Avatar
Yazar: Kaan GEZER, Editör Yazım tarihi: 20.10.2017

South Park: The Stick of Truth sizleri yeterince eğlendiremediyse artık elimizde bir de South Park: The Fractured But Whole var. Sadece birkaç gün önce elimize ulaşan bu oyunu PlayStation 4 Pro üzerinde deneme fırsatı bulduk ve oyun hakkındaki fikirlerimizi de sizlere aktarmak istedik. Dilerseniz oyunu inceleme işlemine yavaş yavaş başlayalım. Girişi uzatmanın pek bir anlamı yok gibi görünüyor.

South Park: The Fractured But Whole İnceleme

Kedi kayboldu!

South Park: The Fractured But Whole direkt olarak serinin ilk oyununa bir devam olarak geliyor. İlk oyundaki karakterlerimiz The Stick of Truth macerasından sonra süper kahraman oyunu oynamaya başlıyorlar fakat işler birazcık karışıyor. Çünkü bir grup arkadaş kendi süper kahraman filmlerini yapmak istedikleri için bizim grubumuza katılmıyorlar ve böylece bir iç savaş çıkıyor. Biz yine ilk oyundaki The New Kid karakterinin kontrolünü ele alıyoruz ve bir süper kahraman olma yolunda ilk adımlarımızı atıyoruz. Bu arada, oyundaki süper kahraman olma amacımız ise bir kedinin kaybolmuş olması ve bulana 100 Dolar verilecek olması. Bizce yeterli bir neden.

Oyunun hikayesi ve açılış bölümü hakkında öncelikle küçük bir şey söylemek istiyorum: South Park: The Fractured But Whole kesinlikle efsane bir şekilde başlıyor. Öncelikle Cartman'ın klasik süper kahraman filmlerindeki gibi bir monolog yaptığına şahit oluyoruz, ardından Cartman zamanda yolculuk yaparak The Stick of Truth zaman dilimine geri dönüyor ve herkesi süper kahraman olmaya davet ediyor. İşte başlangıç bölümü bu yüzden bence çok hoştu. The Stick of Truth evrenini eskisi gibi görmek, bana bu seriyi ne kadar özlediğimi hatırlattı. Ayrıca tanıklık ettiğim bir geçmişi görmek beni her zaman heyecanlandırır video oyunlarında. Bahsettiğim monologları, Cartman'ın ekibi toplamasını filan saymıyorum bile.

Süper kahraman olma yolunda ilk adımlar.

The New Kid olarak The Stick of Truth evreninden çıkıp, The Fractured But Whole evrenine geçmemiz kısa sürüyor fakat alışmamız bütün oyun sürüyor. Öncelikle karakterimizin oluşturulma ekranından bahsedeyim. Bizlere The New Kid'i oluşturabilmemiz için yeterli seviyede seçenek veriliyor. Ayrıca oyunun başında ten rengimizi değiştirerek zorluk seviyesini ayarlayabiliyoruz. Ne kadar beyaz olursak, o kadar kolay oluyor oyun. Tabii bu zorluk seviyesi oyundaki savaş mekaniğini etkilemiyor. O mekanik için ayrı bir zorluk seçimi buluyor. O zorluk seçimi gayet normal bir şey, konuşacak bir şey yok.

Kendi karakterimizi oluşturduktan bir süre sonra da oyun içinde süper kahraman rolümüzü seçiyoruz ve ilk olarak seçebileceğimiz 3 karakter sınıfı karşımıza çıkıyor. Bir tanesi bol ateşli bir sınıf, diğeri ise tank. Sonuncusu ise hız temelli bir sınıf. Kendi sınıfımızı seçtikten sonra da karakter sayfamızı doldurmaya başlıyoruz. Bu karakter sayfalarını eğer Dungeons & Dragons veya diğer masaüstü oyunlarını oynadıysanız mutlaka bilirsiniz. Rolüne girdiğimiz karakterin önemli bilgilerini, yeteneklerini filan yazdığımız bir kağıt. Her neyse, karakter sayfamızdaki bilgileri doldurabilmek için farklı görevler yapıyoruz oyun boyunca. Mesela cinsiyetimizi belirleyebilmek için okulun bir öğretmeninden yardım alıyoruz. Oyunda erkek veya kız olabiliyoruz. Ardından da erkek olup, aslında sonradan kız olduğumuzu, tam tersini veya erkek doğup, erkek olarak hayatımıza devam ettiğimizi seçebiliyoruz.

İçeriğe boğuluyoruz. 

South Park: The Fractured But Whole içerisinde yapacak bolca aktivite bulunuyor. Mesela bunların en basitleri klasik ana görev ve yan görevler. Ayrıca bizden oyun boyunca bir şeyleri toplayıp, onları kendisine getirmemizi isteyen karakterlerin de görevleri oluyor. Klasik bir RPG görev sistemi kafası yani. Bunlar dışında tuvaletlerde yapabildiğimiz oldukça eğlenceli bulduğum bir mini oyun bulunuyor. Bu mini oyunda tuvaletimizi yapmaya çalışıyoruz. Karşılığında ise ödül alıyoruz. Oyunun en eğlenceli ve en farklı aktivitesinin bu olduğunu söyleyebilirim. Bunların dışında çözmemiz gereken bilmeceler, toplamamız gereken diğer koleksiyon ögeleri bulunuyor. Yani, oyuna başladığınız ilk 3 veya 4 saatte içeriğe boğuluyorsunuz çünkü yapacak çok fazla şey oluyor. Saatler ilerledikçe yavaş yavaş alışıyoruz.

