Avatar
Yazar: Staff, Editör Yazım tarihi: 04.12.2010

Yeni nesilin oyunlardan beklentileri çok fazladır ve yeni nesilde zirvenin sahibi olmak istiyorsanız, Polyphony Digital’ın oyunu Gran Turismo 5 gibi bir yarış oyunu yapmanız gerekebilir. 2005 yılında PlayStation 2 konsoluna çıkan Gran Turismo 4′den bu yana çok zaman geçti. Ama seri hala kendi türünde bir numaraya yerleşebiliyor. Bazı insanlar Polyphony’nin Gran Turismo serisi ile pek bir başarı yakalayamadığını söylese de bence Gran Turismo fazlasıyla farklı ve üzerinde uğraşılmış nadir oyunlardan birisidir.

Japon asıllı Polyphony’nin muhtemelen en şaşırtıcı özelliği, kendine özgü oyun yapmasıdır. Başka oyunla alakası olmaz, kendi özünde bir oyun olur. Gran Turismo 5′in arayüzünü ele alalım. Bazılarına göre gereksiz veya kötü görünebilir fakat bu demin kurduğum cümlenin harika bir örneği. Gran Turismo 5′in arayüzü diğer hiçbir oyundakini andırmıyor. Evet, gerçekten kendine özgü bir oyun.

Ne kadar kendine özgü olsa da Gran Turismo 5 gerçekten “garip” bir arayüze ve menüye sahip. Serinin müptela oyuncuları affedebilir bu birkaç kusuru fakat bizce gerçekten utanç verici olmuş. Çünkü araba modellemelerinde kusursuz olan bir oyunun böyle kullanışsız ve detaysız bir arayüz – menüye sahip olması çok can sıkıyor. Modifiye bölümünde “frenler” bölümü yok mesela. Bütün menülerin yüklemesi çok uzun sürüyor. Ayrıca örnek verirsem 22B adlı arabayı kazanınca ismi Base Rally Car olarak geçiyor. Bir de standart ve premium arabalar arasında büyük farklar var. Bu, oyuncuların canını çok büyük derecede sıkacak.

Basit olarak Gran Turismo 5, yüzlerce arabaya sahip olan bir oyun. Nissan Skylines’ı aldınız diyelim, geriye denenecek 800′ün üstünde araba kalıyor!  Aslında 200 tanesi şu demin bahsettiğim Premium arabalardan. Premium arabalarda daha az hasar miktarı, tekerlekleri değiştirme gibi özellikler mevcut. Oyunun mükemmel şekilde hazırlanmış grafik motorunun bizlere sunduğu ışıklandırma efektleri ile bu Premium arabalar birleşince ortaya müthiş bir görsel şölen çıkıyor.

Gran Turismo 5′de yer alan standart arabaların çoğu Gran Turismo 4 ve Gran Turismo PSP’den geliyor. Hala harika görüntülerini veya özelliklerini koruyorlar fakat Premium arabaların yanında bir mum ışığı gibi kalıyorlar. Bir bakıma oyun sizi Premium araba almaya zorluyor gibi. Çünkü Premium arabaların sahip olduğu özellikler standart arabalarda yok denilebilecek kadar az.

Oyunun görselleri ne kadar mükemmel olsa da her zaman iyi bir performans alamıyoruz. PS3′ün 1080p destekli olduğunu biliyor değil mi? Gran Turismo 5, böyle sistemlerde 60 FPS (Frames Per Second – Saniyede Aktarılan Görüntü Hızı) çakılı kalıyor. Bazen önünüzde çok fazla araba olursa, FPS’de büyük miktarda düşmeler yaşanabiliyor.

En nihayetinde Gran Turismo 5, canavar gibi bir oyun. Daha oynamaya başladığınız ilk saniyede sizi bir yarışçı kılığına sokuyor ve bir daha zor bırakıyor. Bu oyunun sıradan bir özellği değil, direk olarak size sunduğu seçkni bir şey. Sizi gerçekten o yarış atmosferine sokuyor ve alacağınız madalyayı gerçekten istiyorsunuz. Kupa için gerçekten yarışıyorsunuz. Oyunda iki çeşit yarış tipi var. Birinde yarışçı olup yarışırsınız, diğerinde menajer olursunuz ve takımınız sizin için yarışır.

En nihayetinde Gran Turismo 5, canavar gibi bir oyun demiştik.

Eğer oyunda bir lisans sistemi olmasaydı, bu oyun Gran Turismo olamazdı. Oyunda 6 kategorilik lisans seçeneği var ve her bir lisans için 10 tane bölüm var.  GT Modunda yaptığınız her şey, kazandığınız veya kaybettiğiniz her yarış bu lisansları alma sürenizi veya derecenizi değiştiren en büyük etkenler. Aslında biraz RPG oyunlarını andırıyor bu sistem. A Spec ve B Spec denilen iki gruba ayrılan oyunda kazandığınız bu lisanslar; girebileceğiniz yarışları, alabileceğiniz arabaları, seçebileceğiniz özel seçenekleri etkiliyor. Ayrıca yeni sürüş tarzlarını da ortaya çıkarıyor.

