Assassin's Creed serisi, uzun süredir yerlerde sürünüyordu. Özellikle Ubisoft'un artık işi paraya çevirmesi ve oyunlarını zerre önemsemediğini hissettirmesi, biz oyuncular için büyük acı kaynağı olmuştu. Sonuçta bu şirket, Rayman, Tom Clancy's, Assassin's Creed ve daha nice önemli serinin arkasındaki markaydı. Peki, Assassin's Creed Origins ile ne yaptılar dersiniz? Herkes, bu oyunda da bir şeylerin berbat olmuş olacağını düşünüyordu sanırım. Yani, en azından ben böyle düşünüyordum, ama Ubisoft beni bayağı bir şaşırttı. Oyuna rol yapma oyunlarından ögelerin eklenmiş olması başta olmak üzere, birçok yeni ve eski oyunlarda muhteşem olan özellikler, serinin yeni oyununda mevcut ve ben hepsinden tek tek bahsedeceğim, hiç merak etmeyin.
Assassin's Creed Origins nedir?
Standart olarak her incelememdeki giriş sorusu, bu oyunda da yine ilk sorum oluyor. Assassin's Creed Origins, bizleri Kleopatra zamanına götüren bir yapım. Zaten ana serinin neyle ilgili olduğundan bahsetmeme gerek yoktur sanırım, zira incelememe konuk olan bu oyunun konusunu ve neyle ilgili olduğunu bilmeyen yoktur muhtemelen, o yüzden bu aşamada fazla başınızı ağrıtmayacağım. Kleopatra zamanında geçen yapımın oynanışına geçmeden önce, birkaç şey daha ekleyeyim.
Assassin's Creed Origins, 27 Ekim 2017 tarihinde biz oyuncuların beğenisine sunuldu. Geliştirici ekip olarak Ubisoft Montreal'i görüyoruz. Ubisoft Montreal ekibi tarafından geliştirilmiş oyunlar listesinde, Prince of Persia serisinin en önemli 3 oyunu, Assassin's Creed serisinin en beğenilen oyunları, Far Cry 3 ve Far Cry 4 gibi önemli yapımlar bulunuyor. Ayrıca, ilk oyunlarını 1999 yılında çıkarmış olduklarına değinmekte fayda var. Bunlardan bahsediyor olmamın sebebi, geliştirici ekibin hem tecrübesini, hem de başarısını dile getirmek. Zira, uzun süredir oynamış olduğum açık ara en başarılı Assassin's Creed oyunu ile karşı karşıya kaldım.
Oynanış nasıl peki?
Serideki iyi olan her şey bir araya toplanmış ve üzerine bir sürü de yeni güzel özellik getirilmiş. Açıkçasını söylemek gerekirse, ben serinin Unity ve Syndicate yapımlarını pek de oynamadım, çünkü ciddi anlamda hayal kırıklığı olmuşlardı benim için, fakat aynı şey, incelememin konuğu olan yapım için geçerli değil neyse ki. Ubisoft ekibi, bugüne kadar göstermiş oldukları görüntüler ve vermiş oldukları bilgiler ile, beni bu yapım için fazlasıyla heyecanlandırmayı başardı.
Peki, bunu nasıl başardı bu adamlar? Öncelikle, beni heyecanlandıran ve cidden beğendiğim yeni sistemlerden bir tanesi olan dövüş sistemi ile başardılar bunu. Yeni dövüş sisteminde, artık tek tuş ile kontra atak yapıp, tek bir hareketle düşmanı deviremiyoruz. Hele bir de düşmanımız güçlüyse, saldırılarını savurma, saldırılardan sıyrılma gibi önemli hareketleri de, aktif bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Boşluk tuşuna bastığımızda, sıyrılma hareketi için gerekli olan animasyonları yapıyoruz. Oyuna ilk girdiğim dakikadan beri, benim gözüme çarpan ilk esinlenme de bu özellik oldu. Sebebi ise, 3 aşamalı bu sıyrılma animasyonunun, Tomb Raider serisindekileri çok fazla anımsatıyor olması.
