2014 senesinde çok büyük beklentiler ile Watch Dogs çıkışını gerçekleştirmişti. Oyun dünyasının geneli bu oyunu beğenmezken, sanıyorum ki sadece ben beğenmiştim. Her neyse, ilk oyun ardından herkes 2. bir Watch Dogs göreceğini biliyordu. Bu yüzden Ubisoft'a yalvarıldı, Watch Dogs 2, ilk oyun kadar kötü olmasın diye. 15 Kasım 2016 oldu, yeni oyun çıktı. Peki, Ubisoft gerçekten bu sefer yapabildi mi oyunu? Sanıyorum ki bu sorumuzun cevabını inceleme yazımız ile birlikte öğrenebileceksiniz. Bakalım Ubisoft nasıl bir iş çıkartmış Watch Dogs 2 ile?
İşte başlıyoruz!
Karakterler ne durumda?
İnceleme yazıma öncelikle senaryo ve karakterlerden bahsederek başlamak istiyorum. Fakat merak etmeyin, senaryodan o kadar detaylı bahsedip, spoiler vermeyeceğim. Öncelikle, ilk oyundan hatırladığımız birçok şey, 2. oyunda da varlığını sürdürüyor. Blume, DedSec ve CTOS gibi şeyleri kast ediyoruz tabii ki. İlk oyunda CTOS'in ilk sürümünü alt etmemiz ile birlikte, CTOS 2 çıkıyor ve bu sefer de San Francisco'da, teknolojinin başkentinde bu işletim sistemine karşı savaşıyoruz. Ana karakterimiz Marcus Holloway ve oyunun en başında DedSec'e katılmaya çalışıyoruz, amacımız tabii ki Blume ve CTOS'yi tamamen yok etmek. Senaryonun geri kalanında da ana ve yan görevleri tamamlayarak ana hedefimize ulaşmaya çalışıyoruz. Bu hedefimizde, takipçi toplamamız en önemli olay. Çünkü Blume'u devirmek için öncelikle halkın bizim tarafımızda olması gerekiyor, değil mi?
Karakterlerden bahsedecek olursak, oyunun karakterleri gerçekten eğlenceli ve ilk oyundaki o kasvetli hava yok. Ayrıca karakterler bu sefer ilk oyuna göre çok daha hatırlanabilir insanlar. Evet, ilk oyundaki karakterler de unutulmaz karakterlerdi ama bu sefer, çok daha unutulmazlar ve kendilerine özel, benzersiz kişilikleri var. Fakat bu oyundaki ana karakterimiz ile ilk oyundaki ana karakterimiz arasında çok büyük bir fark var. Bu oyundaki karakterimiz kesinlikle çok daha başarılı bir şekilde geliştirilmiş ve oyun içerisine eklenmiş. Ayrıca şehrin teması, renk paleti ve eğlencesi ile de kesinlikle uyuşuyor karakterimiz. Diğer karakterler de aynı şekilde tabii. Yani toparlamak gerekirse, ilk oyuna göre karakterler ve senaryo gerçekten olmuş. Tabii kusursuz bir senaryo ve karakter ekibi beklemeyin. Yine de dediğim gibi, ilk oyuna göre çok büyük bir gelişim var.
12 saat boyunca Watch Dogs 2 oynayınca ben.
Görevler eskisi gibi sıkıcı değil.
Bir önceki paragrafımda karakterlerden ve senaryodan bahsetmiştim. Şimdi de senaryoya bağlı olan bir şeyden bahsetmek istiyorum: Görevler. Watch Dogs 2 ile karşımıza gerçekten güzel tasarlanmış görevler çıkıyor. Oyunda hem eşli çevrim içi görevler bulunuyor, hem ana görevler, hem de yan görevler bulunuyor. Bu yan görevler hem ana karakterler tarafından verilebiliyor, hem de şehir içerisine serpiştirilmiş insanlardan alınabiliyor. Bu ana ve yan görevlerde şu ana kadar ben kendini tekrar eden hiçbir şey görmedim ve bu beni gerçekten çok şaşırttı. Çünkü ilk oyun gerçekten kendini sürekli tekrar ediyor. Ha tabii bu oyunda da kendini tekrar eden şeyler bulunuyor: Aktiviteler. Fakat bunların da kendini tekrar etmesi çok doğal çünkü açık dünya bir oyundayız ve bu aktiviteler de birbirinden benzersiz olabilecek tipte değil. Bir kart veya drone yarışını nasıl birbirinden benzersiz yapabilirsiniz ki?
