Avatar
Yazar: Kaan GEZER, Editör Yazım tarihi: 26.04.2017

Call of Duty: WWII, resmi olarak duyuruldu ve hatta oyun hakkında birçok bilgi de sızdırıldı. Bizler de, bu sızdırılan bilgileri, sizlere aktarmak ile meşguldük. Fakat aynı zamanda da, şu an okumakta olduğunuz ön incelemeyi hazırlıyorduk. Birazdan okuyacağımız ön inceleme yazımız, Activision tarafından yapılan özel Call of Duty: WWII sunumu ardından yazılmıştır. Bu yazımız ile birlikte, Activision çatısı altında piyasaya sürülecek olan bu yeni Call of Duty oyununu önceden inceleyeceğiz. Bu, yepyeni bilgilerle dolu ön inceleme yazımızı, kapalı beta inceleme yazısı takip edecek ve 3 Kasım 2017 tarihinde oyun çıktığı zaman da, ana inceleme yazımızı yayımlayacağız. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan, ön inceleme yazımıza başlayalım.

Call of Duty: WWII Ön İnceleme

Senaryo, hiç olmadığı kadar aksiyonlu ve saygı dolu.

Call of Duty serisini bilirsiniz, genelde bu serinin oyunlarının senaryo modu, oldukça aksiyonlu olur. Beklenmedik olaylar yaşanır, karakterler ölür, geri gelir, ağır çekimde ana düşmanımızı öldürürüz filan. Evet, bu tip önemli senaryo ögelerini son oyunlarda görmüyoruz fakat şöyle bir Modern Warfare serisini ve tabii ki Black Ops serisinin ilk oyununu hatırlayın. Bana soracak olursanız, serinin en güzel senaryoları, bu 4 oyunda idi. Aslında Call of Duty: Black Ops III de güzel ve ilginç bir senaryoya sahipti ama genel olarak Black Ops serisi ile bir alakası yoktu. Bu da oldukça büyük bir sorun tabii.

Call of Duty: WWII, bizlere o eski oyunlardaki senaryoyu yaşatacak. Fakat geliştirici ekip, işledikleri konunun hassas olduğunu biliyor ve bu yüzden birçok noktaya saygı da gösterilecek oyun içerisinde. İkinci Dünya Savaşı'na katılmış, Call of Duty: WWII içerisinde de bulunan hiçbir ülkenin kalbini kırmaya gerek yok diye düşünüyor geliştirici ekip. Ortada böyle bir hassasiyetin olmasının sebebi de, artık o savaştaki anıları anlatacak kimsenin kalmamış olması. Geliştirici ekip, o hikayeleri kendi anlatmak istiyor bu yüzden. Oyun içerisinde bulunan şerefin, saygının sebebi de bu. Fakat aynı zamanda klasik Call of Duty oyunlarındaki aksiyon da bulunuyor.

Senaryo karakterleri ise, oldukça kolay ısınılabilir karakterler. Tabii bunun sebebi, direkt olarak ben de olabilirim. Genelde oyunlardaki karakterlere çok çabuk ısınabilen bir yapıya sahibim ama yine de takipçilerimizin de hemen ısınabileceğine eminim. Tabii ki bu karakterler bir Ghost veya Captain Price değil. Yine de kendilerine ait bir ağırlıkları var. Tabii bunda, o bahsettiğimiz klasik senaryo anlarının da büyük katkısı var. Yalnız böyle dedik diye, oyunun sürekli aksiyonlu geçtiğini sanmayın. İki savaş arasında sessizlik, sakinlik de bulabiliyorsunuz. Yani oyun size nefes almanız için de zamanlar veriyor.

Son olarak, oyun içerisindeki bir sahneden bahsedeyim. Bir görevde Hürtgen Ormanı Muharebesi'ni yaşıyoruz. Yağan belki de milyonlarca merminin altında, kendinizi gerçekten 2. Dünya Savaşı'nda gibi hissedebiliyorsunuz. Tabii bu hissi grafikler ve ses tasarımı da güçlü bir şekilde verebiliyor. Call of Duty 4: Modern Warfare oyunundaki atom bombası sahnesini, Call of Duty: Infinite Warfare oyununda ise o iki dev gibi geminin çarpıştığı sahneler ile, Hürtgen Ormanı Muharebesi'nindeki o an, oldukça benzer. Yani, oyunculara unutulmaz bir an yaşatmak istiyor bu oyun.

Call of Duty: WWII ile karşımıza çıkan ilk görev.

Eğer 2. Dünya Savaşı hakkında bazı şeyler biliyorsanız, bu savaşın en önemli, en ikonik anının D-Day olduğunu bilirsiniz. Bu savaş ile, Almanya'ya karşı ikinci bir cephe açılmıştı. Ayrıca D-Day, tarihin en büyük hava, kara ve deniz operasyonu özelliğini taşıyordu. Böyle büyük ve ikonik bir olay da, Call of Duty: WWII için açılış görevi olarak seçilmiş. Evet, oyunun ilk görevinde D-Day olayına şahit oluyoruz.

