Avatar
Yazar: Kaan GEZER, Editör Yazım tarihi: 02.03.2017

Bu güne kadar oyun dünyasında birçok farklı açık dünya oyunu gördük. Yeri geldi yabani hayvanlara karşı savaştık, yeri geldi uzaylılara karşı mücadele verdik, yeri geldi klasik o zombi temalı açık dünya oyunlarını oynamak zorunda kaldık. Fakat hiçbir zaman robot dinozorların ele geçirdiği bir dünyaya adım atmadık. Sony Interactive Entertainment ve Killzone yaratıcıları olan Guerrilla Games sayesinde bahsettiğimiz o robot dinozorların evrenine adım atacağız. Çünkü elimizde Horizon: Zero Dawn inceleme kopyası bulunuyor. Bilmeyenler için hemen söyleyelim; Horizon: Zero Dawn, PlayStation 4 platformuna özel olarak geliştirilmiş, 1 Mart 2017 tarihinde çıkışını gerçekleştirecek açık dünya rol yapma oyunu. Yani, dev gibi bir oyun. İşte bugün, sizlerle bu oyunu inceleyeceğiz. Var mısınız yazımıza başlamaya?

20170219102336

Horizon: Zero Dawn - Senaryo

İnceleme yazıma her zaman olduğu gibi senaryo ile başlamak istiyorum. Fakat merak etmeyin, hiçbir spoiler vermeyeceğim. En temelden bahsedeceğim hikayeden ve senaryoya bağlı birkaç bilgi vereceğim sizlere. Öncelikle oyunun ne zaman geçtiğini söyleyeyim, günümüzden 1000 yıl civarı sonrasında. 3000'li senelerde olduğumuz bu oyunda, dünyayı robot dinozor benzeri makineler ele geçiriyor ve bizler de geri almaya çalışıyoruz. Tabii ki senaryo bu kadar basit değil, karakterimizin kişisel bir hikayesi ve bir amacı da bulunuyor fakat bunlardan inceleme yazısında bahsedip, spoiler vermek istemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim ki, senaryonun sunumu gerçekten kusursuz.

Horizon: Zero Dawn oynadıkça, senaryonun oldukça ilginç olduğunu anlıyorsunuz. Farklı sırlar açığa çıkıyor ve aynı zamanda da kafamızda oluşan bazı soru işaretleri, cevaplarını buluyor. Böylece oyunu oynarken, 5 dakika sonra ne olacağını tahmin edemiyorsunuz. Mesela bu konuda başka bir PlayStation oyununun örneğini vereyim: The Last of Us. Evet, The Last of Us senaryo olarak da mükemmel bir oyundu fakat hikayenin nasıl gelişeceği tahmin edilebilir bir şeydi. Fakat bu durum, bu oyunda o şekilde değil. Dediğimiz gibi, ileriyi tahmin etmek biraz zor.

Oynadığımız oyun, bir rol yapma oyunu olduğu için söyleyeceğimiz şeyleri bazı zamanlarda biz seçebiliyoruz. Bu noktada, 3 farklı seçeneğimiz oluyor. Bu 3 seçenekte, ya kalbimizi dinleyip, cevap veriyoruz, ya beynimizi çalıştırıp, zekice bir cevap verebiliyoruz, ya da öfkeli bir şekilde cevap verebiliyoruz. Bu 3 seçenekten birini seçmemiz, gelecekte yaşanacak bazı olayları etkileyebiliyor fakat oyunun gidişatını değiştirecek seviyede büyük değiller. Minimum seviyede etkileri bulunuyor bu seçeneklerin. Yine de güzel bir dokunuş olmuş geliştirici ekipten. Kötü olmayan fakat basit olan bir şeye olumsuz yorum yapamayız, değil mi?

