Avatar
Yazar: Kaan GEZER, Editör Yazım tarihi: 25.03.2016

Bu incelemelere nasıl başlayacağımı düşündüğüm zaman kadar hayat hakkında düşünseydim, belki de filozof olmuştum şimdiye kadar. Belki de yatırımlar veya borsa hakkında düşünür, paramı çok daha sağlıklı harcardım ve milyoner bir insan olabilirdim. Yok, olmadı mı? Eğitim ve öğretime harcayıp, belki de dünyanın sayılı ordinaryus profesörlerinden bir tanesi olabilirdim... İstediğiniz kadar paranız olsun, istediğiniz mesleğiniz olsun veya istediğiniz rütbeye sahip olun, Yeşil Grip denilen hastalık sizi mutlaka bulacak. En azından Tom Clancy's The Division'da bulacak.

Tom Clancy's The Division, Ubisoft tarafından geliştirilen ve yayınlanmaya devam eden bir RPG/TPS/Aksiyon türünde bir oyun. 8 Mart 2016 tarihinde PlayStation 4, Xbox One ve PC platformları için çıkışını yapan Tom Clancy's The Division, Ubisoft'un sevilen Snowdrop oyun motoru ile geliştirildi. Tekli oyuncu, çoklu oyuncu ve eşli oyuncu oyun modlarını içerisinde bulunduran Tom Clancy's The Division, bizleri New York'a pek de hoş olmayan bir şekilde götürüyor. Artık klasikleşmiş olan kıyamet sonrası tarzında bir zamanı işleyen Tom Clancy's The Division, bakalım ne kadar güzel bir oyunmuş? Hep birlikte inceleyelim ve görelim!

1

Para Zaten En Büyük Hastalık Bence

İncelememizin ilk kısmında sizlere oyunun senaryosundan bahsetmek istiyorum. İncelememin bu bölümünde birazcık spoiler verebilirim efendim. Şimdiden uyarayım, spoiler yemek istemeyen takipçilerimiz başka bir paragrafa geçsinler... Geçtiler mi? O zaman biz devam edelim hemen!

Tom Clancy's The Division'da 2001 yılında "Kara Kış" kod isimli bir operasyon başlatılıyor. Bu operasyon, Amerika Birleşik Devletleri'nin biyolojik terör saldırılarındaki kriz anında müdahalelerini ölçmek amacı ile başlatılıyor ve çok kısa bir zamanda operasyon dahilinde ülkeye salınan gerçek bir virüs kontrolden çıkıyor. Halkın itaat etmemesi ile ve çok büyük sivil kayıpların yaşanmasının ardından, artık New York gerçek bir kıyamet sonrası sahnesine bürünüyor. Bahsetmiş olduğum bu virüs, halkın kullandığı paralar üzerine enjekte ediliyor ve Kara Cuma (Black Friday) sırasında bu virüslü paralar piyasaya sürülüyor.

Tom Clancy's The Division'ın bizlere sunduğu New York'ta, temel olarak 16 adet PvE bölgesi, 6 adet de PvP bölgesi bulunuyor. Her bölge tabii ki kendi seviye aralıklarına sahip. Ayrıca her bölgede 1 adet güvenli ev bulunuyor ve bu güvenli evler sayesinde bölge içerisindeki yan görevleri ve diğer küçük görevleri açabiliyorsunuz haritanızda. Oyunun senaryo görevleri ise biraz daha farklı şekilde işliyor. Şöyle ki, oyundaki sanıyorum ana görevlerin tamamı en başta açık oluyor fakat seviye sınırlarından ötürü giremiyoruz. Yani, 10. seviyedeki bir karakterle 25. seviye bir göreve girmek pek akıl işi değil.

