Avatar
Yazar: Staff, Editör Yazım tarihi: 30.03.2014

Sonunda Diablo 3’ün tabutuna son çivileri mi çakacağı, yoksa oyunu küllerinden dirilen bir anka misali yeniden ayağa mı kaldıracağı merak edilen Reaper of Souls yanında Crusader’ı ve daha pek çok şeyi de yanında getirerek bilgisayarlarımıza kuruldu. Kuruldu diyorum çünkü Blizzard daha önce Heart of Swarm’da da uyguladığı çakal taktiği kullanarak parça parça gelen güncellemelerle ek paket içeriğini oyuna entegre etmiş ve bize kalan tek şey ek paketi aktive edip oynamaya başlamak. Peki oynamalı mıyız? Oyun zamanında çok büyük bir hayal kırıklığı yaratmışken ek paket bunları ne derece düzeltebilmiş? Bu sorunun cevabını verebilmek adına oyunun son halinin ek paketle bir bütün olarak ne derece oynanabilir olduğunu anlatacağım, çünkü son dönem oyunun geçirdiği değişim sadece ek paketin eklediği şeyleri sayarak size bir fikir vermeyi yeterli bulmamama sebep olacak düzeyde büyük. Bunun için çok geriye değil sadece 1 ay öncesine gideceğiz; işte yeni, yine, yeniden Diablo 3;

Jay Wilson Out, Josh Mosqueria In!

Uyarı: Eğer ek paket öncesi gelen büyük çaplı değişiklikleri okumak istemiyorsanız bir sonraki başlığa geçin. Bu kısım oyundan uzun süre uzak kalan okuyucularımıza ithafen yazılmıştır.

Diablo 3’ün üzerinde uzun yıllar oyunca çalışan oyun yönetmeni Jay Wilson, gündemi takip eden ben ve benim gibi pek çok oyuncunun gözünde eminim ki pek iyi bir yere sahip değildi. Tutup da oyun hakkında eleştiri bile denmeyecek bir söz söylediği için Blizzard’ın kurucu üyelerinden birine sövüp sayması, oyunun gelişmesi için üşenmeyip forumlarda sayfalarca geri bildirim veren oyuncuların ekibi tarafından gram kaale alınmaması gibi şeyler her ne kadar yapıma yıllarını vermiş olsa da affedilebilecek gibi değildi bence.

diablo3

Geçen yıl Diablo 3 konsol projesinin başında olan Josh Mosqueria Jay Wilson’ın yerine geçip de Reaper of Souls duyurulduğunda ve ana oyuna güncelleme yapımı durduğunda ben dahil pek çok kişi artık oyunun kurtarılamayacak vaziyette olduğunu düşündüğü için burun kıvırmıştı. Ardından bu kadar zaman tek bir kallavi güncelleme üzerinde uğraşıldığı ortaya çıktı; 2.0.1 güncellemesi. Sürekli olarak oyuncularla fikir alışverişinde bulunuldu, yapılacak değişiklikler aylar boyunca parça parça aktarıldı, test aşamasına gelindi ve sonunda güncelleme bundan bir ay önce yayınlandı. Genel anlamda özet geçmek gerekirse en büyük değişimler şunlar;

  • Oyun dinamik bir zorluğa sahip; artık düşen eşyaların ve düşmanların seviyeleri sizinkiyle paralel ilerliyor. Bunun yanında ödülleri artan toplam 10 zorluk seviyesi eklenmiş(Normal, Hard, Expert, Master, Torment 1-6)
  • Loot 2.0: Smart drop sistemi sayesinde düşen eşyalar size özel oluyor ama bu demek değil ki her düşen eşya sadece o an oynadığınız karakterin işine yarayacak; başka sınıflara özel eşyalarda üzerlerine olması gereken özelliklerle düşmeye devam diyor. Legendary ve Set eşyalar artık onları düşürdüğünüz yanınızda olan kişiler dışında kimseye verilemiyor ve altın ticareti kaldırılmış vaziyette. Magic Find artık çok az eşyada bulunuyor ve etkisi ciddi oranda azaltılmış halde, yine de harcadığınız zamanın hakkını alıyorsunuz; oyun size mutlaka Legendary eşya veriyor artık.
  • Artık yapmanın birşey kazandırmadığı yan ve ana görevler yok; para ve tücrübe puanı ödülleri dişe dokunur seviyelere çıkmış durumda.
  • Pek çok Legendary Crafting planı eklenmiş ve bunların özel malzemeleri var, bu malzemeler de belli başlı yaratıklardan düşüyor. Ayrıca bu legendary eşyaları yapmada normalde hiç bir işe yaramayan beyaz eşyaları kullanıyoruz, artık eskisi kadar anlamsız değiller.
  • Düşen altın seviyeleri düzenlenmiş ve açtığınız sandıklar rastgele bir şekilde normalden çok daha fazla altın barındırabiliyor, Legendary eşya düşürebiliyor. Bu da işin süpriz faktörünü canlı tutuyor, “açsam içinden en fazla ne çıkabilir ki?” demiyorsunuz, etrafı keşfederek ilerliyorsunuz.
  • Sınıflar arasında dengelemeler yapılmış ve oyun zevkini alıp götüren, orantısız güçte buildler kaldırılmış(Mesela Wizard-Critical Mass yada Barbarian-Sınırsız Berserker)
  • Paragon 2.0: Paragon’dan gelen stat bonusları kaldırılıp yerine kendi isteğimize göre dağıtabileceğimiz skill puanları eklenmiş. Bu stat bonuslar 4 farklı başlık altında ve her seviye atladığımızda bir başlık altındaki özelliklere puan dağıtabiliyoruz.
  • Klan ve Topluluk kurma özelliği eklenmiş, klan üyelerinin düşürdüğü Legendary ve Set eşyalar chat ekranında diğer üyelerle paylaşılıyor.

