Video oyunları dünyasına yön veren oyunları, yıllar sonra deneyimlemek şahsım adına sevdiğim bir etkinliktir. Bir çok sebepten ötürü, oynama fırsatı bulamadığım, yalnızca uzaktan takip edebildiğim Devil May Cry serisi de bunlardan birisiydi. 2011 senesinde PlayStation 3 kullanıcıları için hazırlanan paket, bir kez daha yeni nesil oyun konsolu sahipleriyle buluştu. Sırasıyla 2001, 2003 ve 2005 yıllarında çıkan ilk üç Devil May Cry oyununun bulunduğu oyun paketi, günümüzde nasıl görünüyor, beraberce bakalım. Örneklerle, öncesinde ve sonrasında çıkan oyunlarla benzerliklerini karşılaştırarak, farklı bir inceleme yazısı hazırlamaya çalışacağım. Yeni çıkan paketin, kimlere hitap ettiğinden, şahsımı örnek göstererek başlayalım isterseniz. Kılıçları kuşanın, cephanenizi doldurun, başlıyoruz.
Nasıl kaçırırsınız bu seriyi?
Serinin ilk oyununun çıkışını gerçekleştirdiği 2001 senesi, üniversite sınavına hazırlandığım ve üniversiteye başladığım yıldı. Evden ve bilgisayarımdan uzakta olmakla birlikte, yakın zamanda çıkışını gerçekleştiren PlayStation 2 oyunlarını da takip edememiştim. Takip edemedim dediysem, aslında basın ve internet yoluyla iletişimimi hiç koparmamıştım video oyunu dünyasıyla. Hatta öğrenci evinde oynamak için arkadaşımın PlayStation 1 konsolunu da almıştım ama PlayStation 2 ile olan bağlantım, Pro Evolution Soccer serisinden öteye geçememişti. Niye bunları söylüyorum, çünkü uzak kaldığım 4-5 yıllık zaman, bir oyun konsolunun toplam piyasada kalma süresine denk geliyordu.
Dolayısıyla bu yıllar içerisinde çıkışını gerçekleştiren ve Devil May Cry HD Collection paketinde bulunan oyunları bir kere kaçırınca, geriye dönmek zor oluyordu. E incelemesini yaptığın paket, PlayStation 3 için de çıkmıştı derseniz, doğru ama okul sonrasında oyun konsollarına geçiş yapmam zaman aldı. Şu anda yapmakta olduğum incelemenin benzerlerini kendi adıma yapmak için, PlayStation 4 cihazları yeni piyasaya sürüldüğü sırada, sırf atladığım oyunları denemek isteğimden ötürü PlayStation 3 oyun konsolunu edinmemin sebebi de budur. Uncharted, God of War gibi serileri denemeden, Red Dead Redemption oynamadan, yeni nesil konsollara geçmek içimden gelmemişti. Şimdi bunları anlatmamın sebebine gelebiliriz. Bu oynadığım oyunlar beni nasıl etkilediyse, Devil May Cry HD Collection paketi de benzer etkiyi gösterdi.
Bu pakette yeni neler var?
Paketin neler hissettirdiğine gelmeden önce söylemek isterim ki; Devil May Cry HD Collection, bir yeniden yapım paketi değil. Hatta 2011 senesinde; PlayStation 3 ve Xbox 360 platformları için çıkan paketin neredeyse bire bir aynısı. Yani, 2018 yılına özel ve yeni nesil konsollar için hazırlandığına dair hiçbir iz bulunmuyor. Grafiklerde 1080p çözünürlük sunuluyor ama kocaman pikselleri yumuşatmak için uğraşmamışlar, yalnızca kontrol ettiğimiz karakterlerimiz ve düşmanlar, belki biraz da yakın çekim yapılan ortamlar elden geçirilmiş. Menüler, PlayStation 2 seviyesinde kalarak, eski tüplü televizyon ekranı genişliklerinde kaldığı görülüyor. Ayrıca menüler de yapay olarak 1080p çözünürlük veriyorlar ama pikseller gözle seçiliyor. Hatta oyunun kayıt sistemi bile, sanki konsola bir memory card takılıymış gibi işliyor.
