Avatar
Yazar: LeaderGamer, Editör Yazım tarihi: 04.01.2011

Dördüncü film mi? Hayır, yeniden başlıyoruz…

Bir zamanlar Serinin 4. Filmini heyecanla ve ısrarla beklediğimiz bu efsane, şimdi bilgisayar platformunda oyun olarak karşımıza çıkıyor. Evet, filmleri bilmeyeniniz yoktur, fakat ben yinede izlemeyenler için ufak bir özet ve hatırlatmada bulunayım. Yaşlı çılgın bir bilim adamının en büyük hayali olan zaman makinesini icat etmesiyle başlayan macerada, ona yardımcı olmaya çalışan Marty ile başından geçen ilginç olayları konu alır. Kendi döneminde gişe rekorları kıran ve dünya çağında efsane haline gelen bu seriyi birde bilgisayar platformunda inceleyelim…

TellTale Games deyince aklımıza hemen adventure oyun geliyor. Daha önce yapmış olduğu oyunları hatırlarsak, yapımcılar oyunları bölüm bölüm keserek oyuncuyu bir sonraki episode’ a meraklandırır. İşte Back to the future’ da üç bölümden oluşan bir efsane olduğu için, tam onlara göre bir seçim olmuş. Aslında biraz detaylı düşünürsek, TellTale Games çok büyük bir risk aldı bu oyunu yapma kararı aldığı günden beri. Bir efsaneyi mahvetmek veya konusuna sadık kalıp akışı aynı tempoda tutabilmek, evet gerçekten büyük bir sorumluluk olsa gerek.

Oyun içeriğine bakacak olursak, klasik “WASD” ve “Mouse Click” kontrolleriyle oynanan, sürekli bir arayış içinde olacağımız ipucu mantıklı bir oyun. Her oyunda ilk baktığım nokta olan grafik konusuna bu oyunda pek detaylı girmiyorum. Nede olsa senaryo ve hikâyesi için oynanan ve animasyon film tadında, eğlenceli, advanture türünde bir oyun. Oyun daha çok diyalog ağırlıklı olduğu için bu sefer daha çok ses ve müzikler üzerinde duracağız.

Hepiniz merak ediyorsunuz farkındayım, seslendirmeleri kim yaptı? Benimde çok merak ettiğim bir konuydu ki, hemen açıklık getiriyorum, J Doktor’umuz  “Christopher Lloyd” oyun içindeki tüm seslendirmelerimizi üstleniyor ve bizde filmden alıştığımız o ihtiyar ve başarılı sesten mahrum kalmıyoruz. Bu beni gerçekten çok mutlu etti. Aynı şeyi Marty için söyleyemiyorum maalesef, fakat onu aratmayan bir ses vardı oyunda gerçekten. Yokluğunu hissettirmiyor diyebilirim. Oyun içindeki müzikler ise filmlerde olduğu kadar başarılı. Birçok geçişte filmlerdeki müzikleri hatırlatıyor. Diyalog ağırlıklı bir oyunda seslendirmeye gerçekten çok dikkat edilmesi gerekiyor, fakat ben ses ve müzik konusunda oyuna gerçekten kusur bulamıyorum. Ayrıca oyunda seslendirme desteğinin çift dil olması da bir artı puan kazandırıyor. İngilizce dışında Almanca seslendirme seçeneği de var.

Oyun çok kısa ve bir o kadarda kolay yapılmış. Fakat oyunun devamının gelecek olması bunu bir “eksi” yapmaktan kurtarıyor. Oyun kötü mü, iyi mi tartışmasına girmiyorum kimseyle. Benim için önemli olan, hikâyeye bağlı kalınması ve değiştirilmemiş olması. Bu yüzden, oyunlarda her ne kadar grafik arayan bir insan olsam da, filmin hatırına bu sefer kötü demeyeceğim. Hikâyenin kusursuzluğu oyunu da kurtarıyor.

O bir efsane! İkinci oyunun incelemesinde görüşmek üzere…

GRAFİK: 70

SES : 95

OYNANIŞ: 80

GENEL : 80


Ayrıca En yeni haberler için Facebook, Twitter ve Google Haberler üzerinden Leadergamer'ı takip edebilirsiniz.