2

Arada Sırada Destiny İle Karışıyor Sanki

Tom Clancy's The Division genellikle bu senenin Destiny'si olarak lanse ediliyor oyuncular tarafından. Açık konuşmak gerekirse, Tom Clancy's The Division ve Destiny ilk duyurulduklarında iki oyunu ben karıştırıyordum yahu. Tamam, dönemler farkı, temel oyun yapısı farklı fakat birçok ögesi birbirine benziyor. Yanlış mıyım? Satış rakamları bile Destiny ile neredeyse aynı olan Tom Clancy's The Division, aynı Destiny gibi sınırsız içeriğe sahip. Yani, sınırsız dediysek tabii ki görevlerin sayısı sınırsız değil. Sadece bizler o görevleri sınırsız bir şekilde, daha iyi eşyalara sahip olabilmek için yapabiliyoruz.

Sınırsız görevleri sürekli olarak yapmak için bir nedenimiz var mı? Aslında olabilir. "Sarı renkli o silahlardan istiyorum arkadaş!" diyorsunuz oyunda 1 saat filan kaldıktan sonra. Bahsettiğim bu sarı renkli silahlar, "High-End" olarak adlandırılıyor. Anlayabileceğiniz gibi, bu sınıf silahlar oyunun en yüksek seviye silahları. Bu sınıflandırmalar tabii ki zırhlar ve diğer küçük ögeler için de geçerli. Destiny'nin aksine, Tom Clancy's The Division'da istediğiniz kadar son seviye silah kullanabiliyorsunuz aynı anda. Oyunda bulunan her silahın ve zırh parçasının da kendine has istatistikleri oluyor tabii ki. Mesela bazı zırhlar sizin yeteneklerinizi ve can puanlarınızı yükseltirken, silahınız ile verdiğiniz hasarı düşürebiliyor. İşte bu yüzden Tom Clancy's The Division 10/10 verilecek bir yapıt. Çünkü bu sistem ile gerçekten RPG hissini yaşayabiliyorsunuz.

3

Ubisoft İyi İşler de Yapıyor

Tom Clancy's The Division, Ubisoft'un elinin altında olunca açık konuşalım, hepimizin tereddütleri vardı. Yoktu demeyin bana. Olmalı be arkadaş. Şimdi durum böyle olunca, ben de dahil birçok oyuncu Tom Clancy's The Division'a biraz çekingen yaklaştı fakat genel olarak Tom Clancy's The Division beklenenden çok daha fazlasını verdi. İşte Tom Clancy's The Division'ın bu konudaki iyi yönlerinden bir tanesi ise "Cover" sistemi. Tom Clancy's The Division'da kullanılan bu sistem, aslında oyunculara en başta çok kullanışsız gelebiliyor. Aslında kullanışsız değil de, sanki doğru çalışmıyor bu sistem gibi hissediyorsunuz. Fakat oyunda ilerledikçe bu sisteme alışıyorsunuz ve bu sisteme alıştıktan sonra ne kadar akıcı, kullanışlı ve gerçekçi olduğunu anlıyorsunuz.

Tom Clancy's The Division'ın başka bir güzel yönü ise genel olarak kullanılan yetenekler ve silahları özelleştirme özellikleri. Tom Clancy's The Division'da 3 ana dalda yetenek bulunuyor. Bunlardan bir tanesi sağlık, diğeri teknoloji, bir diğeri ise güvenlik. Bu 3 ana yetenek altında 4 farklı kullanabileceğimiz yetenek bulunuyor. Ayrıca her ana dalın yine kendine has yüksek seviye bir yeteneği de bulunuyor. Bunların haricinde her ana dal yeteneğinin kendine has avantajları ve pasif yetenekleri bulunuyor. Bir yetenek dalından, başka bir yetenek dalına geçmenin oldukça kolay olduğu Tom Clancy's The Division'da bulunan her yeteneği, pasif yeteneği ve avantajları göz önünde bulundurursak kullanabileceğiniz yüzlerce farklı kombinasyon bulunuyor.

