Avatar
Yazar: Nurullah Karapınar, Editör Yazım tarihi: 28.09.2013

Nihayet serinin altıncı oyunu Blacklist’le karşı karşıyayız. Konsollarımızda oynadığımız Metal Gear Solid ortalığı kasıp kavururken, Ubisoft, Splinter Cell isimli bir oyunla bir anda “perde” dedi. Gizlilik konusunu temel konsepte oturtan yapımcılar, Sam Fisher adlı ajanı da, hayatımıza sokmayı başarmışlardı.

splinter-cell-blacklist-3Oldum olası bağımlı olduğum stealth-action tarzı oyunlar, Splinter Cell’in çıkmasıyla müthiş bir serüvene dönüştü benim için. Serinin sıkı takipçileri çok iyi bilirler, ilk iki oyundan sonra, Chaos Theory trailer’leri oyun fuarlarında gösterilince dikkatler bu oyun üzerinde yoğunlaşmıştı. Hele Deniz Fener’i bölümünde asılı duran Sam Fisher düşmanını yakalayıp aşağı atıyordu. Bu oyun için Tam Çözüm hazırlamıştım ve oyun aklımı başımdan almıştı. Double Agent çıkınca hafif eksen kayması yaşansa da, temel gizlilik ve diğer aksiyon öğeleri başarılıydı. Ta ki Convection çıkana kadar. Seri olarak devam eden oyunlarda, hepinizin malumu yenilik adı altında, diğer oyuncu kitlesini çekmek için çeşitli yenilikler denenir. Bu girişimler çoğunlukla ters etki yapar. Alın size Resident Evil, Tomb Raider, Devil May Cry. Buna itirazlarınız olabilir, ancak bu oyunlar hayranlarını üzecek düzenlemelerle hayal kırıklığı yaşattılar. Splinter Serisi de Conviction’da bu duvara sert bir şekilde çarptı. Oyun gizlilik kısmını ikinci plana atıp, tamamen aksiyona dönüşmüştü.

Third Echelon Tarihe Gömülüyor

Third Echelon, Conviction’la misyonunu tamamlar ve yeni birim olan Fourth Echelon kurulur. Ajanımız Sam Fisher tam yetkiyle bu birimin başına getirilir. Hikâye ilk anlarda oldukça sıradan gelebilir, ancak bir yelpaze gibi açılan olaylar döngüsü sizi içine hapsetmeye yetecektir. Klişe haline gelen Amerikan çıkarları ve Amerika’yı hedef almış Ortadoğu kökenli teröristler yine başrolde. Kendilerine Engineer (mühendisler) adını veren bir grup terörist, Amerika’da Blacklist adını verdikleri eylem planlarıyla çeşitli noktalara saldırı düzenlerler. Bizde Sam Fisher’ı kontrol ederek, teknolojik oyuncaklarımız vasıtasıyla, bu saldırıların önüne geçmeye çalışacağız. Birimin başında Sam Fisher var demiştik, Anna Grim Fourth Echelon’un teknik birim yöneticisi ve aynı zamanda Amerikan Hükümeti ile birim arasındaki bilgi akışını kontrol eden yetenekli bir kadın. Charlie Cole’a kısaca becerikli bir teknoloji korsanı ya da hacker diyebiliriz. Victor Anthony Coste, Körfez savaşında rehin tutulurken, Sam tarafından kurtarılmıştı. Özel güvenlik danışmanlığı yapan Victor, Conviction’da iletişim ağının kilit ismiydi. Yeni birimde görevine devam eden Vic, bombalı bir saldırı sonucu yaralanır. Brigss ise ajan olma yolunda ilerleyen bir karakter ve bazı görevlerde yanımızda bulunuyor.

