İnsanın çocuğu olduktan sonra ya onunla oyunlar oynuyorsunuz ya da yeni doğmuşsa hiç oynayamıyorsunuz. Bir önceki yazımda bahsetmiştim. Birlikte pek çok video oyunları oynadığımız 7 yaşındaki oğlumdan sonra, yakın zamanda bir kızım oldu. Bu durum dünyanın en güzel duygusu olmakla birlikte, pek çok zorluğu da beraberinde getiriyor. Bunları tek tek saymayacağım ama video oyunları ile oynama zamanınız ciddi ölçüde azalıyor. Şahsım adına da aynı durum söz konusu olmakla birlikte, bu üç haftalık dönemde PC, PlayStation 4 ve Nintendo Switch platformlarında, fırsat buldukça, oyunlar oynamayı sürdürdüm. Bunların iki tanesi taze taze elimize ulaşmıştı, diğerleriyse neden bu kadar çok puan aldılar sorularına ulaşma yolumdaki oyunlar ve vazgeçemediğim oyunlardı.
Video oyunları ile hatıra defteri: Denemeler ve unutulamayanlar
Oynanış süresi bakımından hesaplarsak, geçtiğimiz üç haftalık zamanda en uzun süre oynadığım oyun yine The Legend of Zelda: Breath of the Wild oldu. Ne yaptın diye soracak olursanız, inanın oyunda ne yapıldığını anlayamadan zaman su gibi geçiyor. Bir de oyunu sabah ve akşamları Bostancı – Karaköy vapurlarında oynadığımdan, en rahat zamanımda Nintendo Switch oynama imkanı bulabiliyorum. Bir önceki yazımda oyunda farklı neleri gördüğümden bahsetmiştim. Şimdi ise asıl meseleyi anlamış bulunuyorum. The Legend of Zelda: Breath of the Wild özgürmüş gibi hissettiren bir oyun değil, doğrudan özgür oluyorsunuz bu oyunu oynarken. Haritaların büyüklüğünden de bahsetmiştim ama tahmin ettiğimden çok daha büyük çıkıp, beni şaşırtmayı sürdürüyor.
Oyunun işleyişinin de 4 ana göreve bağlı gittiğini öğrendim. Geri kalan zamanda Shrine isimli zindanları ararken, kulelerin en tepesine ulaşıp haritayı açarken, kısacası etrafta dolaşırken oyun kendisini gösteriyor. Bilmeyenler için söyleyeyim, bu oyunda, diğer açık dünya rol yapma oyunlarında olduğu gibi görev yap ödül kazan, güçlen, karakterini geliştir mantığı yok. Devasa haritada, havada süzülebilmenin verdiği rahatlıkla gezerken şans eseri karşınıza çıkan maden parçaları, düşman kampları sizi geliştiriyor. Tabii bir de Shrine’lardaki bulmacalar. Oynamaya devam ediyorum, bitsin istemiyorum, kolay kolay da biteceğe benzemiyor zaten oyun. Hissettirdiklerini anlatmakla kolay kolay bitiremem ama çok da uzatmayayım. Şunu da ekleyeyim, ana ve yan görev sayısı hiç de az değil ama bunları aldığınız yerler rasgele dağıtıldığından, dolaşmak ve keşfetmek, oyunun ana türü oluyor adeta.
Sitemiz Leadergamer üzerinden takip etmiş olabilirsiniz, şahsıma ait iki oyun incelemesi yer aldı geçtiğimiz günlerde. Bu oyunlarla ilgili görüşlerimi zaten incelemelerde belirttim ama hissettirdiklerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Sonuçta ne oynadın diye sorulduğunda bu iki oyunu da sayabilirim. İlk inceleme yapmak amacıyla oynadığım oyun Age of Empires: Definitive Edition idi. Eski bir dostu, yıllar sonra görüp kucaklaşmış gibi oldum açıkçası. Grafikler yenilense bile farklı bir oyun değildi karşımdaki ve eski tatları yaşattı. Zaten bir hayli seyrekleşen gerçek zamanlı strateji türüyle yeniden kucaklaşmama sebep oldu. 20 yıl öncesinin oyun tarzlarını, zorluğunu, yeniden yaşadım. Umarım bu türde oyunlar, yeniden yapımlar olsa da çıkış yapmayı sürdürürler.