Bahsettiğimiz bu ana ve yan görevlere, 1'den fazla şekilde yaklaşabiliyoruz. Bana soracak olursanız, oyun sizi tamamen gizlilik üzerine yönlendirmeye çalışıyor fakat sadece hack yolu ile de görevleri bitirebiliyorsunuz. Eğer dilerseniz, elinizdeki silah ile herkese sıkarak da bitirebiliyorsunuz görevleri. Fakat bu noktada bir problem var, oyundaki silahlar ile alakalı olan her şey çok kötü hissettiriyor. Yani ateş ediyorsunuz ama sanki boncuklu silah ile sıkıyorsunuz. Ne silah sesi ses, ne de vuruş hissi doğru düzgün. Bu konuda, silahlarla ben bu oyunu oynarım derseniz, sizin için sadece üzülebiliriz. Çünkü Ubisoft tamamen hack ve gizlilik üzerine kurmuş gibi görünüyor bu oyunu. Küçük bir karşılaştırma yapmak gerekirse, ilk oyundaki silahlar ile alakalı olan her şey kat ve kat daha güzeldi.
Orada, "Dokunmayınız." yazıyor da, öyle dersen ben dokunurum.
Sürüş yine, yine berbat.
İlk Watch Dogs'daki araba sürüşünü herkes hatırlıyordur. Tabii herkes kötü hatırlıyordur bu araba sürüşünü. Fakat o bildiğimiz arcade idi. Yani, kötü değildi. Hatta başarılı bir arcade idi. Eğer kötü bir araba sürüş görmek istiyorsanız Watch Dogs 2 oynamanız yeterli. Çünkü oyunun sürüş mekanikleri, hatta arabalar ile alakalı olan her şeyi, gerçekten berbat. Ubisoft'u anlamak lazım, bu oyun tamamen araba sürmeye odaklı değil, bu yüzden firmanın çok fazla önemsemesine gerek yok fakat bu kadar da kötü bir sistem gerçekten yapılmaz yahu, ayıptır. Araba kullanımı inanılmaz kötü, hasar mekaniği zaten yok gibi bir şey. Sanki oyuncak araba sürüyormuş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Mesela, motosiklet ile giderken sağa sola çarpmaktan korkmanıza gerek yok çünkü o karakter, ne yaparsanız yapın; o motordan düşmüyor. Araba çarpışmalarında, arabalar sekiyor, birbirlerini geri atıyorlar. Değişik bir şey oluyor yani.
Ubisoft'un sürüş sistemini basit tutmaya çalışmasının nedeni, araba içerisindeyken hack yapabiliyor, ateş edebiliyor olmanız belki de. Evet, ilk oyunda ateş edemiyordunuz fakat 2. oyunda araçtan ateş edebiliyorsunuz. Ha, ne kadar çok kullanırsınız bilmiyorum. İncelememin şu satırlarını yazarken, bayağı bir oynadım oyunu fakat sadece şu satırı yazabilmek için ateş ettim. Pek kullanmıyorsunuz yani. Çünkü arabaya binmek istemiyorsunuz, kötü bir his tabii. Buna karşılık, arabadan yapılan hack işlemleri, ilk oyundaki gibi ama daha detaylı. Artık yoldaki araçları kontrol edebiliyoruz, trafik lambalarına farklı işlemler yapabiliyoruz, yerdeki kanalizasyon sistemlerini kontrol edebiliyoruz. Aslına bakarsanız, sadece arabadan yapılan hack işlemleri değil; genel olarak tüm hack işlemleri detaylandırılmış durumda. Nasıl mı?
Aiden'ı görünce tüylerim diken diken oldu...
Hack işlemleri nasıl peki?
