Avatar
Yazar: Kaan GEZER, Editör Yazım tarihi: 22.10.2017

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World sonunda çıktı. İlk bölümü ile beni kendisine hayran bırakan bu oyunu ne yazık ki ilk günden inceleme fırsatı bulamadım. Eğer bizleri uzun zamandır takip ediyorsanız mutlaka bilirsiniz, Minecraft: Story Mode veya Life is Strange gibi serileri çıkış gününde hemen bitirip, incelemesini size aktarmaya çalışıyoruz. Fakat bu sefer öyle olmadı çünkü hem internet ile hem de sağlık ile alakalı bazı sorunlar ile uğraştım. Fakat sonucunda incelememiz burada, güzel bir Pazar gününde herkes tarafından okunmayı bekliyor.

Yalnız inceleme yazımıza geçmeden önce sizleri uyarmak istiyorum: Bu yazımızda bol bol oyunun senaryosundan bahsedeceğiz. Yani incelememiz eğer oyunu henüz oynamadıysanız sizin için keyif kaçırıcı seviyede olabilir. Bu serinin temel incelemesine ulaşmak istiyorsanız direkt olarak 1. bölümün inceleme yazısını okuyabilirsiniz. Genelde sadece ilk bölümlerde temel oyunu inceliyoruz. Devam bölümlerinde ise senaryoyu inceliyoruz çünkü her yeni bölüm çıktığında temel oyunda bir değişiklik olmuyor. Aynı şeyi de tekrar ve tekrar yazmaya gerek yok diye düşünüyoruz. Haksız mıyız?

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World İnceleme
İlk sezondan Max'in ikonik fotoğraf duvarı pozuna eşit güzellikte.

Zaten er ya da geç olacaktı bu.

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World oldukça hoş bir şekilde başlıyor. Güzel sahneler görüyoruz ve ardından kendimizi okulda buluyoruz. Rachel ile okuldan kaçıp okulun kurallarına karşı geldiğimiz için başımız dertte. Hem karakterimiz, hem de ben geçen bölüm Rachel ile takıldığımıza hala inanamıyoruz ve bu sırada Rachel tüm suçu üstüne alarak bizi korumaya başlıyor. Oyunun bu şekilde hararetli bir şekilde başlaması bizleri de canlandırıyor aslında. Ayrıca bu bölümde oyunun Backtalk mekaniğini tekrar kullanıyoruz, eğer suçu kendi üzerimize almak istersek tabii ki. Her neyse, ilk bölümdeki Backtalk mekanikleri sürekli kavga temelliydi fakat bu bölümde Backtalk daha farklı temalarda kullanılıyor. Mesela şiddet olmadan karşımızdaki insanı ikna edebilmek için Backtalk kullanıyoruz. Bazen de yalan söyleyebilmek için Backtalk kullanıyoruz. Bu sistemin farklı şekillere sokulması oldukça hoşumuza gitti.

Okuldaki kısa toplantıdan sonra okuldan tamamen atılıyoruz ve artık eğitim hayatımız sona eriyor. Zaten çok da önemli bir şey değildi. Düşünecek çok fazla şeyimiz var. Bunlardan bir tanesi ise tabii ki David. Life is Strange'in ilk sonunda David başlarda çok kötü bir karakter olarak gelmemişti benim gözüme fakat Life is Strange: Before the Storm ile gördüm ki David tam bir şerefsiz ve bu şerefsiz kişi artık bizim evimizde yaşıyor. Aynı zamanda Rachel cephesinde de aile problemleri devam ediyor fakat bu konuyu şimdi açmamıza gerek yok sanırım. Fakat iki karakterin de yaşadığı bu problemler, birbirleri ile o küçük ilçeden kaçma planlarını tekrar doğuruyor. Açıkçası Rachel bu konuda bana hala oldukça sahte geliyor ve Chloe de bu sahteli bölümün sonlarında doğru az da olsa fark ediyor. Fakat bu konuya da detaylı bir şekilde değineceğiz.

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World İnceleme
...

Kaçıyor muyuz?

