Yılın en beklenen zamanı yani FIFA’nın çıktığı Eylül ayı geldi çattı yine. Şimdilik FIFA 17'nin demosuna sahip olsak da, bir nebze olsun ateşimizi aldı desek yalan olmaz. Öncelikle neden demo incelemesinin bu kadar geç geldiğinden bahsetmek istiyorum sizlere. İlk neden hepinizin bildiği üzere Origin'de yaşanan ilk gün yoğunlukları idi, tabii ki bu durum bu kadar gecikmesinin özrü değil. Asıl sebepse, futbol oyunlarındaki animasyon sayısının FIFA - PES rekabeti sayesinde gün geçtikçe artmasıydı. Özellikle bu sene Frostbite motorunun da işin içine girmesiyle oyun bambaşka bir hal aldı. Hal böyle olunca da oyunu gerçek anlamda tanıyabilmek, eleştirebilmek, doğru ve yanlış yönlerini ortaya koyabilmek de bir nebze zaman alacak bir işti. Biz de, bir yıldır beklediğimiz oyunun, her ne kadar demo sürümü de olsa, sizlere yanlış bilgi vermemek adına oyuna gereken zamanı ayırmak istedik.
FIFA 17'yi size anlatmak için nereden başlasam bilemiyorum açıkçası ama öncelikle oyunda ki tanıtılan yenilikler üzerinden gitmek en doğru yol olacaktır diye düşünüyorum. Sürekli bize bahsettikleri ve demoda da ilk maçı bulunan “The Journey” isimli kariyer modu, anlatmaya başlamak için biçilmiş kaftan.
Manchester United formasıyla, Premier League’deki ilk maçına çıkmaya hazırlanan, Alex Hunter isimli genci canlandırdığımız kariyer modu, gerçekten etkileyici hazırlanmış. Ara sahneler olsun, verdiğimiz kararların karakterin ilişkilerini etkilemeleri olsun, gerçekten oldukça detaylı bir şekilde işlenmiş görünüyor. Özellikle karakterimizin ilk maçında yanında olmak, tam anlamıyla o heyecanı bize yaşatmayı başarmış. Resmen dizlerimiz titreyerek oyuna girdiğimizi hissedebiliyoruz. Tabii ki tek maç üzerinden bütün bir kariyer modunu değerlendirmek yanlış olacaktır ama genel itibariyle umut vadettiğini söyleyebiliriz.
Oyunda asıl bakmamız gereken ve uzun sürede ortaya çıkan oyun içi değişiklikler oldukça güzel bir tecrübe oldu benim için. Oyundaki en büyük yenilikler duran toplar, şut çeşitleri ve “threaded through pass” isimli yeni ara pasımız olarak nitelendirilebilir.
Öncelikle, duran top kısmından bahsetmemiz gerekirse, serbest vuruşlar, kornerler, penaltılara ek olarak taçların da üstünde durmalıyız. Serbest vuruşlar genel olarak daha çeşitli ve tehlikeli olarak oyuna yansıtılmış. İlk denemelerimizde oldukça başarısız olsak da, zamanla FIFA 17'de bulunan bu sistemi de çözeceğiz gibi duruyor. Nereden nasıl koştuğumuza göre, farklı sonuçlar elde ettiğimiz bu sistem, ufak tefek sorunlara sahip olsa da başarılı olacak gibi duruyor.
Kornerlerden kısaca bahsetmek gerekirse, artık tepeden bir görünümle atacağımız noktaya karar veriyoruz ve ayarladığımız hıza göre topu o noktaya gönderiyoruz. Benim bu kısımda beğenmediğim nokta, topu korneri kullanan oyuncunun uzaya dikmesi. Evet yanlış duymadınız topu resmen tepeye dikerek orta açıyoruz, hani sistem güzel olsa da bu abartılı kullanılan kornerler, benim canımı sıkmadı değil.
Penaltılar ise, serbest vuruşlara oldukça benzese de topa vuruş anında ufak tefek farklılıklar barındırıyor. Öncelikle topa nereden koşacağımızı belirleyip koşmaya başlıyoruz ve bu anda topu nereye hangi hızda göndereceğimizi belirliyoruz. İlk seferlerde bu sistemi çözememe rağmen oldukça beğendiğimi sözlerime eklemeliyim. Geçtiğimiz senelerle karşılaştırdığımızda oldukça kaliteli ve gerçekçi olduğunu söylememiz mümkün.
