Avatar
Yazar: Can Dikiş, Editör Yazım tarihi: 28.01.2016

Geçen haftalardaki yazılarda bahsetmiştim, bu sezon The Flash'tan geçen sezon aldığım o farklı tadı alamıyordum. Dizi çok fazla şey anlatmaya çalışırken kendi ayağına takılıp tökezliyor, tempo bir türlü artamıyordu. Derken geçen haftaki bölümün son sahnesinde Reverse- Flash, yani Barry Allen'ımızın ebedi düşmanını gördüğümde aha demiştim, Flash bildiğimiz haline bürünecek ve beyin yakmaya başlayacak.

NEbV4hBVaLQeek_1_b

Öyle de oldu zira. The Flash, kendi çapını aşmadan sert dönemeçlerle hikayesini anlatıp izleyicinin kafasını karıştıran bir dizi. Dizinin kendini yasladığı dinamikler bunlarken gereksiz aile dramaları, romantik ilişkiler ve binbeşyüz yıllık süper kahraman klişelerine sığınması epey sinirimi bozmuştu benim. Ancak yine tek bölümle kalbimi çaldılar. Böyle de kolay affeden bir adamım işte ben de. Reverse Flash'ın geri dönüşünü tüm bölüme yayarak güzelce anlattılar hikayeyi bu hafta. Yanında da 3 tane yan hikaye serpiştirerek fazla yormadılar allahtan zira Reverse- Flash'ın olayı cidden kafa karıştırıcıydı. Şimdi bu abimiz bildiğimiz gibi geçen sezon sonunda ölmekle kalmadı, varlığı evrenden silindi. Ancak silinmemiş çünkü zaman paradoksları işin içine girip farklı zaman çizelgelerinde yaşamını sürdürmeye devam etmiş daha doğrusu speed force denilen lalenin içinde hapsolmuş sanırım. Orayı tam anlayamadım aslına bakarsanız. Bölümle ilgili en büyük sıkıntım da bu; The Flash evreninin en önemli olaylarından olan Speed Force olayını çok üstünkörü geçmeleri oldu. Doğru düzgün açıklamadan speed force lafını ortaya atıp ''ölmedi aslında orda hapsoldu'' tarzında geçiştirmeleri pek olmamış.

Eobard Thawne'nin earth- 2'den geldiğini düşünmüştüm ben ancak yanılmışım zira bildiğimiz Reverse Flash'ın ta kendisi, Barry'nin ebedi düşmanı. Tek farkı daha The Flash'ın kim olduğunu çözememiş ve Star lab hakkında pek bir fikri yok. Bölümün en güzel yanı da buydu aslında. Bu bölümde gördüğümüz Eobard Thawne, geçen sezon Barry'nin hayatını zehir eden Eobard Thawne'un acemi hali. Harrison Wells'i tanımıyor, Cisco'yu ilk defa görüyor, Barry'nin The Flash olduğundan bihaber. Tek bildiği Flash'e obsesif bir şekilde takık olması. Flash'ın hangi zaman dilimine ait olduğunu arıyor çünkü tek motivasyonu Flash'e hayatını zehir etmek. Daha kafasında Barry'nin çocukluğuna gidip Barry'nin annesini öldürmek gibi bir fikir dahi yok. Orijin hikayesi dediğin, kötü adamın da olsa böyle anlatılmaz mı yahu? Bayıldım resmen. Barry'nin Cisco'nun hayatını kurtarmak için Eobard'i kendi zaman dilimine fırlatması-evet baya tutup fırlatması- da bölümün baya tadı tuzu oldu. Şahaneydi.