Okulda yaşanan problemler ardından Rachel ile Chloe hurdalıkta buluşuyor. Tabii Chloe önceden mekana gidiyor ve ilk sezonda hikayesini çok merak ettiğim o hurdalığın nasıl anlam kazandığını bizlere gösteriyor. Daha doğrusu o hurdalık anlamı ilk bölümde kazandı fakat ikinci bölümde ihtiyacım olan şeyleri gördüm ben. Mesela o kulübe ve tabii ki Chloe'nin arabası. Özellikle arabayı dekore ettiğimiz bölüm oldukça hoşuma gitti. İlk sezona bolca gönderme vardı. Tabii biz arabamızı hazırlarken, Frank işin içine girdi. Kendisinin bize vereceği bir hırsızlık görevi varmış. Frank de hurdalığa doğru yola çıktı ve o sırada biz de Rachel ile yeni arabamızda biraz muhabbet ettik. Aile sorunları işte. Bana soracak olursanız Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World, Frank gelene kadar oldukça akıcı, kusursuz bir bölüm sundu. Tabii Frank bu kusursuzluğu bozmadı. Aksine, renklendirdi.

Life is Strange: Before the Storm - Episode 1: Awake içerisinde uzun boylu bir futbolcu vardı, kendisi ile kavga etmiştik. İşte Frank o kişiden para çalmamızı istiyor. Tabii şimdi düşünüyoruz, o uzun boylu çocuk zaten şerefsizin teki yahu, çalarız, paydan da bir %10 alırız. Fakat aslında işler öyle değil. O geniş ve uzun arkadaş aslında yardıma ihtiyacı olan, sevdiğim bir karakter. Asıl kötü karakterimiz Damon Merrick ve kendisi bizim çaldığımız parayı tahsis etmeye geliyor. Bu noktada Frank ile Damon Merrick arasında bir iletişimsizlik olduğunu fark ediyorum. Belki de Frank, Damon Merrick için değil, kendisi için o parayı bizlere çaldırıyordu. Her neyse, oyunun bu sahnesi bence insanların insanlığını ölçebilecek bir seviyede. Çünkü o futbolcu arkadaş dışarıda dövülürken, hem küçük kardeşini koruyabiliyoruz, hem de kendisine yardım edebiliyoruz. Ardından parayı ona verebiliyoruz, Damon Merrick'e verebiliyoruz veya kendimize saklıyoruz. Siz ne yapardınız?

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World İnceleme
Aslında bir yılan ile David arasında da çok fark yok ama olsun.

Baba? 

Hurdalık kısmından hırsızlığa atladım fakat hurdalık bölümünde gösterilen inanılmaz önemli bir bölümü unuttum. Hurdalıkta arabamızı bitirdikten sonra Rachel gelene kadar uyuyoruz ve uyuduğumuzda bir rüya görüyoruz. Rüyamızda her yer karanlık, hurdalıktayız ve sadece yangının ateşi ile etraf aydınlanıyor. Bu sırada babamız ise bir yangın ateşinde keyif yapıyor. Babamızın yanında ise beni bayağı bir korkutan karga var. Babamız bu sahnede gerçekten çok güzel ve derin bir konuşma yapıyor bizlere. Bana soracak olursanız ilk bölümün en etkileyici bölümleri, babamızla arabada olduğumuz bölümlerdi. İkinci bölümde ise babamızın sadece bu sahnesi var. Açıkçası bu beni üzdü çünkü Life is Strange: Before the Storm genel olarak o hayal bölümleri ile ciddi bir bilinmezlik kazandırabiliyor kendisine.

