God of War, PlayStation Türkiye tarafından bizlere gönderilmemiştir. Kendi imkanlarımız ile tedarik ettik.
Dokunaklı bir hikaye, kendisinden sonra çıkışını yapan video oyunlara ilham veren eğlenceli oynanış mekanikleri ve bolca vahşetle hayatımıza girmişti God of War. PlayStation 2’de başlayan serüven PlayStation 3 ile devam ederken, yeni nesle geçişle birlikte serinin bir sonraki oyunu merakla beklenmekteydi. E3 2016 sırasında büyük bir heyecanla gelen ilk duyurusunun ardından serinin yeni oyununa dair pek çok değişiklik göze çarpmıştı. Aslına bakıldığında serinin eski halinden eser kalmazken, yalnızca ana karakteri görebiliyorduk ve bir çok soru işareti de beraberinde geliyordu. Tamamen farklılaşan oynanış dinamikleri, kamera açısı ve mevcut mitolojik bölgenin değişimiyle, serinin yeni oyunu nasıl bir izlenim oluşturacaktı? Bakalım God of War, serinin yeni bir oyunu olarak şöhretini sürdürüyor mu, yoksa yalnızca ismi ve ana karakteri aynı kalan farklı bir oyunla mı karşımıza çıkıyor?
Yaşlandın be Kratos, emekli olmayacak mısın?
Belaya bir kere bulaşıldığında, nereye giderse gitsin, bela insanın peşini bırakmıyor, sözünü ana tema olarak alabiliriz God of War inceleme yazımızda. Sen yıllarını verdiğin, türlü zorluklara göğüs gerdiğin memleketini bırak, gel Norveç’in dağlarında inzivaya çekil, evlen, çoluğa çocuğa karış, sakin bir hayat süreceğini zannet. Geçmişin kanlı gölgesi, tahmin edileceği üzere ana karakterimiz Kratos’un yakasını bırakmıyor. Arada geçen zamanda ne yaptı ne etti diye öğrenemeden bir cenaze töreninde buluyoruz kendimizi. Bu cenaze töreni Kratos’un karısı için yüksek bir dağın tepesinde düzenleniyor ve oyundaki farklılıklardan bir tanesi daha burada göze çarpıyor. Vahşi bir bölüm sonu canavarı savaşından ziyade, sakin bir yürüyüşle oyuna giriyoruz.
Ana karakterimiz artık bir ölüm makinesi değil, hayattan yorulmuş, geçmişin günahlarından sıyrılmak isteyen yaşlı ve çocuklu bir adam. Geçmişini silmek için elinden geleni yapmaya hazır ama kader onun peşini bırakmıyor. Bırakmasa dahi oyunun geneline, bu yeni ruh hali etki ediyor. İntikam hırsıyla değil de hayatta kalmak ve oğlunu korumak adına savaşan yeni bir kahramana sahibiz adeta. Artık ne olursa olsun intikam almak isteyen birisi değil o ve kaybedecek oğlu gibi çok önemli bir değere sahip. Tabii bu sakinlik göstergeleri kendisi ve oğlunun canına kast edildiğinde son buluyor. Sparta’lı o eski vahşi adam, bir anda geri dönerek, vahşiliğini gösterebiliyor.
İntikam için değil, evladı için savaşan bir baba o.
God of War inceleme yazımızın başında tamamen farklı bir oyunlar karşı karşıya olduğumuzu belirtmiştik. Hikayesinden kısaca bahsedip, dilerseniz oynanış ve savaş dinamiklerine geçelim. Bir kere en önemli farklılığın da değişen kamera açısı olduğunu söylemeden başlamayalım anlatmaya. Artık kameramız, ana karakterin omuzunda. Ona daha yakınız, çevreyi ve gelen her düşmanı rahatlıkla göremiyoruz ama bu fazla kötü bir durum teşkil etmiyor. Savaşı daha yakından yaşamak, vuruş hissiyatını daha gerçekçi almak için kamera değişiminin yararlı olduğu söylenebilir.
Keşif ve savaş sırasında, rahatsız etmeden giren sinematik sahnelere geçildiğini de ekleyelim. Aniden bir video girmiyor araya. Oynanış kamerası yükselerek genel açıya geçiyor ve sanatsal bir izlenim kazandırıyor. Merakla yeni hikayeye ait olguları takip etmek ve Kratos’un oğluyla olan etkileşimini izlemek, ayrıca keyif veriyor. Sinematik geniş açı görüntülerimiz sona erdiğinde, oynanışa geçilirken de kamera yeniden ana karakterimizin omuz hizasına gelerek devamlılık sağlanıyor. Tabii kameranın yakın oluşunun bazı dezavantajları olduğunu söylemek lazım. Alıştığınız takdirde sıkıntı azalıyor ama başlarda bocalama ihtimaliniz bir hayli yüksek.
Savaşmak benim kanımda var diyenler, buyursun.