Reverse-Flash-Matt-Letsher

Patty ile Barry'nin milattan önce onbinden kalma klişe olayı da sonunda sonuçlandı, derin bir oh çektim. Geçen hafta kanser olmuştuk Barry Patty'e Flash olduğunu sonunda söyledi söyleyecek, söyleyemedi çünkü kötü adam geldi, söyleyemedi çünkü ekmeğe zam geldi triplerinden sonunda kurtuldular; dünyanın en gerizekalı dedektifi olmadığını kanıtlayan Patty sonunda Barry'nin Flash olduğunu çözdü. Ancak tüm bu gereksiz romantizmin ardından Barry'nin kimliğini açıklamamasındaki nedenin üzerini sert bir şekilde vurgulamaları hoş oldu, klişe de olsa süper kahraman dediğin sevdiklerini büyük fedakarlıklar ortaya koyarak korumalı. Barry Allen dediğin budur. Yavaş ve acılı bir şekilde de olsa dizi bunu yapabiliyor.

Wally West ise bir başka hikaye. Benim beklediğim Wally'den çok çok uzak bir Wally betimlemesi var şu an karşımızda. Belki ileride öyle olacak ancak Wally dediğin trajedilerin adamı değildir. Dalga geçer, komiktir, umursamazdır. Flash evreninde trajedi dediğin zaman Barry gelir. Wally üzerindeki şu ölü toprağı atar umarım ve beklediğim Wally West'e kavuşurum. Onun dışında West ailesinin trajedisi bölümün ritmini bozsa da olması gerektiği gibiydi. Wally'nin annesine yavaş yavaş veda ederken kız kardeşi ve babasıyla arasını düzeltmesini izleyiciyi yormadan ve güzel işliyorlar.

the-flash-the-reverse-flash-is-returning-764979

Gelelim bölümün beyin yakan kısmına. Barry'nin Eobard ile olan münakaşası çok iyiydi evet, zaman paradoksunu bozmamak adına en büyük düşmanını evine bile gönderdi. ''Ben kazandım!'' olayı da çok hoştu, aralarındaki eşsiz ve ebedi rekabete güzel dokundurdular. Ancak asıl olay Jay ve Caitlin'in aralarındaki muhabbetti. Abartmıyorum, bu sezonun en önemli olayını gördük bu ikili sayesinde. Jay'in görsel ikizini gösterdiler dna'sından yararlanmak adına. Peki kim çıktı o? HUNTER ZOLOMON. Hunter Zolomon kim derseniz şuraya küçük bir resim serpiştireceğim fikir sahibi olasınız diye eğer bilmiyorsanız. Hunter Zolomon Flash evreninde Zoom'un ta kendisi. Flash evreninde Eobard Thawne ile denk olabilecek kadar değerli bir kötü adam. Zoom'u çizgi romanlardan farklı bir şekilde betimlemeleri bir yana, daha Zoom'un kim olduğunu bilmeden Hunter Zolomon ismini ortaya atmaları gerçekten kafa karıştırıcı oldu. Daha önceki yazılarımda Jay'in Zoom olabileceğinden bahsetmiştim ve sanırım bunu düşünen tek insanoğlu olduğuma inanıyorum zira başka hiçbir yerde böyle bir teoriye denk gelmemiştim. Eğer Jay'in Zoom ile doğrudan bir bağlantısı çıkar ya da direkt olarak Zoom çıkarsa-ki öyle gözüküyor- bayrak asan amca resimlerinizi mesaj olarak bekliyorum. Kutlama yaparız hep beraber.

Birden fazla hikaye anlatarak yoran, kafa karıştıran bir bölüm olsa da genel olarak sezonun en iyi bölümlerinden bir tanesiydi. bilim kurgu, romantizm, drama, aksiyon... her şeyi olan bir bölümdü. Eobard Thawne'un başlangıç hikayesini mükemmel bir şekilde anlattılar üzerine Hunter Zolomon ismini zikrederek kombo yaptılar. Artık bundan sonra sürekli beyin yakmaya devam edecek diye düşünüyorum The Flash, bizde kritiğini çevirmek üzere buralarda olacağız. Haftaya görüşmek üzere.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.