Horizon Zero Dawn™_20170218163026

Horizon: Zero Dawn - Karakterler

Horizon: Zero Dawn içerisinde en çok sevdiğim kısım, kesinlikle karakterler. Bizlerin kontrol ettiği karakterin adı Aloy ve oyuna Aloy'un bebekliği ile başlıyoruz, ardından 6 yaşındaki halinin kontrolünü alıyoruz ve en sonda da yetişkin bir Aloy ile ana oyuna başlıyoruz. Ana karakterin, muhtemel bir serinin ilk oyununda bu şekilde tanıtılması gerçekten kusursuz bir başlangıç. Oyuncu, bu sayede Aloy ile rahatlıkla bir bağ kurabiliyor. Tabii bu bağ sadece Aloy ile kurulmuyor, oyundaki diğer karakterler ile de bağ kurmak oldukça kolay. Çünkü bu karakterler ciddi anlamda çok güzel tasarlanmış ve modellenmiş. Özellikle oyun içi diyalog sahnelerinde bunu fark edebiliyorsunuz. Karakter modelleri ve tasarımları gerçekten akılda kalıcı, başarılı bir şekilde geliştirilmiş.

Oyun içi diyalog sahnelerinde, diyaloğa girdiğimiz karakter ile yakın çekime giriyor oyun. Sanıyorum aynı sistem Fallout 4 içerisinde de vardı, emin değilim. Her neyse, bu yakın çekim sahnelerde fark edebiliyorsunuz ki, karakterlerin yüz animasyonları ve hareketleri gerçekten inanılmaz. Bu diyalog sırasında karşımızdaki karakterin duygularını, yüz hareketleri sayesinde çok rahatlıkla anlayabiliyoruz ve bu senaryoya ayrı bir derinlik katıyor. Açıkçası bu noktada, Decima oyun motoruna hayran kalıyorum çünkü karakterlerin yüzleri ve özellikle gözleri, gerçekten göz kamaştırıcı. Bu detaylar daha önceki oyun videolarında benim dikkatimi çekmemişti bu yüzden oyuna başlayınca ve o yüz detaylarını görünce, gerçekten neye uğradığımı şaşırdım. Sanırım bu güne kadar, bu kadar grafiksel kaliteye ve gerçekçi animasyonlara sahip olan bir yüz görmemiştik.

Son olarak karakterlerin benzersizliğinden bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, alternatif bir gelecek zamanındayız. Gelecekteyiz ama dinozor benzeri makineler var. Düşünün yani. Her neyse, oyun içerisinde önemli ve orta önemli role sahip olan her karakter benzersiz bir şekilde tasarlanmış. İsimler pek akılda kalıcı değil fakat karakterlerin dış görünüşleri ve kıyafetleri, kesinlikle kendilerini benzersiz kılıyor. Önemsiz karakterlere pek dikkat etmedim fakat onlar biraz kopyala yapıştır gibi olmuştu. Yine de yalan olmasın, emin değilim. Yani şunu söylemek istiyorum, oyunun senaryosu gibi karakterleri ile alakalı olan her şey de başarılı.

Horizon Zero Dawn™_20170219120940

Horizon: Zero Dawn - Eşyalar

Bir yol yapma oyununda en önemli şeylerden bir tanesi de kesinlikle oynanıştır. Oyun içerisinde bir dövüş/savaş sistemi bulunuyor. Hem makinelerle, hem de insanlarla savaşabildiğimiz bu oyundaki ana silahımız ise mızrak ve yay/ok ikilisi. Mızrağımız sürekli standart fakat mızrak haricinde kullanabileceğiniz 4 farklı silah bulunuyor. Bu silahlar, avcı yayı, keskin nişancı yayı, sapan ve bir tuzak silahı. Tuzak silahı ile adı üstünde tuzak kurabiliyorsunuz. Sapan ile daha çok bomba atıyorsunuz. Bu yüzden saldırı için kullanabileceğiniz 3 farklı silah bulunuyor. Mızrak ve 2 farklı yay. Ayrıca mızrak harici saydığım tüm silahların da bir nadirlik seviyesi bulunuyor. Sıradan seviyesinden, efsanevi seviyesine kadar silahlar bulunuyor. Fakat bu bana pek yeterli gelmedi çünkü silahlar sanıyorum ki tek tip. Yani, mesela sadece 1 tane keskin nişancı nadir yay var ve sadece 1 tane keskin nişancı efsanevi yay var. Bu konuda oyun bana biraz yetersiz geldi fakat çok da önemli bir yer kaplamıyor yine de.

