Sizin hayatta kalma oyunları ile aranız nasıl bilemiyorum ama açıkçası benim pek de iyi değil. Bu yüzden de, Fade to Silence inceleme yazısını sizlerle paylaşmadan önce başlarda biraz zorlandım diyebilirim. Fakat sonradan, aslında bu hayatta kalma olayını gayet iyi başarmış olduklarını fark ettim ve kafama vurdukları her beladan zevk almaya başladım. Bu beni mazoşist yapar mı? Bu sorunun cevabını nedense hiç öğrenmek istemedim şu an. Her neyse, lafı uzatmanın da bir anlamı yok zaten. Fade to Silence inceleme yazısının detaylarına geçelim bence.
Fade to Silence nedir?
Black Forest Games tarafından geliştirilmekte olan ve THQ Nordic gibi önemli bir ismi arkasında bulunduran bir yapım kendisi. Daha çok, hayatta kalma özelliği öne çıkmakta. Yani, elinizdekileri akıllıca kullanmanız gereken ve sadece gerekli şeyleri toplamanız gereken bir yapım. Gerçekten uzun bir süredir erken erişimde bulunduğunun da altını çizmek gerek. RPG ağırlığını fazlasıyla hissettiğiniz ve elde ettiğiniz zaferler için gerçekten sevindiren bir oyun olmuş Fade to Silence.
Hikaye açısından, bitmek bilmeyen bir kış ile sınanmakta olan dünyada hayatta kalma mücadelesi veren insanları görmekteyiz. Kar ve buz, insanoğlu için gerçekten zor olan bir dünya şekillendirmiş. Doğa kanunları yerle bir olmuş durumda. Eldritch'ten fırlama ürkütücü yaratıklar dünyada fink atıyor. Bizim görevimiz ise, insanları kurtarmak, hayatta kalmalarını sağlamak ve bu canavarlaşmış doğaya ve yaratıklara kafa tutmak.
Peki, nasıl bir oynanış sunuyor?
Öncelikle, oyun bize 2 adet mod sunuyor. Bunlardan bir tanesi, kolay mod olarak da tanımlayabileceğimiz bu modun adı Exploration. Bu modda, başarım elde edemiyorsunuz ve Circle of Torment kapalı durumda. Ayrıca, bu modda elde etmiş olduğunuz şeyler, asıl moda aktarılmıyor. Bu sebeple, sadece öğrenmelik kullanabileceğiniz bir mod. Survival modu olan asıl modumuzda başarımları açabiliyorsunuz. Can konusunda sınırlı bir durumdasınız ne yazık ki ama Circle of Torment oyun tecrübenizi olumlu bir şekilde etkiliyor, merak etmeyin.
Oyuna, bir meşale ile başlıyorsunuz ve elinizdeki meşale ile keşfe çıkıyorsunuz. Eşya alanınız sınırlı olduğu için, önünüze gelen her şeyi de toplayamıyorsunuz ne yazık ki. Çok akıllıca davranmanız gerekiyor ve ihtiyaçlarınıza yönelik adımlar atmanız gerekiyor. Fade to Silence içerisinde doğa bile sizin düşmanınız. Oyundaki neredeyse her şey düşmanınız olduğu için, güvenli ve doğru adımlar atarak eşyalar toplayıp, merkezinizi güçlendirmek ve insanları kurtarmanız gerekiyor. Tabii, kurtardığınız insanları takipçileriniz olarak yanınıza alabiliyor ve onları çalıştırabiliyorsunuz.
Takipçiler ile neler yapılabiliyor?
Oyunu oynadığınız esnada rastgele anlarda etkinliklere denk gelebiliyorsunuz. Bu etkinliklere giderek takipçi kurtarabiliyorsunuz. Oradaki görev her ne ise onu yaptıktan sonra, bir de insanı döverek kendine getirmeniz gerekiyor. Evet, önce doğadan ve yaratıklardan kurtarıyorsunuz, sonra da bir güzel pataklıyorsunuz. Kurtarmış olduğunuz insanları takipçiniz olarak yanınıza alıyorsunuz. Size, doğaya ve düşmanlara karşı verdiğiniz mücadelede eşlik ediyor. Aslında, çok da aşırı iş yapmıyorlar yanınızda fakat gerçekten daha rahat olmanızı sağlıyor. Fakat ben genelde amele gibi çalıştırmayı daha uygun buluyorum.
Amele gibi çalıştırma konusu da, gerçekten öyle olduklarından geliyor. Gidiyorsunuz merkezinize ve elemanı oraya salıyorsunuz. Ardından bir görev veriyorsunuz. Bu görev, ağaç toplama, yiyecek toplama veya maden toplama olabilir. Ele geçirdiğiniz belli başlı yerlerden giderek malzeme topluyorlar. Gerekli malzemeler elde edilince de birtakım yapılar inşa edebiliyorsunuz. Bu yapıları inşa etmek için de, yine bu amele diye tabir etmiş olduğum insanları kullanıyorsunuz. Neden amele dediğimi şimdi anlatabildim mi?
