Avatar
Yazar: LeaderGamer, Editör Yazım tarihi: 08.11.2010

Futbol Menajerliği oyunlarını yıllardır severek oynamışımdır. Ama Kezman’ın Chelsea’de oynadığı, Ümit Özat’ın Fenerbahçe forması giydiği milenyumun ilk yıllarına denk düşen zamandaki Championship Manager ve Football Manager rekabetinin olduğu zamanlar menajerlik oyunları çok daha başka bir tat veriyordu. 2005-2010 yılları arasında ise Football Manager zirvenin tek hâkimi olmuştu. Ancak 2010 yılında CM 2010 iyi bir geri dönüş yaparak rekabeti yeniden doğurmuştu. Bu rekabetin süresi maalesef ki çok uzun olmadı. Çünkü şuanda incelediğimiz FM 2011 bu sene de yalnızları oynayacak. Championship Maneger serisi bu yıl oyun çıkarmayacak. Bu başka bir konu ama Football Manager yapımcılarının rakipsiz oldukları halde mükemmel bir oyun çıkardıklarını da göz önünde bulundurmak lazım ve incelemeye başlayalım.

Bir teknik direktör başarılı olmak için kadrosunda iyi oyuncular olması gerektiğini çok iyi bilir. Takım yöneticileri de bunun bilincinde olarak her yıl milyonlarca para harcayarak transferler yaparlar. Bir FM oyuncusu da haliyle oynamak istediği takımın kadrosunu eksiksiz görmeyi ister. Seri her yıl olduğu gibi bu yıl da kadro güncelliği konusundaki başarısını devam ettiriyor. Fenerbahçe’de son gün transferlerinden olan Yobo, Galatasaray’ın son gün bombalarından olan Misimovic, Beşiktaş’ın son hamlesi olan Fatih Tekke ve diğer oyuncular eksiksiz bir biçimde yeni takımlarında yer alıyorlar. Böylece bize de istemediğimiz oyunculara yeni kulüp bulmak ve kadromuzu transferlerle daha güçlü bir hale getirmek kalıyor.

Kadrolar ve transferler hakkında konuşmuşken aynı konuyla devam edelim. Serinin yeni oyununda Agent adı altında futbolcu menajerleri bulunuyor. Her menajerin genellikle birden çok futboluyla anlaşması oluyor. Bu yenilikle de transferler daha gerçekçi bir hal almış. Yalnız ben Türkiye’nin çok yakından tanıdığı birisi ulan Juan Figer’i oyunda bulamadım. Kadı kızının bile kusursuz olmadığını düşünerek bunu bir eksi olarak saymıyorum.

Takımımızı yeniledikten sonra yavaş yavaş maç günleri yaklaşıyor. Hazırlık maçları zaten transfer döneminden kısa bir süre sonra başlarken UEFA Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi ön elemeleri derken yoğun maç maratonları başlıyor. Bizim bu maratona girmeden önce ise takımımızın stratejisini belirlememiz ve kondisyon yüklememiz gerekiyor. Bu amaçla hazırlık maçlarını iyi değerlendirmeliyiz ki yeni sezona, hazır bir takımla başlayalım.

Biraz da menajerler hakkında konuşalım. Her FM serisinde olduğu gibi bu oyunda da kendi profilimizi yaratmamız gerekiyor. Ad-Soyad, doğum tarihi, hangi ülkenin vatandaşı olduğumuz, geçmişte nasıl bir futbolcu olduğumuz gibi bilgileri doldurduktan sonra büyük ölçüde kendi profilimizi tamamlamış oluyoruz. Bunların yanı sıra ise oyunda twitter hesabınızın bilgilerini vererek başarılarınızı sanal ortamda paylaşabiliyor, takımınızın maç özetlerini YouTube’ta paylaşabiliyorsunuz.

Oyun hakkında şuana kadar gayet olumlu cümleler kurdum ancak seri senelerdir yakındığımız bir duruma hala çare bulmuş değil. FM 2011’de de Türkçe dili desteği maalesef yok. Yetkililer satış rakamlarındaki duruma göre dil desteğini sağlayacaklarını söylemişlerdi ancak oyuncuların korsana rağbet etmesi ile istedikleri sayıya ulaşamamış olacaklar ki yine bizi oyunu İngilizce oynamaya mahkûm ettiler. Oysa FM kendisini bir yıl boyunca oynatabilecek bir oyun ve verdiğiniz parayı kesinlikle hak ediyor. Gelecek sene orijinal oyun satışlarının daha yüksek Mevlalarda olmasını ve böylelikle FM 2012’nin Türkçe dil desteğini de içermesini ümit ediyoruz.