Oyunun temelinin hack yapmak olduğunu göz önünde bulundurursak, hack işlemlerinin güzel ve detaylı olmasını bekleriz oyundan. Bana soracak olursanız, beklediğinizi de alıyorsunuz. Öncelikle, bir önceki oyundaki tüm hack işlemleri aynen bu oyuna geçirilmiş sanırım. Herhangi bir eksiklik bulunmuyor. Bunun üzerine bir de ekstra hack işlemleri eklenmiş. Mesela artık insanların üzerine polis veya düşman gangster ekibinden birini veya tüm ekibi salabiliyorsunuz. Bu neden bahsetmeye değer? Çünkü öncelikle çok eğlenceli. Ayrıca oldukça kullanışlı. Mesela düşman bir bölgeye gireceksiniz fakat içerisi çok kalabalık. Oradaki düşmanlardan birinin profilini değiştirin, onu bir terörist yapın ve polisler ile gangsterlerin çatışmasını izleyin. Hatta onlar çatışırken, siz gizlice işinizi yapın ve çıkın. Bu kadar basit, hem de etkili. Tüm bunlar dışında, sadece hack işlemlerimiz insanlar üzerinde etkili olmuyor. Artık akıllı robotları ve araçları da kontrolümüz altına alabiliyoruz. Kim istemez ki sürücüsüz bir araç ile milletin üstüne sürmek?
Hack işlemleri genel olarak oldukça başarılı fakat ilk oyunda oldukça eğlenceli olan bir şey, bu oyuna kötü bir şekilde taşınmış. İlk oyunda, bazen evlere filan sızarken içerisine düştüğümüz boru bulmacasını eminim hatırlıyorsunuzdur. Boruları doğru yere çevirerek, akımın istenilen yere gitmesini sağlıyorduk. İlk oyunda bu işlem özel bir ekrandan yapılıyordu. Sanki bir PC içindeymiş gibi. Fakat bu oyunda o borular tamamen oyun dünyasına eklenmiş. Yani o boruları, bulmacayı çözmek istediğiniz zaman yolların üstünde, binaların duvarlarında filan görebiliyorsunuz. Bu bulmaca tarzını aslında ilk oyunda kimse sevmemişti, ben sevmiştim. Bu oyundaki hali ise ben sevmedim arkadaş. Bana soracak olursanız, bulmacanın bu hali çok sinir bozucu ve gereksiz zor olmuş. Bu tür bulmaca sahneleri bence bu kadar zorlaştırılmamalı.
Oyun içerisinde bu şekilde etkilenebileceğiniz çok şey var.
Yan aktiviteler de aslında oynamaya değer.
Şimdi, daha önce sanırım oyundaki aktivitelerden bahsetmiştim. Fakat bu sefer o aktivitelere daha detaylı girmek istiyorum. Çünkü gerçekten detaylı bahsetmeye değer aktiviteler var. Mesela, DriverSF. Bu aktivite aslında Uber benzeri çalışıyor. Uygulamadan bazı insanlar, onları belli başlı yerlere bırakmanızı istiyor ve karşılığında da sürücü profiliniz gelişiyor, incelemeler alıyorsunuz. Peki, bu aktivite neden eğlenceli? Çünkü bu uygulama ile yapacağınız tüm görevler, birbirinden benzersiz. Bazı görevde yavaş gitmeniz isteniyor, bazı görevde araba arıyorsunuz, yük bırakıyorsunuz, gizli gizli gidiyorsunuz vesaire. Evet, böyle söyleyince aktivite biraz basit gibi gözüküyor fakat her sürüşte farklı bir hikaye ile karşılaşıyorsunuz. Bazen de görev sonunda sizi sürprizler bekliyor. DriverSF haricinde, ScoutX diye bir uygulamamız da var. Bu uygulama sayesinde şehrin önemli yerlerine gidip, fotoğraf çekiyoruz. Bu fotoğraf sosyal medyada yayımlanıyor ve açıkçası yorumları okumak, beğenileri görmek oldukça hoş. Ayrıca bunları yaparak oyun içi ödüller de kazanabiliyorsunuz.
Aktvitelerden hemen 3 boyutlu yazıcımıza geçmek istiyorum. Evet, oyunda kendimize ait 3 boyutlu yazıcımız var. Bu yazıcı sayesinde kendimize silah yapabiliyoruz. Ayrıca her silahın belli başlı desenleri oluyor. Bu desenler, hem görevlerden gelebiliyor; hem de açık dünyada gezerek yeni desenler bulabiliyorsunuz. Peki, bu yazıcı neden önemli? Çünkü bu yazıcı ile kendi drone cihazımızı da yapabiliyoruz, jumper cihazımızı da. Zaten bu iki cihaz, oyunu oynarken kilit niteliğinde. Genel olarak bu yazıcının oyun içine çok etkisi olmasa da, çünkü silahları bir silah satıcısından da alabilirdik, güzel bir dokunuş olmuş Ubisoft tarafından. Ayrıca, silahları kendimiz yapsak da yine de para ödemek durumda kalıyoruz. Tabii malzemeler bedava gelmiyor.
