Avatar
Yazar: Can Dikiş, Editör Yazım tarihi: 17.07.2015

Açıkçası Justice League Gods and Monster’ı izlemeye başladığımda nasıl bir DC animasyonuyla karşılaşabileceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. DC animasyonlarını epep seviyor olmama rağmen bu son animasyonun ne bir fragmanına denk gelmiştim, ne bir tanıtımına. Zira sürpriz faktörü ile beraber bu bambaşka animasyonu açtığımda gördüklerim ilk başta biraz şaşırtmış olsa dahi ilerleyen dakikalarda bu şaşırma durumu yerini birazcık hayranlığa bıraktı. Çünkü cidden bambaşka bir iş olmuş Justice League Gods and Monsters. Ve cidden epey de iyi olmuş.

11754955_10153036941378297_563992058_o

Önceki DC animasyonlarına nazaran Justice League Gods and Monsters’ın epey farklı bir konusu var. Bilindik adalet ligi ekibinden ziyade Batman, Superman ve Wonder Women üzerine yoğunlaşıyor ve karakterlerimizin alternatif hallerini ele alıyor. Yani elimizde baya baya standart Justice League’den bambaşka bir formül var. Alternatif derken baya alternatif aslına bakarsanız. Standart hallerinden daha karanlık bir kere. Batman bile baya olduğundan karanlık işlenmiş ve bildiğimiz Batman’den epey farklı. Bu durum Wonder Women ve Superman içinde geçerli. Bunun farkında olarak başlarsanız ne izlediğinizin bilincinde olacaksanız ve benim gibi ‘’noluyor lan?’’ edalarına kapılmadan, konuya biraz daha erken adapte olacaksınız. Benden sizlere küçük bir iyilik.

DC’nin son iki animasyon işi Justice League War ve Justice League Throne of Atlantis’ten fersah fersah uzakta bir animasyon Gods and Monsters. Bu farklılık işlediği konu ve alternatif evrenden de öte, Gods and Monsters biraz daha karanlık, biraz daha derin işliyor senaryosunu. Önceki iki DC animasyonun biraz hafif kaldığına dair eleştriler almıştı ki bu durum benim için de geçerliydi ve o karanlık Dc evreninden pek eser yoktu. Ucuz diyaloglarla da bezenince standart bir animasyon filmlerinden öte olamamaşlardı. Ancak bu durum Gods and Monsters’ta yok zira tam tersi o özlediğimiz Dc atmosferini sonuna kadar veriyor film.

11756432_10153036941223297_1798918637_n

Çok fazla spoiler vermeden anlatmak istiyorum filmi zira tadını böyle daha çok alacaksınız, emin olun. Filmin sürprizleri gayet hoş, Batman o kadar güzel işlenmiş ki ilk başta garipsediğim yarasa adamı filmin sonunda bağrıma basmak istedim. Bu dediklerim Superman ve Wonder Women için de geçerli. Hatta standart Superman betimlemesinden ziyade daha sert bir Superman var karşımızda. Bu durum da çizgi romanlara uzak insanların Superman’le olan empatisini daha kolaşlaştıracaktır. Daha sert, daha karanlık ancak daha sevilesi bir Superman’den bahsediyorum kısaca. Film bütün adalet liginden ziyade bu üç büyük karaktere odaklandığı için de epey temiz anlatıyor derdini. Üzerine hoş replikler, ters köşeler de eklenince cidden izlenesi iyi bir iş ortaya çıkmış. Bugüne dek gördüğüm en iti Lex Luthor portresi vardı yahu filmde. Stephen Hawking vari bir Deux Ex Machine diyeyim, gerisini siz tahmin edin.

Ben epey sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim Gods and Monsters’ı. Seslendirme kadrosu da şahane iş çıkarmışlar. Batman’i Dexter’dan tanıdğımız Michael C. Hall seslendiriyor desem yeterli olur sanırım. Kendisinin donuk ses tonu Batman’e o denli yakışmış ki bir saniye dahi efsane Batman sesi Kevin Conory’i aramadım. Baştan sona tatmin edici bir iş Gods and Monsters. Hafif Watchmen havasıyla bezenmiş Gods and Monster’ı boş zamanınız varsa ve Dc animasyonlarına yakın ya da uzak olun farketmeksizin izlemenizi tavsiye ediyorum. Filmin yapımcıları bu yeni alternatif serinin devam edeceğini de söylediler. Mini bir seri halinde devamı da gelecek yani. Şimdilik bu kadar, iyi seyirler.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.