Taç atışlarında ise gerilerek kullanmak ve hareket etmek sonunda FIFA 17 ile seriye dahil edilmiş. Ayrıca şaşırtma yaparak ters taraflara attığımız taçlar sayesinde sıkışık alanlardan çıkmayı başarmakta güzel bir artı olarak oyuna yansımış. Böyle çeşitlendirmeleri görmek biz oyuncuları oldukça mutlu ediyor tabii. Şut çeşitlerine baktığımızdaysa normal şutlara ek olarak yerden şutları ve özellikle hava toplarında oldukça tehlikeli olan yere vurdurma şutlarını görüyoruz. Oldukça büyük tehlikeler yaratabilen bu şut çeşitleri oyuna renk katmış. Bakalım bu şutlar tam sürümde ne derece etkili olacaklar?
Asıl beni benden alan kısım olan “Derinlemesine ara paslara” gelecek olursak oyuncuları oldukça güzel anların beklediğini söylemeden geçemeyeceğim. Bu derinlemesine ara paslar ile oyuncunun direkt alabileceği noktadan biraz daha öne ve terse atarak hem defansın kafasını karıştırıyor, hem de oyuncularımızı oldukça tehlikeli pozisyonlara sokabiliyoruz.
Oyundaki tuşların kullanımı da bir miktar değişmiş durumda tabi. Özellikle pas tuşu ile uzak noktalara pas atmayı denediğinizde eskisi kadar başarılı paslar atılamadığını fark edeceksiniz. Uzak bir noktaya atacaksanız uzun pas tuşunu, uzaklaştıracaksanız şut tuşunu kullanmanız gerektiğini birkaç hatalı golden sonra ancak fark edebiliyorsunuz. İşin özü, alışma sürecinden sonra öncekine nazaran çok daha akıcı bir oyun sistemi var gibi geldi bana.
FIFA 17'de değişen bir diğer sistemse fizik gücünün öneminin artması olmuş. Gerçek hayattaki gibi baskı yaparak, topa önde basarak, rakibi boğup hata yapmalarını sağlayabiliyorsunuz. Tabii ne kadar baskı o kadar çaba harcamak anlamına geliyor. Bu da oyuncularımızın enerji barının çabuk bitmesi anlamına geliyor. Ayrıca yapay zekanın bile bu baskı sonucunda hatalar yapması, yapımın bu baskı sistemini oyuna gerçekten dahil ettiğini bize gösteren bir detay.
Bu arada, yapay zeka demişken kalecilerden bahsetmezsek olmaz. Yeni oyunla beraber bana göre daha gerçekçi ama yer yer aptal bir kaleci profili oyuna dahil oluyor. Özellikle yan toplarda, arka direğe açılan ortalarda kalecilerin çok fazla hata yapması göze çarpıyor. Uzaktan gelen şutlar konusunda da hatalar yapan kaleciler, bir tık düzeltilirse daha iyi olur diye düşünüyorum ama yine de eski oyundaki kadar panter kaleciler görmesek güzel olur tabi.
Buraya kadar FIFA 17'nin genel oynanış detaylarının üzerinden geçtik, sıra geldi asıl beklenen kısma, yani Frostbite’a! Oyunun yeni motoru Frostbite, gerçekten harika görünüyor. Oyuncuların detayları, yüzleri hareketleri oldukça gerçeğe yakın. Özellikle kayarak yaptığımız müdahalelerde, oyuncular boş boş kaymak yerinde eğer top uzanabilecekleri bir noktadaysa ayaklarını savurarak topa müdahale ediyorlar ve bu motor sayesinde bunu net bir şekilde görebiliyoruz.
Oyunda olan, ama göze çarpmayan bu ve bunun gibi birçok detay Frostbite ile gözlerimizi şenlendiriyor. Ayrıca oyunun kamerasının değişmesinin de bunda etkisi olduğu düşünüyorum. Her ne kadar oyuna yeni kamera dahil edilmiş olsa da, FIFA 16 kamerasının da oyunda bulunduğunu söylemem benim gibi klasik sever oyuncuları eminim mutlu edecektir. Oyunun grafik anlamında bu kadar gelişmesine ve yüksek depolama ihtiyacına rağmen, optimizasyon konusunda başarılı olduğunu da sözlerime eklemek istiyorum. Bu arada birçok forumda gördüğümün aksine ben kontrolcü konusunda en ufak bir problem yaşamadım. Logitech F710 kablosuz kontrolcü ile bir uyumsuzluk yaşamadan oyunu saatlerce oynayabildim.
Demo sürümünden oldukça memnun kaldığımız FIFA 17, PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox 360 ve Xbox One platformları için 29 Eylül 2016 tarihinde bizlerle olacak, Erken Erişim sahipleri içinse 5 gün erkenden 10 saat süreyle oynama fırsatı sunacak. Artık sadece aklımıza sahip çıkıp günleri saatleri saymak kalıyor bizlere. Oyundaki bütün modları teker teker inceleyeceğimiz ve çok daha kapsamlı olacak, tam sürüm incelememiz için de yine gözünüz biz de olsun.