Silahlar haricinde, aynı şekilde farklı kıyafet seçimlerimiz de olabiliyor. Silahlar gibi, kullanacağımız kıyafet seti de farklı özellikler sunuyor bize. Yalnız kıyafetler, silahlar gibi tek tip değil. Tamam, yine kıyafetlerde bir nadirlik seviyesi var fakat tek bir nadirlik seviyesinde, farklı farklı görünen ve farklı farklı özellikler sunan kıyafet setleri bulunuyor. Ayrıca, bir rol yapma oyunu olduğu için geniş bir envanter sistemi de oyunda bulunuyor. Ticaret için, takas ve satış için veya eşya üretme sistemi için birçok eşyayı envanterimiz içerisinde bulundurabiliyoruz. Ayrıca yine envanter kısmında cephanemizi, yardımcı eşyalarımızı ve tuzaklarımızı da bulundurabiliyoruz.

Son olarak eşya üretme, yani Crafting, kısmından bahsedeyim. Bu sistem, öyle büyük bir benzersizliğe sahip değil. Envanter ögelerimizi, yanımızda taşıyabileceğimiz cephaneyi ve yardımcı ögelerin sayısını arttırabiliyoruz. Bunun haricinde, yine saymış olduğum tüm o cephaneleri ve yardımcı ögeleri, mesela iksirleri, oluşturabiliyoruz. Yani silah veya kıyafet üretme sistemi bulunmuyor fakat çok da gerekli değildi. Son olarak, gerekli ve oyunda bulunan bir şeyi söyleyeyim: Silah ve kıyafet modifikasyonu. Oyun içerisinde topladığımız bazı çipleri, silahlarımıza ve kıyafetlerimize ekleyebiliyoruz. Bu çipler, silah veya kıyafete ekstra özellik ekliyor. %6 daha fazla hasar, %10 ateşe koruma gibi yani.

Horizon Zero Dawn™_20170219102502

Horizon: Zero Dawn - Yetenekler & Görevler

Oyunumuz, bir rol yapma oyunu olduğu için, yetenek ağacı sistemi de bulunuyor. Her seviye atladığımızda bir yetenek puanı kazanıyoruz ve 3 farklı daldan yetenekleri, bu puanlar ile açabiliyoruz. Bu yetenek ağacı dallarından ilki, temelinde gizliliği ele alıyor. Diğeri ise yay/ok kullanımını. Sonuncusu ise daha çok saldırı harici şeyleri ele alıyor. Mesela ganimet toplarken, daha fazla ganimet çıkması gibi. Her şeyi ele aldığımız zaman, oyun içerisinde açabileceğimiz 36 yetenek bulunuyor. Oyunda sizi bir süre meşgul tutabilecek şeyler olabilir bunlar. Hani, tüm yetenek ağaçlarının hepsini açmak isterseniz düz bir hesapla 60. seviye yakınlarında, hatta daha da ileride olmanız gerekebilir. Yine de siz bu rakama güvenmeyin, lise zamanında dilci idik.

Yetenekler hakkında söyleyebileceklerim ne yazık ki bu kadar. Şimdi biraz görevlerden bahsetmek istiyorum. Ayrıca oyundaki ilk kötü yön de sanırım görevler üzerinden gelecek. Oyunda şu an yapabileceğiniz 9 görev tipi var. Bunlardan ilki ana görev. Bu ana görev ile senaryoyu yaşıyorsunuz. Bir diğer görev tipi ise yan görev. Bu yan görevlerde de tahmin edebileceğiniz gibi farklı senaryolara şahit oluyorsunuz. Fakat yan görevlerin bir sorunu var: Hepsi aynı. Yani, arka plan hikayesi ve karakter olarak tabii ki aynı değiller fakat şu ana kadar yaptığım tüm yan görevlerde bir noktaya gittim, delil topladım ve bir izi takip ettim. İzin sonunda da ya bir savaş, ya da diyalog ekranı ile karşılaştım, görev bitti. Açıkçası yan görevlerin hepsi böyleyse, büyük bir sıkıntı olabilir.

