Avatar
Yazar: LeaderGamer, Editör Yazım tarihi: 03.02.2011

Biliyorsunuz ki, Playstation son birkaç yıldır altın dönemini yaşamakta. Evvelki sene ona özel olan Uncharted 2'nin birçok site ve kurum tarafından yılın oyunu seçilmesinin ardından, bu geride bıraktığımız sene de God of War 3, Gran Turismo 5, Heavy Rain gibi konsola özel mükemmel oyunlarla Sony'e büyük para kazandırdı. Sony, Playstation'un bu başarısını 2009'un hit ve sürpriz FPS'si Killzone 2'nin devamı olan Killzone 3 ile devam ettirmeyi planlıyor. E, bize de oyunun bugün başlayan betasını oynamak kalıyor.

KILLZONE 3 SEREMONİSİ

Saat 12.30'da konsolumu açtım, Store'a baktım, yoktu. Sonra her yarım saatte bir Hot Pursuit'ten çıkıp Store'a bakmaya koyuldum. 2ye on kala gördüğüm manzara şuyud: Store'un arka planına koca bir Helghan kafası konmuştu, tüm ekran kanlanmıştı ve ortada ayı gibi "Killzone 3 Open Beta" yazıyordu. Sevinçle indirmeye başladım. Malum, Killzone 3'ü ilk deneyişim olacaktı. Neyse efendim, faltaşı gibi açık gözlerle hiçbirşey yapmadan konsolun başında %100 olmasını bekledim, sonra da oyunu açtım.

Öncelikle buradan Sony Türkiye'ye teşekkür etmek istiyorum. Önce Türkiye PS Store'un açılmasına öncülük etti, sonra Gran Turismo 5 gibi büyük bir oyunu tamamen Türkçe olarak ve çok uygun bir fiyata Türkiye'ye getirdi, şimdi de Killzone 3'ü Türkçe'ye çevirdi. Neyse. Karşıma gelen ekranda hemen Türkçe ayarını yaptım. Çoklu oyuncuya girdim ama sunucular gece açılacakmış. Ne yapalım. Ben de botlayla oynamaya başladım.

Karşımdaki harita Donmuş Baraj'dı. Ama baraj olduğu belli bile değil. 2. oyundaki geniş çöl haritasının(ismini çıkaramadım) karlı halini andırıyordu. Sınıfımı seçtim ve Helghast olarak "ortaya çıktım". Evet, bunun gibi "değişik" terimlerle bol bol karşılaşacağız oyunda ancak bunlara sonra değineceğim.

SABİT DUR VURACAĞIM

Çok yeni aldığımdan dolayı Move'da henüz oyunum yok, ben de demolarla idare ediyorum, bu demolardan biri de Modern Combat Domination. Ve hayatımda bu kadar rahatsız birşey görmemiştim ben. Hani tamam, müthiş bir vuruş ve tokluk hissi var ama bırakın nişan almayı, crossfire'dan dibinizdeki adamı bile vuramıyorsunuz. Killzone 3'te ise hiç böyle değil. Öncelikle Move kullananlar için crossfire küçültülmüş ve ortasına bir nokta eklenmiş böylece daha keskin ateş edebilmeniz sağlanmış. İkincisi, muhtemelen Move'un gelmesinin de etkisiyle 2. oyundaki ağır oynanış kalkmış, yerine daha Call of Duty'i andıran hafif, ama yine son derece tok bir oynanış gelmiş. Üçüncüsü, Move ile nişan alıp adam öldürmek MCD'ye göre daha kolay. Gerçi bu KZ3'ün kalitesinden mi yoksa MCD'nin sorunluluğundan mı bilmiyorum ama oyun Move ile gayet rahat oynanıyor. Hatta görüş alanınızda olan düşmanlara nişan almak daha bile kolay. Keskin nişancılık hele çok rahat. Gamepad kadar alışınca da tam olacak. Tek sorunu etrafınızda dönme refleksleri gamepad kadar gelişmemiş.

