösterilmekte. Bu türdeki oyunlar, Dark Souls'un da dahil olduğu Souls serisinin hayatımıza getirmiş olduğu oynanış türündeki oyunlar. Düşmanları alt etmek için acı çektiğiniz ve çektiğiniz her acıdan zevk alabileceğiniz bir türde diyebilirim. Siz düşmanları öldürmek için en az 10-20 dakika uğraşırken, düşmanların sizi yellenerek öldürmesi gibi bir durum söz konusu. Evet, abartı gibi gelse de, en ufak hatada çok geriye gidebilirsiniz. Tabii, bu inceleme yazısına konuk olan yapım bu konuda bir tık daha iyi, orası ayrı mesele.

Düşmanların hareketlerini takip etmeniz gereken bir yapım kendisi. Düşmanların size doğru sallamış olduğu saldırıları doğru zamanlarla ıskalatmanız gerekmekte. Bunu, yana veya geriye sıçrayarak da yapabilirsiniz, saldırıyı geri teptirerek de yapabilirsiniz. Açıkçası, sıçrayarak kaçınmak en rahatı. O yüzden genel olarak bunu tercih etmekteyim şahsen. Tembel adamım ben, o kadar zorlamam beynimi. Saldıracak gibiyse zamanlama tutturmak yerine sıçrar, boşluğunda 2-3 hasar vurur dayanıklılık toparlarım. Bu da benim serseri serbest stilim.

Hikaye olarak ise, sürprizini kaçırmadan kısaca bahsetmeye çalışacağım. Jericho City'e giderken uçağımız bazı sebeplerden dolayı düşüyor. Haftalar sonra ise bir kurumda uyanıyoruz. Etraf kan revan olmuş durumda buluyoruz. Zırhlılar, robotlar hep ortalığı cehenneme çevirmiş. Bir de, büyümekte olan nano fırtınası bulunuyor. Biz de, tüm bu karışıklıkların arasında hayatta kalmaya çalışıyor ve belalara çözüm getiriyoruz.

The Surge 2 inceleme

Nasıl bir oynanış sunuyor?

The Surge 2, kalbimi en çok sunduğu oynanış ile kazanmayı başardı. Dark Souls serisini oynamış olan oyuncular da tahminimce oyunu fazlasıyla sevecektir. Zira, oynanış açısından gerçekten büyük benzerliklere sahip. Öncelikle, dövüş sisteminden bahsedeyim. Jericho City'deki dövüşülebilen alanlardaki herkesle kapışma şansınız var. Birine yanlışlıkla vursanız bile onu küstürebiliyorsunuz. Tabii, küstürmekten kastım o anda dövüşmeye başlıyor olmanız ve eğer sizi yenerse o NPC'nin gitmesi. Yanlışlıkla oyunun başlarındaki Stranger'a vurdum ve görevi de iptal oldu, kendisi de kayboldu. Hayır dayak yemedim, taş vardı, ayağım kaydı.

Kapışmalar esnasında yapabildiğiniz şeyler de Dark Souls oyuncularına yabancı olmayacaktır. Sadece ufak tefek farklılıklar bulunmakta. Bu da, pet kıvamında diyebileceğim Drone özelliği. Sahip olduğunuz bir Drone var ve buna oynadıkça açılabilen özellikler eklenmekte. Siz de, savaş veya normal oynanış esnasında Drone eklentilerinizi değiştirerek oyunda rahatça ilerleyebiliyorsunuz. Hatta, bazı yerleri geçebilmek için Drone eklentileri elde etmeniz şart. Bu eklentiler de dünya üzerinde rastgele olarak denk gelebiliyor. Tabii, önemli olanları Boss kapışmalarından elde ediyorsunuz.

Drone, aynı zamanda kapışma esnasında kullanılabiliyor. Az ama öz vuran keskin nişancı eklentisi, makinalı tüfek eklentisi, tabanca eklentisi, lazer eklentisi, bomba atar eklentisi gibi şeyler bulunmakta. Bunları akıllı ve dikkatlice kullanarak savaşlarda büyük üstünlük elde edebiliyorsunuz. Fakat, sahip olduğunuz mühimmata dikkat etmeniz gerekiyor. Kimsenin 4. seviyedeki eşyaları ile 5. seviye düşmanlara düşüncesizce dalmasını tavsiye etmem. Elbette imkansız olmuyor ama ne gerek var ki 3-4 kere ölmeye? Yok, ben değil ya, bir arkadaş öyle ölerek geçiyor. Ben tek atıyorum hep.

The Surge 2 inceleme

The Surge 2 dövüş sistemi nasıl?