Başlangıç evrelerine yeterince değindiğimizi düşünerek daha derinlere inmeye başlıyorum. Seri son yıllardır sürekli olarak geliştirdiği 3D grafik motorunu kullanıyor. Bu sene de geliştirmeler ve tazelemeler ile daha kaliteli görüntüler almamız sağlanmış. Grafik motorunun geliştirilmesinin yanı sıra maç içindeki değişken hava şartları ile de daha gerçekçi bir atmosfer yaratılmış. Yağmurlu bir havada başlayan bir maç ikinci yarıdan itibaren bulutlu bir havada devam edebiliyor. Stadyumları da az da olsa tazelenmiş olarak görebiliyoruz. Taraftarlar ise artık 3D modellenmişler ve kartondan adamlara benzemiyorlar. Gölge efektlerinin üzerinde de biraz daha durularak düzgün bir efekt yaratılmış. Tabi bir menajerlik oyunundan bahsettiğimiz için ahım şahım grafiklerle karşılaşacağınız düşüncesine kapılmayın ama grafikler olması gerektiği kadar iyi olmuş. Ayrıca grafikler basit animasyonlar ve kamera açılarıyla da geliştirilmiş. Oyun içinde koşarken daha gerçekçi görünen oyuncular, daha gerçekçi top kontrolleri bunlara en iyi örnekler. Ayrıca atılan gollerin tekrarını kuş bakışı bir kamera açısında izlemekte çok güzel olmuş. Pozisyonun gelişimini daha detaylı görebiliyoruz böylece.

Yaptığımız maçlar sonrasında da artık bizi detaylı bir istatistik menüsü bekliyor. Atılan şutlar, kaleyi bulan şutlar, topla oynama yüzdeleri bir grafik şeklinde sizlere sunuluyor. Oyun içinde ne kadar etken olduğunuz, kaleyi ne kadar yokladığınız gibi önemli bilgilere sahip olarak buna göre takımınızı düzenleyebiliyorsunuz bu sayede.

Yazıda genellikle yeniliklerden bahsettim çünkü FM belirli bir temel üzerine oturtulmuş ve her sene üzerine bir şeyler ekleyen bir oyun. Yeniliklere devam edecek olursak basın toplantılarına yeni cevaplar eklenmiş. Ancak oyun tamamıyla İngilizce olduğu için cevap verirken zorlanabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra oyuncularla ettiğimiz sohbet daha da detaylandırılmış. Artık oyuncularımızla yaptığımız konuşmalar bir sohbet halini alıyor. Onların üzerinde daha büyük bir etki kurabilmemizi sağlıyor. Tabi etki kurabilmek için takım içinde saygı duyulan bir menajer olmalısınız. Aksi taktirde bir takımın her zamanki en zayıf halkası siz oluyorsunuz ve takımdan ayrılan oyuncuların ardından gelen başarısızlıklar sonucunda yönetim sizi takımdan kovabiliyor.

Futbolun en zayıf halkalarından birisine daha gelince hakemleri de konuşmak geldi aklıma. Oyundaki hakemlerin farklı birer karakter olarak yaratılması güzel bir detay olmuş. Ancak bazen öyle hakemlere denk gelebilirsiniz ki bir hazırlık maçında 3 kırmızı kart birden gösterebilir. (Yaşanmış bir olaydır.) Ayrıca her insan gibi hakemler de hata yapabiliyorlar. Basın toplantılarında size hakem sorulduğu zaman isterseniz hakemi sert bir şekilde eleştirebiliyorsunuz. Ancak bunu yaparsanız federasyon sizi uyarıyor, uyarıya kulak asmazsanız da cezaya çarptırılıyorsunuz. Kısacası bir Mourinho ya da Yılmaz Vural olmak size çok yarar sağlamıyor.

Son yıllarda FM serisi sakatlıklar konusunda çok tepki almıştı. Oyuncular çok sık sakatlanabiliyordu. Oyunu oynadığım süre içinde rahatsız edici bir sakatlık tablosuyla karşılaşmadım. Ancak benim tepkimi çeken olay kaleciler üzerine oldu. Çok basit hatalar yapabildiklerini gördüm. Bilmiyorum belki de benim şanssızlığımdır ama kalecilerin açılma konusunda sorunları olduğunu düşünüyorum. Bunun haricinde oyun içi denge çok iyi kurulmuş.

FM serisi sistem gereksinimleri ile her zaman oyuncuları mutlu etmiştir. Bu gelenek yine bozulmuyor, oyun makul sistemlerde de rahatlıkla çalışıyor. Bütün yenilikleri ve serinin temel taşlarını göz önünde bulundurduğumuz zaman bir yıl boyunca kendisini oynatacak ve eskisinden daha iyi olan bir oyun ortaya çıktığını görüyoruz. Oyun içindeki hataların da çıkarılacak yamalar ile düzelteceğini düşünürsek eksisi az, artısı bol bir oyun diyebiliriz FM 2011 için. Menajerlik hastalarına başarılar dileyerek bir başka yazıda görüşmek dileğiyle.
GRAFİK: 85
SESLER: 90
OYNANABİLİRLİK: 95
GENEL: 90

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.