Her neyse, bu hayal bölümünde babamız bizlere ateşle oynama diyor. Kendisi ateşle oynamış ve yüzünün yarısı yanmış. Karga da zaten o yanan kısımları yiyor. Gayet normal,  anormal bir durum yok burada. Ardından rüyada uyanıyoruz ve Rachel ile karşılaşıyoruz. Rachel bizlere ateşle alakalı göndermeler yapmaya devam ediyor. Kafamı sürekli karıştırdığın için ve hem kendini sevdirip, hem de korkuttuğun için teşekkür ediyorum. Serinin ilk sezonundaki zamanı geri sarma doğa üstü gücünden sonra açıkçası bu oyunda ateş ile bir mevzunun döndüğünü görmek oldukça ilginç. Rachel, Chloe ve ateşin arasındaki bağ doğa üstü bir duruma dönecek mi bilemiyorum fakat ilk iki bölümde bizleri bayağı bir heyecanlandırdı, eğlendirdi.

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World İnceleme

İşte en sevdiğim sahne!

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World genel olarak şiirimsi ve derin bir yapıya sahip. Bu yapı The Tempest sahnesi ile kusursuz bir hal alıyor. Rachel bildiğiniz gibi okulun tiyatro çalışmalarını yürütüyor ve kendisi The Tempest şovunda başrol. Fakat Rachel'in diğer başrol arkadaşı sahneye çıkamıyor ve onun yerini biz alıyoruz. Bu noktada aslında çok hoş, mini oyun tadında sahneler oynuyoruz. Hem sahnede duracağımız yeri bilmemiz gerekiyor, hem de doğru kelimeleri kullanmanız gerekiyor. Bunu yapabilmek için isterseniz önce senaryoyu okuyabiliyorsunuz, isterseniz de hayal gücünüze güvenebiliyorsunuz. Ben hayal gücüme güvendim ve ortaya efsanevi bir sahne çıktı.

The Tempest bölümü kesinlikle Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World içerisindeki en iyi sahneydi. Hem oynanış açısından, hem de senaryo açısından. Çünkü bu bölümde Rachel senaryoyu değiştirdi ve Chloe ile olan ilişkisini oyuna yansıttı. Tabii bunu yaparken rolden de çıkmadı. Bu sahnede iki karakter arasındaki bağ ciddi anlamda güçlendi. İlk bölümde genel olarak her şey tek taraflı görünüyordu, Rachel'ın düşüncelerinden emin olamıyorduk fakat bu bölümde Rachel ile Chloe arasındaki bağ inanılmaz sıkı oldu. Büyük final için güzel bir hazırlık...

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World İnceleme

Biz Sera'yı tanıyor muyuz?

Bu oyunun ilk bölümünde dövmeli bir bayan görmüştük. Bu bayan, Rachel'ın babası ile öpüşüyordu. Zaten tüm ilçeyi yakmaya hazırlanan yangın da bu sebepten ötürü çıkmıştı. Her neyse, bu kadının adı meğer Sera'ymış ve kendisini ikinci bölümde 2 kez daha görüyoruz. Öncelikle Sera, Frank'ın karavanından çıkıyor ve orada görülüyor. Yani muhtemelen kendisi bir uyuşturucu kullanıcısı veya satıcısı. Ayrıca Frank, bu kadının oldukça tehlikeli olduğunu, birlikte olduğu insanları sürekli tehlikeye attığını belirtiliyor. Ben de bu noktada, Rachel'ın babasını herhalde Sera tehdit ediyor, zoraki bir ilişki yaşıyorlar diye düşündüm tabii ama biraz boş bir düşünceydi. Sonradan fark ettim. Zaten işler bölümün finalinde çok daha büyüyor.

Her neyse, Sera'yı bir de The Tempest şovunun ardından görüyoruz. Kendisi oyunu izliyordu. Ya Chloe için, ya da Rachel için. Belki de ikimiz için... Her neyse, biz The Tempest bittikten sonra Rachel ile eve yürüyoruz ve bu sahnelerde bol bol kaçmayı düşünüyoruz. Yine bu sahne iki karakter arasındaki ilişkiyi ciddi anlamda sağlamlaştıran bir sahne olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Chloe, Rachel'ın kaçma konusunda sahte olduğunu bir kez daha burada fark ediyor ve kendisinden güven istiyor. Bu güven 3 farklı şekilde verilebiliyor: Öpücük, bilezik ve dövme. Oyun bittikten sonra gördüm ki oyuncuların %70 kadarı öpücüğü seçmiş. YAHU BİLEZİK! İlk sezonda o bilezik üzerinden ne kadar yüründü, ne kadar önemli olduğundan bahsedildi. Manevi değer dedik, neden bileziği almıyorsunuz? Her neyse, biz eve giderken Rachel ile sokaklarda güzel bir zaman geçiriyoruz, dans ediyoruz ve buradan gideceğimizi kararlaştırıyoruz. Hemen arkamızda ise Sera var. Bizim yürüdüğümüz yollardan gidiyor, ayak izlerimize bakıyor...

