Bu dünyanın suyu yavaş yavaş çıkıyor. Hatta bazı insanlar için çoktan çıktı bile. Ekonomisi, politikası, kirliliği filan derken Dünya yavaş yavaş yaşanmaz bir hale geliyor. İnsanlık için en muhtemel ikinci yaşanabilir gezegen ise Mars. Biz de bu inceleme yazımızda Surviving Mars isimli video oyunu ile Mars'a gidiyoruz. Bu oyun, bir koloni kurma simülasyonu. Yani, Cities Skylines gibi düşünebilirsiniz. Sadece Dünya'da bir şehir kurmak yerine Mars'ta bir koloni kuruyorsunuz. Saatlerce Cities Skylines oynamış biri olarak, Surviving Mars ile trafik derdinden kurtulduğuma kesinlikle seviniyorum ve hemen inceleme yazıma geçiyorum.
Mars'ta hayatta kalmak mı?
Surviving Mars temelinde dediğim gibi birçok şehir kurma simülasyonuna benziyor. Buna ek olarak Sid Meier's Civilization benzeri mekanikler de görebiliyorsunuz. Oyuna başlarken öncelikle bir sponsor seçiyoruz kendimize. Her sponsor birbirinden farklı ekstralar ve zorluklar sunuyor oyunculara. Mesela bir sponsor, oyuncuya başlangıç parası olarak 30 milyon Dolar veriyorken, bir diğer sponsor 5 milyon Dolar verebiliyor. Bir sponsor, farklı farklı ekstralar, ücretsiz binalar veya teknolojiler sunarken, diğer bir sponsor da oyun içinde işe yarayabilecek farklı ekstralar sunuyor. Sponsorlar ardından da roketimizi dolduruyoruz. Evet, Mars'a tabii ki roket ile gidiyoruz!
Mars'a göndereceğimiz ilk roket oldukça önemli çünkü o gezegende ilk adımlarınızı, o roketin içine attığınız ögeler ile atıyorsunuz. Rokete farklı farklı materyaller, bina planları veya drone cihazları ekleyebiliyorsunuz. Drone cihazları zaten oyunun en temel ögelerinden bir tanesi. Çünkü bu cihazlar, kolonideki her şeyle ilgileniyor. Bir inşaat mı var? Drone cihazları ilgileniyor. Kabloda arıza mı var? Drone cihazları ilgileniyor. Yani onlara sevgi ile yaklaşmanızı öneriyorum.
Surviving Mars ve temel mekanikleri.
Oyunda sürekli olarak uğraşacağınız şey inşaat. Bu konuda 9-10 civarı farklı kategori bulunuyor. Koloniniz için gereken temel binalar, elektrik, su ve oksijen gibi temel ihtiyaçlar ve çok daha fazlası bu inşalar ile sağlanıyor. Mesela drone cihazlarınıza talimat verebilmek için Drone Hub binasına ihtiyacınız oluyor. Elektrik için güneş panellerine veya rüzgar gücü ile çalışan türbinlere ihtiyacınız oluyor. Yer altı madenlerini çıkartmak için veya yer altından su çekebilmek için binalara, oksijen ve su taşımı için borulara ve elektrik için de tabii ki kablolara ihtiyacınız oluyor. Hepsi de inşa ediliyor.
Tüm bunların haricinde, dünyadan roketlerle gelen veya Mars'ta bulunan malzemelerin depolanması için de depo noktalarına ihtiyacınız oluyor. Son olarak da hava baloncukları var tabii. Kendilerinin adı Dome ve dünyadan getirdiğiniz insanlar sadece bu Dome yapıları içerisinde yaşayabiliyor. Oyunda birkaç farklı Dome tipi var ve bu yapıların içerisine inşa edebileceğiniz de birçok farklı bina var. Ev, okul, araştırma merkezi, hastane ve fabrikalar sadece bu binaların küçük bir kısmı. Yani, Surviving Mars ile bir koloni kurmak istiyorsanız, sürekli büyümeniz gerekiyor ve bu büyüme de genelde inşaat ile sağlanıyor.
Her şey inşaat değil.
Tabii ki her şey inşaat değil. Koloninizin bir de araştırma kolu bulunuyor. İşte burada Sid Meier's Civilization benzerliği devreye giriyor. Çünkü o serideki araştırma sistemi ile bu oyundaki araştırma sistemi oldukça benzer. Eğer daha önce Sid Meier's Civilization oynadıysanız, kesinlikle bu oyunda yabancılık çekmiyorsunuz. Araştırmalar ile farklı teknolojiler ve binaların kilidi açılıyor. Böylece birçok farklı ihtiyaç, birçok farklı yolla giderilebiliyor. Mesela oyunun başlarında sadece Dome içerisine kurulabilen bir binada yemek üretebiliyorsunuz. Fakat ilerleyen zamanlarda, Doma binalarının dışında bulunabilecek de yemek üretici binalar kurulabiliyor.
Bir de haritamız var. Oyuna başlamadan önce, öncelikle Mars üzerinde bir yer seçiyoruz. Bu yer seçimini yaparken, oyun bizlere seçtiğimiz alanda ne gibi tehlikelerin ve ne gibi kaynakların olduğunu söylüyor. Mars üzerinden bölgeyi seçip, oyuna girdiğiniz zaman ise karşınıza 10x10 bir harita çıkıyor. Oyuncular, bu haritanın tek bir karesinde başlıyor koloni kurmaya ve zamanla haritanın geri kalan yerlerinin kilidi açılıyor. Her kaynak, her yerde olmadığı için başlangıç seviyesindeki bir koloni rahatlıkla 9-10 kare kullanabiliyor. Bu yüzden harita bana pek büyük gelmedi ama kesinlikle küçük de değil. Ortalama diyebiliriz.
Oyunda derinlik de var.
Surviving Mars kesinlikle yüzeysel bir video oyunu değil. Oyunda hatırı sayılacak seviyede bir derinlik bulunuyor. Oldukça hoş detaylar bulunuyor. Mesela kum fırtınaları varken güneş panelleriniz çalışmıyor ve aynı zamanda da bütün binalarınızın üstü kum kaplanıyor. Ayrıca dünyadan getirdiğiniz insanlar da kusursuz değiller. Bu insanların farklı olumsuz yönleri, farklı olumlu yönleri, yaşları, cinsiyetleri ve ustalıkları bulunuyor. Mesela bir insan hem alkolik, hem de bilim insanı olabiliyor. Ayrıca bu insanlar, çok olumsuzluğa maruz kaldığında da deliriyor. Kaynaklar da sınırsız değil tabii ki. Aynı şekilde size verilen bütçe de sınırsız değil. Bu yüzden arayı bulmanız gerekiyor. Her ihtiyacınızı dünyadan getiremiyorsunuz ama aynı şekilde her ihtiyacınızı da Mars'tan karşılayamıyorsunuz. En azından oyunun ortalarına kadar bu durum, bu şekilde.
Yani, sonuç olarak bu video oyununu sizlere rahatlıkla önerebilirim. Klasik şehir oluşturma oyunları ile Sid Meier's Civilization serisi birleşmiş, ortaya bu video oyunu çıkmış. Tabii bu kötü anlamda değil çünkü Surviving Mars kesinlikle kopya bir oyun değil. Gayet benzersiz, gayet detaylı, gayet kendini saatlerce oynatan bir video oyunu. Bu oyunu açtığım zaman saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Bu, uzun zamandır yaşamadığım bir duyguydu. Eğer sizler de şehir oluşturma tipi video oyunlarını seviyorsanız, bu oyuna kesinlikle şans vermelisiniz.