Drone mevzusundan bahsettiğime göre, oyunun en tatlı noktalarından birine değinmeye başlayabilirim. Yine, Dark Souls oyuncularının yabancı olmadığı bir sistemle karşı karşıyayız. Öncelikle, düşmanlarınızı sessizce öldürebilme ya da cidden yüksek hasarlar verme olasılığınızdan bahsedeyim. Eğer sessizce arkadan yaklaşmayı başarırsanız düşmanınıza odaklı şekilde, biraz yaklaşınca odağın etrafında kırmızı çizgiler beliriyor. O anda saldırı tuşuna basarsanız düşürüyor düşmanı ve vurduğunuz ilk hasar yüksek hasar veriyor. Bu da, düşmanı tekleme şansı veriyor size. Tabii, eşyalarınızın da büyük önemi var bu konuda.

Dövüş esnasında odaklandığınız düşmanlarınızın belli uzuvlarına odaklanabiliyorsunuz. Kafa, gövde, sağ kol, sol kol, sağ bacak ve sol bacak oluyor bu insan olan düşmanlarda. Tabii, düşman türüne göre değişiklik gösterebiliyor fakat insan olan düşmanlar en büyük öneme sahip olanlar. Sizde olmayan zırha ve silahlara sahip olan düşmanlardan da bu şekilde tek tek almanız gerekiyor eşyaların şemalarını. Düşmanlarınızın zırhlı veya silahlı olan uzuvlarına odaklanıp saldırmaya başladığınızda, düşmanın canı az kalınca bir tuş gösteriyor. O tuşa basınca da animasyonlarına bayıldığım bir şekilde düşmanınızı öldürüyorsunuz. Geriye de silahı ve zırhı kalıyor. Eğer sizde şemalar zaten varsa, bu sefer de o zırh için gerekli malzemeler çıkıyor.

Düşmanlarınız size saldırırken belli implantlar aracılığıyla saldırıları görebiliyorsunuz. Bu sayede, o yönden gelen saldırıları doğru zamanda geri teptirebiliyorsunuz. Tabii, dilerseniz saldırı alacağınız anda sağa veya sola kaçma şansınız da bulunuyor. Yine, implantlar aracılığıyla elde ettiğiniz yeteneklerinizi savaş esnasında veya dışında kullanmanız gerekebiliyor. Bunun için de piliniz bulunuyor. Saldırdıkça dolan bu piller sayesinde yeteneklerinizi kullanabiliyorsunuz. Dövüş esnasında dikkat etmeniz en önemli şey ise Stamina olarak da bilinen dayanıklılığınız. Dayanıklılığınız biterse hareket etmekte zorlanıyorsunuz. Bu yüzden hızla girip 1-2 saldırı yapıp hızlıca kaçmak ve dayanıklılık toparlamak en iyisi gibi geliyor bana.

The Surge 2 inceleme

Oyunda nasıl gelişiyoruz?

Düşmanlarınızı alt ettikçe veya birtakım eşyalar sayesinde Tech Scrap adı verilen eşyalar topluyorsunuz. Puanlar demek daha doğru olur. Bu puanlarla MedBay adı verilen yerlere giderseniz, belli puanlar karşılığında seviye atlayabiliyorsunuz. Her atladığınız seviyede size Exocore Power Level seviyesi veriliyor. Ne kadar seviyeniz olursa, o kadar kapasiteniz oluyor. Tabii, her seviyede 2 adet de yetenek puanı alıyorsunuz. Hemen yukarıdaki görselde görebileceğiniz üzere Can, Dayanıklılık ve Pil Verimi adında 3 farklı yer bulunuyor. Bunlara puanlarınızı dağıtarak yükseltebiliyorsunuz. Tabii, her seviye için bir miktar Tech Scrap kullanmanız gerekiyor. Örneğin, 60 olmak için bana 19.964 Tech Scrap gerekliymiş.

Construct ekranında ise, dövdüğünüz düşmanlardan elde edebileceğiniz şemalar yer almakta. Bu şemalardan zırh setleri oluşturabiliyorsunuz. Her zırh setinin 6 parçası oluyor. Kafa, gövde, sağ kol, sol kol, sağ bacak ve sol bacak için 1'er parça zırh kullanabiliyorsunuz. Setlerin 3 adeti kullanıldığında 1 adet özellik veriyor. 6 adeti kullanılırken de 2 adet özellik sahibi oluyorsunuz. Dilerseniz, 2 farklı setin 3'erli özelliğini kullanabilirsiniz. Tamamen sizin elinizde olan bir şey. Her zırh parçası belli miktar kapasite kullanıyor. Power Consumption kısmındaki değeri geçmenize izin verilmiyor. Zırhlarınız da, şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla 8 ile 0 arası değişkenlik gösteren miktarlarda güç yeri harcamakta.