İkinci inceleme yaptığım oyun olan Metal Gear Survive ise aynı mutluluğu yaşatmadı. Yine inceleme yazısında bahsettim diyeceğim ama video oyunları oynamamızdaki amacı sorguladım resmen oyunu oynarken. İnsanın video oyunları oynamasının temel amacı eğlence olmalıdır. Oyun ilk etapta o eğlenceyi veremiyordu. Gizlilik aksiyon üzerine kurulu bir oyunun mekaniklerini aynen alıp türünü değiştirmek tuhaf olmuş açıkçası. Belki daha hızlı hareket eden, daha sağlam vuruşları olan bir karakter mekaniği üzerine geliştirilseymiş, belki başarılı bir sonuç elde edilebilirdi. Oyunda her ne kadar envanter çeşitliliği, son zamanların sevilen oyun türleri karışımı gibi etkenler olsa da oyuncuyu eğlendiremedikten sonra pek bir anlam ifade etmiyor.
Bir de eğleneceğimi bildiği, sevdiğim için oynadığım PlayStation 4 oyunları vardı ki, normalde bu oyunlar zamanımı alırdı. Yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü, en uzak kaldığım konsol da PlayStation 4 oldu son dönemde. Ara ara oynadığım oyunlarda ise resmen nefes aldığımı hissettim. Çıkışından beri oynadığım NBA 2K18 yine vazgeçilmelerimden oldu. Oyunun MyTeam modunun Historic Domination bölümünde, çocukken canlı olarak izlediğim efsane Chicago Bulls takımını geçmek için çok uğraştım. Maçları kazanabiliyordum ama toplamam gereken puanlar yetersiz kalıyordu. Sonunda istediğim puanları aldım ve yoluma devam ediyorum. Bir süre daha, fırsat buldukça bu modu oynamayı sürdürmeyi düşünüyorum.
Son olarak oynamaktan çok denedim diyebileceğim oyun ise bir eklenti paketiydi. 2017 senesinde PlayStation verilerine göre en çok oynadığım oyun olan Battlefield 1 idi. Böyle söyleyince çok oyunculu oyunları tutkunu olduğum düşünülebilir ama bu oyunla çevrim içi oyunlara alıştım desem yalan olmaz. Asıl oyun ve ilk eklenti paketinin ardından gittikçe Battlefield 1 oynayışım seyrekleşmişti. Battlefield 1 Preminum Pass paketine sahip olduğumdan, erişime açılan oyunun son eklenti paketini denemek istedim. Battlefield 1: Apocalypse eklenti paketinde üç yeni çok oyunculu harita ve bir de oyun modu ekleniyordu. Çok oyunculu haritalar, saldırı yoğunluğunun en çok yaşanacağı biçimde hazırlandığını gördüm. Yeni mod olan hava taarruzu ise eğlenceli ama farklı haritaları yok. Oyunun tek kişilik modundaki uçak bölümünde kullanılan haritalarda uçaklarla kapışıyoruz. Ayrıca resimden de görülebileceği gibi Türkçe altyazılı bir tanıtım videosu içeriyor.
Bu hafta sonu ne oynuyorsunuz?
Kısıtlı imkanlara rağmen oynayabildiğim oyunları sıraladım. Bu hafta sonu muhtemelen NBA 2K18 oynayabilirim fırsat bulabilirsem. Bir de PlayStation 4 kütüphanesindeki eski oyunları temizlerken bu oyunlardan uzun süre oynamadıklarımla oynamak istiyorum. Aslında canım biraz da Overwatch oynamak istiyor ama bakalım artık. Sizlerden de aynı şekilde bu sıralarda oynadığınız veya oynamayı planladığınız oyunları paylaşmanızı rica ediyoruz. Eğlence paylaşmakla artıyor. Oynadığınız, sevdiğiniz ya da oynayıp sevemediğiniz oyunları bizlerle paylaşabilirsiniz. Herkese iyi eğlenceler diliyorum.
