Tüm dikkatlerin bir noktaya toplandığı 2013 Sonbaharında, savaş rüzgârları çok sert esecek. Ekim 29’a az bir süre kala, nefeslerimizi tuttuk ve tek bir oyunu bekliyoruz. Battlefield 4 bize, savaşın en soğuk ve en karanlık yönünü gösterecek. Toprağa gömdüğümüz baltalar yeniden çıkacak ve en güçlü savaş çığlıklarımızı atacağız. Yaşamak, evet yaşamak en vazgeçilmez içgüdü, belki de bu savaş kaderlerin baştan yazıldığı bir destan olacak. Belki de o çok korktuğumuz ölüm, en çok arzuladığımız bir istek haline gelecek.
Önce Medal of Honor, ardından Call of Duty, savaş sanatını en ince ayrıntılara kadar yaşatmayı başarmıştı. Gel zaman git zaman, Medal of Honor kan kaybına uğradı ve Call of Duty, FPS savaş klasmanında tek başına kalmayı başardı. Battlefield 1942’nin çıkmasından sonra, taşlar yavaş yavaş yerinden oynamaya başladı ve en son Battlefield 3 piyasaya sürüldü. Artık Battlefield’da, savaş oyunlarında Call of Duty’ye kafa tutmaya başlamıştı. Günümüze gelirsek Call of Duty’nin yeni oyununa daha var, ancak Battlefield 4 tüm ihtişamıyla Ekim ayının sonunda oyuncularla buluşacak. Saflar ayrıldı ve iki oyun kozlarını yakın zamanda paylaşacak.
Küresel Savaş
Kısaca, oyunun hikâyesinden bahsedelim. Yıl 2020 ve BF4’de Danial Recker adında bir askeri kontrol ediyoruz. Thombstone adlı özel birlik üyesi Recker, takım arkadaşlarıyla birlikte Azerbaycan’a gidiyor. Bakü’de geçecek bu ilk görev, bir dizi istihbarat, bilgi ve belgeleri ele geçirmek için yapılacak. Ancak bu Rusya’nın gözünden kaçmıyor ve ekip takibe alınıyor. Bir süre sonra, sıcak çatışmaya giriliyor. Bu arada oyunda ki üçüncü aktör Çin devreye giriyor. Ülke içinde darbe yapmak için, Rusya’nın desteğini alan Çin’li Amiral Chang, bölgede önemli değişiklikler meydana getirmek üzere. Çin’in başına geçecek olan Jin Jie için kirli bir tuzak kurulması planlanır.
Jin’e suikast yapılıp, suç Amerikan’ın üzerine atılacaktır. Böylece yaklaşan seçim iptal edilip, ülkede sıkıyönetim ilan edilecektir. Halkla güvenlik güçleri karşı karşıya gelecek ve kaos ortamı oluşturulacaktır. Amerikan çıkarlarına ters olan bu hamleler, karşı ataklara dönüşüyor ve savaş atmosferine giriliyor. Hikâye bu şekilde başlıyor ve en son yayınlanan 17 dakikalık Fishing in Baku videosunda, hikâyeye dair ipuçları var. Bayan bir askerle siyahi bir askeri tartışma içinde gösteren görüntüler, “acaba bu işin sonu nereye varacak” diye merak uyandırıyor. Ayrıca gözlerden kaçmayan bir detay daha var. Alman kurt köpeğini altına almış bir asker, onu yumrukluyor. İster istemez akıllara: “bu Call of Duty’ye bir gönderme mi?” sorusunu akıllara getiriyor.
