Avatar
Yazar: Kaan GEZER, Editör Yazım tarihi: 20.05.2014

Wolfenstein serisinden bir oyunu, hayatımızın bu gününe kadar mutlaka 1 kez bile olsa görmüşsünüzdür. 1990 senelerinde gördüğünüz o Wolfenstein oyunları gelişti, gelişti ve karşımıza yeni bir oyun, Wolfenstein: The New Order olarak tekrar geldi.

wolfenstein-the-new-order-helmet-wallpaper-1

MachineGames'in geliştiriciliğini ve Bethesda Softworks'ün de dağıtım işlerini üstlendiği Wolfenstein: The New Order, Avrupa'nın 1960'lı yıllarında geçiyor."1960 dediğime bakmayın, etrafta robot yaratıklar geziyor!". Oyunun geçtiği dönemde Nazi'ler 2. Dünya Savaşı'nı kazanıyorlar ve serinin diğer oyunlarından da hatırlayacağınız William "B.J." Blazkowicz ile birlikte Nazi'lere bir saldırı yapıyoruz.

Biraz da oyunun menüsünden bahsedelim

Ön metinimizi çok da fazla uzatmadan oyuna geçmek istiyorum. Wolfenstein: The New Order'ı açtığımızda güzel bir arkaplan müziği ile sade bir ana menü karşılıyor bizleri. Ana menümüzde yeni oyuna başlayabileceğimiz "New Game" sekmesi, daha önceden oynadığımız bölümleri tekrar oynayabileceğimiz "Chapters" sekmesi, oyunun  ayarlarını değiştirebileceğimiz "Options" sekmesi ve oyundaki ekstra içeriklere göz atabileceğimiz "Extras" sekmesi bulunuyor.

Ekstra içerikler demişken, oyunda toplayabileceğiniz bir çok ekstra öge var. Toplayarak yeni özellikler açabileceğiniz "Enigma Codes" bu ögelerden en önemlisi. Bunun dışında oyunda altın eşyalar, konsept görseller, karakter bilgileri, yazılı metinler ve ses kayıtları da toplayabiliyorsunuz fakat bunlar oyunda ekstra bir içeriğe eriştirmiyor sizleri. Sadece oyun ve karakterler hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmanıza olanak veriyor. Ayrıca yine Extras sekmesinden ulaşabileceğiniz istatistikler bölümünde de performansınızın detaylı istatiklerine ulaşabilirsiniz.

Wolfenstein-The-New-Order-artworks-illustrate-mechanical-beast-Panzerhund-Ready-to-patrol-the-shore-is-the-46-Panzerhund

Gelelim Options, yani ayarlar sekmesine. Ayarlar sekmesi de kendi içerisinde oynanış, ses, görsel ve kontroller olmak üzere 4'e ayrılıyor. Oynanış alt sekmesinde sadece 2 adet ayar görünüyor, bunlar eğitici mesajları açma/kapama ve toplanabilir eşyaları göster/gösterme olarak ayrılıyor. Eğer oyunu yardımsız bir şekilde oynamak istiyorsanız, bu ayarları kapatmak sizin yararınıza. Bunların dışında zaten kontroller, sesler ve grafik ayaları bölümü herkes tarafından biliniyordur. Özellikle grafik ayarları bölümünden gayet detaylı bir şekilde oyununuzun ayarlarını yapabiliyorsunuz.

Oyuna giriş yapmadan önce göz atmamız gereken 1 sekme daha kaldı, Chapters yani bölümler sekmesi. Bu sekmeden oyundaki tüm bölümleri görebiliyorsunuz, tabiki oynamadığınız bölümler kilitli olarak görülüyor. Eğer daha önceden oynadığınız bir bölümde toplamadığınız veya kaçırdığınız toplanabilir eşyalar kaldıysa, bu sekmeden o bölüme tekrar geri dönebilir ve toplanabilir eşyaları bulup, alabilirsiniz. Zaten her bölümün altında, koleksiyon eşyalarından hangisini alıp, hangisini almadığınız görülüyor.