Aslında bakarsanız çoklu oyuncu oynanışı olarak 2. oyundan bu yana mekanikler  dışında çok fazla şey değişmemiş. Oyun modları tıpatıp aynı, sadece Suikast(Assassination) moduna suikast bölgesi diye bir kavram eklenmiş. Yani kısaca, adam gidip haritanın en ucuna etrafına 10 adam alıp pusamaz, illa ki aksiyonun olduğu yerde olmalı.

Asıl değişen ögeler sınıflarda. Bu sınıflar KZ2 ile hemen hemen aynı ama özellik diye bir kısım gelmiş. Bu Call of Duty serisinin çoklu oyunculu oyunlara getirdiği, artık standart diyebileceğimiz Perk sistemi ile karıştırılmamalı. Öncelikle bunlardan sadece 4 tane var ve sadece bir tanesini seçebiliyoruz. Ama bu diğer oyundakiler gibi "daha hızlı doldur, crossfire'ı küçült, daha hızlı koş gibi gereksiz şeyler değil. Zırh, ikinci ana silah, fazladan cephane gibi gerekli şeyler. Özellikle fazladan cephane önemli, zira artık silahların mermileri gerçekten az. İkinci ana silah da işe yerıyor çünkü tıpkı 2. oyundaki gibi tabancayla ana bir silahı değiştiremiyorsunuz.

Oyunda beni özellikle sinir eden birşey var o da bıçak olayı. Gerçek oyuncular ne kadar kullanır bilemem ama botlar sıkça kullanıyor. Bu tabii ki CoD kadar hızlı değil. Bıçaklamada Bad Company 2'deki gibi bir bekleme süresi var başında. İşin kötüsü bu bekleme süresinde siz ne hikmetse ateş edemiyorsunuz ve düşmanınız sizi gerçekten hatırı sayılır bir mesafeden alabiliyor. Hani MW2'deki Commando'yu hatırladınız mı? İşte neredeyse onun kadar bir mesafe.

Onun dışında grafikler geçenki gibi muhteşem, özellikle az da olsa vücut kopmaları eklenmiş oyuna. Önünüzdeki adamları vurarken ayağınızın altından Helghast kafasının yuvarlanması kadar güzel bir duygu yok. Sadece bir defa FPS düşmesi yaşadım onun haricinde oyun sabit 50-60 arası bir FPS'de çalışıyor.

HADİ ORTAYA ÇIKIP KULECİK YOK EDELİM

Hah, gelelim Türkçe çevirilere... Oyun hem seslendirme hem de altyazı olarak Türkçe oynanabilecek. Seslendirmeler özellikle gayet iyi, tam asker gibi konuşuyorlar. Buna rağmen çevirilerde bazı hatalar var. Örneğin, "gentlemen" sözlüğü askerler arasında espri olarak kullanılır. Türkçe'ye bunu, espri olarak "beyler" diye çeviremezsin. Bu "beyler" sözcüğü Türkçe'de her an kullanılan bir kelimedir ve gerçekten çok, değişik kaçmış. Tıpkı "ortaya çıkma" gibi bir örnek daha: "Kulecik". Evet, "turret"ın bire bir Türkçesi olabilir ama insan tamamen Türkçe kullanamacağım diye "Taret" gibi güzel bir sözcüğü de kenara atmaz ki. Neyse, bunun gibi birkaç hata daha var ama bahsetmeye çok da gerek yok. Yazının başında dediğim gibi, bir kez daha Sony Türkiye'ye teşekkür ediyorum. İnşallah onların öncülüğünde daha çok Türkçe oyunlarla buluşabiliriz.

Şimdiki haliyle bile Killzone 3'ün muhteşem bir oyun olacağı anlaşılabiliyor. Ne yalan söyleyeyim, en iyi FPS yüzde doksan olur, yılın oyunu olmaya da oynayabilir. Evet, bana oradan kırmızı renki Move'um bakıyor. O beni istiyor, ben de onunla Killzone 3 oynamak istiyorum. Bu yüzden yazıyı burada bitiriyorum. Herkese iyi oyunlar.

NOT: Betada online oynayamıyor musunuz? Dili Türkçe'den İngilizce'ye çevirip deneyin, zira Türkçe iken sorun veriyor(nedense)

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.