Zırh, silah ve implantlarınızı da geliştirebiliyorsunuz. Bunu ise, Upgrade penceresinden halledebiliyorsunuz. Belli bir miktar Tech Scrap ve belirli eşyalar için gerekli belli eşyalar ile geliştirmeleri yapabiliyorsunuz. Bu eşyaların da seviyeden seviye farklılıkları bulunmakta. Yani, 5. seviyeye bir eşyayı geçirmek istiyorsanız iyi bir miktarda Tech Scrap ve 3 adet Mk.V zırhın veya silahın o türünde malzemeniz olmanız gerekmekte. Bunları da, yine düşmanların uzuvlarına özellikle odaklanarak elde ediyorsunuz. Açıkçası, gerçekten hoş bir sistem.

The Surge 2 inceleme

The Surge 2 oynanışı hakkında başka ne söyleyebilirsin?

Hazır Tech Scrap demişken, şunun da altını çizmemde fayda var. Eğer üzerinizde Tech Scrap varken ölürseniz, sahip olduğunuz Tech Scrap öldüğünüz yerde kalıyor. Siz, en son uğradığınız MedBay veya bölüm başlangıcında doğuyorsunuz. Doğduğunuz yerden koşa koşa gidip o parçaları almanız gerekmekte. Bunun için de belli bir süreniz oluyor. 2 buçuk dakika zaman tanınıyor size. Düşman öldürdükçe artıyor tabii bu süre. O yüzden, düşmanlarınıza zaman ayırmaktan çekinmeyin fakat çok da abartmayın bu zaman ayırma mevzusunu. Zira, zaman gereksizce su gibi akıp gidiyor. Eğer Tech Scrap almaya koşarken ölürseniz, önceki Tech Scrap kayboluyor, yerine son kaybettiğiniz geliyor. Yani, ilk başta kaybettiğiniz Tech Scrap sonsuza kadar yok oluyor, geçmiş olsun. Tech Scrap kovalarken ölünce, özellikle yüklü miktardaysa kalpler çıt, gözyaşları pıt...

Eğer çevrim içi oynuyorsanız, diğer oyuncuların etrafa yerleştirmiş olduğu birtakım grafitileri görebilirsiniz demektir. Bu grafitiler genel olarak doğruyu gösteriyor. Görev eşyalarını veya toplanabilir eşyaları işaretlemeye kullanıyorlar genel olarak. Tabii, Cloud 9'da karşılaşabileceğiniz grafitiler komik ama utandırıcı gelebilir. Okları takip ederken insan evladı olan bebeklerin süt kaynağı olan bir çift göğüs görmeniz mümkün. En çok da, heykelin altında yer alan oklara gülmüştüm açıkçası. Biri sarı bir gülücük koyup yukarıyı işaret eden 2 adet beyaz ok koymuştu. Onu koyan herifin yüzündeki ifade aklımda canlanmıştı. Şu an kazınmış durumda.

Bir de, etrafa Banner adı verilen şeylerden yerleştirebiliyor oyuncular. Yine, çevrim içi modda geçerli olan bir özellik bu da. Bunun sayesinde beleşten Tech Scrap kasabiliyorsunuz ve muhteşem oluyor. Bunu bir nevi saklambaç gibi düşünün. Ne kadar az oranda oyuncu bulursa, o kadar fazla Tech Scrap elde edebiliyorsunuz. Ne kadar fazla kişi bulursa, o kadar az Tech Scrap geliyor. Bu yüzden, en cins noktalara yerleştirmenizi tavsiye ederim. Eğer Banner görürseniz almaya çalışın çünkü yanlış dikkat etmediysem 250 Tech Scrap veriyor. İyi para. Cidden iyi para. Son olarak da, oyunun yol göstermesi konusunda ufak tefek eksiklikler mevcut gibi hissettim. Çünkü, dikkatli okuyup anlamazsanız kaybolmuş hissiyatı yaşayabiliyorsunuz.

The Surge 2 inceleme

The Surge 2 görsel anlamda ne sunuyor?

Açıkçasını sorarsanız, görsel anlamda hem çok hoşuma giden sahneler oldu, hem de çok eksik hissettiğim yerler oldu. Örneğin, Gideon Rock gerçekten çok hoş bir yer olmuş benim fikrimce. Yeşilliği seven biriyim zaten, cidden mis gibi ortam. Fakat Jericho City'nin içerisi o konuda biraz karışık. Hoş, kaos içerisinde olan bir şehirden farklı sahneler bekleyemezdim zaten ama bahsettiğim şey tam olarak görselliği değil zaten. Tarif edemediğim bir cansızlık hissi var ve bu Dark Souls 3 oynarken bile başıma gelmemişti.