Şehrin, hatta dünyanın en popüler köprüsü, böyle daha güzel oldu bizce.
Yalnız başınıza sıkılmayın, çoklu oyuncu modu da var.
Bu tür oyunlarda aslında çoklu oyuncu modlarından ben pek hoşlanmıyorum. Mesela ilk Watch Dogs oyunundaki çoklu oyuncu modlarını sadece oyunun çıktığı ilk ay oynayabilmiştim. Sonrasında beni sıktı o modlar. Kendimi senaryo modunda buldum. Açıkçası Watch Dogs 2'de de durum pek farklı değil. Evet, eşli oyuncu ve avcı modları gibi yeni deneyimler sizi bekliyor fakat ne bileyim, beni pek oyalamıyor bu modlar. Yine de bu çoklu oyuncu modunda sevdiğim bir nokta oldu. Eşli oyunculu görevleri tek başımıza da oynayabiliyoruz. Peki, bunu neden sevdim? Çünkü ben o görevleri başkası ile oynamak istemiyorum arkadaş, bu kadar basit.
Oyunun çoklu oyuncu modunda bir de Seamless modu bulunuyor fakat Ubisoft bu modu şu an aktif bir şekilde tutmuyor. Görülen o ki, bazı sorunlar ve oyuncuların bu özelliği denenmesi istenmiyor. Bu yüzden bizler de bu konu hakkında hiçbir şey yazamıyoruz. Yine de genel olarak çoklu oyunculu modlardan bahsetmek gerekirse, birçok oyuncu için yeterli olacaktır. Ayrıca gelecek aylarda Ubisoft, çoklu oyuncu modunda eşli olarak oynanabilecek görevleri de ek paket dahilinde oyuncuların önüne sunmaya hazırlanıyor. Tabii ki tekli oyuncu kadar zengin değil bu mod. Fakat idare ediyor. İşin arkasında Uplay olmasına rağmen, herhangi bir bağlantı sorunu filan yaşamamış olmam da bir mucize bence.
Seviyoruz be teknolojiyi.
Yaşayan bir şehir var.
Watch Dogs 2 bildiğiniz gibi San Francisco'da geçiyor. Ben daha önce gerçek hayatta hiç orada bulunmadım veya deli gibi her gün internetten oranın resimlerine de bakmıyorum. Fakat az çok ikonik yerleri biliyorum. Havasını, suyunu, insanını, renklerini biliyorum. Peki, Watch Dogs 2 bunları verebiliyor mu? Hem de nasıl veriyor, anlatarak bitiremezsiniz. Ubisoft gerçekten açık dünya yapısına çok önem vermiş ve sonuna kadar yaşadığını hisseden bir dünya sunmuş bizlerin önüne. Gerçek hayattaki San Francisco'yu da bana göre çok güzel aktarmış. Ayrıca oyunun renk paleti de oldukça hoş olmuş. İlk oyunda bayağı bir kasvetli hava vardı, tabii bunun sebebi oyunun geçtiği şehir idi ama olsun. 2. oyunda gerçekten içimiz aydınlanıyor. Peki, şehrin insanları mı? Gittiğiniz bölgeye göre değişiyor. Kaliteli bir bölgede iseniz, insanları ona göre. Yaptıkları aktiviteler ona göre. Daha fakir bir alandaysanız da, gördükleriniz daha iç karartıcı. Yani, kısaca Ubisoft bu açık dünya işinin temelini çözmüş, bu kadar oyuna da çözsün zaten.
Açık dünya haricinde bir de yapay zekadan bahsetmek istiyorum. Bundan seneler önce ilk oyunun yapay zekasını bayağı bir övmüştüm. Bu oyunun da yapay zekası gayet yerinde fakat ilk oyunda yaptığım gibi övünülecek tarza değil. Tabii yapay zeka derken, şu an düşmanlarımızdaki zekadan bahsediyorum. Şehirde yaşayan insanlara gelecek olursak, onlar biraz değişik bu konuda. Şimdi söyleyeceğim yapay zekaya çok bağlı olmayabilir, fakat aklıma gelmişken söylemek istiyorum. Şehirde karşılaştığınız insanların çoğu aynı şeyin muhabbetini yapıyor. Mesela, A noktasında bir turist gördünüz. Sevgilisine, "Kaybolduk, başkasına soralım en iyisi." diyor. Sevgilisi ise, "Bana 5 dakika ver, halledeceğim." diyor. Haritanın bir diğer ucuna gidiyorsunuz, yine bir turist ve yine aynı şeyi söylüyor. Bu ve buna benzer çok fazla olay geldi başıma. Aynı şey, sokakta gezen insanların mesajlarını okurken de oluyor. Mesela birebir aynı mesajı, farklı insanlarda, şehrin farklı yerlerinde birçok kez gördüm. Fakat canlı telefon konuşmalarında henüz böyle bir olay yaşamadım. Bu iyi bir şey, değil mi?
