Avatar
Yazar: Alper Dalan, Editör Yazım tarihi: 07.03.2017

Hiç durup dururken içinizden bir ses, "Hadi, kalk. Dağ, bayır demeden gezip tozalım, çadırımızı da kapalım, belde de tüfek, mis!" dedi mi hiç? Şöyle ferah ama güneşli bir havada, çalının çırpının arasından çömelerek veya sürünerek geçip, gözünüze kestirmiş olduğunuz, o kendi halinde öylesine takılan, birazdan olacaklardan zerre haberi olmayan geyiği doğru zamanda, doğru yerine sıkılmış bir kurşun ile devirip afiyetle yemeyi istediniz mi? Hoş, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde geyikten çok yaban domuzu avlıyor insanlar genelde. Fakat, olsun! Biz de hayallerimizi geyiklerle kurarız, ne olmuş ki? Bu incelememizin baş kahramanı olan theHunter: Call of the Wild, eğer bu tarz hayalleriniz veya sizi bu tarz etkinliklere yönlendirmeye çalışan bir iç sesiniz varsa, bütün bunlara merhem olmaya geliyor. İncelemem boyunca çok aşırı detaya inmeyip, siz takipçilerimiz için sürprizleri kaçırmamaya çalışacağım çok fazla.

theHunter: Call of the Wild

İyi de, theHunter: Call of the Wild ne ola ki?

theHunter: Call of the Wild, isminden ve giriş kısmında belirtmiş olduğum hayallerden de anlayabileceğiniz üzere bir av simülasyonu oyunu. Neredeyse odak noktası tamamen kaos olan ünlü Just Cause serisinin geliştirici ekibi olan Avalanche Studios'un imzası bulunan oyunu, belki de birçok takipçimiz, 3 Haziran 2014 tarihinde çıkışını gerçekleştirmiş olan oynaması ücretsiz(!) theHunter'dan hatırlayacaktır. Aslında, geliştiricilere de hak veriyorum bu konuda, bedava büyük bir oyun çıkarmak, hele de böylesi ismi bilindik ve büyük bir ekip için hoş bir durum değil. Fakat, "Premium" adı verilen üyeliklere içten içe her zaman karşı olmuşumdur.

Konuyu çok fazla dağıtmadan buradan devam edeyim ben en iyisi. theHunter: Call of the Wild, Expansive Worlds tarafından geliştirilmiş ve Avalanche Studios tarafından da yayımlanmış bir oyun. 16 Şubat 2017 tarihinde çıkışını gerçekleştirmiş olan av oyunu, hem çoklu oyuncu, hem de tekli oyuncu oyun modlarına sahip. Artık Avalanche Studios'un Just Cause serisinden kalan alışkanlığından mıdır, bilemiyorum, theHunter: Call of the Wild gerçek anlamda büyük bir haritaya sahip. Henüz pek bir yer keşfetmemişseniz, oraya buraya yürümek biraz can sıkıcı gelebilir.

theHunter: Call of the Wild

Oyunun grafikleri, animasyonları falan ne alemde peki?

Şimdi, eğri oturup doğru konuşmak gerek. theHunter: Call of the Wild, ciddi anlamda efsane görselliğe sahip. Hemen aşağıda kendi çekmiş olduğum bir manzarayı görebilirsiniz mesela. Sadece o sahneyi izlerken bile böyle garip bir ferahlıkla, huzurla doldu içim. Grafiklere kesinlikle, güzel yapılmış olarak olarak değinebilirim. Bulunduğunuz ortamın görselliği sayesinde, sanki oradaymış da, o dağın başında hafif hafif esen rüzgar harbiden teninizi okşuyormuş gibi hissettirmeyi başarmış olması, özellikle benim ayakta alkışladığım bir özellik olmuş.

