Avatar
Yazar: LeaderGamer, Editör Yazım tarihi: 02.02.2012

Hayatı boyunca farklı farklı strateji oyunları sömürmüş biri olarak, nazarımda Shogun 2: Total War apayrı bir yer edindi. Belki bunda 2011 yılının strateji oyunları açısından hayal kırıklığı olarak geçmesi büyük pay sahibiydi. Ancak her şeye rağmen Shogun 2, strateji oyunları dünyasına adını altın harflerle kazımıştı. Oyun ilk çıktığında incelemesini de yazmış biri olarak oyunu epey beğenmiştim. Oyunun çok fazla artısı vardı. Ki karmaşık, çözülmesi zor bir şey görünce hemen oradan yok olan beni dahi bilgisayar başına kilitleyebilmişti oyun. Oyunla uğraşmak zevkliydi ve bir strateji oyunu açısından en büyük handikap ortadan kalkmış, Shogun 2 oynanabilirliği epey yüksek bir oyun olarak karşımıza çıkmıştı.

Amerikalılar!

Şimdi karşımda Shogun 2: Fall of the Samurai var, sıcak sıcak! Shogun 2’ye gelen son ek paket. Tam sürüm olmasa da oyunun çıkmasına 2 ay kadar bir vakit varken demosunu dahi oynamak heyecanlandırabiliyor beni.

Oyun Shogun 2 hikâyesinden 200 yıl sonrasını konu alıyor. 1. dünya savaşı kapıda, batılı ülkeler ise sömürgecilik yarışına hız kazandırmış yeni kaynaklar arıyorlar. Oyundaki yenilik daha en baştan kendini belli ediyor, teknoloji epey ilerlemiş artık. Top ve tüfekler savaşlarda en ön sırada, teknolojik gelişmeler sosyal ve ekonomik hayatı tamamiyle değiştirmek üzere. Fall of the Samurai bir ek paket olmasına rağmen oyunculara bambaşka bir oyun mekaniği sunacağa benziyor.
Oyunun yeni Campaign senaryosu de basit, klişe bir hikâyeyle başlıyor. Tarihteki Boshin savaşına dayanan yeni Campaing’de başrolü imparatorluk ve Şogun tarafları ile Amerika, Fransa ve Büyük Britanya’da paylaşıyor. Yani daha senaryoda “batılaşma” konsepti kendini göstereceğe benziyor.

Yükleme ekranındaki balıklar

Açıkçası Shogun 2’yi aylardır ellememiştim. İlk çıktığı hafta epey bir sömürüp bir kenara atmıştım. Dersler, sosyal hayat, oynanacak başka oyunlar derken Shogun 2 kendini geri dönüşüm kutusunda bulmuştu. Ta ki Fall of the Samurai ek paketi çıkana dek. Oyunda tonla yenilik var ve biraz cilayla Shogun 3 olarak çıksa yadırgamam hani. Yeniliklerden aşağıda bahsedeceğim ancak bölümler arası geçişlerdeki o yükleme ekranı ile aramda değişik bir bağ oluştu, bahsetmeden olmaz. Dingin bir müzik duyunca hemen oracıkta beliriveren ben Shogun 2’de kendimden geçmiştim haliyle. Oyunun müzikleri inanılmaz güzeldi. Tabii bunda oyunun yansıttığı atmosferle, müziklerin paralel olması da büyük etkendi. Fall of the Samurai’da da durum değişmiş değil. Yükleme ekranına bakarken arka planda çalan güzel müzikler eşliğinde Japon figürleriyle donatılmış monitöre bakarken uzaklara dalıp saçma sapan anlar yaşadığım sıkça oldu. Bölümler arası geçişler pek uzun olmasa da güzel kotarıldığı kesin. Neyse, Fall of the Samurai ve aramdaki aşk temalı anlatıma ara vermem gerekiyor zira anlatmam gereken bir oyun var.

Fall of the Samurai sadece bir ek paket olmasına karşın getirdiği yeniliklerle tek başına ayakta durabilecek kadar sağlam bir oyun izlenimi verdi bana. Demoda oynayabildiğim kadarı ile yeni campaing modu bu oyunu almak için başlı başına bir sebep olabilir. Oyuna direkt etki eden yeni yabancı güçleri (Fransa, Büyük Britanya ve Amerika) yukarıda belirtmiştim. Japonya tarihinin en dramatik savaşlarından Boshin savaşı da bu oyunun ana teması. Yeni Campaing modu haliyle yeni Campaing haritasını beraberinde getiriyor. Harita tipik Shogun 2 haritasının Kuzeyine doğru genişliyor ve gelişen dönem ve zaman farkı derinliğini burada da hissettiriyor. Harita açıldıkça yeni demir yolları açılıyor. Oyunda demir yolu ağları kurabiliyoruz. Bu sayede yeni savaş mekânları ve yeni savaş taktikleri kendi kendine gelişiyor.

Oyunda Shogun 2’ye nazaran epey değişen bir savaş sistemi var. Gelişen teknolojiyle beraber savaş şartları ağırlaşıyor, zorlaşıyor. Artık kılıç kalkan yerine top tüfek daha bir ön planda. Samurayın düşüşü de buradan patlak veriyor zaten; oyunda başarılı olmak istiyorsak savaş şartlarını da çağa göre değiştirmemiz gerekiyor. Oyuna eklenen 39 yeni askeri birim ve ünite de buna en büyük örnek teşkil ediyor zaten. Bunların dışında yeni kuşatma birimleri, yeni donanma tipleri 3 yeni ajan tipi oyunda olacak. Ve artık deniz ve kara savaşlarını aynı anda yapmak mümkün olabilecek. Bu deneyimi tam sürüme saklamış olsam da zaten birer sanat eseri şeklinde olan deniz savaşları, kara birimlerinden gelen yardımlarla daha bir sert ve haliyle daha etkileyici olacaktır hiç şüphem yok.

Long live Emperor!

Benim için en dramatik taraf ise böyle bir oyunu deneyip oyunun en etkileyici gözüken yeniliğine bakamamış olmam. Oyunda asker gözünden FPS modu olacağı açıklanmıştı ancak bende tam sürümü beklemek zorundayım, haliyle epey meraklıyım bu konuda. Bu konuyu incelemeye saklamaktan başka çarem yok. Oyunun detaylı incelemesinde bol bol bahsederim artık bu yenilikten çünkü seriye apayrı bir hava getireceği kesin.

Tarihe tanıklık etmek çağımızda bilgisayar oyunları sayesinde bir bakıma mümkün olabiliyor. Total War serisi muhtemelen Japona tarihini son defa selamlayacak gibi. Bu sefer yolculuğumuz Japonya açısından 2. dünya savaşından sonra en dramatik günler olan Boshin savaşı. Oyun belki bir ek paket olarak karşımda ancak dediğim gibi başlı başlına bir oyun olabilecek kadar sağlam olacağa benziyor.
Gerek konusu gerek getireceği yeniliklerle Shogun 2 Fall of the Samurai beklemeye değecek bir oyun. 27 Mart kesin çıkış tarihi olarak açıklandı yazıyı yazmaya başladığım şu günlerde ve o tarihe kadar gözümüz takvimlerde. Long live Emperor!

Çıkış tarihi: 27 Mart 2012

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.