Oyunu oynayamayıp, gelişimini merak edenler ve oynayanlar için sunduğu, daha doğrusu sunamadığı farklılıklar göz önüne alındığında, bu paketin hedef kitlesi belli oluyor. Serinin bu ilk üç oyununu daha önceden oynayanlar için, küçük çözünürlük yükseltmeleri dışında, neredeyse hiçbir yenilik barındırmıyor. Hiç oynamayanlar ve video oyunları dünyasına hayli etkisi olan bu seriyi merak edenler için ise harika bir kaynak niteliği taşıdığını söyleyebilirim. Serinin ilk oyununun 2001 senesinde çıkış yaptığını hatırladığımızda, genç oyuncular için de kısa bir tarih dersi görevini görecektir. Peki faydası nasıl, neler öğrenebiliriz, oynarken eğlenebilir miyiz, anlatalım.
Resident Evil ile Bayonetta arasında bir yer.
Öncesinde Resident Evil serisinin devamı olarak tasarlanan fakat tarzıyla ve konusuyla bambaşka bir kulvara kayan oyun, Hideki Kamiya önderliğinde geliştirildi. Bu ismi özellikle veriyorum çünkü aynı kişinin kariyeri incelendiğinde, Devil May Cry oyununun, hangi oyunlardan ilham aldığı, hangi oyunlara örnek olduğu daha net anlaşılıyor. Serinin ilk oyununu açtığınızda, hiçbir bilginiz olmasa dahi, bu oyunun Resident Evil serisinden örnekler aldığını görebiliyorsunuz. Hareket ettikçe değişen sabit kamera açısı, silah atışları, düşmanların ve mekan tasarımları, doğrudan akıllara Resident Evil oyunlarını getiriyor. Bir de bakıyorsunuz, o oyunu geliştiren ekipte de Hideki Kamiya bulunuyor.
İleriye bakıldığında, yani Devil May Cry 3 sonrası, farklı bir isimle hangi oyun yapılabilir denildiğinde de akıllara Bayonetta serisi geliyor ki bu seriyi geliştiren ekipte yine Hideki Kamiya ismi göze çarpıyor. Yani elimizdeki 3’lü paket, iki büyük oyun serisinin arasında adeta bir köprü görevi üstlenmiş vaziyette. Resident Evil serisiyle, Bayonetta serisi arasında ne alaka var denildiğinde, incelemesini yaptığımız pakettin oyunları, cevap niteliği taşıyacaktır. Paketin 2001 senesinde çıkan ilk oyunu ne kadar Resident Evil serisinin ilk oyunlarına benziyorsa, paketteki son oyunu, artan temposuyla Bayonetta serilerine yakınlaşıldığını gösteriyor.
Devil May Cry, 2001 yılında mı çıkmış?
Devil May Cry HD Collection paketini satın alacaklara naçizane önerim; içeriğindeki oyunları sırasıyla oynamalarıdır. Tabii herkes oyun dünyasının gelişimini merak etmek istemez, eğlenmek, güzel vakit geçirmek de ister. Eğer amaç güzel vakit geçirmekse, rahatlıkla bunu başarabilirsiniz. Serinin ilk oyunu, hafif bir bulmaca havasıyla başlıyor. Önce ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi seçmeye çalışıyoruz. Bu boşluk bir nevi eğitim bölümü gibi yapıldığını söyleyebilirim ama neler yapmak gerektiğinizi kendiniz çözmeniz gerekiyor. Eski video oyunlarında, şu tuşa bas zıpla, şuna bas vur tarzında öğretici bilgilerin bulunmadığını hatırlıyoruz bu sayede. Kendi kendimize öğrenme mecburiyeti de bizi adeta zaman yolculuğuna çıkartıyor.
