Daha önceden Call of Duty, Grand Theft Auto, Battlefield ve Need for Speed serilerinde bulunan oyunları bizim fikrimize göre listelemiştik. Bu seferki listemizde, benim en çok beğenmiş olduğum Far Cry oyunlarını sizlerle paylaşacağım. Elbette sebeplerini de olabildiğince açıklamaya çalışacağım. Listenin en başındaki oyunu muhtemelen siz de tahmin etmişsinizdir çoktan. O Joker'i anımsatan, hatta benim fikrime göre direkt Joker baz alınarak kurgulanmış bir olan karakterin öne çıkan yüz olduğu oyunun ta kendisi. Neyse, ben en iyisi listeye geçeyim, en sonda hangi oyundan bahsettiğimi anlarsınız zaten.
7 - Far Cry 2
Far Cry 2, bana göre çok daha iyi olabilecekken fazlasıyla başarısız olmuş bir yapım. Aslında, gerçekten çok daha iyi olma olasılığı vardı bu oyunun. Mesela, özellikle alev silahı ile ateşe verdiğiniz çimlerin sırasıyla yana yana ilerlemesi efsane bir özellikti benim gözümde. Biliyorum, çok ufak bir özellik, sonuçta oynanışın tamamı bundan ibaret değil, fakat yine de beni hep benden almıştır.
Küçücük bir özelliğinin bile bu kadar beni eğlendirmiş olmasına rağmen en sona koyma sebebime geleyim. Karakterler ve hikaye ciddi anlamda leş gibiydi oyunda. Oyunun açık dünyasındaki görevleri tamamlamıza yardımcı olan NPC'lerin de pek hoşa giden bir tarafları yoktu. Oyunda bulunan her 2 tarafa da, bir türlü kendime yakın hissedemediğimi de çok iyi hatırlıyorum. Oyunu en son oynadığımda kim bilir yıl kaçtı, fakat Far Cry 2'nin, ilk oyuna göre bu kadar itici oluşu, hala dün gibi aklımda.
6 - Far Cry Primal
Far Cry Primal'ın bu kadar geride olmasının en büyük sebebine değinmek istiyorum, direkt olarak. Oynanış iyi, güzel, yani en azından fena değil. Vuruş hissiyatına da lafım yok, her Far Cry oyununda olduğu gibi, gayet kaliteliydi, fakat Ubisoft çok yanlış bir adım atarak, neredeyse Far Cry 2'den bile kötü bir oyun yapmayı başardı. Oyun, Far Cry 4'ün haritasında geçiyordu, direkt olarak. Sadece biraz daha ilkel bir zaman atmosferi yaratmışlar, bu kadar.
Oyunun benim gözümde bu kadar kötü olmasının sebebi elbette sadece kopyalanmış harita değil. Oynanış konusunda da birçok göze batan unsuru bulunuyor. Örnek olarak aşırı derecede kolaylaştırılmış kamp alanı baskınlarından söz edebilirim. Baykuşunuzu çağırıp kamp alanlarını bombaladığınızda size düzen tek şey biraz beklemek oluyor. Sadece bu da değil, açık dünyada bulunan gereksiz derecede fazla hayvan miktarı da, tuzunu kaçırmış.
5 - Far Cry 3: Blood Dragon
Listemde 4. sırada yer alıyor diye kafanız karışmasın, ciddi anlamda çok tatlı bir yapım olmuş Far Cry 3: Blood Dragon. Tema olarak 80'lerin filmlerinden esinlenmiş olması, karakterimizin Michael Biehn tarafından seslendirilmiş olması, resmen oyun hakkındaki her şey çok güzel olmuştu. İsminde de bulunan kan ejderhaları vardı oyunda, zaten oyundaki düşmanlar öylece herhangi bir bu tarz oyunlarda görebileceğiniz düşmanlardan da değildi.
Far Cry 3: Blood Dragon'un 4. sırada olmasının sebebi, Far Cry 3'e göre çok daha fazla çizgisel ilerlemesiydi. Ayrıca, eşya üretme sisteminin de oyunda bulunmuyor olması, benim açımdan büyük bir eksi oldu. Fakat, zevkine yapılmış bir oyun olduğu için, hiç de çok görmedim bu eksiği oyuna. Oyunu benim için mükemmel hale getiren özelliğine de değinmeden sonlandırmak istemiyorum. Oyunun retro teması, beni Far Cry 3: Blood Dragon'a çeken özelliği oldu.
4 - Far Cry 4
Açıkçasını sorarsanız, serinin 3. ve 2. sırasındaki oyunları konusunda çok arada kaldım. Çünkü yapımlardan bir tanesi yenilikçiyken, diğeri bizleri bambaşka ve muhteşem görünümlü bir dünyaya çekiyordu. Elbette ilk oyun da çıktığında makineleri zorlayan bir yapımdı, fakat serinin ilk oyununu önemli kılan özelliği, oyunun yenilikçi bir yapım olması. Ne yapacağımı düşünürken karar verdim en sonunda ve 3. sıraya Far Cry 4'ü yerleştirdim.