4

Çok da Karışık Değil

Aslında bu yetenekler göze çok karışık gelebiliyor. Fakat öyle değil. Oyundaki ana görevlerden ve bazı küçük görevlerden bazı puanlar kazanıyoruz ve bu puanlar ile istediğimiz yeteneği geliştirebiliyoruz. Her ana dalda 10 adet geliştirme bulunuyor. Her geliştirme açıldığında ise aktif, pasif yetenekler, yetenekler için modlamalar ve bazı avantajların kilitleri açılıyor. Oyunu oynarken, tek bir yetenek ana dalına takılmanın pek bir mantığı bulunmuyor çünkü gerekli görevler bittikten sonra zaten her ana dal da tamamen geliştirilmiş olarak karşımıza çıkıyor. RPG yönünü bu yüzden biraz kaybetse de Tom Clancy's The Division, kurtardığı yönler de var efendim.

Yeteneklerimiz haricinde silahlarımızı ve zırhlarımızı da geliştirebiliyoruz. Bu geliştirmeler, modlama yöntemi ile oluyor. Mesela, silahımıza bulduğumuz yeşil renkli bir dürbün, silahımıza daha fazla atış mesafesi verebiliyor. Bulduğumuz şarjörler bazen daha hızlı şarjör değiştirmemize, bazen ise daha fazla mermi kapasitesi ile geliyor ellerimize. Sizin, silahlarınızı modlarken mutlaka oynanış tarzınıza göre şekillendirmeniz gerekiyor. Tabii tüm bu işlemler size oyunun en başında oldukça zor gelecektir. Çünkü oyun için tasarlanmış kullanıcı ara yüzü pek kullanışlı değil. Öğretici yazıları menüler içinden bulmak zor. Bulduğunuz zaman ise bu metinler çoğu zaman kullanıcıya yetersiz gelebiliyor.

5

Düşmanlarınızdan Korkmanız Lazım

Tom Clancy's The Division'da genel olarak yapay zeka tarafından yönetilen düşmanlar ile çatıştığımız için, bu düşmanların zekaları ve çeşitleri oldukça önemli. Oyunda 4 farklı grup bulunuyor ve bu gruplardaki düşmanların her birinin farklı savaş tarzları bulunuyor. Fakat bu gruplar içerisindeki düşman görevleri tamamen aynı. Mesela, sürekli üstünüze koşan düşmanlar, keskin nişancılar, bombacılar veya sizi sürekli geriye püskürten tipler... Hepsi, her grupta aynı. Yine de sizi zorlayabiliyorlar çünkü Tom Clancy's The Division'ın yapay zekaları çok olmasa da, biraz akıllı. Çünkü oyunun en başlarında düşmanların hareketlerini kestirmek zor olabiliyor. Bunun haricinde, eğer "Cover" sistemini kullanmazsanız, gerçekten çok kolay bir şekilde de ölebiliyorsunuz.

Düşman gruplarında sizi zorlayacak olan ilk grup, Cleaners isimli grup. Bu arkadaşlar, kendi grupları dışındaki herkesi yakarak öldürmekten çok hoşlanıyorlar ve bu şekilde virüsü tamamen bitirebileceklerine inanıyorlar. Ayrıca oldukça karizmatik de olabiliyorlar hani. The Division grubunda olmasak, The Cleaners olmak isteyeceğim ilk gruptu. Bu grup genellikle alev sıkan silahlar ve yine alev bombaları kullanıyor. Özellikle yüksek seviyeli, bölüm sonu düşmanları tam bir kabus oyuncular için. Çünkü bu düşmanın normalden çok çok yüksek bir menzili var ve alevi ile çok rahat sizi öldürebiliyor. Fakat merak etmeyin, her bölüm sonu düşmanının zayıf bölgeleri bulunuyor. Bunları keşfettiğiniz an, işiniz kolay!

