Oyun içi yüz teknolojisiyle geçtiğimiz hafta adeta teknoloji şovu yapan Star Citizen, kullandığı sıra dışı tekniklerle oyuncuları şaşırtmaya devam ediyor. Star Citizen'ın resmi YouTube kanalından yayımlanan geliştirici günlüğünde, oyunun birinci şahıs kamerasının nasıl yaratıldığı anlatıldı. Geliştiriciler görünüşe bakılırsa birinci şahıs kamerasını yaratırken kuşlardan ilham almış.
Oyunun baş animasyon mühendisi olan Ivo Herzeg, Star Citizen'ın birinci şahıs kamerasının tüm geliştirilme hikayesini anlattı. İlk olarak basitçe kamerayı karakterin başına yerleştirdiklerini söyleyen mühendis, karakterin yaptığı animasyon hareketleri yüzünden kameranın çok sallandığını, adeta bir GoPro kamerasını kafanıza taktığınızda kamerada oluşan görüntü gibi olduğunu söyledi. Bu kameranın istek dışı sallanması yüzünden başarısız olduklarını ekledi. Geliştirici ekip bu istemsiz titreşimlerin üzerinde bir süre çalışarak, kameraya göz stabilizasyonu ekleyebileceklerini keşfetmişler. Kameradan uzağa bir odak noktası koyan ekip, kameranın odağını oraya aktararak sallanmayı kısmen çözebilmiş. Peki, problem tamamen çözülmüş mü? Hayır, hala pürüzsüz bir deneyim alamayan geliştirici ekip, birinci şahıs kamerasında kullanılacak yeni teknikler aramaya başlamışlar.
Ivo Herzeg, geliştirdikleri göz stabilizasyonu ile titreşimi %80 oranında düşürdüklerini ama çözmeleri gereken hala bir bölüm olduğunu belirtiyor. Kalan %20'lik kısımda ise kameranın küçük hareketleri yüzünden duvarın içinden geçmesi gibi gerçek hayatta olmayan sorunlar varmış. Tamamen gerçekçi bir deneyim amacıyla yola çıktıklarını hatırlatan animasyon mühendisi, bu yüzden araştırmalarına devam etmiş.
Geliştirici günlüğünde kalan %20'yi de nasıl çözdüklerini anlatan Ivo Herzeg, bu sorunun onları bir süre oyaladığını belirtiyor. İlk olarak insan vücudunun bu titreşimleri nasıl engellediğini araştıran geliştirici ekip, bunun çok karmaşık bir zihinsel proses olduğunu, birinci şahıs kamerasına pratik bir şekilde uygulanamayacağını fark etmişler. Gerçek hayattaki el kameralarının görüntü sabitleme tekniklerini de araştıran geliştirici ekip, bunun da pek uygun olmadığını fark edip alternatif metotlar aramaya başlamış. Kuşlardan ilham alma fikri de bu esnada çıkmış.
Gerçek hayattaki kuşların da geliştirici ekip gibi bir sorunu varmış. Çoğu kuş türü, insanlar gibi gözlerini çeviremedikleri için hareket ederken stabil bir görüntü almaları zorlaşıyormuş. Gözlerini hareket ettirirken sabit görüntü alamayan kuşlar, bunun tam tersini yapmayı keşfederek, kafalarını sabit tutmayı öğrenmişler. Boyun kısımlarının uzun olmasının da avantajını kullanan kuşlar, bu sayede geliştirici ekibe de ilham olmuş. Bu doğa harikası sistemi sadece Star Citizen'da değil, günümüzde sıkça kullanılan kamera stabilizasyon sistemlerinde de görüyoruz.
Bu stabil görüntüyü her birinci şahıs kamera kullanan oyun zaten veriyor diyebilirsiniz elbette. Ancak buradaki fark yaratan kısım ise, Star Citizen'ın tamamen fizik tabanlı bir oyun olması. Yani yönettiğiniz karakterin her parçası dahil olmak üzere her şey fizik tabanlı işliyor. Daha önce birçok oyunun deneyip başarısız olduğu sistemi, Cloud Imperium Games nihayet oturtmuş görünüyor. Paylaştığı her oynanış ve teknoloji videosuyla bizi hayretlere düşüren Star Citizen, umarım yakın zamanda biz oyuncularla buluşur.
