Rezalet mi? Güzel mi? Cevaplıyoruz!
Mass Effect serisi, 2012 yılında karşımıza çıkan üçüncü oyununun ardından uzun bir süre dinlenmeye çekilmişti. Çoğu kişi için "İyi bir üçleme" olarak akıllarında yer edinen seri, E3 2015'te sürpriz bir şekilde yeni oyunu ile tekrar gün yüzüne çıktı. Electronic Arts, BioWare ile olan iş ilişkisine devam ederek seriyi devam ettirme kararı aldı. Akabinde E3 2016'da oldukça detaylı bir şekilde gösterilen oyun için eleştiriler, genelde pozitif yöndeydi. EA-Access üyelerine açılan erken erişimde ise bu eleştiriler darmaduman oldu.
"Elbette hikaye sözde ikinci ve üçüncü oyunun arasında geçiyor diye, üçüncü oyunu bu oyundan sonra oynamak gibi bir hata yapmayın."
Bugün, siz değerli VG247 Türkiye takipçileri için serinin yeni oyunu Mass Effect: Andromeda'yı inceliyoruz. Uzun bir aranın ardından karşımıza çıkan oyun, üçlemeyle aynı evrende geçmesine rağmen çok az yenilik ve neredeyse sıfır geçmişe dönük bağlantı ile karşımıza çıkıyor. Kimine göre rezalet olan oyun, kimine göre şahane. Bizde bu sorunun yanıtını veriyoruz.
Andromeda Initiative
Bu isim sizler için ne ifade ediyor? Electronic Arts ve BioWare, oyunun reklam ve pazarlama süreci boyunca hep bu ismi kullandı. Ortaya sanal bir şirket çıkarttılar ve biz oyuncuları NASA ve Elon Musk'ın projelerine benzer pazarlama yöntemleri ile cezbetmeye çalıştılar. Mass Effect: Andromeda'nın içine girdiğimizde ise bunun Mass Effect evrenine ait güçlü bir şirket olduğunu anlıyoruz.
Andromeda Initiative, Reaper tehdidinin giderek büyüdüğünü fark ediyor. Bu tehditle uğraşanlar ise ilk üçlemeden bildiğiniz üzere Komutan Shepard ve adamları. Yine de şirket Shepard'ın başarısız olabileceği ihtimalini ve bütün Samanyolu Galaksisi'nin yok edilebileceğini düşünerek koca bir uzay gemisine 20.000 kadar insanı doldurarak Andromeda Galaksisi'ne yolluyor. (Ufak bir Passengers filmine benzettim)
2185 yılında başlayan yolculuk boyunca 600 yıl geçiyor ve tarihler 2819'u gösteriyor. Mass Effect: Andromeda için bütün görüşler ikinci ve üçüncü oyunun ortasında geçen bir macerayı konu aldığı. Ryder isimli bir ana karakterimiz var. Elbette her Mass Effect oyununda olduğu gibi bu karakterde erkek ve kadın olarak ikiye ayrılıyor. Scott Ryder ve Sara Ryder'dan birini seçmek ise oyuncuya kalmış vaziyette.
Oyunun hikayesi
"Gerçekten, Bioware'de neler oluyor? Electronic Arts para falan mı vermiyor? Yoksa başınızdakilerden mi memnun değilsiniz? Bir isyan falan mı söz konusu?"
Oyunda Komutan Shepard ve adamlarından, onların yaptıklarından bahsedilmiyor. İlk üçleme ile olan etkileşim çok az. Zaten karakterlerimiz de yaşananlardan 600 yıl sonrasında, Andromeda'da gözlerini açıyorlar. Yani şaibeli biten Mass Effect 3'ün sonu göz önüne alındırıldığında, BioWare'ın seriye bir sıfırlama yapmaya çalıştığını söyleyebilirim. Yine de hikaye de çeşitli çıkmazlar, saçmalıklar ve birbirini tutmayan noktalar var. Özellikle Mass Effect 3'ün bir tane sonu gerçekleşseydi, Andromeda'nın hikayesi oldukça zora girerdi. Spoiler vermek istemiyorum, en iyisi ilk üç oyunu oynadıktan sonra bu paragrafı okuyun.
Elbette hikaye sözde ikinci ve üçüncü oyunun arasında geçiyor diye, üçüncü oyunu bu oyundan sonra oynamak gibi bir hata yapmayın. Halen seriye başlamamışlar, yahut yarım bırakmışlar var ise ilk üç oyunu arka arkaya oynadıktan sonra Andromeda'ya dönmelerini tavsiye ederim. Zira Komutan Shepard'ın Samanyolu Galaksisi'nde yapmış olduğu Polat Alemdar macerasını, Andromeda'da Ryder'ın nasıl Pusat Çakır seviyesine düşürdüğünü görüyoruz(!)
