Dauntless, ciddi anlamda uzun süredir beklediğim bir yapımdı. Özellikle de Monster Hunter serisine benzerliği ve PC üzerinde bizlere sunuluyor olmasıyla, kalbimi daha fazla çalmayı başarmıştı. En sonunda da bizlerle buluştu ve benim de oyunun tadını çıkarma fırsatım oldu. Bu inceleme yazımda da, sizlere oyunun ne durumda olduğunu anlatacağım. Henüz kapalı beta aşamasında olduğunu ve tam çıkışını gerçekleştirmemiş olduğunu da hemen belirtmemde fayda var. Bu sebeple de, incelemeyi fazla uzun tutmayıp, oyunun kapalı beta sürümündeki halini yorumlayacağım.
Dauntless nedir?
Her zaman olduğu gibi, yine ilk olarak sorduğum ve cevapladığım soru bu. Dauntless, Monster Hunter serisinden esintileri olan, fakat kendi içerisinde de orijinalliği bulunan bir yapım. Oyun, PC platformu oyuncular için yolda ve tam çıkışı esnasında tamamen ücretsiz olacak. Geliştirici ekibi olarak, Phoenix Labs karşımıza çıkıyor. Oyun motoru ise, artık birçok oyunda karşımıza çıkan Unreal Engine'in ta kendisi.
Dauntless'in nasıl bir yapım olduğunu merak edenler için, yüzeysel olarak hemen peşin peşin bahsedeyim, ondan sonra da oynanışa daha detaylı göz atmaya başlayayım. Monster Hunter serisinde olduğu gibi, belli başlı haritalarda, görevde belirtilen yaratığı veya yaratıkları avladığımız bir yapım olarak karşımıza çıkıyor Dauntless. Ayrıca, bu avlara ister tek başınıza, ister arkadaşlarınızla, isterseniz de rastgele insanlarla çıkabiliyorsunuz. Şimdiye kadar girdiğim avlarda, 4 kişi olduk hep.
Oynanıştan bahsetsene biraz?
İncelememe konuk olan bu yapım, standart bir rol yapma oyunu değil, hemen bunu belirteyim. Sebebini soracak olursanız, her ne kadar eşya sistemi bulunsa da, bir seviye ve yetenek sistemi bulunmuyor. Karakteriniz tamamen kullandığınız silaha göre değişiklik gösteren yeteneklere sahip oluyor. Oyunun kapalı beta aşamasında bizleri çekiç, balta, kılıç ve chain blade adı altında karşımıza çıkan zincirli kazmaya benzer silahlar karşılıyor.
Dauntless içerisinde bulabileceğiniz bu silahların her biri için farklı tuş kombinasyonları ile yapılan hareketler bulunuyor. Ben, favori silahım olarak chain blade adı verilen silahları kullanıyorum. Sağ tık ile uzaktan vuruşlar yapabiliyor, sol tık ile de yakın mesafede hızlı darbeler indirebiliyorsunuz bu silah ile. Her silah için kullanılabilir kombinasyonlar, zaten oyun içerisinde Tab tuşuna basıldığında detaylı bir şekilde gösteriliyor. Bu sayede, hangi silahla, ne tür kombinasyonlar yapabileceğiniz konusunda sıkıntı çekmiyorsunuz. Oyunun kolayca ulaşılabilir yollarla yardımcı olması, güzel bir detay olmuş.
Oyun içerisinde elementler de bizleri karşılıyor. Kullandığımız silahlarda bulunan elementlere bağlı olarak değişiklik gösteren hasarlar verebiliyoruz. Ateş, buz ve elektrik olmak üzere 3 farklı element bulunuyor. Bu elementlerin her biri, bir diğerine karşı güçlü. Tahmin edebileceğiniz üzere, ateş buzdan, buz elektrikten ve elektrik de ateşten güçlü olarak karşımıza çıkıyor Dauntless içerisinde. Umbral ve Radiant isimlerine sahip 2 farklı element de, oyun sonu eşyalarında bulunuyor. Şimdilik, her silah sınıfı için sadece 1'er adet Radiant ve Umbral elementleri bulunuyor. Ayrıca bu silahlar, aynı zamanda sınıflarının en güçlü silahları.
Canavarlar falan nasıl?
