Birinci şahıs aksiyon oyunlarının sıkıcılaşıp tekrara düştüğü son dönemlerde, yepyeni bir soluk olarak hayatımıza giren Titanfall serisinin 2. oyunu nihayet çıkışını gerçekleştirdi. Büyük kardeşinin yaptığı hatalardan ders almış izlenimi veren Titanfall 2, her açıdan aksiyon arenasında 1 numara olma iddiasıyla geliyor. Seride ilk defa bir hikaye modunu da içinde barındıran yapım, bizim de inceleme konuğumuz oldu. Titanlar ile birlikte destansı savaşları gözler önüne seren yapım, bakalım iddia ettiği kadar başarılı olabiliyor mu? İşte yapımın tüm detaylarını öğrenebileceğiniz Titanfall 2 incelememiz!
Seride yepyeni bir deneyim!
İncelememize, seride ilk kez yer alan hikaye moduna yer vererek başlamak istiyorum. Çoklu oyuncu modunun tüm detaylarına incelememizin devamında ayrıca değineceğiz. Şimdiden belirtelim, hikaye moduyla ilgili vereceğim bilgiler sadece geliştirici ekibin tanıtım videolarında sunduğu bilgileri içermekte. O yüzden canınızı sıkacak hiçbir detay bu kısımda yer almıyor efendim. Titanfall 2'nin hikayesinde, Frontier Militia adındaki bir askeri örgüte bağlı Er olan Jack Cooper'ı canlandırıyoruz. Interstellar Manufacturing Corporation (IMC) adındaki uluslararası sömürgeci bir şirkete karşı savaş verdiğimiz oyunda, karakterimizin Pilot olma macerası ve sonrasında hikayenin bir diğer ana karakteri olan BT-7274 ismindeki Titan ile dost olmamız konu alınıyor.
Titanfall 2, orduda Pilot konumunda olan Yüzbaşı Lastimosa'nın bizi yanına alıp eğitmesiyle başlıyor. Ancak adeta akıl hocamız olarak gördüğümüz Yüzbaşı Lastimosa'nın Phyton gezegenindeki bir savaşta zamansız şekilde ölmesi, biz henüz basit bir asker iken bir anda Pilot olmamızı sağlıyor. BT-7274 ile bu sayede tanıştığımız oyun, böylelikle açılışını da biz kullanıcılara yapmış oluyor. Çok derin bir hikaye örgüsü sunmayan Titanfall 2, yine de bilim kurgu temasında sunduğu farklı elementler ile yeterli tatminkarlığı oyuncuya vermeyi başarıyor.
Hikayeden kısaca bahsettiğimize göre, seride ilk kez yer alan bu hikaye modunun ne kadar başarılı bir şekilde oyunda yer aldığına bir bakalım. Geliştirici ekip Respawn Entertainment, bu modu yaratırken gerçek anlamda basit düşünmüş ve odağını iyi belirlemiş. Bir Titan ile Pilot arasındaki dostluk bağının merkez alındığı hikaye modunda, platform ögeleri ve bölüm sonu canavarıyla birlikte işleyiş renklendirilmeye çalışılmış. Açıkçası her ne kadar bu kısım oyuncuyu sıkmayıp eğlendirse de, bir süre sonra sanki çoklu oyunculu moda bir hazırlık yapıyormuş hissi de vermiyor değil. Zorluğa göre değişmekle birlikte 5 veya 6 saat süren bu hikaye modu, kısa sürmesiyle ne yazık ki oyuncuyu yeterince doyurmuyor ve masadan aç kalkmamızı sağlıyor. Bölüm tasarımları, üstünde düşünülmüş platform ögeleri ve farkını hissettiren bölüm sonu canavarları, senaryoya bir dinamizm katsa da, kısa sürmesi yüzünden bu iyi yönler pek kendini öne çıkartamıyor ve genel anlamda hikaye sönük kalıyor.
Derinleştirilmiş mekanikler.
