Daha önce Clash of Clans, Boom Beach gibi mobil oyunlarıyla tanınan yapımcı Supercell, yeni oyunu Clash Royale ile mobil kullanıcıları etkilemeye devam ediyor. Clash Royale özetle stratejik bir kart oyunu. Deste oluşturup rakibinizin kulelerini yıkmaya çalışıyorsunuz.
Öncelikle belirtmelimiyim ki Clash of Clans tutkunu biri hiç olmadım. Arada bir kendimi oyuna vermek istediysem de oyun beni kendi içerisine çekmeyi başaramadı. Zaten aktif bir mobil oyuncu değilim. Kısacası Clash Royale ilk çıktığında pek bir beklentim de yoktu. Ancak beni çeken, şuan bu incelemeyi yazdırmayı başaran bazı özellikler mevcut. Çıkan kartlarla deste oluşturulması, oyunda seviye kazandıkça stratejinin daha önemli hale gelmesi beni oyunu oynamaya itti. PC ve mobillerde oynayanlar bilir Blizzard'ın Hearthstone adlı oyununu. Bu oyunda destenizi oluşturuyor ve rakibinizin elinde olabileceğini düşündüğünüz kartlara uygun oyun stilinizi oluşturuyorsunuz. Oyundaki kartların yapabildiklerini, eksilerini ve artılarını öğrendikçe de bu durum daha derin bir oynanışa dönüşüyor. Clash Royale'de de bir nebze olsun aynı tadı almak mümkün.
Kulelere hücum!
Öncelikle oyun dikey bir şekilde oynanıyor. Oynanıştan kısaca bahsetmek gerekirse, öncelikle 8 adet karttan oluşan bir deste oluşturuyorsunuz. Kartlar arasında iskeletler, goblinler, devler, toplar, roketler gibi bir çok seçenek mevcut. Oynayış tarzınıza uygun bir deste bulabilmek biraz zamanınız alabilir. Destenizi seçtikten sonra oyuna giriyorsunuz. Ortada bir ana kuleniz ve çaprazında iki, V şeklinde toplam 3 kuleniz bulunuyor. Rakibiniz de tabi ki aynı şekilde karşınıza yerleşiyor. Hearthstone'daki gibi zamanla mananız, yani iksiriniz doluyor. Kartlarınızın kaç iksir gerektirdiğini görebiliyor ve bu iksire uygun elinizdeki kartları arena'ya koyuyorsunuz. Koyduktan sonra minyonlarınızın kontrolü sizde olmuyor bu yüzden stratejik noktalara koymanız gerekiyor. Belli bir süre içinde rakibinizle birbirinizin kulelerini yıkmaya çalışıyorsunuz. Bir süre sonra oyundaki iksir yenilenmesi hızlanıyor ve oyun biraz daha karmaşıklaşıyor. Sona doğru eğer bir kule bile yıkabilirseniz oyunu kazanmış sayılıyorsunuz.
Oynanışa daha detaylı bakmadan önce oyunun ticaret modeline bir göz atalım. Oyunda mücevherleriniz bulunuyor. Bu mücevherleri, oynayarak elde edebildiğiniz gibi ayrıca satın da alabiliyorsunuz. Peki ne işe yarıyor bu mücevherler? Öncelikle bir oyunu kazandığınızda size bir sandık veriliyor. Bu sandıklar içerisinden ise size altın ve kartlar çıkıyor. Destenizde kullanmak istediğiniz bir minyon için belli bir miktarda kart topladığınızda o minyonu geliştirebiliyorsunuz. Bu sayede o kartın sağlığı, saniye başına hasarı gibi özellikleri gelişiyor. Her bir geliştirme için daha fazla karta gereksinimi doğuyor. Şimdi mücevher demiştik. Bu mücevherler ile farklı sandıklar almak mümkün. Mesela dev sandık aldığınızda içerisinde bol bol altın ve yüzlerce kart bulunuyor. Bu da sizin destenizin gelişmesini sağlıyor. Kısacası kendi seviyenizdeki para ödemeyen rakiplerinizden üstün bir duruma geliyorsunuz. Ancak şöyle bir durum var ki; oyun kazandıkça seviyeniz yükseliyor ve size kupa veriliyor. Her ne kadar ödeyip kazandığınızı düşünseniz bile belli bir süre sonra kendi denkliğinizdeki oyunculara rastlayacaksınız. Yani para ödeyip deste almak sadece sizin daha hızlı ilerlemenizi sağlıyor. Binlerce lira ödeyerek birinci olurum mantığı bu oyunda mevcut değil. Dediğim gibi sadece ilk seviyeleri hızlı atlarsınız destenizin güçlü olduğu için.
