Avatar
Yazar: Alper Dalan, Editör Yazım tarihi: 29.04.2017

Daha önce hiç, "Beni hiçbir korku oyunu korkutamaz!" veya benzeri şekilde büyük bir iddiada bulunmuş muydunuz? Eğer bulunduysanız, sizin için gerçekten çok kötü haberlerim var: Outlast 2 artık bizlerle. Açıkçası, şahsım adına konuşacak olursam korku oyunları konusunda inanılmaz derecede geri adım atan birisiyimdir. Hatta, Outlast serisinin ilk oyununun sadece ilk 1 saat civarını oynamış, sonra da büyük kalp çarpıntılarıyla kapatmış biriyim.

Amnesia, Penumbra, Outlast gibi bulmaca odaklı korku oyunlarında ne yazık ki hep silahsız bir şekilde ortada bırakılmış, onca kalıbından utanmaz yaratıkların yemi olmuşuzdur. Fikrimi sorarsanız, bir korku oyunu böyle olmalıdır zaten. Eğer karşınızdaki yaratığa veya karşınızda her ne var ise ona karşı koyabiliyorsanız, bu bir korku oyunu değil, gerilim oyunu olmuş olur. Outlast 2 ise, tam anlamı ile, hatta tam anlamından da fazlası ile bir korku oyunu. Gerçekten deneyimlenmesi gerektiğini düşündüğüm bir oyun olduğu için, olabildiğince, yayımlamış olduğumuz ilk 10 dakika videosu ve o civarda karşılaştığım tecrübelerden örnek vereceğim sadece.

Outlast 2

Outlast 2 hakkında genel olarak ne söyleyebilirsin?

Öncelikle zorluk ayarlarından bahsetmek isterim. Zorluk seçimi olarak normal, zor, kabus ve deli zorlukları bulunuyor. Kendinize nasıl güveniyorsanız, o zorlukta oynama şansınız bulunuyor. Fakat, kolay zorluk ayarı seçimi olmaması dikkat çeken unsurlardan bir tanesi. Oyunda cinsel içerik ve küfürler bulunuyor. Cinsel içerik örneklerine, daha oyunun ilk dakikalarında karşılaştığımız ağaca asılı, karnı deşilmiş çıplak pilotumuzda rastlıyoruz. Küfürler ise yine bizleri yalnız bırakmayan içeriklerden bir tanesi. Oyunu oynamak isteyenlerin 18 yaş üstü veya ebeveyn kontrolü altında olmasını kesinlikle tavsiye ederim.

Bazı sahneler ciddi anlamda çok aşırı derecede sınırları aşıyor. Bünyesi zayıf biri değilseniz kaldırabilirsiniz, fakat gerçekten mide bulandırıcı ve psikolojik olarak rahatsız edici sahneler oyun içerisinde mevcut. Gerçekten bu kadar abartılı sahneler eklenmeli miydi, bilemiyorum, ama çok fazla rahatsız olduğumu belirtebilirim. Yapay zekayı ilk oyunda karşılaştığımdan daha iyi buldum açıkçası. Outlast 2'nin yapay zekası, ilk oyuna göre daha az faul barındırıyor. Outlast serisinin ilk oyununu biraz olsun oynadıysanız, yapay zekanın ne denli tahmin edilebilir olduğunu hatırlamışsınızdır. Outlast 2'de, tahmin edilebilirlik çok daha düşük seviyede.

Oyunun ilk dakikalarında bizlere en korkulu dakikalarımızı yaşayacağımızı haber eden yaratığın hareket etmeye başladığı yer belli, ilerleyeceği yol belli, fakat ondan sonrası muamma. Zaten onca korkunun arasında kaçacak delik ararken gözden sisten ve karanlıktan kaybolan yaratık, siz arkanızı kollaya kollaya yolunuzu ararken bile hiç beklemediğiniz bir anda belirebiliyor dibinizde. Hızlı koşabiliyor olması sebebi ile, zaten kısa olan görüş alanımızda bir anda belirmesi kaçınılmaz bir durum.

Outlast 2

Oyunun hikayesi hakkında ne söyleyebilirsin?