Bu içeriklerin bazılarına değinmek gerekirse, öz çekim özelliğinden bahsedebiliriz. Öncelikle bizden oyun içerisindeki birçok karakter ile öz çekim yapmamız isteniyor. Bu çekimleri de Coonstgram'a atmamız gerekiyor. Bu şekilde takipçi kazanıp, kedinin yerini bulmamız kolaylaşıyor. Tabii herkes bizimle fotoğraf çekilmek istemiyor. Bazı insanları ikna edebilmemiz için daha fazla takipçiye sahip olmamız gerekiyor veya belli başlı görevleri yapmamız gerekiyor. Ayrıca kostüm toplama ve eşya üretme sistemi de South Park: The Fractured But Whole içerisinde oldukça önemli bir yere sahip. Tabii bizler bu yazımızda oyun içindeki tüm içerikleri sizlere söylemek istemiyoruz, çünkü spoiler tarafına kaçabilir bu durum. Fakat emin olun, içeriği ile sizi en azından 10-15 saat başında tutabilecek bir oyun South Park: The Fractured But Whole.

Yeni dövüş sistemi.

South Park: The Fractured But Whole en büyük ve en iyi değişikliği dövüş sistemi üzerinde gerçekleştiriyor. Artık oyunda sıra tabanlı bir dövüş sistemi var ve her karakterin kendisine ait yetenekleri, süper yetenekleri bulunuyor. Tabii bu yeteneklerin tamamı farklı yönde bizi veya düşmanları etkiliyor. Yön dediysek, gerçek anlamda yön dedik. Mesela bir süper güç sadece önünüzdeki karelere saldırmanızı sağlıyor olabiliyor. Bazı güçler ise çapraz veya daha farklı temel yapılara sahip. Bu konuda South Park: The Fractured But Whole gerçekten hoş bir iş başarmış. Ayrıca oyun ilerledikçe yeni bir sürü güce de kavuşuyoruz ve her yeni güç açıldığında sanki oyun bizim için yeniden başlıyor gibi oluyor. Böylece her yeni güç açıldığı zaman keşfettiğiniz yerleri tekrar keşfetmek istiyorsunuz. Çünkü daha önceki gelişinizde geçemediğiniz bir yerden yeni güçleriniz ile geçebiliyorsunuz.

Dövüş sistemi yenilenmiş olsa da, ilk oyundaki ganimet toplama sistemi bu oyuna pek değiştirilmeden aktarılmış. Bu bizce kötü bir durum değil çünkü ganimet toplama mevzusunun daha fazla geliştirilebileceğini zannetmiyoruz. Zaten oyunu oynarken bu sistemin daha iyi olması gerektiği hissine de hiçbir şekilde kapılmıyorsunuz. Yine ilk oyundaki gibi her dolabı açıp, her çantayı karıştırıyorsunuz eşya yapabilmek için veya ihtiyacınız olan görev eşyalarına sahip olabilmek için.

Burayı keşfetmiş miydik?

South Park: The Fractured But Whole ile her evi, her kapıyı, her aralığı keşfedebiliyorsunuz. Zaten oyunun temel noktası da harita keşfi. Çünkü oyun içerisinde birbirinden eğlenceli ve birbirinden ilginç göndermeler, gizli eşyalar veya benzer şeyler bulunuyor. Bunları alabilmek için de mecburi olarak keşif yapmanız gerekiyor. Zaten keşif seven bir tipiniz yoksa, South Park: The Fractured But Whole oyununu da almamanız gerekiyor. Oyunun doğasına aykırı. Her neyse, biraz önce demiştik sizlere, her yeni yetenek açıldığında haritayı baştan sona tekrar keşfetmek gerekiyor diye. Çünkü oyun içerisinde birçok bulmaca bulunuyor ve oyuna ilk başladığınız zaman bu bulmacayı çözecek yeteneklere sahip olamıyorsunuz. Orta boyutta sayılabilecek bir haritayı sürekli olarak keşfettirmek için kullanılan ucuz bir yöntem bizce bu. Fakat inceleme yazımızda bir eksi yöne sahip değil. Yöntem ucuz olsa da, yapılan keşif oldukça eğlenceli ve gittiğiniz yerlerde neler olduğunu, yeni neler bulacağınızı gerçekten merak ediyorsunuz.

Yani efendim, sonuç olarak South Park: The Fractured But Whole başarılı bir oyun. Eğlenceli diyaloglu, eğlenceli oynanışlı, birçok şeyle dalga geçen bir oyun. Klasik South Park havası var zaten oyunda. Ayrıca, inceleme yazımızda bu noktaya kadar bahsettiğimiz her şey de oyun içerisinde oldukça eğlenceli ve esprili bir şekilde oyuncuya yansıtıyor. Biz eğer ciddi bir şekilde incelemeyi sizlere sunuyorsak, oyun bizim yazdığımız inceleme yazısının tam tersi.

Oyunları İncelediğimiz Bilgisayar

Oyunları PC üzerinde incelediğimiz zaman Casper Excalibur E800 kullanmayı tercih ediyoruz. Casper Excalibur E800, Intel Core i7-7700K işlemcisi ve Z170A Tomahawk anakartı ile bizlerin elinde bulunuyor. Ayrıca RAM olarak 32GB DDR4 2666 MHz, HDD ve SSD olarak da 2TB Sata (7200 RPM), 256 GB SSD kullanıyoruz. Casper Excalibur E800 içerisinde bulunan ekran kartı ise tabii ki 8GB NVIDIA GTX1080.

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.