Tam buradan oyunun dövüş mekaniklerinden bahsetsek hiç fena olmaz sanırım. Artık daha canlı ver gerçekçi savaşlar yapmak zorundayız. Öyle elimize zincirlerle tutturulan iki kılıcı kafamıza göre savurma imkanımız bulunmuyor. Elimizdeki balta ile yerinde hamleler yaparak, biraz daha taktiksel savaşlarda bulunmamız gerekiyor. Tabii Kratos isimli yarı tanrı yarı insan kişiyi kontrol ettiğimizi de unutmayalım. Balta ile rakiplerimize vurmanın dışında, elimizdekini fırlatabilir, yumruklarımıza başvurabilir, kalkanımızı işe dahil edebiliriz. Çeşitlilik hiç de fena değil, bir yolunu bularak aksiyonun dibine vurduruyor yine God of War.
Oyunun geliştiricileri tarafından açıklanan Dark Souls serisi mekaniklerine olan benzerlikler de gözümüzden kaçmayacaktır. Tabii o derece zorlu ve sıkıntıya düşürecek bir dövüş mekaniği bulunmuyor, yine çok güçlüyüz. Bir de düşmanların üstlerindeki güç barları bulunmasa daha gerçekçi bir savaş atmosferiyle karşılaşacaktık ama ona da kısa sürede alışıldığından fazla bir sorun oluşturmuyor. Zaten oyuncunun isteğine göre bu güç barları ve farklı göstergeler kapatılı, açılabiliyor. Tuşlardaki değişikliğe de değinmeden geçmeyelim. Saldırı artık ağır ve hafif saldırı olarak R1 ve R2 tuşlarına geçmiş durumda. Kendi kombolarınızı ya da geliştirme seçenekleriyle eklenen vuruşları, bu iki tuş vasıtasıyla yapıyoruz.
Yaşlanan ama kendini gelişmeyi bırakmayan kahraman baba Kratos.
R2 ve R1 tuşlarıyla yapacağımız vuruşları yetenek ağacı vasıtasıyla çeşitlendirebiliyoruz. Yani vuruş kombinasyonlarını birleştirmek ve geliştirmek isteğimize kalıyor bir anlamda. Kazanımlarımızla kilitleri açtıktan sonra oyunun çehresi de genişliyor. Gelen saldırılara vereceğiniz tepkiler de hayati rol oynuyor. Öfke sayacının dolmasıyla olanları saymamayım, vahşet açısından bir hayli etkileyici sahnelere şahit olabilirsiniz. Bu durumlarda düşmana acıdığınız anlar bile yaşayabilirsiniz. Fazla sinirli olmamakta fayda var tabii. Yine de dövüş mekanikleri açısından en çok kullanacağımız ana silahımız olacaktır. Yalnızca vuruşlarla da kalmayan baltamızı, L2 tuşuna basılı tutarak, düşmanlara fırlatma imkanına sahibiz.
Baltamızı fırlatarak ağır yaralar açarken, bu fırlatma mekaniğini bulmaca çözerken de kullanabiliyoruz. Oldukça eğlenceli ve başarılı bir geliştirme olmuş balta fırlatma mekanikleri. Bundan ziyade yumruklarımız, tekmelerimiz ve o güzel kalkanımız da düşmanlar için geçerli bir tehdit unsuru olacak. Baltamız yokken bu vuruşları kullanabilirken Üçgen tuşuna bastığımızda, Thor filmlerinden hatırlayacağımız üzere, baltamız bize geri dönüyor. Baltanın geri dönüş yolunda düşmanlara çarparak can barlarını etkilediğini de hatırlatalım. Böylelikle dövüş anlarında çeşitliliğe sahip olurken, farklı stratejilerle ilerleme imkanımız bulunuyor. Oldukça havalı olan bu mekaniği yaparken, baltamızı kaybedebilir miyiz sorusunu sormaya da gerek yok. Bir şekilde o sizi bulacaktır.
Yetiştirmemiz gereken bir oğlumuz var artık ve adı Arteus.
Savaş mekaniklerinden bahsetmişken, God of War inceleme yazımızda özel yardımcımızdan bahsetmesek olmaz herhalde. Zaten bunca çileye kimin için katlanıyoruz değil mi biz. Baba moduna çabuk girdiğimizi fark ederek oğul Arteus’tan bahsedelim biraz. Oyundaki temel yardımcımız da o zaten. Genlerinde ne gibi özelliklerin olduğu hakkında bilgisi olmayan ve kafası karışık olan Arteus, bir çok farklı meziyetlere sahip bir karakter. Bu meziyetlerden bazıları; düşmanın boynuna tırmanarak onu hareketsiz hale getirmek, oku ile yaptığı atışlar, düşmanı ezmek için spektral hayvanları çağırmak olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan hevesli ve heyecanlı Atreus karakterinin biraz da biz oyuncuları yansıttığını belirtelim. Tüm hayatını ahşap bir kulübede geçiren genç dostumuzla birlikte, İskandinav Mitolojisi’nin derinliklerini ve hikayeye ait sırları beraberce çözerken, onunla beraber bizim de şaşıracağımız pek çok sahneye şahit oluyoruz. Oyunda bulunan mitolojik bölgelere sandal yardımıyla geçişlerde ve Kratos ile yürüme anlarında sohbeti sanki kendimiz yapıyormuşuz gibi keyif alacağımızı söyleyebilirim. Ayrıca Atreus karakterinin oyuna kattığı derinliği, baba-oğul ilişkisi ile öğretmen-öğrenci ilişkisi karışımı bir atmosferi beraberce yaşayabiliyoruz.