Hikayenin en baş kısımlarından bahsedeyim hemen, ama sürprizi bozmadan tabii ki. Oyunun açıklamasında da geçtiği gibi Outlast 2, ilk oyun ile aynı evrende geçiyor, fakat farklı karakter ve düzenle. Kullandığımız karakterin ismi Blake Langermann. Kendisi sıradan bir asistan ve kameraman. Blake Langermann'ın karısı Lynn Langermann ise ise bir araştırmacı gazeteci. Artık derdi her ne ise, Arizona'nın kırsal kesimlerinde bulunmuş olan, polisler tarafından tutulan rapora göre kendi kendini boğarak öldürmüş bir kadının bu akla mantığa sığmayan imkansız cinayetinin arkasındaki cevapları arıyor.

Oyuna başladığımızda kötü bir rüya görürken buluyoruz kendimizi. Geçmişte kalmış bir ismi sayıklıyoruz. Ardından gözlerimizi açtığımızda canlandırdığımız Blake Langermann ile Lynn Langermann'ı karşı karşıya oturur ve haber için hazırlık yaparken buluyoruz bir helikopterin içerisinde. Elbette, bizim dışımızda bir de pilot bulunuyor. Haber için ön çekim denemeleri yaparken, ilk önce helikopter biraz sarsılıyor. Ardından biraz küfür ettikten sonra kendilerine geliyor ve ön çekim için tekrar başlıyorlar.

Lynn Langermann, "İki hafta önce, hamile, yalnız ve çıplak ayaklarla gezen genç bir kadını, bir otobanda..." diye devam ederken bir anda motor arıza çıkarıyor ve düşüyorlar. Blake Langermann olarak uyandığımızda ise aşağıda cayır cayır yanan helikoptere koşup alevler arasında karımızı ve pilotu arıyoruz. Çok geçmeden pilotumuzu hemen ileride bir ateşin kenarında iç organları açığa çıkarılmış, çırılçıplak bir şekilde bir ağaca sarılmış olarak buluyoruz. İster istemez eşimiz Lynn Langermann için korkular burada başlıyor.

Outlast 2

Outlast 2 nasıl bir oynanış sunuyor? İlk oyuna göre ne kadar farklı?

Söylemiş olduğum gibi Outlast 1'i çok fazla oynamadım, oyunun başlarındaydım henüz. Fakat, ilk bakışta dikkatimi çeken farklılıklar bandaj ve elimizde bulunan kameranın kayıt ettiğimiz görüntülerine tekrar ulaşabiliyor olmamız. Bandajlar ile, tahmin edebileceğiniz üzere yaralandığımızda, eğer olur da bir şekilde kaçmayı becerebilirsek kendimizi iyileştirebiliyoruz. H tuşuna bastığınızda yaralarınızdan kurtulabiliyorsunuz.

Kamera muhabbeti ise gerçekten güzel olmuş. Oyun esnasında kameramız zaten neredeyse hep açık olduğu için, neredeyse bütün önemli ve kaydedilmesi gereken olayları ekranın ortasında kırmızı bir halka dolmaya başlıyor, dolunca da kaydolmuş oluyor. Mektuplar, önemli olaylar gibi birçok oyun içerisinde atmış olduğumuz adımları gösteren bilgiler kameraya kaydoluyor. Bu özellik de ipuçları, başarılar, hikaye gibi konularda eksiklerimizin neler olduğunu görmemiz açısından büyük fayda sağlıyor.

Elbette bu kadarla da sınırlı değil, kameranızı Tab tuşuna basarak açtığınızda kaydetmiş olduğunuz görüntüleri kronolojik, kategoriler halinde ve video ile fotoğraf olarak ayırabiliyor, istediğiniz bilgilere ve bulgulara rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Her sayfada 6'şar, fakat en son sayfada 3 adet kayıt olmak şartı ile 18 sayfa, yani toplamda 105 adet kayıt sizleri bekliyor. Oyunun detay ve uzunluğu konusunda bir fikir edinmenize yardımcı olabilir sadece bu bilgi bile. Kamera yine pillerle çalışıyor ve piliniz bitmeye başladığında kameranın ışığı yanıp sönmeye başlıyor. Zaten kameranız açıkken sağ üstten kameranızın pil sağlığı ile ilgili durumunu görebilirsiniz.

Outlast 2

Oynanış bu kadardan mı ibaret?