Alma Tyrael’in Ahını, Çıkar Aheste Aheste

Gelelim ek pakete. Blizzard’ın her oyununda olduğu gibi Reaper of Souls da (ek paket duyurulduğunda izlediğimiz)harika birCGI video ile açılıyor. Black Soulstone’un hem meleklerden hem de şeytanlardan saklanması gerektiğine inanan Tyrael, yanında yeni Horadrim’i de alıp taşı saklamaya götürüyor. Ama bu sırada Angiris Council’in eski kayıp lideri, Bilgeliğin Meleği Malthael eski ünvanını bırakıp Ölüm Meleği’ne dönüşmüş haliyle mekanı basıyor ve ortalık karışıyor.

diablo31

Tabii ki karışan ortalığı toparlama görevi de yine bize, yani Nephalem’e düşüyor. Hikayeden başladığımıza göre oradan gidelim; ana oyunda olduğu gibi orta karar bir hikaye var önümüzde, ama sunum olarak daha başarılı ve eskisi gibi klişe diyaloglara boğulmuyoruz. Bosslarımız onlarla karşılamaşmadan abartı derecede iddialı saçma sapan sözler söyleyip sonunda pıt diye ölüvermiyorlar. Özellikle Malthael ruhsuz(iyi anlamda ruhsuz) seslendirmesi ve sağda solda görünüp kaybolmasıyla gereksiz gereksiz konuşan Azmodan ve Diablo’nun yanında çok daha karizmatik ve ürkütücü bir baş kötü, orası kesin.

Karanlık, Ölüm, Ruh Muh Deyip Geçmeyin

Ürkütücü demişken, Diablo’nun köklere dönme çabasında olduğunu öğrenmekten mutluluk duyacağınıza eminim. Mekan tasarımlarında ağır basan mavi-siyah renk paleti ve ana oyuna kıyasla ürkütücü diyebileceğimiz atmosfer şahsi görüşümce oldukça büyük bir artı. Mekan tasarımları çok daha güzel ve ayrıntılı, düşman tipleri de oldukça ilginç tasarlanmış. Örneğin Primordial Scavenger adlı yaratık yeri kazıp kayalardan kendine zırh yapıyor, yada (şuan adını hatırlayamadığım ama fragmanlarda görebileceğiniz) bir başka yaratık sırtında bir portal taşıyor, öldürdüğünüzde o portaldan farklı bir haritaya geçebiliyorsunuz.

diablo32

Tabii sadece görsel anlamda gelişmiş değiller, kimilerinin kendilerine has özellikleri var ve ana oyunun fazla basit kalan düşman tiplerinin üzerine ilaç gibi geliyorlar. Yan görevler ise oldukça çeşitli, “oyun ana senaryoya bir Act ekliyor” dendiğinde kafanızda ana oyunun bölümlerini canlandırıp değerlendirmenizi buna göre yapmayın. Çünkü oyun elime geçtiğinden beri başından kalkmadım(hatta bu yazıyı bir an önce bitirip oyuna dönmek istiyorum) ama Achievement listesinde gördüğüm kadarıyla yapmadığım pek çok event kalmış. Yani Act V rastgele ortaya çıkan yan görevler açısından oldukça dolu dolu ve tatmin edici olmuş. Tabii tatmin edici olduğu tek nokta bu değil, bir de Boss dövüşleri var; şöyle söyleyeyim, ana oyunda önünde dümdüz dikilip vura vura devirdiğiniz aciz Bossları unutun. Ek paketteki üç boss dövüşünün üçü de sürekli sizi diken üstünde tutmayı biliyor, ne zaman kaçacağınızı, ne zaman iki adım kenara çekileceğinizi bilmezseniz üstünüzdeki ekipmana bakılmadan harcanıyorsunuz. Hele hele Malthael Diablo’nun aksine “oyun sonu bossu” sözünün hakkını sonuna kadar veriyor.