Ben, canavarlar konusunda memnun kaldığımı belirtebilirim. Savaşlar gerçekten güzel geçiyor ve behemoth adı ile karşımıza çıkan canavarların tasarımları da ciddi anlamda müthiş olmuş. Bir canavarın, 1 temel hali, 1 de özel isme sahip hali bulunuyor. Normal, yani temel halleri, genel olarak daha güçsüzler ve kolayca devrilebiliyorlar, fakat özel isimli halleri, biraz can sıkıcı olabiliyor. Fakat, her halükarda, özellikle arkadaşlarınızla avlanıyorsanız, müthiş derecede zevk alabiliyorsunuz avlardan.
Canavar avı, sadece canavar avlarından oluşmuyor tabii. Bir canavarı avlamaya gittiğinizde, canavarı bulana kadar kaynakları toplayabilirsiniz. Bu kaynaklar ile neler yapıldığını da, biraz sonra açıklayacağım zaten. Uzun uğraşlar sonucu, yeterince kan döktüğünüz ve düşmanınızı devirdiğinizde, oyun tarafından güzel bir şekilde ödüllendiriliyorsunuz. Canavarda kırdığınız veya hasar verdiğiniz uzuvlara bağlı olarak, canavar parçaları ve bir de çekirdek parça kazanıyorsunuz. Çekirdek parçaları, avlanmadığınız zamanlarda bulunduğunuz şehirdeki çekirdek kırıcıları kullanarak açabiliyorsunuz. İçlerinden genelde işe yarar eşyalar çıkıyor.
Seviye sistemi yoksa, nasıl gelişeceğiz biz?
Monster Hunter oynamış olan oyuncular, zaten sistemi biliyordur. Fakat, öyle çok aşırı oynanmış olan bir yapım olmadığı için, ben anlatsam iyi olur. Her düşman, giderek güçleniyor, aşama aşama tabii. Bize de, yine güçlenmek düşüyor. Bu güçlenme olayını sağlamak için de görevleri yapıp, avlara çıkıp donanımımızı geliştiriyoruz. Hem yeni silah veya zırh açabiliyor, onları yapabiliyoruz, hem de elimizde halihazırda bulunan zırh ve silahları geliştirebiliyoruz. Bu geliştirmeleri yapmak için de, biraz önce bahsetmiş olduğum kaynaklar gerekiyor.
Silah ve zırhlarımızı geliştirerek, gücümüzü ve savunmamızı arttırıyor, yeni avlara rahatça kafa tutacak güçlere ulaşabiliyoruz. Yani, şöyle bir toparlayacak olursam eğer, ava çıkıyoruz, yeterli kaynak topluyoruz, donanımımızı geliştiriyoruz yeterince güçlenene kadar, sıradaki göreve devam ediyoruz. 1 ava çıkıp gerekli olan bütün malzemeleri tek seferde toplamak gibi hayalleriniz varsa, size kötü haberlerim var demektir. Zira, donanımınızı güçlendirmek için emek sarf etmeniz gerekiyor ne yazık ki.
Oynanış hakkında başka ne söyleyebilirsin?
Arayüz ve birkaç ipucu da ekleyebilirim sanırım buraya. Av esnasında, bizleri birkaç farklı bar karşılıyor. Bunlardan birisi, tahmin edebileceğiniz üzere can barı ve ne kadar canınız kaldığını gösteriyor. Diğeri ise dayanıklılığınızı gösteren sarı renkli bir bar. Savaş esnasında sıyrılmak için, koşmak için ve sağ tıkta bulunan özel vuruşlar için, dayanıklılığınızdan harcıyorsunuz. Zamanla da geri doluyor zaten, o yüzden problem yok. Daha önce de bahsetmiş olduğum gibi, Tab tuşuna bastığınızda, savaş esnasında yardımcı olarak bilgilere rahatça ulaşabiliyorsunuz.
Tavsiye konusunda gelecek olursak, mutlaka öncelikli olarak yapabildiğiniz görevleri yapmanızı tavsiye ederim. Görev ödülleri arasında yeni silahlar veya zırhlar açılabilir. Bunlar sayesinde de kendinizi güçlendirerek, daha zorlu rakiplere karşı gelebilirsiniz. Eğer görevleri yapamıyorsanız, üzerinizde bulunan silahları ve zırhları olabildiğince geliştirin, zira bu da fazlasıyla yardımcı olacaktır. Ayrıca, ava çıktığınız zaman, bir an önce avınızı bulup devirmektense, haritada bulunan kaynakları toplamayı tercih edin.