splinter-cell-blacklist-screenshot-3Ana üssümüz Paladin adlı bir uçak ve burada kurulu olan dev bir dijital ekran paneli göreceksiniz. SMI adı verilen bu dev ekranda dünya haritası bulunuyor. Tek kişilik oyun modunda ilerliyorsanız, haritada açılan kırmızı noktaları seçmeniz gerekiyor. Aynı zamanda takım arkadaşlarınızın verdiği yan görevler bulunuyor. Çoklu oyuncu modları da yine haritada yerini almış durumda. Bu dev panel oldukça kullanışlı hazırlanmış. Görev karmaşası yaşamadan, canınız neyi istiyorsa haritadan seçip maceraya atılıyorsunuz. Bununla da bitmiyor, oyun boyunca çeşitli yetenek puanları toplayacaksınız ve bunlar paraya dönüşüp silah, zırh teknolojik ekipmanlar alabiliyorsunuz. Bu puanları ister tek kişilik oyunda ilerlerken kullanın, isterseniz multiplayer Spec ve Merc modlarında harcayın. Yalnız burada şunu unutmamak gerekiyor. Eğer paralarınızı zırh ekipmanlarına yatırıp o yönde ilerlemeyi düşünüyorsanız, dezavantajları da aklınızda bulundurmanız gerekiyor. Evet zırh sizi mermilerden koruyacak, ancak hareket kabiliyetinizi ve çevikliğinizi yavaşlatacaktır. Aynı şekilde, silah kapasitenizi artırırsanız yükünüz ağırlaşacağı için hareketleriniz yavaşlayacaktır.

Blacklist’te, Conviction’da ki aksiyon unsurları ve gizlilik unsurlarını ustaca harmanlamış, oyunculara serbestlik verilerek stealthman-actionman özgürlüğü sunulmuş. İster ortalığı hareketlendirip önünüze geleni vurun, isterseniz gizlilik prensibini benimseyip işinizi sessizce halledin. Zaten bölüm sonunda Panter, Assault ve Ghost derecelendirme puanları bulunuyor. Oyun stiliniz de bu puanlarla yükselip sizi usta bir sessiz ajan ya da aksiyon canavarı haline dönüştürüyor. Sanırım biz oyuncuların en çok istediği bu özellik Blacklist’te fazlasıyla başarılmış. Yine önceki oyundaki mekanikler aynen korunmuş, siper alma şekilleri, siper değiştirmeler vs.

Biri Sam Fisher’ı Durdursun

Gerçekten de durdurmaya çalışacaklar, ancak şimdi Sam Fisher, önceki oyunlara göre hem yetenek olarak, hem de ekipman olarak çok ileri bir noktada. TAB tuşu ile silah ve ekipman tercihinizi yapabileceksiniz. Peki neler var bu silah ve ekipmanlarda? Susturuculu silahlar, bayıltıcı tabancalar, ses, duman, ve tahribat bombaları, elektromanyetik dalga yayarak teknolojik aletleri bozan yapışkan aletler, çeşitli mayınlar, tri-rotor adı verilen uçan alet, yapışkan kameralar ve kızıl ötesi görüş başlığı.

Önceki oyunlardan hatırlayacaksınız, Sam ıslık çalarak, taş ve şişe gibi eşyaları fırlatarak düşmanın dikkatini başka yöne çekebiliyordu. Bu özellik korunmuş, artı olarak şunu söyleyeyim, düşman köpekleri de bizim için önemli tehdit durumunda. Onların da dikkatini ses bombası ile dağıtabiliyoruz, gafil avlanırsak seri bir şekilde öldürmemiz de mümkün oluyor. Düşmanlarımız bu kez oldukça çetin ceviz. Bizi gördüklerinde hızlı kaçamazsak, kesin şekilde ölüyoruz. Normal giyimli düşmanların yanında, zırhlı düşmanlar da var. Özellikle çelik başlık takanlar sorun oluyor. Bu zırhlara karşı parayla alınabilen yeteneklerimiz mevcut. Ya da görünmeden yaklaşıp işini bitirebiliyorsunuz. Conviction’da en çok eleştirdiğim durum, mekânların dar olmasıydı. Yani bize alan olarak pek fazla özgürlük sunmuyordu. Blacklist ise bu konuda oldukça mesafe kat etmiş durumda. Bir binaya gizlice sızıp rehineleri kurtarmanız gerekiyor. İsterseniz ışık kaynaklarını vurarak nesnelerin arkasına saklanıp ilerleyin, isterseniz pencere kenarlarına tutunup hedef noktaya gidin fark etmiyor. Alternatif yollar oldukça çeşitli.