6

Kullanışlı Bir Eşli Oyun

Destiny'de yaşadığım en büyük sorun, oyunun sosyal gerekliliğinin çok fazla olması ve oyun içerisinde bu konudaki sistemlerin eksik olması. Mesela, oyun içerisindeki birçok etkinlikte "Matchmaking" sistemi bulunmuyordu ve LFG siteleri aramamız gerekiyordu sürekli olarak. Fakat Tom Clancy's The Division böyle bir durum yok. Çünkü oyunda grup kurmak da çok kolay, "Matchmaking" sistemi ile göreve başlamak da oldukça kolay. Fakat bu konuda kötü bir yön var ki, o da Destiny'de olduğu gibi oyunun PvE alanlarında eğer bir grup içerisinde değilsek hiçbir oyuncuyu göremiyoruz. Yani yalnızız. Aslında ben severim böyle şeyleri fakat bazen de en ihtiyacımız olduğu anda, şuradan bir oyuncu geçse de keşke bana yardım etse diyoruz.

Aslında Tom Clancy's The Division kesinlikle yabana atılacak bir oyun değil. Eminim ki Destiny'yi sevmiş oyuncular, Tom Clancy's The Division'a da bayılacaktır. Grand Theft Auto oyunundaki New York'ları saymazsak, Tom Clancy's The Division'ın karşımıza sunduğu New York, bu güne kadar görülen en gerçekçi ve en detaylı New York. Oyundaki grafitiler, etrafta dolanan siviller, topladığınız eşyalar, apartmanlardan sizleri izleyen diğer insanlar, tüm bunlar size gerçekten verilmesi gereken hissi verebiliyor. Arkadaşlarınızla veya tek başınıza, görsel zevk alarak uzun zamanlar oynayabileceğiniz bir oyun Tom Clancy's The Division.

7

Dark Zone

Tom Clancy's The Division'ın PvE modu haricinde, daha önceden de söylediğim gibi bir PvP modu da bulunuyor. Bu mod ise oyun içerisinde Dark Zone olarak adlandırılıyor. Dark Zone, kısaca oyunun PvP yapılabilen tek bölgesi. Fakat bu bölgede sadece düşman oyuncular değil, yapay zeka tarafından yönetilen PvE modundaki yapay zekalardan çok daha güçlü düşmanlar da bulunuyor. Bu yapay zekaları öldürerek, bölge içindeki Dark Zone sandıklarını toplayarak veya düşman oyuncuları öldürerek, onların topladıkları eşyalara sahip olabiliyoruz. Fakat bir sorun var. Topladığımız bu eşyalar hemen bizim olmuyor. Bu eşyalara sahip olabilmemiz için Dark Zone içindeki belli bölgelerden bir tanesinden helikopter çağırmamız lazım ve bu helikopter ile eşyalarımızı Dark Zone dışına çıkartmamız gerekiyor.

Dark Zone'da stres yapmamızı sağlayan ilk olay aslında bu. Çünkü siz helikopter çağırdığınız zaman, Dark Zone içindeki tüm oyuncular bunu görebiliyor. Eğer bu oyunculardan kötü niyetliler varsa, gelip sizle savaşabiliyor. İyi niyetli olan oyuncular ise gelip sizi koruyabiliyor. Çünkü çağırdığınız bu helikoptere tüm oyuncular eşyalarını ekleyebiliyor. Ayrıca Dark Zone içindeki hangi oyuncunun kötü niyetli olduğunu sürekli olarak göremiyoruz. Mesela, bir oyuncu, başka bir oyuncuyu sebepsiz yere öldürürse "Rogue" seviyesine çıkıyor ve herkes bu Rogue oyuncuyu haritasında görebiliyor kısa bir süre boyunca. Oyuncuların kötü niyetini anca bu şekilde anlayabiliyorsunuz. Bu da Dark Zone'a başka bir stres katıyor tabii ki.

