İlk olarak 2004 senesinde, PlayStation 3 platformuna özel olarak duyurulan Nioh, bir türlü piyasaya sürülememişti. Sebebi ise geliştirilme aşamasında çıkan önemli problemlerdi. Fakat 2015 senesinde bu problem çözüldü ve oyun, PlayStation 4 platformu için tekrar duyuruldu. Koei-Tecmo ve Koei, Team NINJA iş birliği ile geliştirilmiş olan Nioh, bizlerin de yeni eline geçti ve sizlere bir inceleme hazırlamak istedik. Orijinal çıkış tarihi 7 Şubat 2017 olan bu yapıt, erkenden elimize geldiği için büyük bir rahatlıkla inceleyebildik. Şimdi dilerseniz bu inceleme yazımıza yavaş yavaş başlayalım. Bakalım bu yapıt, PlayStation 4 platformuna olan özelliği ile ne kadar etkileyecek bizleri?
Biraz temellere inelim.
Temel olarak bu oyuna bakacak olursak, Souls serisine bayağı bir benzetebiliriz. Sürekli olarak ölüm ekranları görmek, oldukça zor bir seviyede oyunu oynamak, yer yer sinirlenmek, yer yer de psikolojik bunalıma girmek oldukça doğal bu oyunu oynarken. Fakat biz oyun, Souls serisine benziyor diye direkt kopyası da sanmayın. Oyunumuz, Souls serisinin oynanış mekaniklerini taşıyor olsa da, oynanış hızı olarak Souls serisinden çok daha hızlı ve agresif bir yapıya sahip. Ayrıca oyunun atmosferi de benzersiz. Bu konuda, Souls serisinden ziyade Bloodborne benzetmesi yapabiliriz sanırım. Bu tür agresif oynanış haricinde, kaynaklarınızı idareli kullanmak, bir gözünüzün kaynaklarınızda olması da, sizi agresiflikten biraz daha dikkatli olmaya itiyor. Yani, oyun sizi iki arada, bir derede bırakıyor.
Böyle zor bir oyun içerisinde, William Adams isimli bir karakterin kontrolünü ele alıyoruz ve Japonya'ya, Yokai isimli düşmanımız ile karşılaşmaya gidiyoruz. Bundan ötürü, tarihsel olarak birçok Japon ögesi görebiliyoruz. Fakat geliştiriciler, oyunun batıya da hitap edebilmesi için, Japon ile Avrupa ülkelerini güzel bir şekilde harmanlayıp, oyuna aktarmış. Bu noktada, oyun içerisinde hem Japonca, hem de İngilizce dublaj özelliği bulunuyor. Doğal olan dil her ne kadar Japonca da olsa, İngilizce dublaj da gerekli ruhu veriyor oyuna. Ses oldukça önemli çünkü Nioh, senaryo yönünden de ağır basan bir oyun. Oyundaki her karakter hatırlanabilir bir yapıya sahip. Oynanış harici sahneler ise sürekli olarak bir dramaya sahip. Yani oynanış haricinde, senaryo da sizi oyun içerisinde tutmaya yetebiliyor.
Saldırılarınızda dikkatli olun.
Nioh evreninde, görevlerimizi ana dünya haritasından seçiyoruz ve yola çıkıyoruz. Geliştirici ekip, bana soracak olursanız, bölüm tasarımını gerçekten hoş bir şekilde oluşturmuş. Oyun içerisinde ortalama seviyede diyebileceğimiz keşif ögeleri var. Kısa yollar, gizli yollar ve o gizli yolların sonundaki ganimetler, oyuncuyu keşfe itebiliyor. Bu noktada görevlere geri dönelim, Dark Souls oyunlarındaki gibi kamp ateşi tarzı bir sistem var oyunda. Görevlerimize genelde o noktalarda başlıyoruz. Ayrıca o noktalarda Amrita harcayabiliyoruz. Amrita dediğimiz şey, bir tür birim ve bizlerin seviye atlamasını, seviye atlayıp yeteneklerimizi güçlendirmemizi sağlıyor.
Daha önce oynanış açısından bu oyunun hızlı ve agresif olduğunu söylemiştik. Bu söylediklerim, Nioh yapıtını bir Hack & Slash oyunu yapmıyor. Düşmanlarınıza sürekli olarak saldırıyorsunuz, DualShock 4 butonlarına sürekli basıyorsunuz saldırı için ama yine de dikkatli olmanız gerekiyor. Oyun, tam olarak Hack & Slash çizgisine 1 adım uzakta duruyor. Sizin saldırı yapmanız genelde oyunun tamamını kaplarken, size yapılan saldırılar da oldukça büyük önem taşıyor, aynı Souls serilerinde olduğu gibi. Gelen saldırıları bloklama ve Dark Souls oyunlarında olduğu gibi sağa sola yuvarlanmak oldukça önemli yani. Zaten karşınızdaki düşmanın saldırı tiplerini öğrendiğiniz zaman, yavaş yavaş oyunda ustalaşmaya başladığınızı hissediyorsunuz. Bu noktada saldırı bloklama ve yuvarlanma, daha etkili hale geliyor.
Silahlar ne durumda?
Dövüş anları sırasında, dayanıklılık da oldukça önemli bir husus. Bu dayanıklılık, oyunda Ki olarak geçiyor. Her saldırınızda Ki harcıyorsunuz ve Ki tükendiği zaman, gözle görülür bir şekilde oynanışınız etkileniyor. Fakat sürekli olarak bunun yaşanmaması için oyunda bir hareketiniz var: Ki Pulse. Ki Pulse hareketinin detaylarını vermeyeceğim fakat yapmasını öğrendiğiniz anda, saldırı yaparken Ki harcama derdiniz biraz da olsa ortadan kalkıyor çünkü düşmana Ki Pulse ile saldırdığınızda, saldırıda harcanan Ki değerinin bir bölümü, size geri veriliyor. Böylece Ki harcama hızı, orijinale göre bayağı bir azalıyor. Dayanıklılıktan bu şekilde bahsetmemizin sebebi ise, dayanıklılığın birçok oyundan daha önemli olması Nioh içerisinde.