New Screens of Splinter Cell Blacklist (1)_650x332Yine Conviction’la birlikte gelen hedef seç ateş et mantığı bu oyunda da çok güzel bir şekilde işliyor. Ben bazı kamera sorunları ile karşılaştımsa da, o kadar göze batacak gibi değildi. Malum hedef işareti kırmızıya dönünce ateş edebiliyoruz. Ancak bu her durumda aynı işlemiyor.

En çok merak edilen konulardan biri; yapay zekâ. Oyunun geneline bakarsak normalin üzerinde diyebilirim. Düşmanlarınız sürekli devriye halinde, en ufak bir ses ve harekette, hemen etrafı araştırmaya başlıyorlar. Sizi köşeye kıstırırlarsa bomba atıyorlar. Köpekler kokunuzu alınca peşinize takılıyor. Can sıkan durumlar yok değil. Mesela sizi gördüklerinde alarma geçiyorlar. Silüetiniz kalıyor (sizi gördükleri yer) ve gizlice uzaklaşıyorsunuz. Bir süre sizin olduğunuzu düşündükleri yere ateş ediyorlar ve hiçbir şey olmamış gibi çekip gidiyorlar. Araştırdıkları alan çok kısıtlı olduğu için, bu da canınızı sıkıyor. Düşmanlarınızı birkaç mermi ile ancak öldürebiliyorsunuz.

Blacklist Kusursuz Olabilmiş mi?

Elbette kadı kızında bile kusur bulunur. Sam Fisher’in ölme anındaki animasyonlar tabiri caizse “odun gibi” hiç esneklik yok. Oyuncuya o kadar serbestlik sunulmuşken alternatif oyun sonları düşünülmemiş. Bazı seçimlerle karşılaşsanız dahi, bu sonuç olarak pek bir değişiklik göstermiyor. Otomatik kayıt sistemi ölünce bazı yerleri tekrar tekrar oynamanızı gerektiriyor ve bu çok sıkıcı.

splinter-cell-blacklist-pc-screenshotSam Fisher’ın seslendirmesini yapan Michael Ironside’ın, o alışık olduğumuz seslendirmesi artık yok, yeni seslendirme aktörü Eric Johnson olmuş. Diğer karakter ve ses efektleri de film tadında hazırlanmış. Aksiyon ve gizlilik senaryolarında dozajı ayarlanmış adrenalinli ve yalın müzikler, adeta oynayanı o atmosfere hapsediyor. Mesela Libya’da ki görevde binanın içinde belli belirsiz yankılanan arap müziği duyuyorsunuz. Sesin geldiği odaya girince, teypte çalan yerel müzik kulağınızı okşuyor. Oyun grafikleri kesinlikle çok güzel. Türe uygun karanlık-aydınlık etmenleri, patlama-yansıma efektleri ve kaplamalar oyunun kalitesi adına olumlu bir adım. Yalnız bazı karakter kaplamaları ve mimiklerinin bizi negatif olarak şaşırttığını söylemeliyim. Örnek; Hacker’ımız Charles.

Aslında yazacaklarım daha da çoktu. Ancak oyun severleri, bu kadar detay içinde sıkmayı istemiyorum. Neresinden bakarsanız bakın, sizi oldukça oyalayacak solo ve multiplayer modlarıyla Splinter Cell Blacklist kararında bir oyun olmuş. Unutmadan söyleyeyim, Çoklu oyunları seviyorsanız Spies ve Merc, Deathmatc modları sizi oldukça eğlendirecektir. Özellikle Spies ve Merc modunu deneyin derim. Spies olarak terminallere sızacak, bilgi toplayacak ve diğer teknolojik işlemleri yapacaksınız. Merc olmayı tercih ederseniz, Spies’leri durdurmak için elinizden geleni yapacaksınız. Ve üstelik kazandığınız puanlar hem tekli, co-op modunda hemde multiplayer modunda geçerli olacak. Conviction’la yaşanan eksen kayması, Blacklist’le köklerine dönmüş durumda. Tabi ki Conviction’un olumlu yönleri de korunmuş.

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.