Tabiki de bu oyun sadece menüden oluşmuyor!

Menülere de detaylıca baktıktan sonra, yavaş yavaş oyuna giriş yapıyoruz. Öncelikle bizden zorluk seviyesini seçmemiz isteniyor. Burada her türden oyuncuya yönelik zorluk seviyeleri bulunuyor. Wolfenstein serilerinde yeni olan oyuncular için, "Can I Play, Daddy?" seçeneği, "Oyunu biliyorum da beni zorlamasın." diyen oyuncular için, "Don't Hurt Me." seçeneği, ortalama seviye oyuncular için, "Bring'em On!" seçeneği, daha deneyimli oyuncular için, "I'm Death Incarnate!" seçeneği ve  Allah'ını kaybetmiş oyuncular için ise, "Über" seçeneği bulunuyor.

f7vdsptqhsmsbtmojtwi

Bize en uygun olan zorluk seçeneğini seçip, "Tabiki de Über!" oyunumuza başlıyoruz. Diğer bir çok oyunda olduğu gibi, Wolfenstein: The New Order'ın da ilk bölümünde yavaş yavaş hikeyeye adapte oluyoruz, aslında çaktırılmadan eğitim görevlerini yapıyoruz. Wolfenstein: The New Order'da sadece senaryo modu olduğu için, oyunun bu modu oldukça detaylı bir şekilde geliştirilmiş.

Öncelikle oyundaki zırh ve can sisteminden bahsetmek istiyorum. Wolfenstein: The New Order'da da serinin diğer oyunlarında olduğu gibi canımızı veya zırhımızı çeşitli eşyalar ile dolduruyoruz. Canımızın veya zırhımızın kendi kendine dolma gibi bir durumu yok. Ayrıca oyundaki silah envanterimiz de sınırsız diyebiliriz. Bulduğumuz silahları tek el olarak veya çift el olarak kullanabilmemiz mümkün kılınmış. Tabiki iki elimize de silah alabilmemiz için, aynı silahtan 2 adet bulundurmamız gerekiyor. Tabi bu silahlar tek başına bir işe yaramıyor, karakterimiz yerde kayarak etrafına ateş edebiliyor. Hatta kapıların alttaki boşluklarına özel bir şekilde eğilip, insanları vurabiliyoruz. "Tabi görebildiğimiz kadarını..."

Wolfenstein: The New Order'da dikkatimi çeken bir başka olay ise bazı bölgelerde bulunan komutanların alarm sinyali vermesi oldu. Eğer siz o bölgenin komutanını sessiz bir şekilde veya alarma gidemeden öldürürseniz o bölgeyi temizlemek sizin için daha kolay bir duruma giriyor. Eğer yetişemesseniz, alarm çalmaya başlıyor ve siz o alarm çalan komutanı öldürmediğiniz sürece de, normalden daha fazla Nazi gelmeye devam ediyor.

 

Bölgeler demişken biraz da savaş alanlarından bahsedelim. William "B.J." Blazkowicz ile birlikte bir çok farklı türde savaş alanında silahlarımızı konuşturuyoruz. Çok dar koridorlardan, çok geniş ve açık savaş alanlarına kadar neredeyse her türde savaş alanında savaşma imkanı buluyoruz Wolfenstein: The New Order ile.  Tabiki bu savaş alanlarında kafalarına sıktığımız Nazi'lerde değişiklik gösteriyor. Bu konuda Wolfenstein: The New Order oldukça başarılı çünkü bir çok farklı türde düşmanımız oluyor. Hatta bazı düşmanlarımız, 2 Nazi'nin kombinasyonu ile ortaya çıkmış bile olabiliyor. Doom serilerinden de hatırlayacağınız tarda düşmanlar üzerimize dalga dalga saldırabiliyor.