Grafikler, optimizasyon ve sesler konusunda nasıl olmuş?
Unreal Engine gibi bir oyun motoruyla yapılmış olduğu için, grafik kalitesini tartışmaya bile gerek duymuyorum açıkçası. Zaten biraz daha çizgi film tadı veren görsel sanatı ile de, görsellik açısından hiçbir sıkıntısı bulunmuyor. Fakat, aynı şeyleri, optimizasyon konusunda söyleyemeyeceğim, çünkü ciddi anlamda sıkıntıları bulunuyor optimizasyon konusunda. Bu optimizasyon sorunlarını da en iyisi, örnek vererek detaylıca anlatayım.
Her ne kadar önerilen sistem olarak Haswell serisi Intel i7, 8 GB RAM ve NVIDIA GeForce GTX 970 gösterilmiş olsa da, biraz sıkıntı çekiliyor optimizasyon açısından. Minimum ayarlar için önerilen ekran kartı NVIDIA GeForce GTX 660 Ti ve benim kullandığım sistemde Intel i7 4710MQ işlemci, 16 GB RAM ve NVIDIA GeForce GTX 860m bulunuyor. Önerilen ve minimum sistem gereksinimleri arasında bir yerlerde olmama rağmen, 1280x720 çözünürlük ve orta grafik ayarlarında 20-30 FPS performans aldım. Aynı sistem ile, Assassin's Creed Origins'i rahat bir şekilde yüksek ve çok yüksek ayarlar arasında, 1366x768 çözünürlükte, 50-60 FPS arası oynadım. Geliştirici ekibin bu konuya bir bakması hiç de fena olmaz.
Sesler konusunda, öyle gözüme çarpan ahım şahım bir şey olmadı, fakat müzikleri, tek kelimeyle muhteşem olmuş. Ramsgate isimli lobi görevi gören şehirde beklerken çalan müzik, garip bir şekilde huzur dolduruyor insanın içine. Dauntless'daki o ilkelliği ve absürtlüğü fazlasıyla hissettirebiliyor. Bu da, oyuna olan bağımızı bir tık daha yukarıya çekiyor. Kendini tekrar eden kuş sesleri, bir yerden sonra sinir bozucu olabiliyor, çünkü aynı sesler kısa süreli tekrar içerisinde gibi görünüyor.
Sonuç ne peki? Kaç puan verirsin bu oyuna?
Bana soracak olursanız Dauntless, uygun arkadaş ortamınız varsa, beraber takılabileceğiniz hoş bir oyun olmuş. Optimizasyon konusunda düzeltmeler yapıldığı ve açıkçası biraz da gecikme sorunları aşıldığı taktirde, ki muhtemelen kapalı beta aşamasını atlattığında, bu sorunları da fazlasıyla aşmış olacaktır, kesinlikle eğlenceli bir oynanış tecrübesi sunacaktır oyunculara. Oyunun kapalı beta aşamasına katılmanızı pek tavsiye etmem, çünkü zaten ücretsiz olarak sizlere sunulacak, bir sıkıntı yok yani.
Sunduğu eğlenceli oynanış ve yaratıcı karakter dizaynlarını hesaba kattığımda, oyunun bendeki puanı bir tık daha artıyor. Her ne kadar sorunları olsa da, güzel bir oynanışa sahip. Arkadaşlarınızla oynamanız durumunda, sizleri fazlasıyla uzun ve eğlenceli dakikalar bekliyor olacaktır. Ortalamanın üstünde, fakat eksikliklere sahip olması gerekçesiyle, benden 6 puanı kapmayı başardı kendisi.
Oyunları İncelediğimiz Bilgisayar
Oyunları PC üzerinde incelediğimiz zaman Casper Excalibur E800 kullanmayı tercih ediyoruz. Casper Excalibur E800, Intel Core i7-7700K işlemcisi ve Z170A Tomahawk anakartı ile bizlerin elinde bulunuyor. Ayrıca RAM olarak 32GB DDR4 2666 MHz, HDD ve SSD olarak da 2TB Sata (7200 RPM), 256 GB SSD kullanıyoruz. Casper Excalibur E800 içerisinde bulunan ekran kartı ise tabii ki 8GB NVIDIA GTX1080.
