Avatar
Yazar: Alper Dalan, Editör Yazım tarihi: 07.08.2019

Marvel Sinematik Evreni’nin 23 numaralı yapımı olan Spider-Man Far From Home, içinde bulunduğumuz 2019 senesinin son Marvel Studios filmi olarak üçüncü evreyi kapatmaya geldi. Temmuz ayı sonuna doğru düzenlenecek olan San Diego Comic-Con etkinliği sırasında açıklanmasını beklediğimiz dördüncü evre filmlerine duyduğumuz heyecanı körükleme niyetiyle biz de filmin basın gösterimine gittik. Geçen hafta film ile ilgili görüşlerini bildiren yabancı basının ardından bu hafta da sıra bizde. Ben de, Spider-Man Far From Home inceleme yazım boyunca fikirlerimi ve tecrübelerimi belirtmeye çalışacağım.

Spider-Man Far From Home

Spider-Man Far From Home ile bizlere ne anlatılıyor?

Spider-Man Far From Home, ilk film olan Homecoming’in havasını olduğu gibi devam ettiren bir film. Tabii, bir yandan ölçek büyüten ve bunun altından başarıyla kalkan da bir film olduğu söylenebilir. Hatırlarsanız Spider-Man: Homecoming, sapına kadar bir lise filmiydi. Far From Home da serinin bu başlangıcını unutmayıp, Avengers: Endgame’in sonunda olanları yine bu mercekten, sempatik bir şekilde işlemek suretiyle Peter Parker’ın hayatına geri buyur ediyor bizleri. Filmin bir yandan Infinity War ile Endgame arasında geçen zamanın ve Endgame’in sonunda olanların Parker’ın hayatında yarattığı etkiyi gösterirken, kahramanımızın okul arkadaşlarıyla ve özellikle MJ ile ilişkisine sürenin biraz durgun olduğunu ve izleyiciyi pek de yerinden hoplatmadığını söylemek mümkün.

Bu noktada, senaryonun Homecoming ile benzerlikleri göze çarpıyor. Ancak Tom Holland’ın sempatikliği bilindik Marvel mizahıyla birleşerek bu sahneleri sıkıcı hale gelmekten kurtarıyor. Peter Parker’ın, mahallenin yardımsever örümceğinden tam teşekküllü, daha fazla sorumluluk alan bir süper kahramana dönüşmeye beslediği çekinceler bize net bir şekilde aktarılıyor ve bu çekinceleri biz de net bir şekilde yiyoruz. Tom Holland’ı bu işi ne kadar da başarıyla kıvırdığını detaylı açıklamaya gerek görmüyorum.

Filmi Tom Holland’ın taşıdığı bu ilk ve durağan kısma faydalı olan şey, yönetmen John Watts’ın onu aksiyondan yoksun bırakmamış olması. The Elementals isimli yaratıklarla kapışmalar bu noktada Spider-Man Far From Home’a yeterli hareketi katıyor ve finaldeki daha büyük aksiyona doğru adım adım ilerlerken tempoyu kademe kademe yükseltiyor. Üzerine bir de en ikonik Spider-Man kötülerinden biri olan Mysterio’nun tanıtarak bir taşla iki kuş vuruyor. Giriş aksiyonu nihayetine ulaştığında da, senaryo ilk ve bu filmi ilgilendiren tek bombasını patlatıp final mücadelesine start veriyor. Final mücadelesi birkaç farklı sekans dahilinde hazırlığını yapan tadımlık aksiyondan çok daha güzel sahneler sunuyor seyircisine. Bu sayede, filmin görsel şölenini ortalama olmaktan kurtarıyor.

Spider-Man Far From Home inceleme

Film nasıl olmuş?

Tabii burada bir parantez açmam gerekli. Bahsettiğim, çıtayı ortalamadan iyiye yükseltme durumu sadece gerçekleşen olaylar için geçerli. İlk filmin aksine, filmin başından sonuna Spider-Man’in kendisini izlemek büyük bir keyif. Homecoming’de pek bir sönük kalan ağla salınma sahneleri, Spider-Man Far From Home’da ne Sam Raimi üçlemesini ne de Amazing Spider-Man serisini aratıyor. Hatta kahramanımızın ağla yaptığı şeylerin her iki filmdekinden daha yaratıcı olduğu ve hatta son çıkan Spider-Man oyunundan da bir iki şey apartıldığını söyleyebilirim. Spider-Man’in etrafında dönen olayların ölçeği de fragmanları izlediyseniz görmüş olacağınız üzere gayet tatmin edici.

Gelelim filmin en önemli noktalarından birine, yani kötümüze, Jake Gylenhaal tarafından canlandırılan Mysterio’ya. Motivasyonunun kalitesiyle ölçeceksek MCU dahilindeki tüm kötüler arasında ortalara bir yerlere yerleştirebileceğimiz Mysterio film içerisinde karakter gelişimi namına pek bir şey sergilemiyor açıkçası. Jake Gylenhaal’un performansı da şahsi fikrimce Michael Keaton kadar başarılı değil. Bu yüzden filmden çıktıktan sonra herhangi bir repliğinin aklınızda kalacağını düşünmüyorum, benim kalmadı.

Ancak Homecoming’in Spider-Man mitosunu modernize etmek konusunda sergilediği başarının, bu filmde üzerinden devam ettiği şey direkt olarak Mysterio. Çizgi romanlarda ve doksanlar animasyonunda özel efekt uzmanı olarak görüp bildiğimiz karakterin kökünü oluşturan konseptin günümüze uyarlanışı ve film içerisinde uygulanışı gerçekten harika kurgulanmış. Bu yüzden Mysterio kendi başına bile, tam da olması gerektiği gibi harika bir gösteri sunuyor bizlere. Bir Doctor Strange filminde görmeyi bekleyeceğiniz sahneleri var desem, demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

Filmin esas büyük sıkıntısı ilk filmin yaptığı çok fazla şey tekrarlaması. Yine, okul arkadaşları arasında hoşlandığı bir kız var, yine ona karşı çekinceli tavırlar içerisinde. Bu sefer bütün film bunun üzerine kurulmuş olsa bile yine okul gezisine çıkıyorlar. Peter yine kendini kanıtlama çabasına giriyor, yine Ed garip tavırlarla arkasını kolluyor, yine yengesi May’in flörtleşmelerine şaşırmasına tanık oluyoruz vesaire… Hadi, bu sefer Peter’ın karşısında aşması gereken, Endgame’den kalma devasa bir psikolojik engel var, onu anladık. Ayrıca, filmin hakkını yemeyelim, ilk filme kıyasla başarılı tersine çevirmeler de yok değil. Fakat, bu kadar senaryonun bu kadar benzer hissettirmesi bence olumsuz bir nokta. Üçüncü filmde de konu benzer ilerlerse gerçekten fazla kaçmış olacak. Bu konudaki temennilerimi belirtip son sözümü söyleyeyim.

Spider-Man Far From Home inceleme

Spider-Man Far From Home inceleme sonucu nedir?

Spider-Man Far From Home inceleme sonucu olarak fikrimden bahsetmeye geldi sıra. Bence, aksiyonuyla Homecoming’in epey üzerine çıkan ancak senaryosuyla onun açıldığı suların aynılarına ya da çok benzerlerine açılan bir film olmuş. MCU içerisinde izleyebileceğiniz en başarılı ekstra sahnelerden birine sahip. Bu yüzden, filmden çıktığınızda ağzınızda fazlasıyla hoş bir tat olacak. Ancak üzerine düşününce genelinin üzerinizden su gibi akıp gittiğini göreceksiniz diye düşünüyorum.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.