Avatar
Yazar: Alper Dalan, Editör Yazım tarihi: 24.02.2021

Journey to the Savage Planet, aslında çıkışı üzerinden 1 yıl kadar geçmiş bir yapım. Steam platformundaki yerini ise geçtiğimiz ay aldı. Benim de, onca zaman sonra oyunu oynama ve deneme fırsatım oldu. Bu Journey to the Savage Planet inceleme yazısında da, edinmiş olduğum tecrübelerden bahsedecek ve yorumlarımı yapacağım. Oynarken gerçekten çok eğlenmiş olduğumun altını çizmemde fayda var. Hem atmosfer olarak hem de karakter tasarımları olarak çok eğlenceli bir yapıya sahip. Dilerseniz, direkt olarak detaylara geçelim ve ben mevzuyu daha derinlemesine anlatayım.

Journey to the Savage Planet inceleme

Journey to the Savage Planet hikayesi bize ne anlatıyor?

Kindred Havacılık ve Uzay tarafından ARY-26 kod adlı gezegene gönderiliyoruz. Burada, gezegenin insanlara uygun olup olmadığını tespit etmeye çalışıyoruz. Buraya geldiğimizde ekipmanlarımız bulunmuyor. Biz de, ekipmanlarımızı yine buradaki malzemelerden ve elementlerden elde ettiklerimiz ile üretiyoruz. Hikayesinin arkasında çok fazla detay bulunmuyor gördüğüm kadarıyla. O yüzden, oyundan derin bir hikaye beklentiniz varsa, sizi çok da sarmayabilir o konuda.

Oynanışa geçtiğimizde ise, ekipmanlarımızı kendimiz üretiyoruz demiştik. Oyunda ilerleme kaydederek ve o anki ekipmanlarımızı kullanarak, bir sonraki ekipmanı elde edebileceğimiz yere ulaşıyoruz. Ekipmanlar konusunda çeşitliliği hiç de fena değil. Ekipmanlardan bahsedelim ufaktan. Öncelikle Bait adındaki yem bulunuyor. Yaratıklar, bu yemi gerçekten çok seviyor. Onları yemler ile oyalayabilir ve işinizi görebilirsiniz.

Gelatinous Blog adındaki eşya ile de, yerde sekebileceğiniz jelimsi, garip bir şey çıkarabiliyorsunuz. Binding Bile adındaki eşya, yaratıkların pislikleri fakat bunları kullanarak onları yere yapıştırabilirsiniz. Grapple Seed ile, belli delikli yerlere attığınızda, ilerleyen zamanlarda elde edeceğiniz bir kanca ile de oralardan tutunabiliyorsunuz. Tabii, bu kanca ile yine başka yerlere de tutunabiliyorsunuz. Bombegranate adındaki eşya, bildiğiniz bomba. Blight Bomb, böyle asidik, zehirli bir şey. Bazı yerleri eritmeye yarıyor. Son olarak Shock Fruit var ve bununla da düşmanları sersemletebilir ve belli kapıları açabilirsiniz.

Journey to the Savage Planet inceleme

Oynanış konusunda ne diyebilirsin?

Oyunda can ve dayanıklılık barı bulunuyor sol üstte. Koşmanız, bu dayanıklılığınıza bağlı. Oyun içerisinde gizlenmiş olan Orange Goo adındaki garip şeyleri bularak ve yiyerek, bir seviyeye kadar ulaştırabiliyorsunuz. Gerçekten fazlasıyla yeterli bir şekilde yükseliyor bu barlar. Yani, gözünüzü dört açmanızda fayda var. Zaten, tek gizlenmiş şeyler bunlar da değil. Tabii, oyunun ilerleyen zamanlarında eğer gerekli geliştirmeleri alırsanız, yerlerini rahatça bulabiliyorsunuz. Bu sayede, rahatça oyunu %100 tamamlayabiliyorsunuz. Sizi bilmem ama ben gerçekten çok istiyor ve seviyorum bu özelliği oyunlarda.

Geliştirmelerden bahsetmişken, bunları nasıl yapabileceğinizden de bahsedelim. Oyunda birtakım elementler bulunuyor ve bunları bulmanız gerekiyor. Alien Alloy, Aluminum, Carbon ve Silicon, bulmanız gereken elementler ve eşyalar. Ayrıca, daha önce saymış olduğum Bombegranate, Blight Bomb, Shock Fruit, kanca ve benzeri şeyleri kullanmak için de, ilerleyerek, sunak benzeri yerlerden gerekli malzemeleri topluyorsunuz. Ardından da geminize dönüp, bu eşyaların geliştirmelerini yapıyorsunuz. Hoş bir mantık, bana soracak olursanız.