Yan görevlerin bu kötülüğü çok fazla de etkilemeyebilir sizi çünkü 7 farklı görev tipi daha var. Bu tipler ise sırasıyla ayak işleri, haydut kampları, Tallneck, Hunting Ground, zindanlar, tehlikeli bölgeler ve öğretici görevler. Şimdi, ayak işleri, haydut kampları ve tehlikeli bölgeler, klasik açık dünya aktiviteleri. Çok fazla bahsetmek istemiyorum ama eğlenceli olduklarını söyleyebilirim. Tallneck ise bir makine tipi. Bu makineden oyun içerisinde 4-5 tane bulunuyor ve bunların üzerine tırmanıp, haritanın kapalı bölgelerini açabiliyorsunuz. Assassin's Creed ve Far Cry serilerindeki keşif olayları gibi düşünebilirsiniz. Hunting Ground ise yarışma tipleri. Size bir görev veriliyor, mesela 10 tane makineyi tuzak ile öldür, belli bir süre içerisinde o verilen görevi yapmaya çalışıyorsunuz. Karşılığında da ganimet kutusu kazanıyorsunuz. Yani oyun içerisinde yapabileceğiniz çok şey var fakat yan görevlerin çok benzer olması, biraz sıkıntı.

Horizon Zero Dawn™_20170219103930

Horizon: Zero Dawn - Oynanış I

Geldik bir oyunun en önemli kısmına: Oynanış. İncelemenin bu kısmında, sizlere oynanış ile alakalı veya az çok bağı olan birçok şeyden bahsedeceğim. Bu yüzden kemerlerinizi bağlayın. Öncelikle temelden bahsetmek istiyorum, yani dövüş kısmından. Oyunda düşmanlarınıza 2 farklı şekilde yaklaşabiliyorsunuz. Bu şekiller, gizlilik ve bodoslama dalma üzerine. Bodoslama girmek hiçbir zaman ideal bir yön olmuyor çünkü oyundaki düşmanlarınız, siz seviye atladıkça kendisini geliştiriyorlar. Yani hiçbir zaman kolay bir mücadele içine girmiyorsunuz. Bu yüzden gizlilik, oyunun temeli gibi görünüyor. Çünkü gizlilik sayesinde birçok makineyi, yetenekler sayesinde tüm makineleri ve insanları, gizli saldırılar ile öldürebiliyorsunuz sorunsuz bir şekilde. Ayrıca benim de en favori oynanış stilim gizlilik olduğu için, bu durum hoşuma gitti. Bana soracak olursanız gizlilik gayet eğlenceli bir şekilde işliyor oyun içerisinde. Bodoslama girmek isterseniz de, oyun birden Dark Souls oyununa dönüyor. Nasıl mı?

Karşınızdaki düşman, eğer oyunun en yeteneksiz makinesi değilse, size büyük hasarlar verebiliyor. Mesela güçlü bir makinenin tek bir vuruşu , yarı canınızı alabiliyor. Bu yüzden Dark Souls oyunlarında olduğu gibi, makinenin saldırı şekillerini öğrenmeli, ona göre siz de kaçmalı ve saldırı yapmalısınız. Ayrıca daha önceden makineleri tarayarak, zayıf noktalarını ve zayıf olduğu elementleri de öğrenebiliyorsunuz. Zaten aksi halde o makinelere hasar vermeniz biraz zor oluyor. Aslında bu yönden de başarılı oyun. Çünkü zor bir savaş isteyenler direkt olarak bodoslama girebilir. Daha taktiksel ve adamına göre kolay olan bir savaş için ise gizlilik tercih edilebilir. Adamına göre dedim çünkü gizlilik, herkesin uygulayabileceği bir şey değil.