Aslında çok zekice hazırlanmış bir sistem bu. Yarışlara bodoslama dalıp oradan oraya çarparak kazanma hırsı ile yarışmak yerine, yavaşça ve emin bir şekilde yarışıyorsunuz. Farklı, ama gerçekçi bir stil bu. Sadece kendi yarış metodunuzu oluşturun ve yavaş yavaş üst seviyelere çıkın. Çok basit. Bu lisanslarla özel yarışlara da katılabiliyorsunuz.

Kuşkusuz bu özel yarışların arasından en ilginç olanı Top Gear Test Track yarışı olacaktır. Bu yarışta size bir Volkswagen Samba Otobüsü veriliyor. Diğer yarışçıların arkasından en öne geçmeye çalışıyorsunuz basit olarak. Ama yoldaki engellere çarpmadan yapmalısınız bu işi. Bunlardan ayrı olarak bir de NASCAR Okulu ve Ralli modları mevcut. Bu özel yarışlar ana oyunda itibar kazanmanıza gerçekten çok yardımcı oluyorlar. Bu yarışları RPG oyunundaki “yan görevler” olarak da algılayabiliriz.

Asfalt yolda ilerlerken, Gran Turismo gerçekten kaslarını göstermeye başlıyor. Öyle ki, oyunu sıradan bir kontrolör ile oynasanız bile o gerçek sürüş hissini içinizde hissedebiliyorsunuz. Motorun çalışma sesini veya tekerleklerinizin yanışını hissedebiliyorsunuz. Bu da Gran Turismo 5′in bir yarış simülatörü olarak ne kadar başarılı olduğunu bize gösteriyor. Tabii herkes bu şekilde gerçekçi yarışmak istemeyebilir. Sıkmayın canınızı, Gran Turismo 5 onu da ayarlamanıza izin veriyor. Bu tip ayarları arayüz ile yapabilirsiniz.

Aslında açık olarak Gran Turismo 5′de oyuncu ne isterse o oluyor. Ciddi bir simülasyon yarışı veya uçuk bir çoklu oyuncu yarışı olabilir. Ne isterseniz onu yapabilirsiniz, tabii hepsinin bir sınırı ve kuralları var. GT Mode bölümünde lobiden lobiye atlayabilir ve kimin nerede, nasıl yarıştığını görebilirsiniz. İmkanınız varsa onlara katılabilirsiniz bile.  Kendi lobinizi bile yaratabilirsiniz, hatta isterseniz özel bir lobi de olabilir bu.

Online yarış tamamen lagdan arınmış bir şekilde sunuluyor oyunculara. Hatta öyle ki, Tek Oyuncu modunda aldığınız performansın aynısını online yarış modlarında alabiliyorsunuz. Facebook’da benzeyen bir mesaj tablosuna sahip olan bu online sisteminde, gerçekten yeni bir sosyal alan kurulabiliyor. Kendi parçalarınızı veya ödüllerinizi başkalarıyla paylaşabiliyor veya onların paylaştıklarını özel olarak görebiliyorsunuz.

Şimdi de muhtemelen oyunun öldürücü vuruşlarından birine değineceğim. Yollar. Evet, oyundaki yollar veya yarıştığınız diğer yerler daha önce görmediğiniz kadar detaylı ve mükemmel görsellikte hazırlanmış. Özellikle de bütün Gran Turismo serisinden özenle seçilmiş olan şehirlerdeki yarışları yüksek çözünürlüklü bir şekilde oynarsanız, detayları görünce ağzınız açık kalacak. Şehirler ve yollar tamamen gerçeklerine uygun şekilde dizayn edilip modellenmiş.

Son sözlere doğru gelirken; Polyphony, Gran Turismo 4′den bu yana çok zaman harcadı ve gerçekten ama gerçekten harcadığı zamanın hakkını fazlasıyla vermiş görünüyor. Daha eşi benzeri görülmemiş yeni özelliklerden tutun da geliştirilmiş ve büyütülmüş oynanış sistemine kadar çekin. Gran Turismo 5 gerçekten şimdiye kadar görmediğiniz türde bir yarış oyunu. Gerçeklik kavramını en tatmin edici şekilde ekrana taşıyan bu oyun, mutlaka denenmesi gereken oyunlardan birisidir.

Sonuç olarak Gran Turismo 5, yarış simülasyonu kategorisindeki zirvesini koruyor. Mükemmel bir oynanış hissi sunan ve görselleriyle büyüleyen bu oyunu mutlaka edinmelisiniz. Bütün arabaları deneyip bütün yarışlara katılmalısınız. İstediğiniz yarış türünü tasarlayın veya oynayın. Sizin seçiminize bırakılmış.

Eğer bir PS3′e sahipseniz ve yarış oyunlarını seviyorsanız, gidin alın bu oyunu.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.