Oyunun senaryosu umduğumuz başarıyı göstermese de, seride bir ilk olduğu için göz ardı edeceğimiz noktaları da elbette oluyor. Şimdi oyunun senaryosunu kenara bırakalım ve Titanfall 2'yi diğer birinci şahıs aksiyon oyunlarından ayıran oynanış mekaniklerine bir bakalım. Öncelikle duvarda koşma, çift zıplama gibi ilk oyunda bulunan özellikler, çok daha gelişmiş ve akıcılaşmış olarak 2. oyunda da yerini koruyor. "Peki, hiçbir yenilik yok mu?" dediğinizi duyar gibiyim. Respawn Entertainment, bu kısımda oyuna birkaç farklı element daha ekleyerek, mekanik yelpazesini daha da geliştirmiş.
Önceki oyunda bulunan 3 özelliğin yanında Respawn Entertainment, 4 yeni yeteneği daha oyunculara sunarak oynanışı ciddi anlamda çeşitlendirmiş. Cloak, Stim ve Active Radar Pulse veya Titanfall 2'deki adıyla Pulse Blade özelliklerinin yanında, Grapple, Phase Shift, A-Wall ve Holo Pilot mekanikleri getirilmiş. Hem senaryo modunda hem de çoklu oyunculu kısımda büyük yer edinen bu yetenekleri sürekli kullanamıyoruz elbette. Geliştirici ekip, bu tip büyük özellikleri sadece belli bir sürede bir kullanma şansı vererek oyunu iyi bir şekilde dengelemiş.
Bu özelliklerden kısaca bahsetmemiz gerekirse, Grapple yeteneği oyuna entegre edilmiş yeni bir kanca sistemi. İster ulaşılması zor noktalara ulaşmak için kullanabilir, isterseniz de internet kafede okulunu kırmış küçük çocuk enseler gibi düşmanlarınızı yakalayabilirsiniz. Kanca sisteminin yanı sıra, sahte bir yansımanızı oluşturan Holo Pilot özelliğiyle birlikte de yapay zekayı ve oyuncuları manipüle etmeniz çok olası. Eğer şansınıza güveniyorsanız da, rastgele bir noktaya ışınlanmanızı sağlayan Phase Shift yeteneğini denemenizi öneririm. A-Wall ise statik bir duvar oluşturarak bir süreliğine sizi mermilerden koruma amacıyla oyuna eklenmiş. Bu özelliklerle birlikte oyunda kullanabileceğimiz mekanikler genişletilmiş ve daha eğlenceli, oyuncuyu çabuk sıkmayan bir yapı oluşturulmuş. Çoklu oyunculu arenada elbette hepsini birden kullanamıyorsunuz. Bu özellikler her sınıfa birer tane olmak üzere dağıtılarak hem sınıflar çeşitlendirilmiş hem de daha dengeli bir oyun yapısı oluşturulmuş.
Çok çeşitli bir çoklu oyuncu modu.
Oyunun senaryosuna ve oynanış mekaniklerine değindiğimize göre, gelelim belki de yüzlerce saatimizi harcayacağımız çoklu oyunculu moda. Bu kısımda Pilot ve Titan sınıfları, silah çeşitliliği, genel vuruş hissiyatı, oyun modları ve çoklu oyunculu arenadaki genel deneyimden bahsedeceğim. İlk olarak silah çeşitliliği ve vuruş hissiyatından başlayalım. Titanfall 2'nin ana silahlarında, 6 sınıf altında keskin nişancı tüfeklerinden, pompalılara kadar 20 adet silah seçeneği bulunuyor. İkincil silahımızda ise 2 sınıf altında 8 ölümcül silah barındıran oyun, toplamda bize 28 adet özelleştirilebilir silah seçeneği vermiş durumda. Ana silahlarımızda 4 adet özelleştirme bölmesi bulunurken, ikincil silahımızda bu sayı 3'e inmiş durumda. Daha çok mermi kapasitesi, farklı dürbünler, hızlı şarjör değişimi gibi çoklu oyunculu yapımlar oynayan kullanıcıların aşina olacağı özellikler bu kısımda yer alıyor.