Bu bölümün tamamını göremedik fakat gördüğümüz kadarıyla söyleyebiliriz ki, oyunun ses tasarımı gerçekten başka bir seviyede. Zaten bu ses tasarımı, kendisini Hürtgen Ormanı Muharebesi görevinde de göstermişti. Bu görevde, çıkartma yapan taraftayız. Bu yüzden, denizden karaya indidiğimiz o an gerçekten oldukça etkileyici görünüyordu. Her neyse, çıkartma ardından klasik Call of Duty anları görüyoruz. Bu noktada çok ilginç bir şey yok. Ardından daha yakın menzilli savaşlara tanıklık ediyoruz ve en sonda da, o sinematik sahnelerden biri karşımıza çıkıyor. Bir asker bize saldırıyor ve bir süre boyunca onunla dövüşüyoruz. En sonunda ise, yerden aldığımız bir kask ile, düşmanın kafasına kafasına vuruyoruz.

Peki, bu anlardan sonra ne oluyor? Dediğimiz gibi, bu anların devamını göremedik ama D-Day, Paris'in özgürlüğü ve ardından da Almanya'ya giriş ile devam ediyordu. Bu yüzden, oyunun bir sonraki bölümünün de Paris'te devam edeceğini düşünüyoruz. O bölümde de mutlaka ikonik sahneler olacaktır herhalde. D-Day ve Hürtgen Ormanı Muharebesi'nde zaten oyun bizlere oldukça heyecanlı ve akıcı bir oynanış/senaryo sunmuştu.

Yine bir Amerikan askeriyiz.

Call of Duty: WWII ile amatör, belki de ilk defa bir savaşa giren Amerikan askerlerinin senaryosuna şahitlik ediyoruz. Oyun boyunca, tek bir Amerikan askeri grubunun senaryosuna şahitlik ediyoruz tabii ki. Bu yüzden, karakterlere kolayca ısınabiliyoruz. Bu karakterlerimiz, ilk defa savaşa giriyor ve bu savaş, tabii ki D-Day oluyor. Askerlerimiz, oyun boyunca farklı şeylerle karşılaşıyor. Zorluklarla baş ediyorlar, farklı şeylerin farkına varıyorlar. En önemlisi de, kahramanlığın ne olduğunu anlıyorlar. Bu arada küçük bir not düşelim, oyunun senaryosu genel olarak 1944 ve 1945 senelerinde geçiyor.

Oyunda bizlerin karşısına çıkacak olan bu grubun bir özelliği de var tabii ki. Bu gruptaki askerler, rastgele seçilmiş insanlar değil. Hepsi, birbiri ile arkadaş. Bu yüzden de savaşta ölme korkusu, hepsinin en büyük korkusu oluyor aslında. Bu sayede de 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan o korku, az da olsa bizlere güzel bir şekilde aktarılabiliyor. Bu başlık altında da son notumuzu düşelim, Call of Duty: WWII içerisinde bazı tanıdık yüzler var. Fakat bunların kim olduğunu henüz söyleyemiyoruz ama yine de, bunların öyle çok büyük isimler olmadığını söylememiz lazım. Yani, oyundaki en önemli karakterler, yine bizim grubumuz gibi aktarılıyor bizlere.

Fransız Direnişi sırasında bir bayanı da kontrol ediyoruz.

Sizlere biraz önce söyledik, oyunda sürekli olarak bir grup Amerikan askerinin kontrolünü elimizde bulunduruyoruz diye. Fakat nadiren olsa da, savaşa çok farklı cephelerden bakabiliyoruz. Sadece Amerika tarafında olmuyoruz yani. Mesela bir bölümde, Fransız Direnişi anlarına gidiyoruz ve bayan bir karakteri kontrol ediyoruz. Bunun haricinde, Kanadalı, İngiliz ve Fransız cephelerini görüyoruz. Çünkü geliştirici ekip, 100 milyon insanın hayatını etkileyen bu savaş anlarının, her tarafın gözünden görünmesini istiyor. Yalnız böyle dedik diye kafanız karışmasın. Odak noktamız hala bizim o klasik Amerikan askeri grubumuz.

Henüz emin değiliz ama  Call of Duty: WWII senaryosunda Pasifik cephe savaşları bulunmuyor. Fakat iş, çoklu oyuncu moduna geçtiği zaman daha farklı bir yapı karşımıza çıkıyor. Mesela, oyunun çoklu oyuncu modunda, senaryo modunda olmayan bazı bölümler/haritalar bulunuyor. Ayrıca çoklu oyuncu modunda, Amerikan ve Alman olabiliyoruz. Başka taraflar var mı, bilmiyoruz çünkü biz sadece Alman ve Amerikan tarafını gördük. Ayrıca, gelecek ek paketler de var tabii ki. Bu ek paketler ile Fransız tarafı filan da oyuna rahatlıkla gelebilir.