Rol yapma oyunu özellikleri var diyorlardı, ne iş?
Oyunda yeni olarak gördüğüm şeylerden birisi de bu. Assassin's Creed Origins, seviye sistemi, yetenek sistemi ve eşya sistemi gibi, rol yapma oyunlarının olmazsa olmaz özelliklerine sahip. Seviye sistemi, standart olarak karşımıza çıkan sistemlerle aynı. Düşman öldürerek, görev yaparak, yeni bölge keşfederek ve keşfedilen bölgedeki özel görevi tamamlayarak tecrübe puanı kazanabiliyoruz. Kazandığımız tecrübe puanları da, tahmin edebileceğiniz üzere, bizlere seviye atlatıyor.
Seviye atladıkça, bizlere yeni yetenek puanları veriliyor ve biraz da can ile gücümüz artıyor. Tabii, yetenek puanları kazanmanın başka özel yolları da bulunuyor. Örneğin, benim oynadığım sürümde, oyuna başladığım anda 3 tane fazladan yetenek puanı verilmişti. Yetenek puanları ile, uzak menzilli silahlar, yakın menzilli silahlar ve tuzaklar olmak üzere 3 farklı sınıftaki yetenekleri açmak için kullanabiliyoruz. Yetenek ağacı konusunda Ubisoft ekibi bayağı bir özellik sunmuş olduğu için, yeteneklerden tek tek bahsetmeyeceğim.
Eşya sistemi de yine alıştığımız sistemlerle aynı. Eşya sınıfları var yine, standart olarak. Fakat, alışageldiğimiz sistemdeki nadirlik çokluğundan biraz daha farklı. Bunun sebebi de, mavi, mor ve turuncu nadirlik seviyelerinden oluşuyor olması. Bildiğiniz üzere, standart olarak bir de maviden önce, gri ve yeşil renkleri de bulunuyor. Mavi, mor ve turuncu eşya seviyeleri, silah, kostüm, hatta binekler için bile geçerli.
Assassin's Creed Origins ile gelen yeni ve güzel özellikler bu kadar mı?
Elbette değil. Assassin's Creed Origins, bizlere bir de zanaatkarlık sistemi sunuyor. Belli başlı kaynakları toplayarak, gizli bıçağınızı, ok kılıfınızı, zırhınızı ve daha birçok özelliğinizi geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca, eğer kendinizi bağlanmış hissettiğiniz özel silahlarınız varsa ve seviyeniz arttıktan sonra bunlar güçsüz kaldıysa, kaldırıp atmamanızı veya satmamanızı sağlayan yeni bir sistem daha beğenimi kazandı. Eğer seviyeniz yükseldiyse, fakat sevdiğiniz silah artık güçsüz kaldıysa, üzülmeyin, zira bir demirciye giderek, gerekli ücreti ödedikten sonra silahınızı, sizinle aynı seviyeye gelecek şekilde geliştirebilirsiniz.
Sevdiğiniz silahlarınız size fazlasıyla yeterliyse ve durmadan yine de silah çıkıyorsa, bunları 2 farklı şekilde değerlendirebilirsiniz. İlk olarak, satıp parasından faydalanabilirsiniz. 2. olarak ve özellikle oyunun ilk aşamalarında size fazlasıyla yardımcı olacak şekilde, fazla olan eşyalarınızı parçalara ayırarak kaynak elde edebilirsiniz. Bu sayede, uzun uzun avlanmak yerine, hızlıca gerekli kaynakları toparlayabilir ve istediğiniz özelliğinizi geliştirebilirsiniz.
Açık dünyası hakkında ne söyleyebilirsin?
Assassin's Creed Origins ile beni karşılayan açık dünya, oyun içerisindeki en beğendiğim özelliklerden biri olmayı başardı. Ciddi anlamda devasa bir haritaya sahip ve ben, haritada minicik kaldığım hissiyatını The Legend of Zelda: Breath of the Wild'dan beri hissetmemiştim. Açık dünyanın bu kadar geniş olması, oynanış açısından birçok güzel özelliği de beraberinde getiriyor tabii. Zira, böylesi büyük bir dünyada, öyle boş boş gezip tozmak olmaz, değil mi?
