Avatar
Yazar: Can Dikiş, Editör Yazım tarihi: 07.10.2015

Yeni sezonunu en fazla merak ettiğim süper kahraman dizisi The Flash, yeni sezon galasını dün akşam yaptı. Bizler de hemen bilgisayar başına yumulduk, özlem giderdik tabii. Açıkçası bendeki bu Flash özlemi dizinin ilk sezonunda yaptığı işlerin ne kadar doğru olduğunun kanıtı. O 20 küsür bölümde üzerine koya koya gidip kurdukları samimi ortam dizinin yaptığı en doğru şeydi. Üzerine Flash’a fazlasıyla giden ‘’zaman’’ kavramı da The Flash’ı özel bir dizi yapmıştı, yapıyor. Gelelim 2. Sezona
buradan sonrası spoiler
;

fla201c-0236b-151726

Barry Allen’ı son gördüğümüzde kendisi Central City’i, kendisinin sebep olduğu koca bir kara delikten kurtarmaya çalışıyordu. İkinci sezon ise o olayın 6 ay sonrasında devam ediyor. Kara delik Firestorm sayesinde durdurulmuş, Ronnie kendini –yine- feda etmiş Barry ise etrafındaki herkesi kendisinden uzaklaştırarak Flash olmaya devam ediyorken buluyoruz kendimizi. Barry Allen’ın karakter olarak en öne çıkan özelliği yaşadığı bu sert buhranlar sanırım. İlk sezonda bu bunalımları finalde çok dramatik bir şekilde bağlamışlardı, izlemesi sert sahneler olmuş seyir zevki bakımından ise gönlümüz ayrı bir hoş olmuştu. Bu sezon da bu buhranlar daha ilk bölümden kendini belli ediyor. Eddie ve Ronnie’nin ölümlerinden kendini sorumlu tutan Barry, ‘’arkadaşlarımın zarar görmesini istemiyorum’’ tarzı basit, çekilmez tripleriyle bizleri selamlıyor.

Central City’nin anahtarını alan Flash’ın karşısına ilk bölümden Atom Smasher adında kocaman bir engel çıkıyor. Baştan söyleyeyim; Atom Smasher ilk bölümün iki falsosundan biri. Diğerine birazdan değineceğim ancak Atom Smasher’ın çıkışı bir garip, amacı bir garip, yenilişi ise ayrı bir garip. Biraz zorlama olmuş ancak standart Flash bölüm düşmanlarından biri olduğu için çok da yeremiyorum, dizinin olayı bu sonuçta. Bölüm Barry’nin ‘standart’ bunalımları, 6 ay önce neler olduğu, Atom Smasher derken gayet akıcı bir şekilde ilerliyor. Bölümle ilgili benim canımı sıkan nokta kesinlikle baba Allen’ın zorlama gidişi oldu. Muhtemelen senaristler 2. Sezonda çok fazla karakter olacağından baba Allen’ı hapisten çıkartıp, diziden emekli etmeye ya da çok az göstermenin bir yolunu aradılar ve sonuç böyle saçma sapan oldu. Yani cidden 14 yıl sonra özgürlüğüne kavuşmuş bir adamın oğluyla vakit geçirmektense, ‘’sen Flash’sın bu şehrin sana ihtiyacı var ben gidiyom!’’ tarzı gereksiz hareketi çok zorlama olmamış mı?

Yeni bölümle, daha doğrusu dizinin geneliyle ilgili en fazla hoşuma giden detay ise Flash dışındaki karakterlerin diziye cidden farklı bir hava katması. Joey ve Cisco mükemmel bir ikili. Keza Iris o ilk sezondaki çekilmez triplerinden de kurtulmuş gibi. Senaristler Barry’nin etrafına gayet güzel bir ortam kurdular ve bunu bozacak hiçbir şey yapmıyorlar. Bu durum yeni sezonla da devam edecek gibi. Harriosan Wells’e dahi ciddi şekilde sempati duyuyorum ben mesela. Umarım kendisini ilerleyen bölümler de bol bol görebiliriz. Zira Jay Garrick’in diziye girişi epey mühim bir konu, dizinin ikinci sezonunda ilerleyeceği yolu biraz kestirebiliyorum ve umuyorum ki Harrison Wells’te bir şekilde dahil olabilir konuya.

Bunlar dışında bölümün güzel kotarılmış dramatik anları, Atom Smasher dışındaki görsel efekt sahneleri ve Cisco’nun tüm sahneleri yeni sezonun ilk bölümünün artıları. The Flash, ikinci sezonuyla zor bir topa girdi açıkçası. Jay Garrick, Wally West, Zoom yeni sezonun başlıca dinamikleri olacak bildiğim kadarıyla. Ancak dizi Zoom ile bir tonlama değişimine gidecek hissiyatına kapılıyorum ben. Biraz daha karanlık atmosfer diziye iyi gidecektir ancak dozunu ayarlayamazlarsa ikinci bir ‘’Arrow 3. Sezon’’ trajedisi kaldıramaz bünyem. Bildiğim kadarı ile bu sezon sert karakter dönüşümleri de olacak. Her şeye rağmen The Flash, o güzel ilk sezonundan sonra fena olmayan bir bölümle merbaha dedi. Umuyoruz ki bu şekilde devam eder.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.