Animasyonlar konusunda gerçekten başarılı işler çıkarmış olduklarını belirtebilirim. Öyle animasyonlar var ki, cidden içiniz gidebilir. Örneğin, düşmanlarınızla kapışırken bir uzvunu koparmak istediğinizde, hoş bir animasyon ile bunu gerçekleştiriyor. Silahtan silaha, tür tür farklılık gösteren animasyonlar mevcut ve her biri muhteşem. Her bir silah ve uzuv için farklı farklı animasyonlar görebilirsiniz. Bir de, arada böyle yavaş çekime giriyor ya, mest oluyorum iyice.

The Surge 2 inceleme

Performans açısından ne durumda?

Benim için zurnanın zırt dediği yer tam olarak burası. Evet, biliyorum. The Surge 2 inceleme yazım boyunca oyunu neredeyse hep övdüm fakat gerçekten çok şikayetçi olduğum bir nokta var. O da, performans konusu. Daha önceki incelemelerimi okuduysanız, sahip olduğum canavarı zaten biliyorsunuzdur. Hatta, bu yazı itibari ile yeni bir şey yapacağım ve PC'mdeki donanımı daha detaylı yerleştireceğim. Hemen aşağıya yerleştirmiş olduğum sistemde almakta olduğum performans biraz üzücü. Zira, 1080p ve en yüksek grafiklerde, çözünürlük oranı %100'deyken 45 ile 55 arası ortalama FPS almaktayım. Muhtemelen ilerleyen yamalarla düzeltilir fakat bu FPS gerçekten hiç hoş değil. Ekran kartı sürücüsü de 436.30, yani an itibari ile en güncel sürüm.

Oyunu oynadığım PC'nin donanımı

  • CPU: Intel i9 9900K @3.6GHz
  • GPU: Asus Turbo 1080 Ti
  • RAM: 2x16GB 3000MHz CL15
  • Anakart: Asus ROG Strix Z390-E Gaming
  • SSD: Samsung Evo 970 250GB

Minimum sistem gereksinimleri

  • 64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
  • İşletim Sistemi: Windows 7/8/10 (64-bit)
  • İşlemci: AMD FX-8320 (3.5 GHz) / Intel i5-4690K (3.5 GHz)
  • Bellek: 8 GB RAM
  • Ekran Kartı: 2 GB, AMD Radeon R9 280 / NVIDIA GeForce GTX 950
  • DirectX: Sürüm 11
  • Depolama: 20 GB kullanılabilir alan

Önerilen sistem gereksinimleri

  • 64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
  • İşletim Sistemi: Windows 7/8/10 (64-bit)
  • İşlemci: AMD FX-8370 (4.0 GHz) / Intel Core i7-3820 (3.6 GHz)
  • Bellek: 16 GB RAM
  • Ekran Kartı: 6 GB, AMD Radeon RX Vega 56 / NVIDIA GeForce GTX 980 Ti
  • DirectX: Sürüm 11
  • Depolama: 20 GB kullanılabilir alan

The Surge 2 inceleme

The Surge 2 inceleme sonucu nedir?

The Surge 2 inceleme yazısının da sonuç kısmına geldik. Ben, oyunu PC platformunda oynamış olduğum için PC platformunda göre değerlendireceğim. Öncelikle, her zamanki gibi fiyat etiketine göz gezdirelim. Oyunun Steam platformundaki mağaza sayfasına göre 190 TL gibi bir fiyat etiketi bulunmakta. Dolar bazında ise 49,99 dolar olarak görünmekte. Günümüz oyunlarının 309 TL gibi fiyat etiketlerine çıktığını düşünürsek, fena sayılmayacak bir ücret denilebilir. Tabii, 60 dolarlık Gears 5'ın 92 TL'ye satılması da hala aklımızda bulunan adamlığın zirvesi.

Performans konusu her ne kadar çok canımı sıkmış olsa da, tahminen gelecek güncellemelerle düzelteceklerdir. Bu yüzden, problem etmeyeceğim burada. Oynanış açısından gerçekten çok keyif aldığımı belirtebilirim. Sunduğu dövüş mekanikleri ve tatmin olma hissiyatı, vazgeçilmez tutkularımdan bir tanesi oldu. Bugüne kadar oynamış olduğum en iyi oyun diyemem elbette fakat eğer bir puan verecek olsaydım bunun 80 civarlarında olacağını da belirtebilirim. Dark Souls için muhteşem bir alternatif olarak gösterebilirim.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.