Büyük bir açık dünya ve yapacak birçok şey dedim. Bunları açıklamakta fayda var. Dünyanın bu kadar geniş olması, bizlere keşfedilmesi gereken birçok yer sunuyor. Keşfedebileceğimiz yeni yer, yeni bir görev, eşya, kaynak ya da hikayeyle alakalı yeni bir şeyler içeriyor olabiliyor. Ayrıca, ufak ufak bulmacaların oyuna eklenilmiş olması da, yine muhteşem özelliklerden biri. Mekan Mısır olunca, her yer çöl tabii, keşfetmek için çölleri aşmak gerekiyor. Fakat, dikkatli olun. Eğer çok fazla çölde gezerseniz, halüsinasyonlar görmeye başlıyorsunuz. Açıkçası, bu özelliği de fazlasıyla beğendim.
Başka yeni ne var?
Gözüme, mavi kuru kafa simgeleri çarptı, harita üzerinde. Ne olduğunu merak edip bakmaya gittiğimde, beni Middle-earth serisindekine benzeyen intikam görevleri karşıladı. Eğer karşılaşırsanız, kesinlikle yapmadan geçmeyin, çünkü 4 adam öldürüp, 250 tecrübe puanı kazanmak, fazlasıyla iyi bir olay. Ayrıca, şu ganimet kutuları mevzusu da var tabii ve bu konuya kesinlikle değinmek gerekli.
Günümüzde artık sık sık karşılaşmaya başladığımız ganimet kutuları mevzusunu, Assassin's Creed Origins içerisinde de görünce, ilk başta şok olmuştuk. Fakat, bir yazımda, bu ganimet kutuları için gösterilen simgelerin, oyun içi paralara benzediğini söylemiştim ve iyi bir tahminde bulunmuşum. O, gözümüzde büyütüp, üzüldüğümüz ganimet kutuları mevzusu, gerçek para ile değilmiş neyse ki. 3000 oyun içi altın ile alabileceğiniz ganimet kutularından, mor veya turuncu, herhangi bir sınıf silahın, herhangi bir alt sınıf silahı çıkabiliyor.
Gerçek para ile bir şeyler almak veya yapmak isteyenler için bir şeyler var mı?
İşte bu var. Açıkçasını soracak olursanız, pek de gerekli bir şey değil bana göre. Fakat, gerçek para ile oyun içerisinde size zamandan kazandıracak özellikleri kullanabilirsiniz. Bu özellikler, sizlere oyun içi para, kaynak gibi destekler veriyor. Tabii, yetenek puanları, oyun içerisindeki önemli yerlerin işaretlenmesi gibi özelliklerden de faydalanabilirsiniz. Gerekli mi diye soracak olursanız, fazlasıyla gereksiz bana göre. Hile yapmak için para ödemeye ne gerek var?
Ayrıca, gerçek para ile sadece bunlardan faydalanmıyorsunuz tabii. Ben, oyunun Gold paketini kullanıyorum ve bana oyuna başladığımda 500 Helix kredisi verildi. Bu bahsini ettiğim krediler ile, oyun içerisinde, sizleri oyuna daha fazla bağlayacak özellikler açabiliyorsunuz. Ben, tek boynuzlu at açmayı tercih ettim ve kesinlikle de pişman olmadım. İsteğinize göre, silah veya kostüm de açabilirsiniz. Kostümler, daha şık görünmek için olsa da, silahlar daha çok, oyunun özellikle ilk aşamalarında size yardımcı olması için kullanılabilir.
Oynanış hakkında başka neler söyleyebilirsin?