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World İnceleme

Güzel bir yemek masası var, nasıl bir sorun çıkabilir ki?

Rachel ile kaçma kararını kesinleştirdikten sonra Rachel, evinden birkaç parça kıyafet almaya gidiyor ve biz de onunla birlikte gizlice eve giriyoruz ama baba bizi yakalıyor. Hiçbir şey olmamış gibi yapıyoruz ve aile bizi yemeğe davet ediyor. Önce masayı kuruyoruz kendi ellerimiz ile, ardından da masaya oturuyoruz. Yapmamız gereken tek bir şey var, kendimiz olmamak. Kimseye bir şey belli etmemek. Fakat Rachel'ın babası aile sevgisinden bahsetmeye başlayınca ipler kopuyor. Sera ile babasının öpüştüğünü hatırlayan Rachel çıldırıyor, en sonunda da gerçeği öğreniyoruz: Rachel'ın biyolojik annesiymiş Sera. Bu noktada bölüm bitiyor ve öncelikle kapanış sinematiği izliyoruz, ardından da final bölümü için kısa bir sahne görüyoruz.

Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World ciddi anlamda kusursuz bir bölümdü. Açılış sahnesi gergin bir şekilde başladı, anılar ile devam ettirildi. Oyunun ortaları The Tempest ile anlam buldu. Final ise tabii ki Rachel'ın ailesi ile yediğimiz yemek idi. Bölüm hiçbir zaman sıkıcı olmaya başlamadı, sürekli ama sürekli devam etmek istedik. Bizleri kendisine bağladı bölüm. Sanıyorum ki Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World, Life is Strange: Before the Storm - Episode 1: Awake'e göre biraz daha kısaydı fakat karşılaştırma yaptığımızda kısaydı tabii. Yoksa bölümlük bir oyuna göre Life is Strange: Before the Storm - Episode 2: Brave New World oldukça güzel bir uzunluğa sahipti.

Bu bölüm genel olarak iki karakterin arasındaki bağları sağlamlaştırmaya çalışıyordu ve başardı da. Zaten 3. bölüm final olacak ve her şey bu finalde çözülecek. Bu yüzden ikinci bölüm oldukça önemliydi. Geliştirici ekip de bu önemli görevin altından efsanevi bir şekilde kalktı. Bölümde genel olarak her şey ciddi ve derindi fakat zaman zaman eğlenceli sahneler de vardı. Mesela oyundaki bilgisayarların internet geçmişlerine bakabiliyorduk. Bundan daha zevkli ve eğlenceli ne olabilir ki? Ayrıca, yemek masası sahnesinden sonra gösterilen sahneler, Frank'in o minicik, tatlı köpeği, Damon Merrick'in ölüm emri vermesi ve tabii ki Rachel'ın şimdi ne yapacağı 3. bölümü çok daha ilginç bir hale soktu.

Oyunları İncelediğimiz Bilgisayar

Oyunları PC üzerinde incelediğimiz zaman Casper Excalibur E800 kullanmayı tercih ediyoruz. Casper Excalibur E800, Intel Core i7-7700K işlemcisi ve Z170A Tomahawk anakartı ile bizlerin elinde bulunuyor. Ayrıca RAM olarak 32GB DDR4 2666 MHz, HDD ve SSD olarak da 2TB Sata (7200 RPM), 256 GB SSD kullanıyoruz. Casper Excalibur E800 içerisinde bulunan ekran kartı ise tabii ki 8GB NVIDIA GTX1080.

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.