Avatar
Yazar: Can Dikiş, Editör Yazım tarihi: 18.12.2015

Elimden geldiğince az spoiler ile anlatmaya çalışacağım filmi, yazıda minimum seviyede spoiler olabilir. Baştan uyarayım.

2002 yılıydı, annemle izlediğim ilk Star Wars filmi tüm serinin belki de en vasatı olan Klonların Saldırısı filmine gitmiş, yaşımın verdiği acemilikle elbette hiçbir şey anlamadan ayrılmıştım salondan. Sonrasında bütün seriyi baştan sonra izledim. 2000'lerde çekilen prequel üçlemeden ziyade ilk çekilen efsane üçlemeyi bağrıma bastım hep bu zamana kadar. Benim için Star Wars Han Solo'ydu, acemi Jedi Luke Skywalker'dı, Darth Vader'dı. Ve hepsinden öte Tatoonie'deki o iki güneşle başlayan o sonsuz evreni önümüze koyan George Lucas'ın eşsiz hayal gücüydü.

star-wars_8kmf.1920

Bugün The Force Awakens'tan çıkarken ise zerre memnuniyetsizlik yok içimde. Baştan söyleyeyim, JJ Abrahams mükemmel bir film çekmiş. Eski üçlemeyi hatim etmiş. Üzerine filmi çağın sinema laneti olan görsel efektlere boğmamış, sade görsellerle yeni karakterleri kusursuzca anlatmış. Üzerine bir de oynatmış. Prequel üçlemedeki Anakin'i oynayan abiyi hatırlayın. Hatırladınız ve midenize bir ağrı girdi değil mi? Abrahams o hataya düşmemiş, seçilen oyuncular ve karakter gelişimleri mükemmele yakın olmuş.

Peki film, iyi bir Star Wars filmi mi? İşte burada mideme az da olsa bir ağrı giriyor. The Force Awakens konu ve işleniş olarak A New Hope'un birebir aynısı. Bakın gönderme şeklinde değil bu. Film ilk çekilen Star Wars filminin 2015 Aralık ayı versiyonu olmuş. Bu kötü bir şey mi? Değil elbette. A New Hope'u çok severim, favori Star Wars filmimdir hatta. The Force Awakens'ı da çok sevdim. Ancak filmden çıktığımda o sonsuz memnuniyete rağmen filmde bir şeyler eksik olduğunu biliyordum. Ve o eksiklik maalesef filmin orijinal olamamasından kaynaklanıyor. Film, A New Hope'a çok fazla benziyor olsa da onun hayal ettirdiği o sonsuz tablodan mahrum.

Star_Wars_The_Force_Awakens

Abrahams yeni bir seri çekiyor ve The Force Awakens bu serinin ilk bayrak taşıyıcısı. Bunu aklımızdan çıkarmadan izlemek lazım filmi. Film bizlere karakterleri yavaş yavaş tanıtıyor, geliştiriyor ve veda etmeden seyirciye fısıldayarak, ''bu karakterlere iyi alış, her şey daha yeni başlıyor.'' demeyi ihmal etmiyor. Filmin A New Hope'a olan benzerliği karakter gelişimlerinde de karşımıza çıkıyor. Finn Rey'e nazaran daha komplike bir karakter gibi gözükürken film ilerledikçe o komplike hikayesi yerini basitliğe bırakıyor. Ve bu basitlik karaktere inanılmaz yakışıyor. Filmin mizah yükünü BB-8 ile tek başına taşıyor. BB-8, Star Wars sevin sevmeyin bu filmi izleyen herkesin net favori karakteri olabilecek seviyede sempatik bir karakter. Tamam, R2-D2'yi de çok sevmiştik lakin BB-8 mükemmel bir droid olmuş. Rey ise Luke'ın A New Hope'taki haline fazlasıyla benziyor. Hurdacı olarak başlayan hikayesi, film ilerledikçe The Force Awakens'ın ve gelecek filmlerin merkezini oluşturuyorken tüm bu benzerliklere inat orijinal bir karakter olabilmeyi başarıyor. Çünkü film karakterleri sade ve yavaş işliyor.

Filme girmeden önce en fazla merak ettiğim karakter Kylo Ren'di. Görünüş olarak muazzam duruyordu fragmanlarda. Bu muazzamlık maskeli olduğu her sahnede filmde de fazlasıyla mevcut. Ancak Kylo beklediğimden çok daha farklı bir karakter olarak çıktı. Bu farklılık hem beni memnun etti hem de meh dedirtti. Kylo bir Sith lordu değil, bir Darth Vader kesinlikle beklemeyin. Kylo, Rey'in negatifi. Abrahams yeni serinin merkezinde bu zıt kutupları işleyecek. Öğreniyor, acemi ve korkuyor. Bu denli farklı ve görünüşüyle alakalı ters etki yaratan bir Sith görmek açıkçası başlarda olumsuz bir düşünce yarattı bende. Ancak ilerleyen dakikalarda karakterin gelişimini ve aslında ne olduğunu görünce fazlasıyla memnun oldum. Nedeni bariz; Star Wars evreninde, yeni nesil bir serinin merkezine bu denli acemi bir Sith koyabilmek cesaret ister. Kylo Ren 3 filmlik bir seride etkileyici bir kötü karakter olabilecek potansiyeli fazlasıyla taşıyor ancak bu durum The Force Awakens için geçerli değil. Demek istediğim tek filmle yargılanacak bir karakter değil Kylo Ren.

share_1200x627

Film görsel olarak cidden muhteşem. Çok keyif aldım izlerken. Filmin malum bir kaç sahnesindeki güneş, karanlık ve ışık imgeleri sahnelere fazlasıyla derinlik katmış. Filmin üzerinde düşünüldüğü fazlasıyla belli oluyor bu sahnelerden. Ancak film sonlara doğru biraz hızlı ilerliyor. O başlardaki sade gidişat yerini sert geçişlere bırakıyor bu da filmi eksik bırakıyor. Bu eksikliği hissetseniz de eski karakterlerin sahneye girişlerinde her şeyi unutuyorsunuz. Leia, Han Solo ve Luke filmin üç büyük jokeri. Abrahams, Harrison Ford'a sen oyna abi demiş. Mükemmel bir Han Solo var filmde. Chewie ile olan her sahnesi çocukluğa dönüş adeta. Abrahams eski karakterleri mükemmel yedirmiş filme, ne rol çalıyorlar ne de eksik kalıyorlar. O evrende olduklarından emin olarak izliyorsunuz filmi. Bunu 30 sene sonra yapabilmek büyük maharet ister. Filmin, İlk paragraflarda fazlasıyla gömdüğüm prequel üçlemeyi formül olarak yok sayması hoşuma gitse de biraz eksik bırakmış filmi. O üçlemedeki politik göndermeler falan filmde hiç yok. b.

The Force Awakens Star Wars adına gücü sonuna kadar hissedebileceğiniz bir yapım olmuş. Kesinlikle iyi bir film. Ancak formül olarak ele aldığı dinamiklerden dolayı bazı yerleri eksik, kekremsi bir tat bırakıyor. A New Hope'a fazlasıyla benziyorken onun yapabildiği en net sevabı es geçiyor.;Hayal ettiremiyor, yavaş ve sade başlıyor ancak son dönemeci sert giriyor. Bıraktığı çok fazla soru işareti ile biterken sonraki filmler için iyi bir zemin hazırlıyor. Eksikleri olsa da yeni nesil için iyi bir başlangıç filmi The Force Awakens. Gücün tadını çıkartın, kaçırmayın. İyi seyirler.

star_wars_episode_vii_the_force_awakens-wide

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.