Avatar
Yazar: Sercan Bakkaloğlu, Editör Yazım tarihi: 18.06.2016

E3 2016 konferansında Sony'den gelen bombalar arasında, Capcom’un da bir bombası bulunuyordu. Bu bomba Resident Evil 7 idi. Uzun zamandır beklediğim oyunların en başında yer alıyordu Resident Evil 7. Her ne kadar 4, 5 ve 6. oyunlarında ki olumsuz ve alışılmışlığın dışındaki aksiyon-korku türü ile biz hayranlarını bir hayli şaşırtmış olsa da, serinin son oyununu oynamadan geçmeyecektim. Nihayet senelerdir özlemle beklediğim oyunun tanıtım demosuna sabahın erken saatlerin de kavuştum, şimdi bakalım neler olacak?

Screen12

Oyun ilk andan itibaren bana şu soruyu sordurdu; Bu gerçekten bir Resident Evil oyunu muydu? Yoksa iptal edilen Silent Hills (P.T.) oyununun bir kopyası mıydı? Bunu düşünmek yerine oyuna yoğunlaşmak için kendimi bayağı bir zorladığımı hatırlıyorum. Oyunun açılış kısmı ve menüsün de herhangi bir çekicilik yok. Karşımıza Japonca dil seçeneği ile bir menü sunuluyor. Aniden bilinmez bir evde, karanlık basık bir ortamda baygın halde uyanıyoruz. Nerede olduğumuzu, oraya nasıl geldiğimizi hiç bir şekilde anlamadan aniden kalkıp gezinmek için keşfe çıkıyoruz. Etrafta temkinli bir şekilde gezinmeye devam ederken içten içe korku sizi içine çekmeyi başarıyor.

Resident Evil 7 ortamdaki terk edilmişlik hissi çok iyi yansıtılmış. Oyunun dinamiği, grafikler, ses efektleri gayet yerinde. Çürümüş cesetler ve et parçaları, buzdolabında bulunan kurtlanmış yemekler, boğazlarından asılmış oyuncak bebekler, tüm tavanı saran örümcek ağları ve üst kattan gelen tıkırtılar ortamın gerginliğin fazlasını katıyordu. İlerledikçe sanki bir şeyler gün yüzüne çıkacak hissiyatı veriyordu. Merak ettiğim şeyler vardı, o eve nasıl girmiştim? Ne işim vardı? Tüm bu soruları kendime sorarken masa üzerinde bir kaset buldum. Oda içerisinde bulunan açık ama görüntüsü kayıp bir televizyon fark etmiştim üstünde de bir video oynatıcı. Hemen o kaseti oynatmak için ilk adımı attım, çünkü bir şeyler görmeye, duymaya ihtiyacım vardı bu oyun için.

Screen11

O eve nasıl geldiğimi kendi çektiğim görüntülerden izlemeye ve o anı yaşayarak oynamaya başladım. 3 kişilik bir grup olduğumuzu o eve neyden dolayı geldiğimizi anlayamadan kapıyı zorla kırarak içeri girdik bir yandan ise elimde kamera sürekli kayıt halindeydim. Gece vaktiydi, zifiri karanlıkta kameramın ışığı ile ortamı aydınlatırken diğer iki arkadaşımdan birinin aniden ortadan kaybolduğunu fark ettik ve hemen onu aramaya başladık. Başımıza kötü şeyler geleceği belliydi. Etrafı araştırırken şöminenin altında bulunan bir kol ile gizli bir kapı açıldı. Eğilerek altından geçtik mahzen gibi bodrum bir kata doğru inmeye devam ettik. Aşağıya indiğimde ise gördüğüm manzara pekte iç açıcı değildi. Kayıp kişi, sırtı dönük olarak oradaydı. Ona dokunduğum da ise özleri kan içinde ölmüş bedeni üzerime yığıldı. Bu kısımda hakikaten korktuğumu itiraf etmeliyim. Oradan çıkarken bulduğum anahtar ile gün ışığını alabildiğim bir kapıya yöneldim. Bu evden çıkmalıydım. Tam kapıyı açıp, güneşe kavuşacağımı düşünürken arkamdan aniden bir saldırı meydana geldi. Bu bir zombi değildi. Evet, keşke olsaydı ama değildi

Ellerim bağlı bir şekilde ölen arkadaşımın yanında o bodrumda uyandım. Hafif karanlık bir siluette sesleri duymuş olsa gerek, sağ kalan diğer kişi beni kurtarmaya geldi. Tam ellerimi çözecekken arkada beliren karanlık bir figürü hissettim, biliyordum bir şey olacağını. Gözümün önünde onun da öldürülüşüne şahit oldum. Tam işin heyecanına kapılmış ve acaba ne olacak dedirtmeye başlamışken oyun son buldu tabii ki. Kendi kendime nasıl bir yorum yapacağımı bile karar verememiştim bu oyun için. Kısa olmasına mı üzülmeliydim? Resident Evil'ın özüne çok ama çok uzak olmasına mı?

Screen13

İşin rengi o andan itibaren değişmeye başlayacakken özlediğim zombi ortamını bulacağımı hiç düşünmüyordum ki öyle de oldu. Capcom firmasının kendisinin de belirttiği gibi bir zombi temalı korku oyunundan ziyade hayatta kalma-korku tarzında bir oyundu bu. VR özelliği ile kendisini oynatmayı ve korkutmayı başarabilecek bir yapım olacağı şüphesiz ama gelin görün ki benim için son derece hayal kırıklığıydı.

Resident Evil 6 oyunundan öncesini konu alan ve bir kasaba da hayatta kalma mücadelesini anlatan oyunumuzda ne kadar özlesek de, açıkçası aradığımı bulamadım diyebilirim. Fakat yine de oynayacağım, en azında zorlayacağım. FPS olarak yıllar öncesin de oynadığım Re serilerinden bir oyunun yeni nesilde tekrar bu bakış açısı şeklinde görmek iyi olduğu kadar kötü oldu diye düşünüyorum. VR özelliği ile de oynanabilecek olan Resident Evil 7 umarım bizleri tekrar ve tekrar hüsrana uğratmaz demeyi isterdim ama pek bir umudum yok açıkçası. 2017’nin Ocak ayında PC, PlayStation 4 ve Xbox One için çıkışını gerçekleştirecek oyunumuz, biz yine de bekleyip görelim.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.