Far Cry 4, Far Cry 3'ün başarısından sonra resmen baştan aşağıya kopyalanmış bir oyun olmuş, fakat bu benim için hiç sorun değil. Sebebini soracak olursanız, oyun başarılı bir şekilde kopyalanmış. Elbette, Far Cry Primal kadar ileri gidilmemiş kopyalanma, benim bahsettiğim benzerlikler oynanış açısından. Örneğin, kamplar daha genişti, yapay zeka daha geliştirilmişti ve daha birçok şey. Oynanışın başarılı bir şekilde kopyalanmış olmasından kastım tam olarak bu yani. Oyunda karşılaştığımız mükemmel ötesi manzaralar, beni özellikle oyuna bağlayan kısmı oldu. Hikayesi hakkındaki fikrimi sorarsanız, özet geçecek şekilde, "Eh." diyebilirim.
3 - Far Cry
Cevat Yerli ile gurur duyduğumuz Crytek'in geliştirmiş, fakat sonradan Crysis'e odaklanıp Ubisoft'a satmış olduğu oyun. Doğru veya yanlış bir karar olduğunu yargılamak pek de bana düşmüyor açıkçası, fakat yine de fikrimi belirtmek gerekirse iyi bir seçim olmuş. Çünkü, o Crysis tam anlamıyla efsane ötesiydi. Her neyse, konumuz Crysis değil, Far Cry. Bu yüzden konuyu saptırmadan buradan devam edeyim.
Far Cry, cidden yenilikçi bir oyun oldu endüstride. Açık dünya, gizlilik ve FPS türlerini bir arada bu kadar canlı bir şekilde harmanlamış olması, benim gözümde oyunu 1 numara ile kapışacak derecede yüceltiyor. Hikayesi biraz sıkıntılı olsa da, oynanış açısından sunmuş olduğu özellikler, beni benden aldı. Trigens olarak bilinen insan ve hayvan karışımı yaratıkların gereksizce güçlü olmasının bana yaşatmış olduğu kabus dakikalardan bahsetmeyeceğim bile.
2- Far Cry 5
Aslında serinin olgunluğa ulaştığı oyun olarak adlandırabiliriz Far Cry 5’i. Hatalarından ve tekrarlanmalarından vazgeçildiği, salt eğlenceye odaklandığı görüyoruz. Bir tek kişilik oyunda olması gereken, o oyuna yapılan yorumlara pozitif katkı sağlayacak pek çok unsuru barındırıyor. Ayrıca Far Cry 5 ile serinin, açık dünya FPS oyunları arasındaki yeri de bir hayli oturuyor. Oyun içi doluluk oranıyla da seriye liderlik ediyor. Normal şartlarda harita üzerinde bir görev seçip, yalnızca o görevi yapıp döneyim dediğiniz anlarda bile en az 5 farklı etkinlikle kendinizi iç içe buluyorsunuz.
Aksiyon dozajı yükseltilen, dolu dolu bir haritaya sahip olan oyun pekala en iyi Far Cry oyunu olarak lanse edilebilir ama bir temelin üzerine inşa edildiğini de görmezden gelemeyiz. Bu temelin de serinin 3. oyunu olduğu, pek çok kişi tarafından kabul görüyor. Özgürlük hissi, görevlerdeki yardım alma dinamikleri ve en önemlisi oyuncuya sunduğu eğlence ile serinin 5. Oyunu, belki de serinin en keyif verici oyunu olabilir fakat ona yol gösteren yapıyı kenara atamayız. Güzel bir gökdelenin içerisine ilgi çekici unsurlar eklenip, dış cephesini göz alıcı bir hale getiren oyun olarak örnekleyebiliriz serinin 5. oyununu.
1 - Far Cry 3
Listemin zirvesine ulaştık artık. Bu yazının ilk paragrafında bahsetmiş olduğum karakter Vaas Montenegro, ben kendisinden bahsederken kısaca Vaas deyip geçeceğim, soyadı biraz yorucu. Vaas, oyun boyu bize delilikten bahsedip durdu. Hem de bunu eğlenceli ve ilgi çekici bir biçimde gerçekleştirdi, bu sebeple hiç de sıkıcı gelmedi. Fakat, o kadar önce çıkarılmış karakterin aslında bir o kadar da önemsiz olduğunu öğrenmek ve oyun süresinin sadece kısacık bir kısmında görmek fazlasıyla üzdü.
Far Cry 3, özellikle oynanış açısından çok muhteşem bir oyun olmuştu. Eksikleri yok muydu peki? Elbette vardı. Örneğin, hayvanların farklı renklerde karşımıza çıkıp çok farklı bir hayvanmış gibi var olması. Her şeyden önce Vaas konusunda bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Karakter tamamen Joker'den esinlenerek yapılmış, besbelli. Fakat, bu bir sorun mu? Tabii ki de değil! Sonuçta, Joker de kalbimizde büyük bir yerin sahibi olan bir karakter.
Konu açık dünya ve FPS olduğunda, Far Cry 3'ün sunduğu özelliklerle karşılaştırılabilecek kadar başarılı bir içerik sunmuş olan çok fazla bir oyun bulunmuyor. Hikayesi, oynanışı, karakterlerin canlılığı, kısaca oyun hakkındaki her şey mükemmel, tek kelime ile. Hikayesine, "Mükemmel." diyerek özetle yorumumu yaptım, fakat hikaye açısından beni üzmüş olan mevzu, hikayenin çok klasik olması. Zengin bir çocuğun, bu fazla mükemmel olarak yorumlayacağım yeni şartlara uyum hızı ve üstüne bir de başarısını eklediğimde, detaya girmeden ne olduğunu anlayabileceğiniz bir sıradanlık çıkıyor ortaya hikayede.