Biraz evvel bahsetmiş olduğum kamera ve bandaj unsuru oyunda sadece ilk olarak karşılaştığım, en önemli kısımları olarak gördüğüm özellikler. Outlast serisinin ilk oyununu oynamış olanların fazlasıyla aşina olduğu saklanma unsurları da bulunuyor. Bir şekilde düşmanların elinden uzaklaşabilir, gözden kaybolabilirseniz saklanıp sizi tamamen kaybetmelerini sağlamanız gerekiyor. Bu sebeple gözlerinizin saklanacak yerler arıyor olması ve bulduğunuz her türlü saklanabilecek yeri aklınızda tutuyor olmanız gerekli.

Eğer Outlast 2'nin deneme sürümünü oynadıysanız, alanın genişliğinden az çok haberiniz var demektir. Bilmeyenler için belirtmek gerekirse eğer, Outlast'a göre çok daha geniş bir alanda oynuyoruz. Durum böyle olunca da hem kaçabileceğiniz alanlar çoğalıyor, hem de yakalanabileceğiniz. Dikkatli olmakta büyük fayda var bu yüzden.

Ayrıca, çok koşmak da hoş bir eylem değil. Kaçarken acilen bir yerler bulmanız gerekiyor. Alan geniş, tehlike çok iken oyun bir yandan yakalanacağınız zamanlarda çok koşmanız için zorluyor sizi resmen ve bu koşmanın da sınırı var. Yorulduğunuz ve koşamayacak olduğunuz zaman titremeye başlayabilirsiniz. Bakın, tekrar ve tekrar söylüyorum bunu, gözleriniz her zaman saklanacak yerler aramalı ve bu yerleri aklınızda tutmanız gerekli. Zaten oynanış açısından ilk Outlast oyununda da olduğu gibi ufak bulmacalarla karşılaşıyoruz.

Outlast 2

Outlast 2 korkunç mu peki?

Bu sorunun cevabını vermek için çok alakasız gözüken yerlerden başlayıp bağlayacağım cevaba direkt özet olarak. 11 Nisan 2017 tarihinde ulaştı oyun elimize. Bildiğiniz üzere 24.7 GB boyutunda bir indirme yapmış ve oyuna başlamıştım. Oyunun indirmesi gece saatlerinde bitti. Açtım oyunu, nasıl bir yürek yediysem artık ve daha ana menüdeki insanın tüylerini diken diken eden fon müziği ile karşılaşınca kapattım oyunu direkt, ama saf bir korku ile kapattım.

Oyunun beni korku unsurunda ilk etkileyişi burada oldu. Öyle, böyle derken bir şekilde tekrar cesaretimi toplayıp girdim oyuna. Başlarda çok korkunç gelmedi. Başlarda dediğim de oyunun ilk 5 dakikası falan. Outlast 2'nin deneme sürümünde de karşılaştığımız köye ulaştığımda etrafta parlak gözlü abilerimizle karşılaşınca sakince geri adım atmaya başladım. Ben zaten cesareti korku oyunlarında düşük olan biri iken dibimde beni izlemeye başlayıp yavaşça geri adım atarak uzaklaşan dayıların bendeki korku etkisinden bahsetmeme gerek bile yok.

Burayı da geçtik diyelim, bir dizi satanist ayinlerin yapılmış olduğuna şahitlik ettiğimiz sahnelerden sonra, beni bir süre boyunca olduğum yerde kalmama sebep olan uzun boylu kargayı andıran bir yaratık gelmeye başlayınca ciddi anlamda titremeye başladım. Daha oyunun ilk dakikalarındayız yahu, bir bismillah deyin.

Kaçmak da mümkün değil, ilk başta yürüyerek geliyor, sonra da o uzun boyuyla yakalayıp yere seriyor bizi. Elindekini bize saplamaktan da asla çekinmiyor. Kaçmak imkansızlaşıyor eğer ilk darbeyi aldıysanız ve bir şans ile hayatta kaldıysanız. Sanırım 15 veya 16 kez onun tarafından öldürüldüm. Uzun bir süre tam burada takılı kaldım. Ara sıra çıktım oyundan. Sadece oyunun daha en başında bizi karşılayan bu kısmında bile oyundan çıktıktan sonra da tir tir titremeye devam ettim. Yani, korku kesinlikle bulmakta zorlanmayacağınız bir unsur olarak oyunda yer alıyor.

Outlast 2 optimizasyon açısından ne durumda?