Titanfall 2, silah sayısı olarak şaşırtıcı bir grafik çizmese de, derin özelleştirme seçenekleri sayesinde oyuncuya doyurucu bir seçim yelpazesi sunmayı başarıyor. Çoklu oyunculu arenada silahların birçoğunu seviye yükseldikçe açabildiğiniz için, "hazır başka silah açamıyorum, bari şunu da deneyeyim" diyerek neredeyse her silahı deneyimliyorsunuz. Bir kıyaslama yapmamız gerekirse ilk Titanfall oyunundaki Pilot silahlarının sayısı 17 idi. Hem özelleştirme seçeneklerindeki derinleşme hem de silah artışı, oyundaki çeşitliliği arttırmayı başarmış.
Peki, bu silahların vuruş hissiyatı nasıl? Açıkçası çoğu silah yeterli bir deneyim verse de, özellikle hafif silahlar seçmeye başladıkça bu hissiyatın kaybolmaya başladığını anlıyorsunuz. Aynı dönemde çıkışını yapmış Battlefield 1 gibi oyunların bu konuda daha başarılı bir grafik çizdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Kısacası Titanfall 2, türünün en başarılı vuruş hissine sahip olmasa da, yeterli tatminkarlığı oyuncuya vermeyi başarıyor.
Titanların destansı savaşı.
Gelelim şimdi savaş alanlarının ağır ağabeyleri olan Titanlara. İlk oyunda 3 adet farklı Titan seçeneği sunan Titanfall serisi, 2. oyunuyla birlikte bu sayıyı 6'ya kadar çıkarmayı başarmış. Titanlar da pilotlar gibi farklı özelleştirme seçeneklerine sahipler. Keskin nişancı tüfeği ve daha az zırh ile savaş alanına uzaktan müdahale ettiğiniz bir Titandan, en ağır zırha sahip ortada yıkılmaz bir duvar gibi duran Titana kadar, kendi tarzınıza uygun seçenekler oyuncuya sunulmuş.
Ağır zırhları ve güçlü silahları sebebiyle oyunun gidişatına büyük etki eden Titanlar, oyun modlarıyla dengelenmeye çalışılmış. Geliştirici ekip bunu yaparken başarılı da olmuş diyebilirim. Bazı oyun modlarında hiç Titan bulunmaz iken, bazılarında ise haritaya Pilot olarak birebir etkileşime geçmeniz gereken objeler yerleştirilmiş. Hal böyle olunca Titana girip, çıkma gibi eylemler gerçekleştirmek elzem kılınıp, daha dinamik ve farklılık yaratan bir savaş ortamı hazırlanmış.
Şimdi Titanların oyuncuya verdiği hissiyata gelelim. Pilot olarak çekirge gibi oradan oraya zıplamaya alıştıktan sonra bir Titana bindiğinizde, gerçekten ağır bir nesneyi kontrol ettiğiniz hissini çok iyi şekilde alıyorsunuz. Hatta Pilotları karınca gibi ezip, kendinizi daha dişli rakipler ararken buluyorsunuz. Tam bu sırada da, Titan savaşlarının ne kadar destansı olduğunu ve oyuncuya ne kadar iyi yansıtıldığını fark ediyoruz. Oyunun en keyifli noktalarından biri olan Titan etkileşimi ve Titan savaşları, bu markayı özel kılan büyük etkenlerden biri. İlk oyundaki kısıtlı içeriğinin genişletildiği ve mekaniklerinin çok daha akıcı bir hal aldığı Titan kısmı, yapımın takdir edilesi noktalarından biri oluyor.
Geniş oyun modu seçenekleri ve yeni lonca sistemi.