Destelerinizi bu ekranda gözlemleyebilirsiniz.
Oyunun ana menüsüne baktığımızda bazı özellikler dikkat çekiyor. Örneğin yüksek seviyeli oyuncuların yaptığı maçları izlemeniz mümkün. Bunun yaralarından biri de meta oyunun nasıl olduğunu gözlemleyebilir, oynanış tarzınıza uygun kartları görebilir ve yeni stratejiler geliştirebilirsiniz. Bu açıdan çok çok faydalı bir özellik.
Bunun yanı sıra takımlara (klanlara) katılabilirsiniz. Herhangi bir takıma katıldığınızda size başarım hediyesi de veriliyor. Takımların en önemli özelliklerinden biri kart bağışı sistemi. Destenizde eksik olan bir kartı bağış sistemiyle doldurabilir ayrıca siz de bağış yapabilirsiniz. Bağışta bulunursanız size altın ve deneyim veriliyor. Destenizde kullanmayı düşünmediğiniz kartları bağışlayarak biraz altın elde edebilmek çok da kötü değil zira daha fazla istediğiniz bir kartı geliştirmek için altına ihtiyacınız olacak. Bu açıdan yararlı olabilir. Bunun yanı sıra takımınızdaki kişiler ile dostluk maçı yapabilme imkanınız var. Bu sayede yeni desteler oluşturup burada deneyebilirsiniz.
Menüdeki bir diğer özellik ise deste oluşturma ekranı. Bir deste 8 karttan oluşuyor. Sahip olduğunuz bütün kartları bu ekranda görebilir ve özelliklerine bakabilirsiniz. Kimi kartlar sadece yakın dövüş, kimisi hem yakın dövüş hem de hava saldırısı veya sadece binalara saldıran kartlar mevcut. Tabi bu kartlar da 3 farklı özelliğe sahip. Bazıları genel, bazıları seyrek ve bazıları ise daha nadir olan epik kartlar. Burada kartlarınızın gücüne, hızına göre kendi oyun stilinizi oluşturmak mümkün. Toplam 3 farklı deste oluşturabilirsiniz ve oyuna gireceğiniz zaman bu 3 desteden birini seçebilirsiniz. Arada bir deneysel bir deste yapıp yeni stratejiler üretmeniz mantıklı bir yaklaşım olabilir.
Dikkat! Prince hızlanınca kamyon çarpmışa dönüyorsunuz!
Diğer bir menü ekranında ise mücevherleriniz ile altın ve sandık, gerçek para ile mücevher alabilirsiniz. Yalnız bu ekranda önemli bir özellik daha mevcut. Her gün oyundaki altınınızla alabileceğiniz kartlar sunuluyor. Eğer yeterli altınınız varsa eksik bir epik kartınızı elde etmek de mümkün.