Oyun boyunca Tempest isimli uzay gemimize ve Nomad isimli kara aracımıza bağlıyız. İkisi de olmazsa olmazlarımızdan. Tempest'in üçlemedeki uzay gemisinden çok daha büyük, Nomad'in ise üçlemedeki o saçma kara aracından çok daha kullanışlı ve stabil olduğunu belirtmeliyim. BioWare sonunda bu dinamiklere bir el atmış durumda. Oyun boyunca görevimiz ise Pathfinder'ların emirleri doğrultusunda galaksideki bütün gezegenleri keşfetmek, araştırmak, güvenli hale getirmek ve kolonileştirmek. Shepard üçlemesindeki aksiyonu beklemeyin, daha bir arama-kurtarma oyununa dönmüşüz. Bu kimileri için iyi iken, kimileri için rezalet. Şahsen ben sevmedim.
BioWare'da neler oluyor?
Gerçekten, orada neler oluyor? Electronic Arts para falan mı vermiyor? Yoksa başınızdakilerden mi memnun değilsiniz? Bir isyan falan mı söz konusu? Ya da bir iç savaş? Baştan belirtelim, Mass Effect üçlemesini yapan BioWare kadrosu ile Andromeda'yı geliştiren BioWare kadrosu kesinlikle aynı değil. Stüdyolar farklı, benzer isim çok az. Andromeda'yı geliştiren BioWare stüdyosu ise oldukça yeni yetme ve işinde iyi olmayan bir stüdyo. İki seri arasındaki kalite farkı bariz bir şekilde ortada.
Bunu EA'de kabul ediyor fakat el mahkum, BioWare'ın arkasında durmak zorundalar. Yine de biz söyleyelim, olmamış! İlk üç oyunda gördüğümüz silahların, ırkların, araçların ve çevre tasarımının neredeyse aynısı Andromeda'da var. Değişiklik çok ama çok az! Hani 600 yıl geçmişti? Pek öyle 600 yıl geçmişe benzemiyor. Mass Effect 3'ün yeni genişleme paketi olduğunu söylesek, fena olmaz. Crysis - Crysis: Warhead ilişkisine benzettim ben bu durumu.
Ya 600 yıl boyunca bütün evren salaktı, gelişemediler. Ya da BioWare'ın bu oyunu yapan bölümü, oldukça kısıtlı bir kurgu ve ön görüye sahip. Sonuç olarak ilk üçlemeden pek farklı bir ortamla karşılaşmıyoruz. Hazır vurmaya başlamışken devam edelim: animasyonlar. Dostlar! Hatırlarsanız, geçtiğimiz günlerde bu konu ile alakalı uzun uzadıya bir makale hazırlamıştık. Bizzat bizim ürünümüz, haber falan değil. Son bir haftada o kadar çok Andromeda haberi ve sıkıntısı ortaya çıktı ki, hepsini tek bir başlık altında toplayarak bir araya getirdik ve problemleri birbirine bağladık. Öncelikle bu makalemizi kesinlikle okumanızı öneriyorum, buradan ulaşabilirsiniz.
"Şunu söyleyebilirim, optimizasyon konusunda bir Batman faciası, yahut ikinci bir No Man's Sky vakası falan değil."
Bunun dışında ilk gün yaması gelmesine rağmen oyunun animasyonları, özellikle yüz animasyonları çok düzeltilmemiş. Bazı düzeltilen noktalar var, fakat halen yüz animasyonları, karakter hareketler, oyunun yapay zekası oldukça sıkıntılı bir durumda. İnanın oyuna bilenmek için özel bir uğraş sergilemedim, yahu seriye gerçekten yakışmıyor! Yine de birkaç saat oynatıyor, o ayrı mesele.
Grafikler ve Ses
Frostbite'ın son sürümünden gücünü alan Mass Effect: Andromeda, yukarıda saymış olduğumuz sıkıntıların dışında oldukça güçlü grafikler ile geliyor. Oyun içi karakterlerin kafalarını koparttıktan sonra, 2017'ye yakışan bir AAA oyun olduğunu görüyoruz. Ama dedim ya, o kafalar ve yüz detaylarına asla bakılmamalı. Frostbite'ın güncellenen son sürümü, abisi olan Battlefield 1 ile ilk kez görücüye çıkmıştı. Battlefield 1'in kısıtlı ortamı yüzünden fazla gövde gösterisi yapamadı. Bu oyundaki genişlik ve derinlik sayesinde ise karşımıza daha iyi bir şekilde çıkıyor. Onca soruna rağmen, Frostbite tüm sıkıntıyı üstleniyor ve eleştirileri hafifletmeyi başarıyor. Güzel bir optimizasyon ve kaliteli grafikler söz konusu. Bence buradaki başarı BioWare'ın değil, tamamen FROSTBITE'ın.
