Wolfenstein: The New Order'ı oynadık ve bitirdik bile. 2009 senesinden sonra ilk defa Wolfenstein serisinin ana bir oyunu olan Wolfenstein: The New Order, 1946 senesinde geçiyordu ve William "B.J." Blazkowicz'in yaşadıklarını bizlere anlatıyordu. Peki, Wolfenstein: The New Order'da gördüklerimizden önce neler olmuştu, hiç merak ettiniz mi? MachineGames ve Bethesda Softworks, Wolfenstein: The New Order'ın öncesini bizlere anlatmak için ek paket tadında bağımsız bir Wolfenstein oyunu daha piyasaya sürdü. Peki, bahsettiğimiz bu oyunu incelemeye ne dersiniz?
Neler Oluyor Hayatta?
Wolfenstein: The New Order'da bir nevi intihar görevini almıştık ellerimizin arasına. Bu olay ardından da 2. Dünya Savaşı sonrasına gitmiştik ve Naziler'in kökünü BJ Blazkowicz ile kurutmaya başlamıştık. Wolfenstein: The Old Blood'da ise Wolfenstein: The New Order başlamadan önce BJ Blazkowicz'in başından geçen bir kaç olaya tanıklık yapıyoruz. Toplam 8 bölümden oluşan Wolfenstein: The Old Blood, senaryo olarak kendi içerisinde bağımsız şekilde ikiye ayrılıyor ve bu ayrılan dalların bir tanesinde BJ Blazkowicz'i daha iyi tanıyoruz. Bir diğer dalda ise General Deathshead'i daha iyi tanıyoruz. Genellikle görevler Wolfenstein kalesinde geçerken, arada sırada oldukça ilginç özelliklere sahip olan Alman köylerini de görüyoruz. Wolfenstein: The Old Blood bu özelliği ile birlikte bizlere güzel ama kısa bir senaryo sunmayı başarıyor. Özellikle BJ Blazkowicz ve General Deathshead'in geçmişini öğrenmek ayrı bir keyif veriyor.
Wolfenstein: The Old Blood'a 30 lira civarı bir fiyat ödeyeceğinizi göz önünde bulundurursak, Wolfenstein: The New Order'ı bitirdikten hemen sonra oynanacak kusursuz bir oyun Wolfenstein: The Old Blood. Tabii bunu sadece oyunun senaryosu bakımından söylediğimizi belirtelim. Peki, bu oyunun oynanışı nasıl? Wolfenstein: The New Order ile arasında far var mı? Gelin, hep birlikte göz atalım!
Yeni Silahlar ile Naziler'e Ölüm!
Wolfenstein: The New Order'ın mekanikleri olduğu gibi Wolfenstein: The Old Blood'a aktarılmış durumda. Zaten Wolfenstein: The Old Blood'ın bir ek paket niteliği taşıdığını göz önünde bulundurursak, bu durum oldukça da normal görünüyor. Fakat Wolfenstein: The Old Blood ile birlikte gelen yenilikler de var tabii ki oyunda. Naziler'e ölüm dehşet saçabilmek için Wolfenstein: The Old Blood'da en dikkat çekici şey bir boru oluyor. Bu boruyu istersek tek ol olarak, istersek de çift el olarak kullanabiliyoruz. Boru haricinde patlayıcı şeyler sıkan bir silah, bir adet yeni tüfek ve yeni bir pompalı tüfek bulunuyor. Ayrıca Wolfenstein: The New Order'dan kalma bazı silahlar da Wolfenstein: The Old Blood'da bizleri bekliyor.
Peki, bu silahlar ile kimlere zarar verebileceğiz? Wolfenstein: The Old Blood'daki düşmanlarımız da Wolfenstein: The New Order ile benzerlik gösteriyor. Genellikle normal askerler ile savaşıyor olsak da Wolfenstein: The Old Blood'da bir kaç yeni düşman da bizi bekliyor olacak. Bu düşmanlardan en dikkat çekicisi ile Wolfenstein: The New Order'da gördüğümüz cyborg tip düşmanların prototip halleri. Ayrıca Wolfenstein: The Old Blood zombi severleri mutlu edecek bir düşman da bulunuyor. Evet, doğru tahmin ettiniz. Nazi zombiler!
Wolfenstein Kalesinin Yolları Taştan!
Tamam düşmanlarımız iyi hoş, silahlarımız da oldukça güzel. Peki, biz bu silahları nerede kullanacağız? Düşmanlarımız ile nerelerde karşılaşacağız? Açık konuşalım, Wolfenstein: The Old Blood'ın bölüm tasarımları sanki Wolfenstein: The New Order'ın bölüm tasarımlarının biraz değişmiş hali gibi. Tabii arada benzersiz bölümler de görmüyor değiliz. Oyunun hakkını verelim, bazı bölümler kusursuz bir şekilde tasarlanmış. Ayrıca Wolfenstein: The Old Blood'da bizleri yeni yetenek ve özellikler de bekliyor olacak. Fakat, tahmin edersiniz ki yeni yetenekler en fazla 2-3 adet bulunuyor.
Düşmanlarınız ile savaşmaktan sıkıldığınız noktada, Wolfenstein: The Old Blood içerisinde diğer oyunlara yapılan göndermeleri aramaya başlayabilirsiniz. Çünkü Wolfenstein: The Old Blood'ın göndermeleri oldukça güzel. Şimdi bu göndermelerin hepsini saymayacağım fakat, 1-2 tanesini isterseniz sayayım. Mesela Quake 3 roket atarı, Nuka-Cola ve Dragonborn kaskı oyundaki bazı ufak göndermeler.
Grafikler Nasıl Ondan Bahsedelim!
Wolfenstein: The Old Blood grafikleri, Wolfenstein: The New Order'ın grafiklerinden bir tık daha iyi diyebiliriz. Yani, Wolfenstein: The Old Blood grafikleri göze hitap eden cinsten. Ayrıca ses ve görsel efektler de oldukça başarılı diyebiliriz. Fakat Wolfenstein: The Old Blood'ın büyük bir sorunu var, o da oyunun müzikleri. Wolfenstein: The Old Blood'da çalan müzikler sanki oyuna oturmamış gibi geliyor bize. Fakat, tek sorunu müzik olan bir oyun da eksik bir oyun sayılmaz tabii ki.
Sonuç olarak Wolfenstein: The Old Blood, daha önce de dediğimiz gibi Wolfenstein: The New Order sonrasında oynanabilecek en kusursuz ve en uygun oyun diyebiliriz. Wolfenstein: The Old Blood'ın tek başına satılan bir ek paket olduğunu göz önünde bulundurursak, önceden Wolfenstein: The New Order oynamadan Wolfenstein: The Old Blood oynamak pek zevkli olmayabilir.
[inceleme]