Oyundaki en iyi karşılaşma sahnelerinden bir tanesi.
Grafikler ne durumda?
Watch Dogs 2 henüz PC platformu için çıkmadı. Zaten görsellerden de görebileceğiniz gibi oyunu PlayStation 4 platformundan inceledik. Bana kalırsa, oyunun grafikleri gayet güzel. Yani, karşımızda kötü, göz yoran grafikler yok. Daha önce Ubisoft, oyunun grafiklerini olmadığı gibi de göstermedi. Neyse o çıktı karşımıza. Bu beni açıkçası oldukça mutlu etti. Oyunu en başta PlayStation 4 üzerinden oynuyordum, daha sonra kendime PlayStation 4 Pro satın alınca, evet Sony vermedi, grafiklerde öyle büyük bir artış yaşanmadı ama çözünürlük kesinlikle gözle görülür bir şekilde iyileşti. Bu arada, televizyonumda HDR yok ve 1080p çözünürlüğe sahip. Bunu da söylemekte fayda var. Yani genel olarak Watch Dogs 2 görsel olarak başarılı.
Performans hakkında ise, oyunun ilk sürümleri biraz sorunluydu. FPS düşüşleri sıklıkla yaşanıyordu fakat Ubisoft hemen bir güncelleme getirdi ve bu güncelleme ardından FPS sorunları çok büyük bir ölçüde düzeltildi. Yine düşüşlerin olduğu sahneler oluyor fakat, süper hızlı arabalar ile son hızda giderken karşılaşıyorum bu düşüşler ile. Yani, bir nevi kendimiz kaşınıyoruz FPS düşmesi için. Bu arada, standart PlayStation 4 ile PlayStation 4 Pro arasında da öyle bir FPS farkı yoktu. Grafikler gibi, oyunun performansı da bence gayet yeterli. FPS bir yana, oyun içinde öyle 1-2 hata anca gördüm. Bir de, bu satırları yazarken oynanış sürem 20 saate dayandı. Bu da göz önünde bulundurulmalı bence.
"I'm Blume's public enemy number 1, son!"
Ubisoft, tebrikler!
İlk Watch Dogs incelememi hatırlıyorum şu an. 9 puan verdim diye Grand Theft Auto severlerden yemediğim küfür kalmamıştı. İlk oyun hak ediyordu bu puanı. Hem de sonuna kadar. Ubisoft, 2 sene sonra serinin 2. oyununda gerçekten güzel bir iş çıkartmış, hem kendilerini geliştirmişler, hem de seriyi geliştirmişler kalite açısından. İlk oyunun kötü yönleri, yeni oyunda kapatılmaya çalışılmış. Bazıları kapanmış, bazıları daha da kötü bir duruma gelmiş. Yani şöyle söyleyeyim, eğer ilk oyunu az çok sevdiyseniz; Watch Dogs 2 sizi çok mutlu edecektir. Eğer ilk oyunu sevmediyseniz ama açık dünya oyunlarından hoşlanıyorsanız, yine bu oyunun sizi memnun etmesi mümkün. Oyuna nasıl yaklaştığınıza bağlı. Fakat, hemen aşağıdan göreceğiniz inceleme puanını, bu oyun kesinlikle hak ediyor. Gönül isterdi ki tam puan verebilelim...
Küçük bir not eklemek istiyorum. Bu inceleme yazısında gördüğünüz oyun içi görsellerin bazıları PlayStation 4 platformunda, bazıları ise PlayStation 4 Pro platformundan alınmıştır. Fakat görsellerin tümü 1080p çözünürlüğünde, %80 civarında bir sıkıştırma uygulanarak buraya eklenmiştir. Görsellerin tam çözünürlükteki hallerini, en son kalite ile görmek istiyorsanız buraya tıklayarak indirebilirsiniz orijinal görselleri.
[inceleme]