Ses ve müzik konusunda da olumlu adımlar var. İlk üçlemeye oranla daha iyi bir ses kalitesi, ses yerleşimi söz konusu. Silah sesleri, hissiyatı, çevre ve atmosfer sesleri falan gayet iyi. Oyunun müzik albümü de güzel hazırlanmış. Mesela burada da ilk üçlemeye bir eleştiride bulunacağım: kendilerinin müzik albümü yeterli değildi. Günümüzde oyun içi müziklerin öneminin arttığı şu günlerde, Andromeda yeterli bir performans sergiliyor. Müziklerin John Paesano tarafından yapıldığını da söyleyelim.
Çoklu oyuncu modu
Mass Effect: Andromeda, beraberinde bir çoklu oyuncu modu ile birlikte geliyor. Çoğu Mass Effect hayranı için çoklu oyuncu modu önemsizdir. Onlar genellikle hikayeye bakarlar. Burada ise hikaye namına fazla olumlu şey olmadığı için, insan ister istemez bakışlarını çevrim içi arenaya çeviriyor. Battlefield serisi kadar çeşitlilik maalesef yok. Yine de oynamaktan zevk alacağınız bir çoklu oyuncu modu bulunuyor. Oyunu oynayan oyuncu sayısı, çok şükür yüksek seviyede. Ayrıca çeşitli çoklu oyuncu görevleri ile oyun içi rekabet artıyor. İleride verilecek güncellemelerle birlikte yeni modlar da gelebilir.
Oyun içi cinsellik ve aşk
BioWare RPG'leri, bol bol cinsellik, aşk, duygusallık gibi öğeleri içinde barındıran oyunlardır. Özellikle ilk Mass Effect üçlemesinde bunu net bir şekilde gördük. Andromeda'da ise işler çığırından çıkıyor. Oyunun geliştiricileri, oyun için "Bir uzay pornosu" tanımını kullanmışlardı. Gerçekten de öyle. Ryder'ların etkileşime geçtikleri herkesle flörtleşme imkanı, aşk yaşamaları ve seks yapmaları mümkün olabiliyor. Normal ilişki, gay, lezbiyen derken herkes herkese gibi bir durum söz konusu. Bu konuyu biraz abarttıklarını düşünüyorum, yine de o ortamı yaşamayan bilemez herhalde (!) Bununla birlikte ırkların bile çarpraz bir şekilde sevişebildiği oyun, ırklar arası eşitliği ve cinsiyet ayrımcılığına karşı tavrı ile takdirimizi kazanıyor (!) Yine de BioWare'a şu sözleri söylemek istiyorum: kim kiminle ne yapacak diye uğraşacağınıza, oyunun mekaniklerini düzeltin mekaniklerini!
Özelleştirme
Oyunun yüz animasyonlarının faciasını bir şekilde düzeltmek mümkün: oyun içi özelleştirme. Başlangıç ekranında, karakterinizi yaratırken yapacağınız çeşitli yüz değişiklikleri ile yüzünüzü detaylandırabilir, iyileştirebilir, yahut daha bakılası bir hale çevirebilirsiniz. Bir Ghost Recon: Wildlands değil, fakat iyi bir yüz özelleştirmesi söz konusu.
Sonuç: bu oyun alınmalı mı?
Şunu söyleyebilirim, optimizasyon konusunda bir Batman faciası, yahut ikinci bir No Man's Sky vakası falan değil. Yine de gerçekten BioWare'ın en kötü RPG'si, EA'nin en kötü RPG'si, serinin en kötü oyunu. Gerçekten! Ama oynanmaz mı? Hayır, kesinlikle oynanır. Eğer bir Mass Effect hayranı bu oyunu oynamazsa, çok şey kaybeder. Oynanmayı hak eden bir oyun. Ayrıca ileride gelecek güncellemeler ile muhakkak iyileştirmeler yapılacaktır. Hatta özür mahiyetinde ücretsiz içerikler bile gelebilir. Seriye hiç başlamamış olanlar? Onlara öncelikle ilk üçlemeyi oynamalarını, sonra Andromeda'ya dönmelerini tavsiye ediyorum!
Son olarak, kardeş sitemiz olan Leadergamer tarafından yazılmış Mass Effect: Andromeda inceleme yazısına da göz atmayı unutmayınız. Farklı farklı fikirler görmek her zaman iyidir!