Animasyonlar konusunda hem iyi, hem de kötü düşüncelerim var. Örneğin, elinizde bulunan dürbünlü tüfeğinizi bir süre kullandıktan sonra şarjörü değiştirmeye kalktığınızda, şarjörü tekrar takarken girişe tam oturtamayıp bir oraya, bir buraya kısaca sürtünüp öyle yerleştirebilme gibi bir ayrıntı oyuna eklenmiş. Ayrıca, bunun dışında hayvanların animasyonlarına da normal şartlarda lafım yok. Fakat, bu hayvanlar bazen öyle durumlarla karşıma çıkıyorlar ki, güleyim mi ağlayayım mı şaşırıyorum. Koskoca siyah ayı, benim tarafımdan vurulduktan sonra kanlarını döke döke kaçmaya çalışırken, dibinden geçmeye çalıştığı ağaca takılıp garip garip hareketler yapmaya başladı. Sıksam, işkencesini sonlandırsam av zevkini vermeyecek, bıraksam garip hareketleri yüzünden felç olacağım burada. Zaten, bu ilk karşılaşmam değildi bu tarz bir animasyon hatasıyla, son da olmadı. En büyük şikayetim ile yerde sürünürken tanıştım. Alçak bir yerden, yüksek bir yere doğru sürünerek giderken, nasıl oluyorsa o kafamız yerin dibine giriyor ve neredeyse her oyunda karşılaşabildiğimiz, haritanın altında öylece duran suları izliyoruz. Avalanche Studios'un imzası bulunan bir oyunda, böylesi bir durum ile karşılaşmak hoş hissettirmedi açıkçası.

theHunter: Call of the Wild

theHunter: Call of the Wild'ın ses ve seslendirmeleri olmuş mu?

Olmuş, hem de kesinlikle olmuş. Bakın, ben silah seslerinden, hayvan seslerinden, şunun, bunun sesinden pek fazla anlamam. Sadece duyduklarım kadarıyla biliyorum seslerini işte. Fakat, hayalperest karaktere sahip bir birey olarak, hislerime güvenir, onları kullanarak hayallerimde oyunlarda karşılaştığım manzaraları, sesleri, her şeyi canlandırır, sanki o oyunun içindeymişim gibi hissetmeye çalışırım. Eğer zorlanırsam, o oyun bana yeterince gerekli hissiyatı verememiş demektir bana göre. theHunter: Call of the Wild oynarken, özellikle yağmurlu havalarda içten içe üşüdüğümü, hafif hafif titrediğimi, hatta yağmur sanki benim gerçek hayatta üstüme damlıyormuş gibi ıslandığımı hissettim. Bütün bu canlandırmalar ise aşırı büyük bir ölçüde sesler sayesinde oldu.

Seslendirmeler hakkındaki yorumum da, sesler hakkındaki yorumumla aynı. Bulunan 2 adet haritaya başladığınız anda, manzarayı göstere göstere karakterimizin gözünden görmek için kamera aşağıya doğru inerken konuşmaya başlayıp oyun boyu yalnız hissettirmeyen, görevler verirken bile hiç bitmeyecek zannetmemize sebep olan ablamız ve ağabeyimizin uzun uzun konuşmaları tane tane, anlaşılır, net ve kaliteli bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu konuda kalitelerini konuşturmuş geliştirici ekip.

theHunter: Call of the Wild

Oynanış açısından detaya girebilir misiniz?

Elbette, hemen bahsedeyim. Oyunun çoklu oyuncu ve tekli oyuncu modu olmak üzere, 2 adet modu olduğundan söz etmiştim. Çoklu oyuncu modu maksimum olarak 8 kişiye kadar destekliyor. 8 kişilik bir ekip ile aynı geyiği avlamak, nedendir bilmem, fakat bana Call of Duty'i hatırlattı nedense. Tekli oyuncu modundan tek farkı, 8 kişiye kadar toplanılabilmesi. Bu yüzden, çoklu oyuncu modunu pek de önermem, bana sorarsanız. Böylesi bir oyunu sakin kafayla, tek başına, manzaranın tadını çıkara çıkara oynamak gerekli. Oyun içerisinde, ekranın sağ alt köşesinde, bizlere buram buram nostalji kokusu yayan bir sağlık barı bulunuyor. Sadece o da değil, hemen üstünde elinizde bulunan eşyayı veya elinizde bir silah varsa sol tarafta şarjörde kalan mermi sayısını, sağ tarafta ise kalan toplam mermi sayınızı gösteren bir gösterge bulunuyor. Sağlık barının hemen altında ise 3 adet simge bulunuyor. Soldan sağa doğru bahsetmem gerekirse eğer, ilki kalp atış değerinizi takip edebileceğiniz bir gösterge, 2. sıradaki, yani ortadaki ne kadar gözüktüğünüzü gösteren bir simge, 3. sıradaki, yani en sondaki ise bulunduğunuz yere göre attığınız adımlarda çıkan sesi gösteren gösterge. Sağlık barının solunda ise büyük bir pusula görmek mümkün.