Hangi Müzik Yere Düşen Legendary Eşyanın Sesinden Daha Güzel Olabilir Ki?

İnanın Reaper of Souls’un müzikleri güzel arkadaşlar. Yani oyunun her açıdan gelişmesini bekliyordum ama müzikler beni hazırlıksız yakaladı. Normalde oyunun sesini kısıp arkaya playlistleri dayayan ben, Act V’i oynarken bir kere bile bunu yapma ihtiyacı hissetmedim. Sağda soldaki mağaraları ve zindanları keşfederken arkadan çalan müzikler kulağınızın pasını alacak güzellikte, yan görevlerde büyük savaşlar olduğunda oyunun ana temasının arkadan ufak girmesi gaza getirici faktör, boss savaşlarında çalan müzikler ise pastanın kreması niteliğinde. Ek paketi sevmek için bir neden daha!

Crusader mı? Paladin Değil Mi Kardeşim Bu?

Reaper of Souls’un en büyük getirilerinden olan yeni sınıfımız Crusader da “ruhlar ve ölülerle savaşan kutsal savaşçı” olarak ek paketin havasını tamamlama görevini layığıyla yerine getiriyor. Farklı oynanış çeşitlerine imkan vermesi bakımından da güzel bir karakter. Hem menzilli hem yakın dövüş takılabiliyorsunuz ama kalkanınız her daim elinizde( Zira Crusader uyurken bile kalkanını bırakmıyor).

İki eline birer silah alma imkanı olmayan ama ağır silahları tek eliyle kullanan Crusader, bu özelliğinde de anlayabileceğiniz gibi kodumu oturtan bir karakter. Sol tuş ile kullanılan Primary Skillerini baz hasar olarakdiğer sınıflar ile karşılaştırdığımızda kağıt üzerinde bariz bir üstünlüğü olduğunu görüyoruz. Bunun yanında Critical Hit’i neredeyse garantileyen ve alan etkili yüksek hasar vuran skilleri kombine ettiğinizde bu arkadaşın hasar kapasitesi hiç de küçümsenmeyecek düzeylere ulaşıyor. Hayatta kalma konusunda da epey başarılı olduğunu göz önüne aldğınızda pek çok kişinin favori sınıfı haline gelmiş olması şaşırtıcı değil. Diablo 2’nin Paladin sınıfıyla arasındaki benzerlik yüzünden nostaljik değeri de olduğu için oyuna eklenebilecek en mantıklı sınıflardan biri olduğu zaten bariz.

Yeni sınıfa değindik, şimdide eski sınıflara gelen değişikliklere bir bakalım; Her sınıfa kendine has rünleriyle bir adet yeni aktif skill, birkaç adet de passive skill ve ekstra bir passive skill slotu eklenmiş vaziyette. Monk ve Demon Hunter’a gelen Epiphany ve Vengeance skilleri yapı olarak Wrath of Berserker ve Archon skillerini andırsalar da farklı özellikleriyle ayrışıyorlar. Özellikle Monk’un Epiphany skillinin goblinleri kovalamayı epey kolaylaştırdığını söylemem gerek. Wizard’ın Black Hole skilli hem kalabalık kontrolü hem de zor durumlarda sıvışma için kullanışlı. Witch Doctor’un Piranha skilli de farklı rünler ile farklı amaçlara hizmet edebiliyor ama genel anlamda yeni skillerin içinde gözüme en kullanışsız geleni olduğunu belirtmeliyim.

Ah Üzerinde Bir Soket Olsa Çok Sağlam Olacak Ama...