Fade to Silence içerisinde nelere dikkat etmek gerek?
Elbette doğa ve yaratıklar düşmanınız fakat tek düşmanlarınız bunlar değil. Aynı zamanda, yiyecek, soğuk gibi şeylere de dikkat etmeniz gerekiyor. Ara sıra bir kar fırtınası vuruyor, aklınızı başınızdan alıyor. Neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. Koşu yetiniz kayboluyor, sap gibi ortada kalıyorsunuz. Bir an önce bir yerlere sığınmanız veya ölümü beklemeniz gerekiyor bu durumda. Yavaş yavaş donuyorsunuz ve bu donma her tık ilerlediğinde biraz daha geriliyorsunuz. Bu, gerçekten çok hoşuma giden bir durum oldu. Yani, her an ölümle burun buruna oluşumuz.
Dışarısı kar, kıyamet olduğu için, çok fazla gezmek tozmak da donmanıza sebep oluyor. Sağ üst kısımda beliren yuvarlak barlara dikkat etmeniz gerekiyor. Ortasında kuru kafa bulunan kar simgeli bar, üşüme limitinizi göstermekte. Dolduğu zaman, can barınız ufak ufak azalmaya başlıyor, donarak. En sonunda da donup hakkın rahmetine kavuşuyorsunuz. Bu yüzden, etraftan odun falan toplayarak, uygun yerlerde bulunan varillerde ateş yakmanız gerekiyor ve burada ısınmanız gerekiyor. Ne hikmetse yerden bulduğunuz odunlar ıslak değil ve öylece yakabiliyorsunuz, evet. Oyun yani. Gerçekçilik beklemedim değil böyle bir oyundan ama kabullendim, ne yapabilirim?
Sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
Bir de yiyecek mevzusu var. Aç kalmanız da sıkıntı. Neyse ki, yiyecek bulmak odun bulmaktan daha kolay. Malzemelerinizi topladıktan sonra ateş yakıp başına geçerek yiyecek, silah veya alet hazırlayabiliyorsunuz. Kazma, maden toplama yerlerini açmak için, balta ise odun toplama yerlerini açmak için gerekli. Bir de yay var. En dandik oklarının bile önemli ve değerli olduğunu belirtmek isterim. Yay ve ok ile de geyik vurarak yiyecek toplama yeri açıyorsunuz. Buralardan adamlarınız malzeme topluyor, siz de yiyecek, silah falan yapıyorsunuz.
Bu kadardan ibaret sandıysanız, sizi hayal kırıklığına uğratacağım. Sağlığınızı korumanız için 2 şey daha var belirtmem gereken. Oyunda 2 adet iyileştirme çeşidi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi donma oranınızı düşürürken, diğeri de sağlığınızı yükseltiyor. Sağlık barınız dondukça, maksimum sağlığınız azalıyor. Yaptığınız karışımlar ile bu donma oranınızı düşürmeniz gerekmekte. Düşürdükten sonra, açılan kısımları da sağlığınızı yenileyen eşya ile düzeltebiliyorsunuz.
Fade to Silence düşmanlarla çarpışma konusunda ne sunuyor?
Benim oyun içerisinde en çok beğendiğim noktalardan biri de, çarpışma mevzusu oldu. Düşmanlarla kapışmak o kadar tatmin edici ki, yendiğinizde gerçekten zafer elde ettiğinizi hissediyorsunuz. Parçakla sayılabilecek kadar düşman türü var zaten fakat en dandiği bile sinir bozucu olabiliyor. Spitter, uzaktan tükürüyor böyle. Adı üstünde, spitter. Tükürdükçe hasar alıyorsunuz. Bu, en dandik olanı, dikkat lütfen. Yakın dövüş ile kapışmanız gereken düşmanlar var, ki bunlardan Stalker en nefret ettiğimdir, çıldırtabiliyor.
Gelen saldırılara karşı savunma yaparak kurtulma şansınız bulunuyor elbette. Doğru zamanda kendinizi korursanız, düşman açık veriyor. Siz de ağzına burnuna yapıştırarak deviriyorsunuz. Kolay değil. Cidden. Bir de, ıskalatma mevzusu bulunuyor. Dodge olarak da bildiğimiz, saldırıdan kaçmak, atlatmak, kaçınmak falan anlamına gelen olay işte. Tam size saldıracağı zaman zıplayıp kaçabiliyorsunuz. Fakat bu, dayanıklılık barınızdan yiyor. Sınırlı dayanıklılığınız olduğu ve saldırıların bile dayanıklılık harcadığı için, attığınız her adıma dikkat etmeniz gerekiyor. Ava giderken avlanmanız imkansız değil.