İlk oyundaki fazlaca sabit kamera açılarına alıştıktan sonra, zıplama, tuşa çift basıp zıplayıp yüksek yerlere tırmanma, farklı renklerdeki yuvarlak ve parlak nesnelerin ne ifade ettiğini çözme sürecinin ardından ilk düşmanlarımızla karşılaşıyoruz. Aksiyon sindire sindire geliyor yani. Yani oyuncular bunu tuhaf bulabilirler ama belirttiğim gibi Resident Evil sonrasında yapılan bir oyun bu. Ayrıca fazla üzülmeye de gerek yok, kısa sürede girdiğimiz aksiyonun dozajı artıyor. Üzerimize ilk gelen kukla benzeri düşmanlar çeşitlenirken, karakterimiz de kendisini buluyor diyebiliriz. İncelemesini yaptığımız pakette, beni en çok eğlendiren, zamanında bunlar yapılabilmiş mi dedirten oyun, serinin ilk oyunu oldu.
Devil May Cry 2 ile açık dünyaya girer gibi oluyoruz.
Yazının başında PlayStation 3 ile oynayamadığım oyunlardan bahsetmiştim. Benzer etkileri, yine bir koleksiyon paketiyle God of War için yaşadığımı ekleyeyim. Adamlar zamanında neler yapmış, diğer tüm benzer türler bundan örnek almışlar derdim çoğu zaman. Ama şimdi bakıldığında God of War 2005 senesinde piyasaya sürüldüğünü görünce, bir dakika diyoruz. Ondan önce, bu mekanikleri, kısmi geniş alanları, heyecanlı oynanışı sunan oyunlar varmış, diye geçiyor içimizden. Serinin ikinci oyunu da yine God of War oyunundan 2 sene önce piyasaya sürüldüğünü hatırlayım, yeni bir şaşkınlık dalgası yayılıyor. Eğer daha önce oynamadıysanız tabii, hedef kitleden bahsediyorum.
Aksiyonun miktarı, serinin ilk oyununa göre arttırıldığı göze çarpan ilk etken. Konular ve oyunun dünyası yine aynı ama mekanlarda gözle görülür bir farklılık mevcut. Oyunun daha en başlarında, kısmi açık dünya konseptine yaklaşıldığını hissediyorsunuz. Bu hissi veren en büyük etkenin, evlerin arasından, ya da çatılarından, istenilen noktalara gidilebilmesi olduğunu söyleyebilirim. Burada da aklınıza haliyle Assassin's Creed serisi oyunları geliyor. Onun da ilk oyununun çıkış tarihi 2007 senesi, yani pakette oynayacağımız 2. oyundan yaklaşık 4 sene sonrasında piyasaya çıkıyor. Macera, boss savaşları, bazı bulmacalar yine serinin ilk oyunu gibi giderken, 3. oyuna geçişle, ortalık biraz daha canlanıyor.
Devil May Cry 3 ile umursamaz adamı oynamak.
Oyun dünyasının yaklaşık 5 sene içerisinde nasıl bir yol izlediğini çözmek için; ilk oyundan sonra doğrudan 3. oyuna başlayabilirsiniz. İlk oyundaki bulmaca ve yön bulma kısmı ne kadar fazlaysa, üçüncü oyundaki aksiyonun dozajı o kadar artıyor. Ayrıca karakterimizin büründüğü Amerikan filmlerinin klişesi olan umursamaz havası da atmosferi etkiliyor. Hep gördüğümüz, canı burnundayken bile şakalar yapan, ölmesi an meselesi olan anlarda dahi sanki bir kafede sohbet ediyormuş izlenimi veren bir adam olarak yolumuza devam ediyoruz. Yön bulma şöyle dursun, sanki arena dövüşüne dönüşüyor oyun ama eğlencesini yitirmiyor.