Çoklu oyunculu kısımdaki oyun modları, harita tasarımları ve diğer detayları da konuşmadan geçmeyelim. 8 adet oyun moduyla bize sıcak bir karşılama yapan Titanfall 2, Capture the Flag, Free for All, Conquest veya oyundaki adıyla Amped Hardpoint gibi çoklu oyunculu oyunlardan aşina olduğumuz modları içeriyor. Bunların yanı sıra herkesi öldürmemiz gereken Attrition ve sadece Pilotların çarpıştığı Pilots vs. Pilots modu da çeşitliliği arttıran seçenekler oluyor. Coliseum, Last Titan Standing ve Bounty Hunt adında, daha önce çoklu oyunculu oyunlarda rastlamadığınız kendine özgü 3 adet oyun modu da Titanfall 2 ile birlikte geliyor. Bu bölümün yeterince çeşitlilik içerdiğini ve oyuncuların kendi tarzlarına uyan bir modu rahatça bulabileceğini tahmin ediyorum.
Peki bu oyun modları kaç harita üzerinde dönüyor ve harita tasarımları nasıl? Coliseum modunun özel haritasını da katarsak oyunda an itibariyle 10 adet harita bulunuyor. Bunların bazıları daha sanatsal ve göze hoş gelirken, bazıları ise diğerlerine kıyasla görsel açıdan daha sönük kalıyor. Harita tasarımlarının dengeli ve yerinde yapıldığı Titanfall 2'de, kör nokta veya güvenli diyebileceğimiz hiçbir yer bulunmuyor. O yüzden "şu haritanın da şurası çok dengesiz olmuş yahu, adam yatmış oraya hiçbir yerden öldürülemiyor" dediğime hiç rastlamadım. Her oyun mekaniğini rahatça kullanabileceğiniz geniş alanlar sunan haritalar, iyiden öte gerçekten başarılı olmuş.
Çoklu oyunculu kısmın diğer detaylarına baktığımızda, Network adı verilen bir lonca sistemi göze çarpıyor. Bu sistemde, sevdiğiniz arkadaşlarınızın, basın organlarının veya ünlü YouTube kanallarının loncalarına katılıp birlikte oynayabiliyorsunuz. Titanfall 2'deki Network sistemini özel kılan şey ise Happy Hour adı verilen her loncanın özel bir saati olması. Bu saat dilimleri arasında o loncada oynarken daha fazla tecrübe puanı kazanıyorsunuz. Bu sayede, hem loncadaki oyuncuların aynı saatlerde oynaması sağlanmış hem de oyuncuların yararına olacak ödüller verilmiş. Titanfall 2'deki bu yeni lonca sistemini beğendiğimi söylemem gerek. Umarım bu tip farklı mekanikler diğer çoklu oyunculu oyunlara da gelir ve topluluğu bir arada oynamaya teşvik eder.
Enfes orkestral müzikler.
Genel olarak çoklu oyunculu kısmı değerlendirmem gerekirse, geliştirici ekip Respawn Entertainment, ilk oyundaki eksikleri iyi analiz etmiş ve yapım için yapılan geri dönüşlere gerçekten değer vermiş. Sadece eksikleri kapatıp dolu bir içerik sunmakla kalmayan oyun, aynı zamanda yeni birçok mekanik ekleyerek de oyunculara daha zengin bir oynanış sunmayı başarmış. Özellikle diğer oyuncularla rekabet etmeyi seven, yeteneklerine güvenen insanların yüzlerce saatini harcayacağı bir kısım olmuş diyebilirim.
Dolu içeriğinin yanında, gelecekte çıkacak tüm indirilebilir içeriklerin de ücretsiz olacağını belirten geliştiriciler, bu sayede oyunun ömrünü biraz daha uzatacak gibi duruyor. Her ne kadar kesin konuşamasam da, bu oyunun kaderinin daha parlak olduğunu rahatça söyleyebilirim. Ancak birinci şahıs aksiyon arenasındaki diğer dişli rakipleri kadar yıllarca sürecek bir ömrü olur mu bilemeyiz elbette.
