Avatar
Yazar: Evrim Kılıç, Editör Yazım tarihi: 20.05.2013

Bildiğiniz üzere PlayStation 3 devri kapanıyor ve PlayStation 4 ile birlikte, Sony adına yeni bir nesil başlıyor. Yaklaşık 7 yıldır bize pek çok iyi an yaşatan emektar konsolumuz PS3'e yakışır bir veda senesi içinde olduğumuz da aşikar. Watch Dogs, Gran Turismo 6 vs. gibi birbirinden başarılı yapımlar yüzünü gün be gün gösteriyor. Hiç şüphe yok ki Uncharted serisinden tanıdığımız Naughty Dog da PlayStation 3 için özel olarak geliştirdiği The Last of Us ile bu kervana katılıyor. 14 Haziran 2013'e artık bir aydan daha az bir süre kalmışken, gelin hep beraber The Last of Us'a son defa bir göz atalım ve bizi heyecanlandıracak sebepleri kurcalayalım.

Öncelikle oyunun hikayesinden kısaca bahsetmek istiyorum. Elbette yayınlanan videolar, web siteleri derken pek çoğunuz oyunun hikayesinden haberdarsınızdır. Fakat, bu sefer televizyonlarını yeni açan arkadaşlar için bir kıyak yapalım ve ön incelememize The Last of Us'un hikayesiyle başlayalım. Oyun, bir tür kıyametin vurduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde geçiyor. Ülke, 20 yıl kadar önce bir tür mantar salgınıyla milyonlarca vatandaşını kaybetmiş ve zombi istilası diyebileceğimiz bir felaketle başbaşa kalmıştır. Şu an tüm ülkede yoğun bir askeri denetim vardır ve karantina bölgeleri arasında mekik dokumak pek de akıllıca değildir. Tehlikenin her yerde kol gezdiği bu diyarda, Joel isimli bir karaborsacı, Ellie adlı 14 yaşında küçük bir kızı, ülkenin öbür ucundaki bir karantina bölgesine teslim etme sözü vermiştir. Bu sözü yerine getirmek için yola çıkan ikinin işi pek de kolay değildir.

The Last of Us'ta gözünüze çarpacak ilk şey, yalnızlık hissi olacak. Koskoca ülkede büyük bir boşluk hissi hakim; arabalar çalışmıyor, metropoller terk edilmiş, günlük telaşlardan eser kalmamış... Doğa Ana bu 20 yılda, esasen kendine ait olanı geri alabilmek için yola çıkmış ve bir zamanlar beton yığını olan her yeri yoğun bitki örtüsü kaplamış. Fakat ortalığa hakim olan bu sessizlik pek de huzur verici değil; çünkü gölgelerde pek çok yaratık ve kötülük kol geziyor. İnsanların bin bir emekle diktiği binalar yıpranmış, yaptığı yollar çökmüş; kısacası bu yüzyılın modern hayatıyla, yalnızca doğaya tabi olunan ilkel çağlar birbiri içine geçmiş. Artık büyük planlar, ticari hesaplar, iş hamleleri yok; sadece hayatta kalmak var ve bunun için gerekirse en yakınınızda olanlardan bile vazgeçmeniz gerekebilir.

The Last of Us Ön İnceleme (1)Joel ve Ellie, böyle bir dünyanın farklı iki karakteri olarak karşımıza çıkıyor. Joel bu acımasız dünyada ve huzursuz edici boşlukta zamanla yıpranmış, daha sert bir insan olmuş. Hayatta kalabilmek için pek çok yeteneğini geliştirmek zorunda kalmış, zamanla duygularının büyük bölümünü yitirmiş. Ellie ise tam tersi, henüz bu dünyanın kötülüğünü tamamen kavrayabilecek yaşta değil ve Joel'in kaybettiği saflığı hala koruyor. İşte bu da bir nevi, Joel'un kalbine giden anahtar görevi görüyor. Başta ticari bir anlaşmanın temel ögesi olmaktan ileri gitmeyen Ellie, zamanla Joel tarafından korunuyor, kollanıyor ve daha fazla önemseniyor. Kısacası Joel, bu dünyanın kötülüğünden Ellie'nin nasibini almasını istemiyor ve tabii ki anlaşmaya sadık kalmak için, o hayatta kalsın diye elinden geleni yapıyor. İki karakter arasındaki etkileşime oyun boyunca sıklıkla rastlıyoruz. Joel'un kuvveti ve silah kullanabilme yetisi ile Ellie'nin ufak tefek ve hafif oluşu, yer yer birbirini dengeliyor ve koordinasyona olanak tanıyor.

Oyunun sizi devamlı bıçak sırtında tutan bir tehlike unsuru da var. Bulunduğunuz dünya yabani ve vahşi olduğundan etrafa güvenmek kolay değil. İyilik ve kötülük, net çizgilerle, siyah ile beyaz gibi ayrılmıyor. Ortada gri bir dünya var, size bir gün yardım eden biri, çıkarı gereği sizi terk edebiliyor. Mesela Joel'un tesadüfen bulduğunuz bir arkadaşı olan Bill, size başlarda yardımcı oluyor; ama yine de gelecekte ne yapacağından emin olamıyorsunuz. Bunun temel sebebi kaynakların kısıtlı olması tabii ki. Artık tüketim çılgınlığına imkan tanıyacak bir dünya yok. Yiyecekler ve içecekler paylaşılıyor, sağlık gereçleri devlet güvencesi altında değil. Özellikle karantina bölgelerinin dışında kalan yerlerde, sadece mantar yüzünden yaratık haline gelmiş olanlar değil, sapasağlam insanlar da birbirini boğazlamaya yer arıyor. Joel, bu tehditlerden kurtulabilmek adına bir dinleme yeteneği geliştirmiş. Bu yeteneğinizi kullanarak etrafta olan biteni iyice araştırıyor ve gereksiz çatışmalara girmeden kaçabiliyorsunuz; çünkü her çatışmadan sağ kurtulmanız mümkün değil.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.