Avatar
Yazar: Evrim Kılıç, Editör Yazım tarihi: 06.05.2013

Şu popüler kültür de ilginç bir olgu; bir şey tuttuğu zaman suyu çıkarılana kadar kullanılıyor. Bir ara 2. Dünya Savaşı oyunları hegemonyası vardı, hatırlarsınız. Ortalık stratejisinden FPS'sinden geçilmiyordu II. Dünya Savaşı'nın. Şimdi bu kasırga biraz duruldu, ama hala yapımlar gelmeye devam ediyor. Yok şu cephesinde geçeniydi, yok şu tarafını canlandıranıydı... Zombiler de bu noktaya çoktan erişti; diziler, oyunlar ve filmler derken zombi içinde kaldık. Tabii her yerde olduğu gibi, burada da sivrilmeyi başaranlar, tek düzeliği kıranlar oldu. Left 4 Dead, The Walking Dead (Hem dizi hem oyun), WarZ oldukça başarılı ve ses getiren hamleler mesela, Dead Island da bu listeye üstten olmasa da katabileceğimiz bir yapım.

Dead Island'ın çıkışı 2011 senesinin sonlarıydı, hatırlarsınız. Oyun epey tartışmalı bir haldeydi; afişi elden geçirildi ve değiştirildi, daha sonra kadın karakterlerle ilgili oyun metinlerine gizlenmiş şeyler feministleri ayağa kaldırdı. Fakat Dead Island başarısızdı diyemeyiz; getirdiği açık dünya ve kısmen de olsa rol yapma ögeleri oyunu "Zombili Kurgu" kategorisinde değerli bir yere getirdi. Karakterlerin birer ölüm makinesi olmaması ve birbirinden farklı mizaçlara sahip olmaları da oyunu tıpkı Left 4 Dead gibi defalarca oynanabilir kılıyordu. Fakat belli kusurları da yok değildi, can sıkan hataları vardı; ama yine de aldığı karşılık olumluydu ve bu da Dead Island: Riptide'ı beklemek için yeterli bir sebepti.

İki oyun arasında 1.5 yıl olsa da Dead Island: Riptide'a yepyeni bir devam oyunu dememiz pek mümkün değil. Daha çok, tek başına çalışma özelliği taşıyan bir ek paket dememiz daha doğru olur. Çünkü oynadığınızda fark edeceksiniz ki aslında Dead Island'ın biraz elden geçirilmiş ve içeriği değiştirilmiş bir halini oynuyorsunuz. Geri kalan tüm alanlarda aşağı yukarı aynı oyunla karşı karşıyasınız. Evet, yeni bir ortam, oynanabilir yeni bir karakter, yeni bazı yetenekler ve yaratık tipleri eklenmiş; ama bunlar Riptide'ı sıfır bir oyun yapmıyor. Buna, yazının geri kalan kısmında da değineceğiz ve detaylandıracağız tabii ki.

Dead Island Riptide İnceleme (3)Riptide, ilk oyunun bitiş anından on dakika sonra başlıyor diyebiliriz. Karakterlerimiz helikoptere atlamış, tatillerini kabusa çeviren Banoi adasından kaçmaktadırlar. Herkes bu zombi felaketini o adada terk ettiklerini düşünmektedir; ama anlayacağınız üzere durum bundan farklıdır. Derken karakterlerimizi taşıyan helikopter, Avusturalya ordusuna ait bir gemi tarafından mecburi inişe zorlanır. Gemi güvertesinde önce Albay Sam Hardy ile tanışan karakterlerimiz, ardından onların zombiye dönüşmelerini engelleyen bağışıklığın gizemini çözmek isteyen Frank Serpo ile karşı karşıya gelirler. Hardy ne kadar kuralcı ve iyi niyetliyse, Serpo o kadar alçak ve düzenbaz bir karakterdir. Karakterlerimiz esir alınır ve oyunun yeni oynanabilir karakteri John Morgan ile tanışacakları hücreye gönderilirler. Ardından gemi fırtınaya yakalanır ve felakete uğrar; böylelikle Banoi ile aynı yöredeki Panalai adasına çıkışla birlikte Riptide resmen başlamış olur.

Oyunun ilk dakikasından itibaren, oynanışın pek de değişmediğini fark ediyorsunuz. Yine karakterin kullandığı silah tipine göre gelişen yetenekleri ve puan dağıtmak suretiyle aldığınız becerileri mevcut. John Morgan'ın da kadroya katılmış olması, alınacak becerilerin sayısını artırmış. Mesela John, kuşandığı pençesiyle zombileri biçerken, koşturup attığı tekmelerle ortamı rahatlatabiliyor. Orijinal Dead Island karakterinizi bu oyuna da aktarabiliyorsunuz; yeteneklerin sayısının artmış olması da faydalı, böylelikle sonuna kadar geliştirdiğiniz karakter için yapabilecek bir şeyleriniz oluyor. İsterseniz sıfırdan yeni bir karakter açabiliyor ve teslim edilen 15 puanı istediğiniz gibi dağıtabiliyorsunuz.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.