God of War ve diğer tüm video oyunları.
God of War genel olarak 2017 ve 2018 senesinde çıkmış olan birçok video oyununa benziyor ama olumlu olarak tabii. Hafiften RYO ögeleri, bolca ana görevler, yan görevler ve çok daha fazlası bulunuyor. Oyundaki bölgeleri genel olarak keşfetmek oldukça zevkli, gizli yerli bulmak heyecan verici, ayrıca sürekli kendini tekrar eden kısa yolları keşfetmek de içerisinde bulduğunuz bölgelere yeni bir derinlik katıyor. Aynı diğer RYO oyunlarında olduğu gibi, eğer bir şeyi yapmaktan sıkılırsanız, sizi oyunda eğlendirecek çok şey bulunuyor. Ana görevlerden mi sıkıldınız? Yan görevlere gidin. Görevlerden genel olarak mı sıkıldınız? O zaman keşif yapın. Tüm bunlar sizi eğlendirecektir çünkü oyun genel olarak sürekli sizi eğlendirebiliyor. Bu eğlendirmede tabii ki oyunun kusursuz tasarımı çok önemli bir role sahip.
Tüm bunların haricinde, oyunda oldukça ilginç bir olay da bulunuyor. Kratos, oyun içerisinde bir ışınlanma aletini kullanabiliyor. Evet, God of War evreninde bir ışınlanma cihazı var. Bu cihaz ile birlikte başka diyarlara gidebiliyoruz ama bu başka diyarlar pek tahmin ettiğiniz gibi değil. Evet, bu farklı diyarlar oyunu daha da büyük bir hale getiriyor ama diyarların çoğu boş denebilecek gibi. Yani şöyle söyleyelim, oyundaki birçok diyar kilitli veya henüz yerinde değil. Belli ki ek paketler için saklanıyorlar. Geri kalan diyarlar ise genelde arenalardan oluşuyor. Bu arenalarda düşmanlar ile dövüşüp, efsanevi seviyedeki eşyalara ulaşabiliyorsunuz. Bir nevi Assassin's Creed Origins ile karşımıza çıkan arena gibi diyebiliriz. Peki, hiç mi keşfedilecek diyar yok? Aslında oyunda keşfedilecek 2 diyar var. Zaten genel olarak bu ışınlanma mevzusunu güzel bir hale getiren özellik de bu. Çünkü oyunda bizi bekleyen iki farklı, tamamen keşfedilebilir diyarlar bulunuyor.
Her şey kusursuz görünüyor.
İnceleme yazımı toparlamadan önce bir de oyunun grafiklerinden, performansından ve seslerinden bahsetmek istiyorum. Oyun gerçekten kusursuz görünüyor ve performans da kesinlikle bu grafiği karşılar seviyede. Oldukça güzel ve detaylı grafik ile stabil bir performans alıyoruz. Oyundaki sesler de oldukça başarılı bizce. Karakterlerin seslendirmeleri zaten kusursuz. Çevre sesleri, müzikler, genel olarak efektler ve duyabileceğiniz diğer her şey gerçekten söz söylenemeyecek kadar güzel. Özellikle oyunun müziklerine ben bayıldım. Oyun ilk duyurulduğu zaman da efsanevi bir beste ile duyurulmuştu. Şimdi o besteyi ve çok daha fazlasını dinlemek gerçekten efsanevi bir duygu.
God of War ile Kratos da büyüdü. İki isim de daha fazla olgunlaştı. Serinin eski oyunlarında görmeye alıştığımız şeyler, hikaye parçaları, diyaloglar artık biraz daha olgun, biraz daha ciddi bir havaya sahip. Daha önce bu oyun için yapılan açıklamalarda Kratos'un geliştiğini, olgunlaştığını öğrenmiştik. Oyunu oynayınca daha iyi anladık, gerçekten oyun ve Kratos ciddi anlamda gelişmiş. Evet, Kratos yine sinirli ama bu siniri karşılayacak farklı duygular da oyunda bulunuyor. Kratos'un artık oğlu ile hareket etmesi, hem oynanış yönünden, hem de hikaye yönünden yepyeni kapılar açıyor seri için. Bize soracak olursanız yeni God of War oyunu, bugüne kadar oynayacağınız en iyi God of War oyunu olacak. Sadece bu kadar da değil, eğer biraz zorlarsak, son zamanlarda çıkmış en iyi video oyunu bile diyebiliriz God of War için.