Oynanış, gizlilik ve bodoslama dalma eğlenceli fakat tam bu noktada keyfinizi kaçıran bir nokta var. O nokta ise kamera açıları. En son bu sorunu Tom Clancy’s Ghost Recon: Wildlands ile yaşamıştım. Oyunda dinamik bir kamera sistemi bulunuyor. Etrafınızda nerelere baktığınıza göre kamera açısı, ya karakterin sol omzundan, ya sağ omzundan, ya da tam arkasından bakıyor. Fakat bu dinamiklik, sağlıklı bir şekilde işlemiyor ve açıkçası benim başımı çok ağrıtıyor. Tom Clancy’s Ghost Recon: Wildlands üzerinde bir tuşla bunun ayarlamasını yapabiliyorduk fakat bu oyunda öyle bir tuş da bulunmuyor. Mesela ben sağ omuzdan bakmak istediğim zaman sürekli farklı farklı yerlere bakarak, o dinamikliği sağlamaya çalışıyorum. Gerçekten işkence gibi. Fakat şöyle bir detay var, oyunu şu an ilk sürümünde inceliyoruz. Yani ilk gün güncellemesi henüz gelmedi. Bu kamera açısının veya en azından değiştirme tuşunun ilk gün güncellemesi ile geleceğini düşünüyorum. Çünkü ayarlar kısmında bu konuda çok büyük bir eksiklik var. Güncelleme ile geleceği belli yani.

Horizon Zero Dawn™_20170219134657

Horizon: Zero Dawn - Oynanış II

Oynanış üzerinden giderken, bir de Guerrilla Games için yeni bir mekanikten bahsetmek istiyorum. Bu mekanik, binekler. Oyun içerisinde binek sistemi de bulunuyor. Bazı makineleri, bineklere dönüştürebiliyoruz ve kullanabiliyoruz. Fakat bu bineklerin çalışma ve kontrol sistemi bana oldukça garip geldi. The Witcher 3: Wild Hunt ve The Elder Scrolls oyunlarındaki binek mekanikleri ile alakası yok. Tabii bu iki oyunun da kökü var. Geliştiriciler bu tür mekaniklere alışık. Guerrilla Games için ise bir ilk. Aslında güzel bir temel atılmış mekanik için fakat kontroller özellikle inanılmaz zor bir halde. Ben mi beceremiyorum, bilmiyorum fakat ciddi ciddi kontrolü zor geliyor. Fakat bu herkese göre kötü bir yön olmayabilir çünkü binek yerine koşarak gitmek daha hoş. Çünkü bu şekilde daha iyi keşif yapabiliyorsunuz. Böyle büyük bir oyunda da keşif, her şeyden önemlidir bence.

Tabii bir de yükleme ekranlarımız var. Daha doğrusu, sadece 1 tane yükleme ekranımız var. Evet, dev gibi bir açık dünya oyunu ile karşı karşıyayız ve sadece 1 adet yükleme ekranı var. Bu ekran da sadece oyun açılırken karşımıza çıkıyor. Fakat bu ekran, duruma göre 1 buçuk dakika bile sürebiliyor. Bunu inceleme yazısına eksi olarak aktarmak ne kadar doğru olur, bilemiyoruz. Çünkü oyundaki tek yükleme ekranı bu. Bu yüzden uzun olması oldukça doğal. Tüm oyunu 10 saniyede yüklemesini de bekleyemeyiz sanırım. Fakat yine de belirtmek istedim. Ayrıca bu uzunluk, geliştiriciler için bir sorun olarak görülürse de güncelleme ile düzeltilebilir. Tekrar söyleyelim, oyunun henüz ilk gün güncellemesini almadık.