Bana sorarsanız, kesinlikle mükemmel bir şekilde ayarlanmış bir optimizasyon sizleri bekliyor. Oyunu oynadığım esnada NVIDIA henüz bir sürücü yayınlamamıştı, yayınlayıp yayınlamayacağı hakkında da herhangi bir fikrim yok şu anda. Fakat, buna rağmen elimde olan artık eskimeye yüz tutmuş sistemimle en yüksek ayarlarda Outlast 2'yi oynadığım sürenin neredeyse tamamında 60 FPS gibi bir performans ile, en yüksek ayarlarda oynadım.

Bilgisayarım bir dizüstü olduğu için 1920x1080 gibi bir çözünürlükte değil de, 1366x768'de oynadım maalesef, ama eğer kullandığım ekran kartının gücü 1920x1080 çözünürlüğünü destekliyor olsaydı, sorunsuz bir şekilde 1080p kalitesinde de oynayabilirdim. Hemen yukarıda, Fraps gibi ağır bir kayıt programı ile kaydetmiş olmama rağmen 60 FPS performans elde ettiğim ilk 10 dakika videosu mevcut.

Hemen kullandığım sistemden ve oyunun istediği sistem gereksinimlerinden bahsedeyim. Kullandığım bilgisayarın sistem özellikleri kısaca, Intel i7-4710MQ 2.50 GHz, NVIDIA GeForce GTX 860m 2GB, 16GB RAM, Windows 10 64-bit işletim sistemi. Yani, öyle ahım şahım bir cihaz değil gerçekten. Outlast 2'nin istediği minimum sistem gereksinimleri ise, işletim sistemi 64-bit olmak şartı ile Windows 7 ve sonrası olarak başlıyor. Intel i3-530, 4GB Ram, NVIDIA GeForce GTX 260 1GB veya ATI Radeon HD 4870 1GB sistem özellikleri ile 720p çözünürlük kalitesinde 30 FPS'lik performans elde edebileceğimizi gösteriyor.

Önerilen sistem gereksinimlerinde ise hedef 1080p çözünürlük kalitesinde 60 FPS'lik bir performans. Yine 64-bit Windows 7 ve sonrası işletim sistemi gereksinimi olarak belirtilmiş. Outlast 2'nin, Intel Core i5, 8GB RAM, NVIDIA GeForce GTX 660 1.5GB veya ATI Radeon  7850 1.5GB gereksinimleri bulunuyor. Kabaca bir performans karşılaştırması olarak NVIDIA GeForce GTX 660, benim ekran kartıma göre örneğin Thief'te 30 civarı FPS daha fazla sağlıyor.

Outlast 2

Optimizasyon güzel, ama grafikler ne alemde?

Öncelikle Unreal Engine kullanılarak geliştirilmiş bir oyun olduğunu belirtmekte fayda var. Zaten daha oyunu açarken bizleri karşılayan giriş görüntülerinde de koskocaman Unreal Engine yazıyor. Optimizasyon açısından cidden kaliteli olmasının da Unreal Engine ile az çok alakası bulunuyor. Genel olarak bu oyun motorunu kullanan eserler, optimizasyon açısından pek de sıkıntı çekmiyor. Grafiklerin kalitesi de, yine Unreal Engine'in bütün güzelliklerini yansıtıyor. Muhtemelen aralara sıkıştırmış olduğum görsellerden de atmosferi, grafiklerin oyunun atmosferini ne denli derin işletebildiğini görmüşsünüzdür.

Outlast 2 bir korku oyunu ve bu korkuyu işletebilmesi için mekan ile karakter tasarımlarının da başarılı olması gerekiyor. Mekan tasarımı konusunda kesinlikle sıkıntı çekmediğini, hatta fazlasıyla etkileyici olduğunu bu alt başlığın üstündeki görselden görebilirsiniz. Karakter tasarımına gelecek olursak, insanlar(!) hakkında izlenimlerim gerçekten çok kötü, herhangi bir ürkütücülükleri yok. Fakat bazı özel karakterler var ki, insana kabus bile olabiliyor.

Bu karakterlerden en basit örneği, kargayı andıran yaratık olarak betimlediğim uzun boylu insan bozması. Aslında sade bir şekilde ele aldığınızda pek korkunç gibi görünmüyor, ama elindeki, puslu görüş alanında yavaş yavaş belirmesi ve üzerinize doğru başlarda yavaş ilerlemesi resmen psikolojik baskı kuruyor insan üzerinde. Şahsen, ilk oynadığım günün gecesinde rüyamda beni kovalıyordu, aynı sahnede, aynı yerde hem de.