Oyun kazandıkça size sandık veriliyor demiştik. Yalnız bazı oyuncuların sevmediği bir nokta var. Sadece 4 sandık boşluğunuz mevcut. Yani 4 oyun kazandığınızda bunları açmadan daha fazla sandık kazanabilmeniz mümkün değil. Bir sandığı açmak için de bir kaç saat beklemeniz gerekebiliyor. Sandıkların özelliklerine göre açılma süresi uzayabiliyor. Ancak sandıklarınız dolsa bile oynamaya devam edebilirsiniz çünkü bir de krallık sandığı diye bir durum var. Her bir kule indirdiğinizde bu sandığı parça parça kazanıyorsunuz. 10 kule yıktığınızda bir krallık sandığı kazanmış oluyorsunuz. Ayrıca bunlar haricinde size sürekli bedava sandık veriliyor.
Biraz oynanıştan bahsedelim. Bir oyuna girdiğinizde alt kısımda kartlarınız görünüyor. Arayüz dokunmatik ekranlar vasıtasıyla kolayca erişilebilir bir konuma getirilmiş. Arayüzden karşınıza önceden belirlenmiş cümleleri kullanabilirsiniz. Örneğin iyi şanslar veya iyi oyundu diyebilme imkanınız var. Ayrıca kızgınlığınızı veya mutluluğunuzu ifadeler şeklinde göndermenize imkan tanıyor. Oyun başladığında iksiriniz dolmaya başlıyor ve hamlelerinizi yapıyorsunuz. Arena ilk başladığında ortadan ayrılmış durumda. Yani minyonlarınızı sadece kendi yarınıza yerleştirmeniz gerekiyor. Bunun haricinde dilediğiniz noktaya koyabilmeniz mümkün. Eğer ki bir kule yıkarsanız bu yıkılan kule alanına da minyon koyma imkanınız doğuyor ve haliyle rakibinizi daha fazla terletiyorsunuz.
İlk göz ağrısı ilk arena
Minyonların davranışlarından biraz bahsetmek gerek çünkü arena'ya koyduğunuzda kendi hallerinde davranıyorlar. Minyonlar genelde bir düşmanın veya binanın bulunduğu noktaya ilerlerler. Bu açıdan rakibinizin minyonunu durdurmak için arkasına yerleştirmeniz onun ilerlemesini durdurup geri dönmesine sebep olacaktır. Yalnız örneğin Giant 'dev' kartını minyonlar durduramıyor. O sadece kule veya defansif binalara yöneliyor. Bu yüzden yine stratejik olmanız gerek. Kimi minyon ise yalnızca havaya ateş edebilen minyonlar aracılığı ile durdurulabiliyor bu yüzden yanınızda her zaman hava saldırısı yapabilen kartlar bulundurmanız gerekiyor.
Oyun kazanıp yeterli kupaya sahip olduğunuzda yeni bir arenaya geçiyorsunuz. Bu arenalar oynanış açısından biraz farklılıklar içeriyor ve her yeni bir arena farklı kartlara erişiminizi sağlıyor. Bu kartları da yine sadece sandıklardan düşürebilirsiniz.
Oyunda rastgele minyon basma sayesinde de üstün gelebilmeniz mümkün ama genellikle rakibiniz sizin eksik yanlarınıza veya boş alanlarınıza yöneldiği için çok kolay bir şekilde yenilebilirsiniz. Bu yüzden oyun biraz stratejik düşünmeyi gerektiriyor.
Bir mobil oyunu olduğu için grafikleri çok fazla önemli olmayabilir zira çok yüksek çözünürlüklü monitörlerden oynanmıyor ancak yine de oyun hoş grafiklere ve sanat dizaynına sahip. Karakterlerin komik modellemeleri oyuna ayrı bir hava katıyor. Sesler ise yine çok fazla önemli olmayabilir çünkü genelde oyuncular mobil halde farklı ortamlarda bulunacağından sesi tamamen kapatabilir.
Clash Royale neticede kısa veya uzun zamanlı vakit geçirebileceğiniz, içerisinde az çok stratejik yaklaşımın gerektirdiği bir oyun. Tasarım açısından baktığımızda bu oyun PC için bile uygun, arayüz ve oynanış mouse için yeterli seviyede ancak tabi ki sadece iOS ve Android cihazlarda oynanabiliyor.
[inceleme]