8

Oyunun Grafiksel Yönü Önemli

İncelememin bu bölümüne kadar oyunun teknik bölümünden uzak kalmaya çalıştım. Çünkü bir bu kadar daha oyunun teknik yönünden bahsetmeyi planlıyorum. Seslere, grafiklere veya performansa geçmeden önce söylemek isterim ki, Tom Clancy's The Division'ı hem PC platformunda, hem de PlayStation 4 platformunda uzun sayılabilecek kadar oynadım ve 1 kere bile herhangi bir bug/hata ile karşılaşmadım. Açıkçası bu beni oldukça şaşırttı ama Tom Clancy's The Division'da 1 tane bile bug/hata çıkmadı karşıma yahu. Bu yüzden ben Ubisoft'u gerçekten tebrik etmek istiyorum. Son senelerdeki Assassin's Creed rezaletlerinden sonra Tom Clancy's The Division ilaç gibi geldi bug/hata konusunda.

Şimdi ise gelelim grafiklere. Oyunun grafikleri PC platformunda oldukça güzel görünüyor. PlayStation 4 de idare eder bir seviyede. Grafikleri Destiny ile karşılaştırmak pek doğru olmaz fakat, Destiny grafik açısından Tom Clancy's The Division'ı tokatlayabilecek bir yapıt. Her neyse, Tom Clancy's The Division'ın PC sürümündeki grafikler dediğim gibi oldukça hoş. PlayStation 4 sürümünün grafikleri ile karşılaştırmak gerekirse, PC grafiklerindeki renkler çok daha canlı, gölgeler daha kaliteli ve ışıklandırmalar çok daha göz alıcı bir seviyede. Fakat genel olarak PC platformundaki gözle görülebilen en büyük grafiksel fark, oyunun gölgelendirmeleri.

9

Oyunun Teknik Yönü de Önemli

Tom Clancy's The Division daha önce de dediğim gibi hem hata yönünden kusursuz, hem de grafiksel kalite açısından kusursuza yakın. Aynı şeyi oyunun genel performansı için de söyleyebiliriz sanırım. Öncelikle, Tom Clancy's The Division yeni nesil konsollardan olan PlayStation 4 üzerinde stabil 30 FPS değeri ile kusursuz bir şekilde çalışabiliyor. Çok çok nadir bir şekilde FPS düşmesi yakaladım Tom Clancy's The Division'ı PlayStation 4 üzerinde oynarken. PC platformunda ise oyunu R9 390 ile oynarken, grafikler PlayStation 4 seviyesine yakından, 60 ile 100 FPS değerleri arasında oynayabiliyorsunuz oyunu. FPS değeri kilitli değilken tabii ki. FPS kilidi açıkken ise, yine R9 390 ile Full HD/Ultra ayarlarda ortalama 50 FPS alabiliyorsunuz. Tabii ki alabildiğimiz FPS stabil değil fakat FPS düşmeleri genellikle mekan değiştirmelerde veya sinematik sahnelerde karşımıza çıkıyor.

Tom Clancy's The Division, işte tam da bahsettiğim gibi bir oyun. Genel olarak başarılı TPS ve aksiyon ögelerini barındırıyor. RPG ögeleri ise bazı başlıklar altında çok detaylı, bazı yerlerde ise oldukça basit bir şekilde geçilmiş. İçerik desek, Dark Zone gibi kusursuz bir içeriğe sahip Tom Clancy's The Division. Dark Zone haricinde oyuncuları PvE modunda da güzel eğlenceler bekliyor. Fakat, bir süre sonra oyun kendini tekrar etmeye başlayacaktır tabii. Destiny örneğini vermiştim bu konuda sanırım. Performans ve grafik konusunda da Tom Clancy's The Division güzel bir yapıt. Dediğim gibi, oyun PC platformunda çok hoş görünüyor. Yeni nesil konsollarda da hoş grafiklere sahip. Oyunun performansı da hoş fakat kusursuz bir performans yok tabii ki. Oyunda henüz hiçbir hata/bug ile karşılaşmamış olmam da ayrı bir ekstra puan bence.

[buy_game url="https://voidu.com/game/tom-clancys-the-division?ref=leadergamer.com.tr" baslik="Tom Clancy's The Division, 159 liradan Voidu'da satışta!" resim="https://s3.eu-central-1.amazonaws.com/voidu/cdn/large_GpULQPW3V604Bh5Jwwmay4ZckEwk0ggX.webp"]

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.