PC sürümünde Tab tuşuna basarak tarama aletinizi açıyorsunuz. Bunu kullanarak, etraftaki biomu araştırabiliyorsunuz. Bu sayede %100'e kasabilirsiniz oyunu. Tabii, bu kadar uğraşmak istemezseniz de, oyun size bu şansı sunuyor. Oyunda gizlenmiş olan Fuel adındaki yakıtları bularak %100'e ulaştırdığınızda, gezegenden basıp gidebilir ve oyunu bitirebilirsiniz. Bu da, oyuncu için ekstra bir seçenek olmuş.

Journey to the Savage Planet inceleme

Düşmanlar nasıl?

Düşman çeşitliliği ve savaş mekaniğinden de bahsedelim. Oyun, süre olarak çok uzun bir oyun değil, öncelikle bunu belirteyim. Neden bunu söylediğimi merak ettiğinize eminim. Bunun sebebi, oyundaki düşman sayısının 37 adet olduğunu belirtecek olmam. Bunlardan bazıları, bir yaratığın biraz daha yetenekli ve farklı renkli hali denilebilir. Fakat bu uzunluktaki bir oyun için 37 yaratık bence fazlasıyla yeterli. Bu yaratıkları öldürerek de geliştirme yapmak için gerekli olan kaynakları elde edebiliyorsunuz.

Savaş mekanikleri çok basit ve bir o kadar da keyifli. Bazı düşmanlar özel, sarı bölgelerine vurularak öldürülüyor ve bunlar güçlü oluyor. Elinizdeki silahla bunları devirebilirsiniz. Ayrıca, tokatlayabilirsiniz. Evet, bildiğiniz dümdüz tokat. İnanılmaz zevkli tokatlaması. Zaten oyunun başarımlarından bir tanesi de, oyundaki tüm yaratıkları tokatlamak. Tokatlayarak öldürebilir veya bulaşıp kaçabilirsiniz.

Bazı düşmanları öldürmek için önce bir şeyler yapmak gerekiyor. Örneğin, eğer üzerinde erimesi gereken turuncu şeyden varsa, Blight Bomb atıyorsunuz ve önce o şeyi eritiyorsunuz. Sonradan da doya doya öldürebilirsiniz. Bazı düşmanların zayıf noktalarını öğrenip, zayıf anlarına denk getirerek vurmak gerekiyor. Birkaç çeşit patron savaşı olması da yeterli olmuş fikrimce.

Journey to the Savage Planet inceleme

Performans ve optimizasyon ne alemde?

Performans açısından bir problem yaşamadım ne yazık ki. Fakat bir problem var ki, oyundan soğuttu defalarca. O kadar soğudum ki, aşırı beğendiğim halde ertesi gün girip oynamak, orada salmak istedim. Oyun, durduk yere 1 saatte bir kere falan Fatal Error verip kapanıyor. Bu o kadar can sıkan bir mevzu ki, anlatamam. Fakat onun dışında bir performans sorunu ya da optimizasyon sorunu ile karşılaşmadım. Hemen aşağıda, oyunun sistem gereksinimlerini ve kullanmakta olduğum PC'yi sizlerle paylaşıyorum. Göz gezdirip, bir fikir edinebilirsiniz.

 

[table id=5 /]

 

Journey to the Savage Planet inceleme sonucu nedir?

Journey to the Savage Planet inceleme yazımın da sonuna gelmiş bulunuyoruz. Öncelikle, genel fikrim, Fatal Error sorununun can sıkması dışında gerçekten çok ama çok hoş bir oyun. Tek seferde oturulup rahatça, hiç kasmadan bitirilebilecek bir yapım. Oyun içerisindeki konuşmalar olsun, karakterimiz, etkileşimler, düşman tasarımları, sesler, gerçekten çok eğlenceli bir yapıda. Açıkçası, oynamaya başlarken hiç böyle bir beklentim bile yoktu.

Fiyat etiketi olarak ise 169 TL'ye Steam üzerinde mevcut. Fakat, Playstore üzerinde 148 TL'lik fiyata satılıyor ve dahası da, Türk Telekom internet müşterilerine özel 12,33 TL x 12 ay taksit imkanı sunuluyor. Bir de indirime denk getirilirse, tadından yenmez yani. Oyunun Playstore sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. Keyif aldığım ve muhtemelen bir kez daha bitireceğim bir oyun. Henüz açmamış olduğum başarımlar kalmış da...

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.