Bu ve benzeri sözleri Reaper of Souls öncesi düşen eşyalarda ne kadar da çok sarf ettik değil mi? Eh Mystic sayesinde artık ağzımızdan böyle cümleler çıkmıyor(tabii anlatmak üzere olduğum mekanikler dahilinde RNG’nin azizliğine uğramadığımız sürece). Mystic bunu eşyaları  enchant edebilme özelliği sayesinde yapıyor. Yani eşyaların üzerindeki bir özelliği değiştirebiliyoruz. Kulağa başta oyunun zevkini kaçırabilme potansiyeli yüksek gibi gelen bu özellik tam aksine oldukça akıllıca tasarlanmış ve şu şekilde çalışıyor; enchant etmek istediğiniz eşyanın üzerindeki bir özelliğe tıkladığınızda yerine gelebilecek özelliklerin bir listesi çıkıyor. Enchant işlemini gerçekleştirdiğinizde ise oyun size 3 seçenek sunuyor. Bunlardan biri değiştirmek istediğiniz özellik oluyor, yani hoşunuza gitmeyen birşey denkgelirse eskisini değiştirmemeyi seçebiliyorsunuz. Diğer iki özellik ise belli değer aralıklarında rastgele seçilen şeyler oluyor. Enchantın şöyle bir kısıtlaması var; bir eşyanın üzerinde birden fazla özellikte oynama yapamıyorsunuz, ilk seçtiğiniz özellik işaretleniyor ve o andan itibaren sadece onu değiştirebiliyorsunuz.

diablo33

Mystic’in bir başka güzel özelliği daha var; Transmogrify. Bu özellik sayesinde işlev olarak harika olan ama görünüşünü sevmediğiniz eşyaların dış görünüşünü değiştirebiliyorsunuz. Bir Legendary yada Set eşyayı ilk defa bulduğunuzda onun görüntüsü de Transmogrify seçenekleriniz arasına katılıyor. Kozmetik açıdan oldukça hoş ve sadece güçlü diye görüntüsüne katlandığınız eşyalarını canınızı sıkmasını engellemek adına kullanışlı bir özellik.

Maaaacera Dolu Sanctuary...

Reaper of Souls’un oyuna Endgame içeriği eklemek adına yaptığı en büyük yenilik Adventure Mode. Oyunu bir kere bitirdiğinizde açılan bu özellik, bütün haritayı önünüze serip etrafa Bounty görevleri serpiştiriyor. Bu görevler belli bir bossu kesmek, belli bir eventi tamamlamak yada bir mekandaki tüm yaratıkları temizlemek gibi kısa ve basit şeyler. Görevi yerine getirdiğimizde altın, tecrübe puanı ve bazen de bir adet Rift Keystone ile ödüllendiriliyoruz. Her Act’ta beş bounty görevi oluyor ve bunları tamamladığımızda daha fazla tecrübe puanı, para ve bir adet Horadric Cache ile ödüllendiriliyoruz. Horadric Cache içinde eşya, crafting malzemesi, para bulunduran çantalar, içlerindenbazen Legendary eşya da düşebiliyor. Yine Bounty görevlerinden gelen Blood Shardlar ile de şehirde bulunan bir NPC’den rastgele eşyalar alıyoruz. Magical, Rare yada Legendary olma ihtimalleri var ama ne olduklarını aldıktan sonra görebiliyoruz, bir nevi kumar anlayacağınız.

Önceki paragrafta bahsettiğim Rift Keystone’lar ise Nephalem Rift açmakta kullanılıyor. Nephalem Rift rastgele düşman kombinasyonları barındıran, rastgele oluşturulan bir haritalar zinciri. Belli bir miktarda düşman kestiğimizde haritanın bossu diyebileceğimiz Rift Guardian geliyor ve onunla kapışıyoruz. Öldürdüğümüzde Blood Shard ve yeni Legendary crafting malzemesi olan Forgotten Soul düşürüyor.

Son Söz ve Ardından Oyuna Dönüş.

Reaper of Souls, “Alt tarafı bir Act, bir Class bir de Artisan ekliyor yahu” dediğinizde haksızlık edeceğiniz derecede dolu dolu ve orjinal oyunun eksiklerini tamamlayan bir ek paket olmuş. Alırsanız pişman olacağınızı hiç sanmıyorum. Oyunu 2.0.1 güncellemesiyle tekrar denediyseniz alıp almama konusunda kararsız kalacağınızı sanmıyorum, tereddütte iseniz ana oyuna dönüp nasıl olduğuna bir bakın. Ama uyarmadı demeyin, Diablo 3 şu haliyle cidden iş, okul, aşk hayatı gibi şeyleri mahvedebilecek nitelikte. Kendi adıma “Atın ölümü arpadan olsun” diyorum ve oyuna geri dönüyorum, iyi oyunlar!

[inceleme]

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.