Outlast 2

Outlast 2 ses ve seslendirme konusunda bir "korku oyunu" olabilmiş mi?

İncelememin bir kısmında bahsetmiş olduğum ana menüdeki müzik ile ses konusunda başlamak istiyorum. Masum bir şekilde oyununuzu açmış, intro, yani giriş kısmını izlemiş, incelemiş ve ana menüye en sonunda ulaşmış olduğunuzu düşünün. Tam burada başlayan fon müziği bile Outlast 2'nin korkutucu kısmını fazlasıyla yansıtıyor.

Özellikle korku oyunlarına çok aşırı tahammülü olmayan bir kalbiniz varsa, kesinlikle etkili olacaktır. Bir şekilde oyuna başladıktan sonra da aynı korku hissiyatını barındıran kaliteli sesler devam ediyor. Oyun esnasında hiçbir şekilde sizi yalnız bırakmayan, arka planda usul usul çalmaya devam ederek korku dozajını yüksek oranda etkileyen müzikler de, Outlast 2'nin başarılı olduğu bir başka konu.

Seslendirmeler konusundaki kalite ve başarısı da, en az müzikleri kadar hissediliyor. Konuşmalar esnasında bir yapmacıklık hissiyatına hiç kapılmadım. Nedenini bilmem, ama bazen bir oyunda adım atarken çıkan seslere bile dikkat ederim. Mesela, Yo-Kai Watch 2: Bony Spirits oynarken rastladığım adım seslerindeki tekdüze ritm oyundan büyük oranda soğutmuştu. Fakat Outlast 2 bu kadar ince konuda bile başarılı olmuş ses konusunda.

Korku açısından ise, daha köye girdiğimiz ilk anlarda başlayan fısıltıları göstermem mümkün. İnsanı duyar duymaz geri adım atmaya zorlayan bir atmosfer oluşturuyor. Dilimden düşürmediğim uzun boylu insan bozması yaratığın seslendirmesi de, bütün cesaretimi kırmayı başarmış bir kaliteye  ve ürkütücülüğe sahip.

Oyun içerisinde sınırları zorlayan sahneler bulunuyor. Sürprizi kaçırmayı gerçekten istemediğim, fakat hem ses olarak hem de görüntü olarak müstehcen içeriklerin bulunuyor olması büyük bir eksi benim gözümde. Çünkü, bir oyuna bazı içerikler eklersin, fakat sınırını gerçekten bu kadar aşmaması gerekir. Bu sahnelerin çok da gerekli olmuş olduğunu düşünmüyorum, açıkçasını sorarsanız. Eğer oyunu almak gibi bir niyetiniz varsa, gerçekten zorunuza gitme ihtimali bulunan sahnelerle karşılaşacağınızı da aklınızda bulundurun.

Outlast 2

Sonuç olarak Outlast 2 hakkında ne söyleyebilirsin?

Direkt özet olarak fikrimi sorarsanız, Outlast 2 tam anlamıyla mükemmel. Psikolojik korku ve vahşet unsurlarını öyle güzel işlemişler ki, bazı yerlerde birinin elimden tutmasını istedim. Hatta kendimi bazen oyunun sesini kapatıp arka plandan Aqua - Barbie Girl açıp sesli sesli şarkıya eşlik ederken bulduğumu da itiraf etmemde ve oyunun korkutucu özelliğini anlatabilmek için eklememde fayda var. Fakat, yaş sınırını da kesinlikle göz önünde bulundurmanız gerekli. Ayrıca, eğer kalp sıkıntılarınız falan varsa, aman bulaşmayın bile.

Outlast 2, her oyuncu tarafından en azından 1 kez olsun tecrübe edilmesi gereken bir yapım. Bazı yerlerde sınırları zorlamamış, ciddi anlamda mide bulandırıcı sahnelere yer vermemiş olsaydı, tam puanı fazlasıyla hak ediyordu. Fakat, 10 üzerinden 9 vermiş olduğuma aldanmayın, gerçekten çok kaliteli bir yapım olmuş. Deneyin, denettirin!

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.