Gelelim serinin ikinci ve en büyük üne sahip olmuş oyunu Gex: Enter the Gecko’ya. 98 senesinde PlayStation ve diğer konsollara çıkmış olan oyun zamanının en göz ardı edilmemesi gereken platform oyunlarından biriydi. İlk oyundan sonra üç boyutlu bir dünyaya geçilmesi, bölümlerin ve içeriğin çeşitliliği, Gex’in dilinin fazlasıyla uzaması(!) oyunu son derece eğlenceli hale getirmişti.
“It’s tail time!”
Rez’in tekrar Media Dimension’da gücü ele geçirdiğini öğrenen Gex ilk başta olaylara karışmak istemese de evine gelen iki ajan Gex’i para dolu bir çantayla ikna etmesiyle başlıyor maceramız. Daha sonrasında kendimizi takım elbise içerisinde Media Dimension’da buluyoruz. Artık üç boyutlu olarak ilerleme, dönerek kuyruk vurma, kuyruk üzerinde zıplama ve hatta uçan tekme atabilme gibi yeni yeteneklerimiz var! Hatta Gex’in oyun boyunca söylediği espri ve şakalara o kadar önem verilmiş ki, kulak verirseniz gerçekten insanı güldürüyor - bazen fazlasıyla geveze olsa da!
Oyunda son derecede yaratıcılıkla işlenmiş bölümlerden bahsedecek olursak genel kategoride 8, birçok çeşitli bonus bölümler, boss bölümleri ve elbette gizli bölümlerimiz mevcut. Genel kategoriyi açacak olursak: Çizgi-Film (Toon TV), Korku Filmi (Scream TV), Bilim-Kurgu (the Rocket Channel), Aksiyon/Kkung-fu filmleri (Kung-Fu Theater), Teknoloji Dizileri (Circuit Central), Çağ Öncesi/Tarihsel Diziler (the Pre-History Channel), Rez’in şehri Rezopolis ve Rez’in kendi kanalı Channel Z.
Tamamen medya dünyasını yansıtan bölümlerde herkesin bildiği ve ünlenmiş yapımlara o kadar çok gönderme var ki. Toon TV’de Bugs Bunny’deki avcı Elmer’dan tutun, the Rocket Channel’daki Star Wars göndermelerine kadar birçok yüzünü güldürecek ince ayrıntılarla süslü bölümler sizleri bekliyor. Üstelik bir süre sonra bu bölümlere alışır hale geliyorsunuz çünkü her bölümde birden fazla kumanda ve hatta gizlenmiş kumandalar mevcut. Bu sayede diğer bölümleri, bonusları, boss bölümlerini açabiliyoruz.
“Ah o Scream TV...”
Yaklaşık 9 yaşındayken Gex: Enter the Gecko’yu ilk oynadığımda çok sevmiştim. Platform oyunları için doğmuş olmamın da etkisiyle bölümlerdeki ayrıntı ve içerikler çok zengin gelmişti. Ta ki Scream TV bölümleriyle tanışana kadar. Scream TV bölümleri insanı gerçekten küçük yaşta çok geriyor! Oyunun müzikleri zaten özenle yaratılmış, tüm bölüm boyunca çıkan canavar sesleri, çığlık sesleri ve kilise orgu kulağınızın dibinde, bir de üstüne televizyon tarihinin ünlenmiş korku filmlerinden esinlenmiş ayrıntılar sizi karşılıyor. Karanlıkta uçuşan ruhlar mı ararsınız, bıçakla peşinizden koşturan kafasız çocuk mu ararsınız... Scream TV bölümlerini oynarken çok zor zamanlar geçiriyordum! Hatta hatırlıyorum, oyunu oynadığım haftalarda gece uyumak tam bir işkenceydi!
Bu anlamda Crystal Dynamics’i gerçekten tebrik etmek istiyorum. Zira oyunun giriş menüsünde Save oyunlarınıza girdiğinizde de aynı tablo sizi karşılıyordu. Hayaletli köşkte oyun mu kaydedilir?! Onun dışında oyunun bizlere anlatmak istediği medya dünyasının her köşesi tek tek bölümlere işlenmiş, son derece keyifli bir oynanış sunuyor.
