Nedir bizlerin bu akıl hastanesinden çektiğimiz? İster oyun sektöründe olsun, ister film sektöründe ki en büyük korku mekanlarından biri olarak karşımıza çıkan ilk mekanlardan biri oldu çıktı. Bizlerin bildiği akıl hastanesi ile bizlere gösterilen akıl hastanesi gerçekten farklı gibi duruyor. Bizim bildiğimiz hastane; akıl hastası, ileri derecede psikolojik sorunları olan kişilerin tedavi gördüğü yerdir. Fakat gerçekte de duyduğumuz haberlerin yanı sıra, bizlere gösterilen hasta(!) olan kişilerin normal birey, orda çalışan doktor ve yardımcıların birer şeytani varlık oluşu.
Jessica Chobot tarafından yazılan, Zombie Studios'un Unreal Engine 4 ile geliştirdiği ve uzun zamandır piyasada olması beklenen Daylight, sonunda bizlerle buluştu. Dağımtıcılığını da (PC) Zombie Studios deyince akla ilk FPS türünde ki, en başta da Delta Force: Task Force Dagger, ekip bu sefer de korku oyununda kendini göstermeyi başarmış. PS4 dağtıcımlığını ise, Atlus üstlendi.
Oyuna gelelim.. Sizin isminiz artık oyun bitene kadar Sarah... Oyuna terk edilmiş hastanede başlıyorsunuz. “Mid Island Hospital” isminde olan bu yerde, elinizde sadece bir telefon varken uyanıyorsunuz. Zaten oyunda ihtiyacınızı telefon ile karşılayabiliyorsunuz. Hem telefon ışığından, hem de haritasından faydalanarak yolumuzu bulabiliyoruz. Bunun yanında ise hen hikayeye yön veren, hem de sesli mesajlar ile bizi yönlendiren bir kişi bulunuyor. Amacımız da bu yardımlar ile hem hastaneden kurtulmak, hem de etraftaki kalıntılar ile hikayeyi çözmek.
Hikayeyi etrafta bırakılmış not ve görseller ile çözmeye çalışıyoruz. “Ben hikayeyi merak etmiyorum, direk koşup çıkışı bulurum.” diyorsanız o iş öyle olmuyor. Ekranının sağ alt köşesinde Tehlike ve Kalıntı diye belirtilen iki gösterge var. Kalıntı göstergesi sizin bulmanız gereken kalıntıların sayısını gösteriyor. Bu kalıntılar ile kapıları açabilirsiniz fakat bu da yetmez. Tamam kalıntıları buldunuz. Kapıyı da keşfettiniz fakat sizden hala bir anahtar istiyor. Bunun içinde farklı bir yol izlenmiş. Bütün kalıntıları topladığınız zaman, farklı bir yerde gizlenmiş bir cisim sizi bekliyor. Bu cisim aracılığı ile kapıları açabiliyorsunuz. Eğer, kalıntıları toplamadan cismin olduğu yeri bulsanız dahi, o cismi alamıyorsunuz.
Tehlike göstergesi ise, size yaklaşan tehlikelere karşı uyarır. Açıkcası bu göstergeye ihtiyaç bile duymadım. Çünkü, tehlike yaklaştığı zaman elinizde ki telefon manyetik alan girmiş gibi ekranı bozuluyor. Burdan da tehlikenin yakınınızda olduğunu anlıyorsunuz. Peki tehlike anında nasıl davranmamız lazım? İki seçeneğiniz var. Bunlardan ilki erkekliğin de(!) %90'ı olan kaçmak! Fakat bu durumda kalıntıları da kaçırabiliyorsunuz ve geriye dönmek zorundasınız. İkinci seçenek ise, meşalelerle ile varlıkları uzaklaştırmak oluyor. Meşale demişken, telefonun yanında dörder adet fosforlu çubuk ve meşale de bulundurabiliyorsunuz. Meşale amacı, biraz önce bahsettiğimiz gibi varlıkların bizden kaçmasını sağlamakken, fosforlu çubukta hem aydınlatma hem de kalıntıları bulmaya yardımcı oluyor.
Atmosfer olarak, ilk anlarda sizi içine çekmeyi başarıyor. Buna en çok etkende, kullanılan oyun motoru dememiz çokta yanlış sayılmaz. Grafikler, diğer aynı türdeki oyunlara karşın daha güzel bir şekilde bizlere sunulmuş. Oda tasarımları, duvarlarda ki ayrıntılar çok iyi bir biçimde hazırlanmış. Müzik kısmına gelirsek, oyun içinde fon müziği yok. Aslında ses ögelerine ağırlık verilmemiş. Saf olarak korku ögeleri seslerini bizlere çok iyi sunmuş ekip. Yürüken aniden gelen sesler tüylerinizi diken diken edebiliyor. Bunun yanında da karakterimizin konuşması sadece beş veya altı kalıptan oluştuğunu belirtelim.
Oyun, oynanış olarak hikaye modundan oluşuyor. Zaten korku türünde ki oyunlarda hikaye modu yeterli şimdilik. Hikaye modunda kontrol bakımında peki bir zorlu çekildiği söylenemez. Klasik olarak “W, A, S, D” yanında mouse kullanıyoruz. Kontrol bakımından sade ve kullanışlı diyebiliriz.Oyun ilk etapta beni sarmasına rağmen, sonlara doğru sıktı diyebilirim. Çok inceleyerek, karış karış her yeri gezerek oyunu, yaklaşık olarak bir buçuk saatte bitirmeniz mümkün. Fakat gece, karanlık bir oda içerisinde ve kulaklık ile oyunu oynadığınız zaman sizi saracağına eminim. Kısa süreli bir korku yaşamak istiyorsanız, bu oyunu denemenizi tavsiye ediyoruz.
[inceleme]