Oyunda tecrübe ve seviye sistemi bulunuyor. Seviye atladıkça satın alabileceğiniz eşyalar açılıyor. Ayrıca, seviye başına yetenek ve perk adı altında bulunan yeteneklerinize dağıtabileceğiniz birer adet puan veriliyor. Örneğin, 2. seviyeye atladığınızda eğer yetenek puanı kazanmışsanız, 3. seviyeye atladığınızda perk puanı kazanacaksınız demektir. Her seviye, bir tanesine bir adet puan veriyor sadece. Bu puanları, oyun tarzınıza göre, yetenek kısmında bulunan ve birçoğunun birden fazla seviyesi olan yeteneklerinize, perk adını kullanan 24 adet, yine çoklu seviyeli yeteneklerinize dağıtabilir, oyunu istediğiniz tarzda tecrübe edebilirsiniz. Fakat, bir şikayetim varsa, bu da asıl önemli olan yeteneklerin hep en sonlarda açılıyor olması.

theHunter: Call of the Wild

theHunter: Call of the Wild optimizasyon açısından ne durumda?

Geldik yine zurnanın zırt dediği yere. Oyunun henüz ilk yamalarında olmasından mıdır, bilemeyeceğim, fakat çok fazla hata ile dolu oyun. Biraz evvel bahsetmiş olduğum yerin dibine kafamızın gömülüp, haritanın altında görünen suyu izleme muhabbeti dışındaki en büyük şikayetim av esnasında karşımıza çıkıyor. Telefonunuzu çıkarıp bir hayvanın izlerini sürerken giderek kare hızı sayısında düşmeler ile karşılaşmak mümkün. Zira, bulunan iz çoğaldıkça, nedense oyun da bir o kadar kasıyor. Başlarda saniyede 10 kare hızı sayısına düşene kadar anlamamıştım durumu. Sonra bir anda oyunun normalde olduğu kadar hızlı olmadığını fark ettim. Telefonu geri kaldırınca sorunun düzelmesi sayesinde sorunun ne olduğunu çözmeyi başardım. 3 Mart 2017'de, saat 18:01'de yayımlanan 768.2MB'lık 1.2 yamasının notlarında, bu sorunu yakında çözeceklerinden bahsetmiş olmaları ise biraz rahatlattı kesinlikle.

Görsel açıdan ise, günümüzdeki aşırı gerçekçi oyunlardan geri kalmasına rağmen, performans açısından biraz hüzünlendirdi diyebilirim. 8GB bellek, i7 quad-core işlemci ve NVIDIA GTX 760 4GB VRAM isteyen önerilen sistem gereksinimlerini, 16GB bellek, i7-4710MQ 2.50 GHz ve NVIDIA GTX 860M ile fazlasıyla karşılıyor olmama rağmen, orta ayarlarda, 1280x720 çözünürlükte karşılaştığım saniyedeki kare hızı sayısı sadece 35-40. Muhtemelen gelecek zamanlarda performans sorunları da düzeltilir, fakat şimdilik bu veriler pek de hoş hissettirmiyor açıkçası.

theHunter: Call of the Wild

theHunter: Call of the Wild alınır mı?

Sürükleyici bir oynanış imkanı sağlayan theHunter: Call of the Wild, Steam platformu üzerinde karşılaştığımız 49 TL değerindeki fiyat etiketinin her kuruşunu hak eden bir oyun. Ayrıca, oyunun Playstore fiyatı, Steam platformundaki fiyat etiketinden 3 TL kadar daha ucuz. Oradan satın aldığınızda size teslim edilen oyun kodunu Steam'de aktifleştirerek oyuna sahip olabilirsiniz. Oyunun Playstore sayfasına ise buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bana göre, bu oyun 7 puanı hak ediyor ve bu 7 puanın hakkını da fazlasıyla veriyor. Birçok optimizasyon ve oyun hatası, yetenek ağaçlarındaki yeteneklerin yanlış ayarlanmış olması, verilen görevlerin çok detaylı olması ve çok fazla yerde süründürerek can sıkması dışında herhangi bir soruna rastlamadım. Böyle listeleyince çok fazla gibi görünmüş olabilir, fakat fizik faktörlerini içermese de güzel bir av deneyimi tecrübe ettiriyor olması, özellikle görsel ve işitsel açıdan müthiş bir ziyafet sunuyor olması 46 TL'lik fiyat etiketinin hakkını kat kat fazlası ile veriyor zaten. Kesinlikle ava merakı olan oyuncular tarafından tecrübe edilmesi gereken bir yapım.

Oyuna Voidu üzerinden sahip olmak istiyorsanız, buraya tıklayabilirsiniz.

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.