Yapımın neredeyse tüm detaylarına değindikten sonra biraz da ses efektlerine ve müziklerine değinmek istiyorum. Call of Duty 4: Modern Warfare ve ilk Titanfall oyunundan tanıdığımız Stephen Barton tarafından bestelenen müzikler, daha çok orkestral temalar içeriyor. Çoklu oyunculu arenada her ne kadar o hızlı oynanış yüzünden pek müziklere ve seslere odaklanamasak da, orada da birkaç güzel tını kulağınıza çalınıyor. Özellikle senaryo modunda öne çıkan oyunun müziklerinin bilim kurgu türünü iyi yansıttığını düşünüyorum. Ses efektlerinde de yine temaya uygun seçimler yapan geliştirici ekip, bu kısımda ortalama bir sonuç çıkartmış.
Grafikleri ve performansı nasıl?
Bu kadar hızlı bir oyun yapısı sunan oyunun, akıcılığı ve performansı da haliyle çok önem arz etmekte. Source oyun motorunu kullanan Titanfall 2, grafikleri çok ahım şahım olmasa da, atmosfer ve detay açısından günümüzdeki AAA oyunlar ile yarışacak bir kaliteyi oyunculara sunuyor. Özellikle duvarda yürüme gibi farklı animasyonların çok başarılı işlendiği oyun, grafiksel olarak çoğu oyuncuyu tatmin edecektir.
Çoklu oyunculu olmasına rağmen çok daha iyi görsel kalite sunan oyunların piyasada yer aldığını, görselliği birinci planda tutan oyuncuların ilk tercihlerinin Titanfall 2 olmaması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca düşük sistem ile oynayan kullanıcıların, kaplamaların geç yüklenme gibi sorunlar yaşayabileceğini de not düşelim. Büyük ihtimal geliştirici ekip bu konu hakkında bir yama yayımlayacaktır ancak üst düzeyde böyle bir sorun olmadığını da belirtelim.
MSI sponsorluğunda, MSI GT72S 6QE Dominator Pro G dizüstü bilgisayarımızda oynadığımız yapım, ultra ayarlarda iken sabit 60 FPS vermeyi çok rahat başarıyor. Titanfall 2'nin optimizasyonunun gerçekten iyi yapıldığını ve hiçbir takılma veya kare oranlarında düşüş yaşamadığımızı belirtelim. MSI GT72S 6QE Dominator Pro G gibi güçlü bir dizüstü bilgisayarda oynarken, "oyun keşke daha iyi grafiklere sahip olsaydı" demekten de alıkoyamıyoruz kendimizi. Grafiklerinin oynanışa göre daha sönük kaldığı Titanfall 2, görsel açıdan bazı kısımlarda ortalama bir sonuç verse de, atmosfer ve performans stabilitesi yüzünden grafik bölümü için bizden tam not almayı başarıyor.
Titanfall 2 satın almaya değer mi?
Titanfall 2, büyük kardeşinin hatalarından ders çıkarmasını bilen, her anlamda doyurucu bir oyun olmuş. Seriye ilk kez eklenen hikaye moduyla ortalama bir performans sergilese de, gelişmiş ve çeşitlendirilmiş mekanikleri, zengin çoklu oyunculu içeriğiyle göz dolduruyor. Titanfall 2'nin şu ana kadar oynamış olduğum en akıcı ve kontrollerin oyuncuda olduğunu en iyi hissettiren yapım olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hızlı oynanışı seven, yer yer reflekslere, yer yer ise yeteneğe dayalı rekabetçi oyun yapısına aşina oyuncuların kaçırmaması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. Elbette birinci şahıs aksiyon oyuncuları da Titanfall 2'den oldukça tatmin olacaktır. Çoklu oyunculu moduyla birlikte yüzlerce saatlik bir oynanış sunmayı amaçlayan Titanfall 2, her anlamda iyi bir iş çıkarıyor ve fiyatının hakkını veriyor.