Oynanış üzerinde son olarak kullanıcı arayüzünden bahsetmek istiyorum. Oyun içerisindeki ekranda, ihtiyacınız olmayan hiçbir şey bulunmuyor. Daha önceki birçok haberimizde bu kullanıcı ekranının çok detaylı bir şekilde özelleştirilebilir olduğunu belirtmiştik. Bu özelleştirme, ne yazık ki ilk gün güncellemesi ile oyuna ekleniyor. Yani biz oyunu incelerken böyle bir ayar yok. Fakat ayarın olmaması sorun değil, çünkü ekran oldukça temiz ve dediğimiz gibi, sadece ihtiyacınız olan şeyler görünüyor. Kullanıcı arayüzü haricinde, oyunun haritası size başlarda çok karışık gelebilir. Fiziksel harita değil tabii, oyunu durdurduğunuz zaman temsili haritadan bahsediyoruz. Çünkü bir süre sonra çok simgeler dolmaya başlıyor ve neyin ne olduğunu bilemiyoruz. Ayrıca hangi simgenin neyi belirttiğini gösteren bir yardımcı özellik de olmadığı için ilk 3-4 saatinizde harita üzerinde çok büyük sorunlar yaşayabilirsiniz. Fakat geçiyor efendim. Alışıyorsunuz. Alıştıktan sonra da inanılmaz bir deneyim sizlerin karşısına çıkıyor.

Horizon Zero Dawn™_20170219115118

Horizon: Zero Dawn - Grafikler & Performans

İnceleme yazımızı yavaş yavaş sonlandırırken, son olarak grafiklerden ve performanstan bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim, inceleme yazımızda görmüş olduğunuz tüm görseller, 4K çözünürlükten 1080p çözünürlüğe düşürülmüştür ve gerekilen yerlerde de görselin kalitesi, biraz düşürülmüştür. Çünkü 10 MB boyutunda bir görsel ile sayfamızın yüklenmesini istemeyiz. Bu yüzden görmüş olduğunuz görseller, %100 oyunu temsil etmiyor, en azından çözünürlük olarak. Ha, çözünürlük demişken hemen söyleyelim. Oyunu, PlayStation 4 Pro üzerinde, 1080p bir televizyon ile denedik. Doğal olarak aldığımız çözünürlük de 1080p idi. FPS oranı ise 30 FPS. Fakat menü kısmında, mesela yukarıdan görebileceğiniz haritada veya envanter kısmında oyun doğal 4K/60 FPS oluyor. Akılda bulundurmakta fayda var.

Bana soracak olursanız, oyunun grafikleri hem gerçekçi, hem de tatlı. Fakat inanılmaz renkli olduğu için zaman zaman, "Nereye geldim ben yahu?" diyebilirsiniz. En azından ben dedim. Daha önce bahsetmiş olduğum başarılı karakter modelleri ve tasarımları da bu grafikler ile birleştiği zaman gerçekten kaliteli bir oyun çıkartıyor karşımıza. Eğer grafik sevdalısı bir oyuncuysanız, bu oyun sizi kesinlikle tatmin edecektir, kafanızda soru işareti oluşturmayın boşuna. Performans ise dediğimiz gibi oyun içerisinde 30 FPS. Biz, oynarken pek düşüş yaşamadık. Çok nadir düşüş yaşadık ve çok daha rahatsız eden bir düşüş olmadı bunlar. Biz, yine de böyle bir oyunun 60 FPS olmasını dilerdik. PlayStation 4 üzerinde olmasa bile, PlayStation 4 Pro için ekstra görsellik kasılacağına, performans kasılmalıydı bizce. Yine de Sony ve geliştirici ekibin tercihi tabii. Saygı duyuyoruz.

Horizon: Zero Dawn, kesinlikle The Last of Us ve God of War seviyesinde bir oyun. Eğer Sony ve geliştirici ekip, bu oyunu bir seri olarak düşünüyorsa, çok mutlu olacağız çünkü daha gelişmiş teknolojiler ile Guerrilla Games karşımıza neler çıkartabilir, çok merak ediyoruz. Ayrıca Guerrilla Games, Decima isimli oyun motorlarının gücünü de kusursuz bir şekilde gösterdi oyunculara. Tabii Decima'yı böyle görünce, Death Stranding için tekrardan heyecanlandık. Malum, Death Stranding de aynı oyun motorunu kullanıyor Horizon: Zero Dawn ile. Neyse, bizim konumuz bu değildi. Dağıtmayalım. Bu oyun, kesinlikle almaya değer, arşivinize eklemeye değer bir oyun. Guerrilla Games kusursuz bir oyun sundu bizlerin önüne. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.