Bir de Nazi'leri öldürürken, onları öldürme stillerimiz var. Kimimiz sessiz bir şekilde yoluna devam etmek isterken, kimimiz de ortalığı dağıtmak istiyor. Wolfenstein: The New Order bu konuda da oldukça başarılı bir iş ortaya çıkarmış. Oyunda  William "B.J." Blazkowicz için açabileceğimiz farklı yetenekler oluyor. Bu yeteneklerin tümü gizlilik ve savaş yeteneklerine dayalı olarak seviyeli bir şekilde açılıyor. Her yeteneği açabilmeniz için, o yeteneğin görevini yapmanız gerekiyor. Mesela Nazi'leri gizlilik unsuruna dayanarak öldürmeye başladığınızda gizlilik yetenekleri birer birer sizin için açılmaya başlıyor. Ayrıca her bölüm içerisinde silahlarınızı geliştirmeniz için imkanlar da tanınıyor. Bu geliştirmelerin tümü oyunun sonuna kadar sizinle birlikte kalıyor.

Günümüzde bir çok insan için grafikler de önemli, değil mi?

Wolfenstein: The New Order beni oynanışı ile etkilemeyi gerçekten başardı. Son dönemlerde FPS oyunlarından biraz soğusam da bu inceleme yazısını bitirdikten sonra rahat rahat Wolfenstein: The New Order oynamaya devam edeceğim. Bu isteğimin arkasında oynanış kadar grafiklerin de etkisi oldu tabiki.

Wolfenstein: The New Order'ın karakterler üzerindeki kaplamaları, çevre kaplamaları, çevre detayları, patlama ve buna benzer efektleri gayet tatmin edici, hatta gayet güzel denebilecek bir seviyede. Grafikler hakkında çok fazla teknolojik detaylara girmek istemiyorum fakat "Oyunu oyun yapan grafiktir!" diyen arkadaşlar eğer son seviye ayarlarda oynarlarsa, onlar için çok tatmin edici bir performans sergileyecektir oyun. Eğer benim gibi, "Oyunu oyun yapan grafik değildir de, ucundan da görelim abi grafikleri!" diyen arkadaşlar için de her ayar seviyesinde gayet tatmin edici bir oyun olabilir. Şayet ben tüm grafik ayarlarında oynadım ve en düşük seviyede de gayet hoş görüntüler alabiliyorsunuz.

url

Grafiklerin dışında tabiki sesler de önemlidir, özellikle silahlı oyunlarda. Wolfenstein: The New Order'da karakter seslendirmeleri ortalama bir seviyede tutulmuş fakat siz savaşırken arka plandan gelen sesler sizi gerçekten bir savaş alanına sokmaya yetiyor. Bir kaç bölümde savaş alanları gerçekten sessizdi, olmaması gereken bir sessizlikti. Fakat bu sessizlik, oyunun genel seslerine çamur atacak kadar göze batmıyor. Tabi bu geriden gelen sesler haricinde, bir de savaş makinelerimizden çıkan sesler var. Oyunun silah sesleri ne çok mükemmel ne de çok vasat. MachineGames, silah seslerini de karakter seslendirmeleri gibi orta seviyede tutmayı başarabilmiş. Genel olarak oyunun seslerine kötü diyemeyiz "Mazallah başımıza taşlar yağar." fakat mükemmel de diyemeyiz.

Genel olarak Wolfenstein: The New Order çok Nazi'liydi!

Wolfenstein 3D, Wolfenstein: Enemy Territory, Wolfenstein derken Wolfenstein: The New Order'da geldi. Geniş silah yelpazeleri, bir o kadar geniş türde savaş alanları, düşmanlar, dostlar, gardaşlar derken yine Nazi'lerin kafalarına kafalarına sıktık. Bu durumda Wolfenstein: The New Order oynamamanız için herhangi bir sebep göremiyorum ben. Zaten artık FPS tarzı oyun sevmeyen insan pek kalmadı. Kalanlarda zaten bakanlık tarafından koruma altına alındı...

Blazkowicz-rises-up-against-the-Nazis-in-this-Wolfenstein-The-New-Order-E3-trailer

2. Dünya Savaşı'nı Nazi'ler kazansaydı, Avrupa'nın hatta dünyanın hali nasıl olurdu? Alın bir Wolfenstein: The New Order, bu sorunun cevabını kendiniz bulun.

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.