Peki, dayanıklılık kısmından bir de silah tiplerine zıplayalım. Oyun içerisinde 5 adet standart yakın dövüş silahı tipi bulunuyor. Fakat siz uzak mesafeden saldırı yapmak istiyorsanız, 3 farklı tipte de uzak dövüş silahı bulunuyor. Toplamda 8 tip farklı silahtan sadece 2 tanesini savaş içerisinde aktif olarak kullanabiliyorsunuz. Bu 8 tip silah da birbirinden farklı oynanış tarzına sahip ve silah sizin değil, sizin silahın şekline girmeniz gerekiyor. Eğer bu silahlar size yeterli değilse, oyun sırasında kullanabileceğiniz 3 farklı mod da var. Fakat bu modlar oldukça sıradan şeyler. Karakterinizin dövüş stiline göre sizin ayarlamanız bekleniyor. Bu modlardan ilki, dengeli. Dengeli modunda saldırı ve defans istatistikleri eşit bir şekilde dağıtılırken, diğer 2 modda da iki diğer yana kitleniyor. Yani defans ağırlıklı ve saldırı ağırlıklı. Bu 3 farklı mod da sizin oynanış tarzınıza göre ayarlanmalı.
Silah geliştirmeleri ne durumda?
Nioh içerisinde bol bol öleceksiniz. Ölmeme gibi bir imkanınız yok. Fakat bu ölme sayısını azaltmak için silahınızı güçlendirmeyi veya özelliklerini değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Oyun içerisindeki belirli karakterleri kullanarak hem silahlarınızı güçlendirebiliyorsunuz, hem de silahınızdaki belli başlı özellikleri rastgele bir şekilde değiştirebiliyorsunuz. Özellik değişimi yaparak daha az Ki harcatan silahlara sahip olabilmek de mümkün. Oyunun silah geliştirme özellikleri ile birlikte, Nioh için Dark Souls, Bloodborne ve Diablo karşımı bir oyun rahatlıkla diyebiliyoruz.
Dark Souls dedik, Bloodborne dedik ve Diablo dedik. Bu üç serinin de içerisinde oldukça güzel bölüm sonu canavarları bulunuyordu. Peki, Nioh içerisinde durumlar nasıl? Sanıyorum ki oyunun en kötü noktası bu. Çünkü bölüm sonu canavarları gerçekten akılda kalıcı ögelere sahip değiller. Hem bu canavarların dış görünüşü, hem de savaş anları gerçekten hem sıkıcı olabiliyor, hem de yaratıcılık kısmından sınıfta kalıyor.
Oyunda sürekli olarak yapacak şeyler var.
Nioh, içerik olarak oldukça dolu bir oyun. Ana görevler, yan görevler, Twilight görevleri ve keşif ögeleri derken oyunda sürekli olarak sizi meşgul tutacak şeyler oluyor. Özellikle keşif ve Twilight görevleri, sizi tatmin edecek seviyede ganimet ile geliyor. Fakat keşif bir yana, Twilight görevleri ciddi anlamda zor ve yetenek istediği kadar biraz şans da istiyor. Tabii bunlar tek başınızayken yapabileceğiniz şeyler. Bir de çevrim içi şekilde yapabileceğiniz şeyler var. Yani evet, oyunda bir çoklu oyuncu modu da var. Fakat bu modu gözünüzde çok büyütmeyin çünkü oldukça sıradan, Souls tarzında diyebiliriz.
Çoklu oyuncu modunda, kendi dünyamıza bir oyuncu getirebiliyoruz veya biz, başka bir oyuncunun dünyasına gidiyoruz. Tabii amacımız yardım. İki oyuncu, o noktadan sonra oyunu birlikte oynayabiliyor. Bizlere soracak olursanız, çevrim içi mod Dark Souls oyunlarından çok daha güzel bir şekilde işliyor Nioh içinde. Tek başınıza zorlandığınız bölüm sonu canavarlarını, bir yardımcı el ile çok rahat geçebiliyorsunuz. Bu durum biraz da kolay seven oyunculara hitap ediyor. Fakat bu kötü bir şey değil. Bir oyun, elinden gelebildiğince fazla oyuncuya hitap etmeli bizce.
Ne yapacağız bu Nioh ile?
Nioh, tarzının en iyi oyunlarından bir tanesi. Dark Souls ve Bloodborne gibi oyunlar, bütçe olarak daha zengin olsa da bu oyunumuz, yüksek bütçeli oyunlara kafa tutabiliyor. Bize soracak olursanız, oyunun tek kötü yönü zaten yetersiz bölüm sonu canavarları. Bu canavarlar haricinde, ganimet sistemi, zorluk, çevrim içi özellikler, kontroller, mekanikler, senaryo, grafikler, her şey tam ayarında. Bizler oyunu PlayStation 4 Pro üzerinde test ettik ve görsellik olarak bayağı memnun olduk. Oynanış zaten dediğimiz gibi oldukça yeterli bir seviyede. Oynanış süresi de oldukça uzun, yapacak bolca şey var. Yaptığınız her şey için de oyun sizi ganimetler ile ödüllendiriyor. Daha ne olsun? Bizce, bu türü seven oyuncular, kesinlikle bu oyunu deneyimlemeli.
[inceleme]