Dövüş mekaniklerinin gözle görülür biçimde geliştiği gözlenirken, 3. oyunla birlikte, alıştırma notlarının eklendiğine tanık oluyoruz. Vuruşlar, özel kombolar, tuş kombinasyonları, aksiyon sırasında ekrana çıkan notlarla oyunculara öğretiliyor. Sürekli birileriyle savaşmamız, artan aksiyon, sonrasında gelen bölüm sonu canavarı savaşları derken, Bayonetta serisine yaklaşıldığı izlenimi edineceksiniz. Kamera yine sabit ama daha dinamik hale getiriliyor. Teknolojideki hareketliliğe de tanık oluyoruz paketteki son oyunda. Aşırı rahat, savaş anlarında pizzasını yemeyi sürdüren kahramanımız Dante ve diğer üç kişiyi yönetebildiğimiz oyun da eğlence ve güzel vakit geçirmek isteyenler için gayet ideal.
Bayram değil, seyran değil, eniştem niye öptü?
Bu paketi almaktaki amacımızın, serinin ilk oyunları oynamak, video oyunları dünyasındaki gelişimleri görmek, kaçırdığımız bir seriyle yeniden tanışmak olabilir ama Capcom bizim için böyle bir paket hazırlamayı nereden aklına getirdi, diye insanın aklına gelmiyor değil. En basiti; elindeki hazır ürünlerle, biraz daha para kazanmayı amaçladığı sonucunu çıkarabiliriz ama büyük resme bakıldığında daha farklı bir noktaya geliyoruz. Bu paketin çıkışı, hatta serinin 4. oyununun da bazı oyun paketlerine dahil edilmesi, yeni bir Davil May Cry oyunun geldiğinin habercisi olabilir. Zaten, geliştirici stüdyonun hazırlık içerisinde olduğu biliniyorken, incelemesini yaptığımız paketin, yeni nesil konsollar için çıkışını gerçekleştirmesi, serinin yeni oyununun gelebilme ihtimalini güçlendiriyor.
Öte taraftan, paketin doğru dürüst elden geçirilmemesi, ara sahnelerin neredeyse olduğu gibi bırakılması eleştirilebilir noktalar ama kattığı nostalji hissini de atlamamak gerekir. Şu anda bir PlayStation 2 edinip aynı oyunları oynadığımızda, özellikle grafiksel alanlarda rahatsızlık duyabiliriz. Bu pakette yapılan ufak tefek düzenlemeler, sanki eski nesil konsolda bu oyunları oynuyormuşuz izlenimi veriyor ama çok fazla rahatsız etmiyor. Oyun eski zaten deyip geçiyoruz. Özellikle geniş haritalarda, fondaki gökyüzü ve okyanus grafiklerinin göze battığını eklemeden geçmeyelim. Biraz özenilseymiş iyiymiş. Yine de o eski nesil havanın katılması ve grafiklerin üzerinden geçilmemesi, unuttuğumuz anlarda bu oyunların neredeyse 20 sene önce çıkış yaptığını sürekli olarak hatırlatıyor. Dövüş mekanikleri ise idare ediyor, rahatsız etmiyor. Biraz alışınca ve paketteki oyunların sayısı ilerledikçe daha rahat bir oynanış sunuluyor. Görüş açıları, yani sabit kamera bakışı için ise zamanın gerisinde kalan bir durum diyebiliriz.
Alınır mı bu oyun, öneriyor muyuz?
Yazının özellikle ilk kısımlarında, şahsımdan da örnekler vererek, Devil May Cry HD Collection paketinin hedef kitlesinin altını çizmeye çalıştım. Eğer yaşınız gençse ya da bu oyunları daha önceden oynama fırsatı bulamadıysanız, video oyunları dünyasındaki değişime canlı tanıklık etmek istiyorsanız, kesinlikle alıp oynayabilirsiniz. Sadece gözlem yapmak amaçlı da değil, uzun soluklu bir eğlence sunacaktır. Diğer taraftan; PlayStation 2 veya 2011 senesinde aynı isimle çıkan paketi oynadıysanız, çok özlememek dışında, bu paketi almanız için bir sebep bulunmuyor. Söylentilerdeki 4K grafik kalitesinin de oyunlarla sunulmadığını belirtelim.