Call of Duty: WWII çoklu oyuncu modu, inanılmaz yenilikçi.

Call of Duty: WWII, senaryo modu ile bizleri etkilese de, artık Call of Duty oyunlarının ana odak noktası çoklu oyuncu modu oldu. Bu yüzden, bizlerin de büyük bir merakla beklediği oyun modu, Call of Duty: WWII çoklu oyuncu modu idi. Oyunun çoklu oyuncu modu, tam olarak bizlere gösterilmedi çünkü Activision bunu E3 2017 sırasında yapacak. Fakat gördüğümüz kadarıyla, çoklu oyuncu modu gerçekten yenilikçi.

Oyunun çoklu oyuncu modunda, karşımıza çıkan ilk mod Boots on the Ground temelli bir mod oluyor. Çift zıplamalar, sırt roketleri, enerji mermileri filan bu oyunda doğal olarak yok. Oyunun çoklu oyuncu hızı ise, normalin biraz üzerinde. Mesela Call of Duty: World at War, bu oyundan biraz daha yavaş oluyor. Fakat asıl yenilik burada değil, "Create-a-Class" özelliğinde. Bu özelliğin yerini artık Divisions alıyor. Divisions ile karakterimizi özelleştirebiliyor, silah setlerimizi yapabiliyor ve oyunun çoklu oyuncu modundaki rolümünü seçebiliyoruz. Yani evet, bu oyunda karakter özelleştirme ve roller bulunuyor.

Peki, Battlefield 1'deki Operasyonlar modunu sevdiniz mi? Eğer cevabınız evet ise, aynısını Call of Duty: WWII da yapıyor. Call of Duty: WWII, karşımıza War isimli yeni bir çoklu oyuncu modu ile çıkıyor. War modunda, çoklu oyuncu karakterimizi, senaryolu bir yolla geliştirebiliyoruz. Çünkü War modundaki her oyun, oyunculara bir senaryo sunuyor. Asimetrik haritalarda, her 2 grubun da benzersiz bir görevi oluyor ve oyuncular, o görevi tamamlamak için uğraşıyor. Yani, Operasyonlar moduna bayağı bir benziyor.

Bundan önce, sizlere sunmuş olduğumuz bir haberde, aslında şimdi bahsedeceğimiz şeyin ipucunu vermiştik. Bu oyun ile, oyuncular, diğer oyuncularla ve arkadaşları ile daha rahat etkileşim içinde olabilecek demiştim. Oyunun çoklu oyuncu moduna gelen Headquarters ise tam da bu işe yarıyor. Headquarters, iki oyun sırasında oyuncuları bir sosyal alana atıyor. Eğer Call of Duty: Advanced Warfare oynadıysanız, sanal lobileri hatırlarsınız. İşte o sanal lobiler, artık daha gerçekçi oluyor ve lobilerde, karakterimizi kontrol edebiliyoruz, diğer karakterler ile etkileşime geçebiliyoruz.

Son olarak, oyunun çoklu oyuncu modunda bulunan ülkelerden de bahsedelim. Geliştirici ekibin söylediğine ve bizlerin de gördüğüne göre Kanada, Avustralya, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya bulunuyor oyunun çoklu oyuncu modunda. Tabii bu ülkelerin hepsi, ana oyunda bulunacak mı, yoksa bazıları ek paketlere mi dahil edilecek, henüz bilemiyoruz. Kişisel fikrimizi soracak olursanız, 7 tane ülkenin ana oyun için biraz fazla olması. Yani en azından bu ülkelerin yarısı, bizce ek paket ile oyuna eklenecek. Umuyoruz ki böyle olmaz.

Zombiler nerede?

Activision tarafından yapılmış sunum sırasında, oyunun eşli oyuncu modunda ne olduğu kesinlikle gösterilmedi. Bu mod hakkında sadece, "Karanlık, yeni, orijinal ve adrenalin dolu." dendi. Aslında bu mod, karanlık şeklinde anlatılınca aklımıza ilk olarak zombiler geliyor fakat yeni ve orijinal de deniyor aynı zamanda. Bir zombi modu bizce yeni ve orijinal olamaz diye düşünüyoruz. Belki geliştirici ekip, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan korkuları farklı bir eşli oyuncu modu ile bizlere göstermeye hazırlanıyor olabilir. Mesela tek başımıza, az bir mermi ile hayatta kalmaya çalışıyoruzdur belki. Dediğimiz gibi, hiçbir bilgimiz yok.

Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.