Oyun içerisinde başka neler yapıyoruz?
Anlatmamda fayda olacak olan şeylerden biri de, oyundaki dünyayı nasıl temizleyeceğiniz. Birtakım türbe gibi şeyler bulunuyor ufak tefek. Bunların yanına giderek E tuşuna basıyor ve ardından sol fare tuşunuza seri seri abanarak bu türbeleri yıkıyorsunuz. Hasar yerseniz, tekrar türbenin yanına varıp aşamaları tekrar etmeniz gerekiyor. Kule açabiliyorsunuz. Kuleleri açtığınızda, buralara ışınlanma şansınız bulunuyor. Açmak için ise, birkaç tane türbe yıkmanız ve ardından da gardiyan olan düşmanı alt etmeniz gerekiyor.
Fade to Silence inceleme yazımda belirtmeyi unuttuğum fakat tam olarak şu an aklıma gelen şeylerden biri de kızaklar. Kuleleri ele geçirirken, türbelerin içerisinden kurtlar çıkıyor. Ufak, kımıl kımıl olan kurtlar değil. Türklerin tarih boyunca simgesi olmuş olan kurtlardan. Bunları kullanarak kızak yapabiliyor ve gitmediğiniz yerlere hızlı gitmek için bu kurtları kullanabiliyorsunuz. Yürümeye göre kat kat daha hızlı ve faydalı olduğunu belirtebilirim.
Fade to Silence görsel anlamda ve optimizasyon açısından nasıl?
Oyun, gerçekten çok müthiş bir görsellik sunuyor. Geçtiğiniz yoldaki karda izlerinizin kalması, animasyon detayları vesaire gerçekten çok başarılı. Görsel anlamda beni mest ettiğini belirtebilirim. Sadece oyuna başladığınız anda bile, sizleri gerçekten yoracak ve zorlayacak bir dünyanın beklediğini anlayabiliyorsunuz. Sunduğu görselliğe rağmen verdiği performans da beni bir hayli şaşırttı. Elbette Intel i9 9900K, Asus Turbo 1080 Ti, 2x16GB 3000Mhz CL15 RAM ile zorlanacak değildim fakat tahmin ettiğimden daha güzel çalışıyor. Hemen aşağıda sistem gereksinimlerini sizlerle paylaştım, kontrol edebilirsiniz.
Fade to Silence sistem gereksinimleri (Minimum)
- 64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
- İşletim Sistemi: Windows 7/8/10 64-bit
- İşlemci: Intel Core i5-2400 veya AMD FX-8320 ya da daha iyisi
- Bellek: 12 GB RAM
- Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 760 veya AMD Radeon R9 270 (2gb ya da daha fazlası)
- Depolama: 30 GB kullanılabilir alan
Fade to Silence sistem gereksinimleri (Önerilen)
- 64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
- İşletim Sistemi: Windows 10 64-bit
- İşlemci: Intel Core i7-3770 veya AMD FX-8350 ya da daha iyisi
- Bellek: 16 GB RAM
- Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 1060 veya AMD Radeon RX 480
- Depolama: 30 GB kullanılabilir alan
Fade to Silence inceleme sonucu nedir?
Fade to Silence inceleme yazısının da sonuç kısmına geldik artık. Açıkçası, Fade to Silence inceleme yazısının en başlarında da belirttiğim gibi, ben hayatta kalma odaklı odaklı oyunları hiç sevmem. Fakat, artık alışmaya başladığımız ARK: Survival Evolved gibi hayatta kalma oyunlarını sevmem. Bu tarz hayatta kalma oyunlarını sevdiğimi fark ettim oynarken. Çünkü, emeğinizin hırsızı bir tek siz olabiliyorsunuz. Sadece siz, sizi mahvetme şansına sahipsiniz. Sunduğu açık ve zorlu dünyası, düşmanları, görselliği ve atmosferi ile beni benden almayı başardı. Tıpkı bol acılı tantuni gibi. Yedikçe yiyesiniz geliyor.
Fiyatlandırma konusunda ise, an itibari ile 110,99 TL'lik bir fiyat etiketi bulunuyor. Fakat, muhtemelen oyunun tam çıkışı ile birlikte bu fiyat da yükselecektir. Oyunun tam çıkışı 30 Nisan 2019, yani yarın gerçekleşecek. Eğer hayatta kalma oyunlarını seviyorsanız, 111 TL böylesi bir oyun için verilmeyecek bir para değil açıkçası. Birçok AAA oyundan daha fazla sardığını belirtebilirim. Tabii, eğer hayatta kalma oyunları için, "Olsa da olur, olmasa da olur." diyorsanız, indirim beklemenizi tavsiye ederim. Hastası için 111 TL çok değil ama çok alakası olmayan biri için çok.