Geçmişi öyle bir gözden geçirince, 20 yıl öncesinin oyun zevkleriyle, günümüzdeki tercihlerin arasındaki farkı şaşırarak izlememek elde değil. Unutulamayan video oyunu türleri değişiyor, çeşitleniyor, birkaç tür yok olurken, farklı oyun türleri ortaya çıkıyor. İncelemesini yapacağımız Spellsworn oyunu da bu evrilmiş türlerin devamı niteliğinde bir yapım. Bu oyuna; eski zamanların, gerçek zamanlı stratejilerinin veya izometrik rol yapma oyunlarının son halkası diyebiliriz. Aslında, zaten değişen ve League of Legends gibi geniş çaplı kitlelere ulaşan bir türün daha farklılaştırılmış bir hali karşımızda. Oyuncuların, bilgisayar ya da oyun konsolları başında daha az vakit geçirmek istemelerinin sonucunda ortaya çıkan bir kısaltılmış sürümü de denebilir. Türünün ne olduğunu çözmekten çok, oyunun içeriklerine geçelim isterseniz. Anlattıkça daha iyi anlaşılacak ve oyun hakkında daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkarmanıza çalışacağız.
Ne yapıyoruz bu oyunda?
Bir karakterimiz var, oyun başlıyor, özellikler alıyoruz ve diğer oyuncularla çevrim içi savaşıyoruz. Spellsworn oyunu özetle bu. Diğer benzeri türlerden bahsetmemeye çalışacağım. Nasıl olacak bilmiyorum ama bu türde bir oyunla ilk kez karşılaşıyormuşuz gibi anlatmayı deneyeceğim bu inceleme yazısında ama örnek vermeden de olmayacak gibi görünüyor. En iyisi kısaca; Diablo ile League of Legends oyunlarının sınırlı bir alanda, çevrimiçi maçlarının yapılması gibi bir oyun hayal edin deyip, devam edeyim. Bizi bir adaya atıyorlar. Etrafımızda lavlar ya da zehirli sıvılar bulunuyor. Tek bir karakteri fare yardımıyla yönetiyoruz. Vuruş yapmak istediğimiz özelliği ise klavyedeki tuşlardan seçiyoruz.
İzometrik kamera açısıyla yönettiğimiz karakterimize özelleştirmeler yapma imkanımız var. Bunlar genelde renk gibi kozmetik göstergeler ama yine de bazı zamanlarda işe yarıyor. Maçları adalarda yaptığımızdan bahsettim. Bu adalar, müsabakaların ilerleyen saniyelerinde gittikçe küçülmeye başlıyor ve oyuncular birbirlerine daha yakın olmak durumunda kalıyorlar. Yakın olunca darbelerin gerçekleşmesi de kaçınılmaz oluyor. Ayrıca Spellsworn oyunun önemli bir noktası, rakipleri adanın, yani arenamızın dışarısına atabilmek. Böylelikle rakibin can barının hızlıca erimesi sağlanabiliyor. Tabii onlar da sizi arenanın dışına attığında pek hoşlanmıyorsunuz bu durumdan.
Taş yok yok mu taş?
Müsabakalar başlamadan önce bize seçmemiz için; hiç de az olmayan seçenekler sunuluyor. Bu seçenekler vasıtasıyla saldırı, savunma, alan atışları, yararlı hareketler ve yolculuk için kullanacağımız ögeleri seçebiliyoruz. Her ögeden istediğimiz kadar seçilmiyor tabii. Toplamda 8 adet, ekranın en alt kısmında bulunan seçenek kutucuklarımız var. Bunları doldurana kadar tercihler yapabiliriz. Maçlar son kişi kalıncaya kadar devam ediyor, her maç sonrasında verilen puanlarla yeni ögeler alabiliyoruz veya seçtiklerimizi geliştirebiliyoruz. Ayrıca memnun olmadıklarımızı satarak yerine farklı bir seçenek yapabilmemiz mümkün. Oyunun başında bize verilen parayla yaklaşık 4 öge seçebiliyoruz. Her maç sonrası artan paramızla, rakiplerin kullanımlara göre bunları değiştirebilir veya geliştirebiliriz.
