Öncelikle, Assassin's Creed'in fragmanını kaçıranlar varsa onu bir hatırlatalım, sonra fragmanda neler gördüğümüze gelelim. Fragmanın başında baş karakterimiz Callum Lynch'in bir koltuğa bağlandığını görüyoruz, sonraki sahnelerde aslında iğne ile idam edileceğini öğreniyoruz. İdam gerçekleşmiş sanılırken, Tapınak Şövalyeleri'nin devamı sayılan Abstergo, baş kahramanımızı kaçırıyor ve Animus'a bağlıyorlar. Animus isimli makineye bir insan bağlanarak, bu insanın atalarının hafızalarına ulaşmak mümkün oluyor. Zaten hikayemizde buradan yola çıkarak geçmiş ve geleceği iç içe geçirerek oluşturuluyor. Açıkçası benim en dikkatimi çeken detay renk seçimleri oldu. Günümüze geldiğinde oldukça mavi ve beyaz tonları kullanılırken, geçmişte daha sarı tonlar kullanılmış.
Filmin hikayesine döndüğümüzde ise oyuna paralel bir yapıya rastlıyoruz. İyilik için kullanılabilecek bir makine olan Animus'u, karanlık amaçları için kullanan Abstergo'nun planları, filmin temelini oluşturuyor. Her ne kadar modern dünyayı İspanya kadar çok görmeyecek olsak da, Animus'un ve laboratuvarın tasarımlarının harika göründüğünü de sözlerime eklemeden geçemeyeceğim. Oyunun asıl geçeceği kısım, yani 1400'lerin Granada'sı, hem çok güzel modellenmiş hem de devasa görünüyor. Filmin geçmiş kısımlarıyla ilgili gördüğümüz ilk sahnede, İspanya'da oldukça büyük bir savaş var ve bir çok suikastçıyı gördüğümüz bir sonraki sahne sayesinde bu savaşa Suikast Kardeşliği'nin de bir şekilde dahil olmuş olduğunu çıkarabiliriz.
Asıl beni şaşırtansa karakterin geçmişini ve geleceğini aynı oyuncunun oynuyor oluşu, yani Micheal Fassbender'ın. Fassbender'ı hem Macbeth'den hem de X-Men'in son filmlerinden yeterince tanıyoruz. Gelecekte rahatça tanıyabildiğimiz aktörü, geçmişte dövmelerle ve makyajla öyle bir hale getirmişler ki, en azından "ya bunlar aynı kişi" diye yadırgamıyoruz, ki benim film konusunda en çok korktuğum şey aynı oyuncunun iki rolü oynamasıydı, ama bu sorunu çok güzel bir şekilde aşmış görünüyorlar.
Bunun dışında Assassin's Creed filmi deyince hepimizin aradığı birileri vardı, Ezio ve Altair. Maalesef ki bu konuda herhangi bir atıf yada imada bulunulmamış, ama ben yine de filmde bir şekilde bağlantı kuracaklarını ve isimlerini duyacağımızı düşünüyorum. Filmi oyuna ne kadar bağlayacakları meselesi başlı başına ayrı bir konu ama hiçbir bağ kurmazlarsa oyunu oynamış kişilerin boşluğa düşeceğine inanıyorum şahsen. O yüzden kesinlikle bizi oyuna tutunduracakları bir dal olacaktır diyorum, ki senaryonun dışında oyun mekaniklerinde olan Leap of Faith yani, kuleden aşağı atlamak olayının filme dahil edilmesi de beni benden alan bir detay oldu.
Bir diğer konuysa Ariane Labed'in oynadığı Maria karakteri ve diğer yan karakterler. Şimdilik net bir şekilde tek gördüğümüz yan karakter olan Maria'nın bulunduğu dövüş sahneleri muazzam görünüyor. Hele bir de yukarıdan atlayıp iki kişiyi birden öldürdüğü sahne var ki, tek kelimeyle müthiş. Ağzım açık izlediğim sahnede gizli bıçaklara ne kadar dikkat edildiğini ve önem verildiğini anlayabiliyoruz, ki zaten bir kaç sahnede daha, bıçaklar özellikle bize gösteriliyor. Fragmanın sonuna doğru Callum Lynch'i de savaşçı olarak görüyoruz, belki de filmin sonlarında modern zamanda olan bir dövüş ile Abstergo'dan kaçacaklardır.
Bu arada fragmanla ilgili herkesin eleştirdiği kısım olan müzik kısmından da bahsetmek istiyorum. Kanye West'in "I am a God" şarkısının kullanılması belki hafif kaçmış olabilir, ama bence bas ritmleriyle hem filmin gergin ortamını yansıtıyor hem de sözleriyle karakteri destekliyor. Bu açıdan müziği de başarılı bulduğumu söylemem gerek. Özetle oldukça umut vadeden bir film ile karşı karşıyayız, yönetmen Justin Kurzel'in oyun filmlerine bakış açısını değiştireceğini tahmin etmek güç değil. 23 Aralık 2016 tarihinde bizlerle buluşacak Assassin's Creed için şimdiden gün saymaya başlayabiliriz.