Verilen seçenek sınıflarından, belirli miktarlarda seçim yapılabiliyor. Şöyle anlatayım; aşağıdaki 8 haneli kutucuklarımızın hepsini saldırı veya savunmayla dolduramıyoruz. Saldırı için 3, savunma için 1 birimlik öge seçilebiliyor. Alan saldırısı için yine bir birim seçebilirken, yararlı hareketlerden 4 birim ve yolculuk için ise yine tek birimlik ögeleri seçebiliyoruz. Belirttiğim gibi oyundaki stratejimize, rakibin uyguladıkları tekniklere göre bu seçenekler değiştirilebilir. İşe yarayanlar ise belirli bir oranda geliştirilebilir. Gücüne ve durumuna göre kullandığımız ögelerin, bir yeniden doluş süresi var. Birkaç saniye içinde doluyorlar ama yoğun saldırı anlarındaki zamanlamamız, oyunun temel kazanım noktası haline geliyor.
Tabancamı getirin bana, o da mı yok?
Kullandığımız saldırı ögelerinden kısaca bahsedersek, oynanış, biraz daha akıllarda yer edecektir. Toplamda 3 adet saldırı tipi ekleyebiliyoruz demiştim. Bunların isimleri; Bouncer, Chakram, Crescent, Fireball, Frostbolt, Homing, Magic Missile ve Shock. Çoğunun isminden de anlaşılıyor ne oldukları ama birkaç örnek verecek olursak; Crescent, kuş şeklinde eğimli bir atış yapmamızı sağlarken, Chakram, rakibe gidip sonra etrafımızda dolaşmaya başlayan topçukçar fırlatıyor. Fireball ve Frostbolt atışlarını söylemeye gerek yok zaten, seçtiğimizde ateş ve buz atıyoruz. Homing, acemi oyuncular için en ideali olabilir, rakibi takip eden mor bir büyü fırlatmamızı sağlıyor. Shock ise biraz daha kısa menzilli bir atak ve biz ile rakip arasında elektrik akımı oluşturuyor. Bunların her birisinin, menzili, rakibe etkisi, alım ve geliştirme fiyatı farklılık gösteriyor. Oyuncular oynadıkça kendisine en uygun donanımı bulacaktır.
Saldırı ögelerinden bahsettik ama oyunda saldırıdan ziyade savunma yapabilmek de çok önemli. Zira, yukarıda belirttiğim gibi, adamızın dışına çıkmamız, bir de uzak bir noktasına fırlatılmamız çoğu zaman felaketimiz olabiliyor. Adanın yani savaş alanımızın dışına ögelerinin isimleri; Counter Pulse, Energy Shield, Lockdown, Phase Shift, Rock Pillar, Time Anchor ve Windwalk. Yine uzun uzun hepsinden bahsetmeyelim. Oyuncular zaten kendi tarzlarına uygun savunma özellikleri seçip kullanacaktır ama genel anlamıyla önümüze darbeyi önleyecek engel oluşturma veya bizi karmaşadan uzağa çekme gibi farklı özelliklere sahip olduklarını belirtelim.
Başımıza taş yağacak...
Spellsworn ile yapacağımız maçlarda kullanılacak bir başka özellik ise alan etkili vuruşlar. Bunlar vasıtasıyla, özellikle düşmanlarımızın birbirine yakın olduğu anlarda, birden çok kişiye zarar vermemiz mümkün oluyor. Tabii dikkatli olmadığımız takdirde, rakibimizin alan etkili atışlarından biz de zarar görebiliyoruz. Atışlar etkileyeceği alan, bir işaretle belli oluyor. İmkanımız varsa o bölgeden kaçmamız en mantıklısı olacaktır. İsimleri; Gravity, Lighting Strike, Meteor ve Acid Pool olan alan etkili atışların en önemli özelliği rakibi veya sizi uzağa fırlatmaları. Uzağa kelimesiyle kastım da savaş alanının dışı oluyor ki defalarca belirttiğim gibi en sıkıcı durum bu. İsimlerinden, nasıl bir şekilde geldikleri anlaşılıyordur zaten, mesela, Meteor ile başlıkta da gördüğünüz üzere başımıza taş yağıyor desek yalan olmaz. Meteor ile birkaç oyuncu büyüklüğündeki bir meteor o bölgeye düşüyor ve hem zarar veriyor hem de oyuncuları uzağa fırlatıyor.
Seçeneklerimize en çok eklenebilecek olan ögeler, yararlı özellikler oluyor. Tam dört tane seçebildiğimiz ögelerin adları; Chain Hook, Dimension Gate, Speed Boost ve Fetch. Bu özellikler sayesinde savaş alanında hızlıca konum değiştirebilir ya da rakiplerinizi yerlerinden oynatabilirsiniz. Bu ögelerin; savaş alanındaki tehlikeli bölgelerden veya atışlardan kaçmakta, rakiplerimizi bu tehlikeli bölgelere itmek konusunda stratejik önem taşıdığının altını çizelim. Spellsworn oyunundaki bir diğer öge grubuysa yolculuk ya da yer değiştirme diye tabir edebileceklerimiz. Bunlarla atışlardan, alan etkili patlamalardan ya da ada dışına düştüğümüzde tekrar oyun alanına girmek konusunda faydalanabilirsiniz. İsimleri; Blink, Charge, Swap Ball ve Side Step.
Kolay gibi görünüyor ama oynayabilir miyiz bu oyunu?
Spellsworn; oynaması kolay ama alışması zor, diye tabir edebileceğimiz bir video oyunu. İlk kısımlarda belirtiğim gibi genel hareketlerimizi fare yardımıyla yapıyoruz. Sağ tuş ile arenada gitmeyi istediğimiz yeri işaretlerken, sol tuşla seçtiğimiz atışları, savunma ögelerini ya da diğer özelliklerimizi kullanıyoruz. Fare imlecini ekranın kenarlarına götürmek, kamerayı hareket ettiriyorken, ortadaki tekerlek tuşuyla da yakınlaştırıp uzaklaştırma yapmamız mümkün oluyor. Seçeneklerimiz en alttaki kutucuklara sıralanırken, klavyedeki Q, W, E, R, A, S, D, F tuşları, seçim yaptığımız ögeleri kullanmamıza yarıyor.
Savaşlar ani geliştiğinden, alanın yakınlığı atışların isabeti için faydalı oluyor. Bu yakınlık diğer rakiplerin takibini zorlaştırabilir ama. Aynı anda hem hareket ederek hem de isabetli atışlar yapabilmemiz için de biraz deneyim gerekiyor açıkçası. Bir de arenadaki her karakter birbirinin aynısı olduğundan, bazı noktalarda kendimizi karakterimizi, diğerleriyle karıştırmamız gibi durumlarla karşılaşabiliriz. Klavyedeki birimleri iyi bilinmeli ve zamanlamalar doğru tercih etmeli ki bunun için de biraz oyun deneyimi şart oluyor. Benzer video oyunlarından alışkın olan oyuncular, kısa sürede hakim olacaktır.
Adamlarınızı toplayın, gelin, kapışalım.
Oyunun, 1’e 1, 2’ye 2, 3’e 3 oynanış seçenekleri bulunuyor. Dileyen oyuncu istediği biçimde eşli veya tekli olarak müsabakalara katılabilir. Alışılabildiği takdirde eğlenceli de olacaktır ama kontrolleri biraz dikkat istiyor. Seçilen ögelerin yerlerini karıştırmak, sürelerinin dolmasını beklemek, bazı karmaşa anlarında sıkıntılı durumlar oluşturabilir. Saniyenin onda birlik dilimini beklemek yerine, başka atışı, yanlış anlarda kullanmaksa oyuncuları, oyundan soğutacaktır. Maçlar ilerledikçe, adanın etrafındaki alanın merkeze doğru gelme hızı da artıyor. İlk müsabakalar daha geniş alanlara yayılırken sonlara doğru alan daralmasının hızlanması, bazı oyuncuların hoşuna giderken, bazılarını rahatsız edebilir.
Grafikler ve seslerin Spellsworn oyunu için hayati önemi olmamasına rağmen, özenle hazırlandığını söylemek lazım. Unreal Engine 4 ile geliştirilen oyunun grafikleri ve sesleri rahatsız etmiyor. Arenaya hakim olan oyuncular ayakta kalırken, akıcı bir oyun deneyimi sunulduğunu söyleyebilir. Alışıldığı takdirde uzun süre oynanabilecek bir oyun olan Spellsworn, Türkiye Steam mağazası üzerinden dijital olarak ücretsiz bir halde erken erişim sürecinden çıkmış durumda. Oyunla ilgili yenilikler ve güncelleştirmeler sürekli olarak gelecektir.
Spellsworn alınır mı, yoksa zaman kaybı mı?
Oyunun erken erişim sürecinden çıkmış olması, alabileceği eleştirileri önlemek için iyi bir yöntem ama oyunu oynamak için, türü sevmek ve alışmak gerekiyor. Oyun ücretsiz olsa da her oyuncunun karmaşık yapıdaki mücadeleci bir oyuna balıklama atlaması mümkün değil. Açıkçası, oyun modlarının çeşitliliği de biraz sıkıntılı olduğunu söyleyebilirim. League of Legends oyununa aşinalığı olanlar, biraz daha kısa süren maçları tercih edenler için bir alternatif. Oyun, herkese aynı keyfi vermeyecektir.