Neredeyse her şeyden bahsettim, fakat Senu'dan bahsetmedim henüz. Senu, bizim oyundaki en yakın dostumuz. Kendisi bir kartal ve aynı zamanda, bizim tepedeki gözümüz. Bir mekanı basmadan önce Senu ile mekanı tarayabilir, kim, nerede öğrenebilirsiniz. Aynı zamanda, kaynak ararken de muhteşem bir yardımcı olduğunu söyleyebilirim. Haritayı Senu ile yoklayıp, kaynak taşıyan biri veya birilerini bulup peşlerinden gidebilirsiniz. Aynı zamanda, kaynak için hayvanları avlarken de bu yöntemi kullanabilirsiniz.
Bizleri Assassin's Creed Origins ile karşılayan, fakat kendisinden bahsetmediğimiz bir başka özellik de, gemi ile yaptığımız çarpışmalar. Şimdiye kadar, birçok kişi, muhtemelen içerisinde deniz savaşları olan Assassin's Creed oyunu oynamıştır. Oynamamış olanlar için ise, kelimelerle anlatıp havasını kaçırmaktansa, Ege Denizi'nde geçen Aya'lı savaşı, YouTube veya benzeri bir site üzerinden izlemelerini tavsiye ederim. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, mükemmel.
Grafikler, animasyonlar ve yapay zeka ne alemde?
Grafikler, tek kelime ile muhteşem görünüyor. Animasyonlar konusunda, hala eskiden beri canımı sıkan mevzuyla karşı karşıya kaldım. Assassin's Creed IV: Black Flag'den beri, kullandığımız her karakterin hep yeni sünnet olmuş gibi koşturduğuna şahit olmuştum. Durum hala öyle, Bayek de yeni sünnet edilmiş gibi koşuyor. Ubisoft ekibi bunu bilerek mi yapıyor, anlamadım, ama biri buna dur demeli artık. Bunun dışında, animasyonlar konusunda bir şikayetim yok açıkçası, çünkü Ubisoft ekibi, cidden grafik ve animasyon konusunda kaliteli bir iş çıkarmış. Animasyonlar konusunda sadece bazı sıkıntılar var, onlar da çok önemli değil. Örneğin, elinizde bir meşale varsa ve bu meşale bir örümcek ağına değerse, o ağın yanıp gitmesi gibi ince dokunuşlar, özellikle ilgimi çekmeyi başardı.
Yapay zeka, Assassin's Creed serisindeki oyunlarda hep biraz problem olmuştu, fakat artık öyle eskisi kadar dandik bir yapay zeka yok gibi görünüyor. Oyunu zor modda oynadığım için midir bilemiyorum, ama yapay zeka, eski oyunlara göre artık çok daha mantıklı hareketler sergiliyor. Tabii, elbette mükemmel değil henüz. Kendisine bir ok fırlattım diye damdan atlayıp intihar edenleri ya da bana ulaşmak için biraz tırmandıktan sonra aşağı atlayıp tekrar tırmananları görmesem, yapay zeka benden geçer not alırdı. Fakat, yine de fena değil yani.
Ses, müzik ve seslendirmeler konusunda ne söyleyebilirsin?
Sesler konusunda, bazı senkronize olmayan sesler fark ettiğimi belirtebilirim. Bu, daha çok içeride bir alandayken gerçekleşiyor. Her ne kadar durmuş olsam da, bir şeylerin hala yürüdüğü hissiyatına kapılmama sebep olan sesler geliyor. Sonra da, istemsizce panikliyorum, başkası mı var diye. Fakat, göremeyince, yine oyun içerisinde bir yanlışlık olduğunu seziyorum. Normal şartlarda yalnız olmamız gereken yerlerde, başka neden adım sesleri gelsin ki?
Müzikler, ciddi anlamda beğenimi kazandı. Bulunduğumuz 2017 yılı içerisinde, temasına çok uygun müziklere sahip olan nadir oyunlardan bir tanesi olduğunu belirtebilirim. Seslendirmeler konusunda da başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bayek gibi bir karakterin, tam kendisine yakışan bir sese sahip olması, gözümden kaçmadı. Dil değiştirince tonlar biraz değişiyor, fakat bunun pek de önemi yok. Tek isteğim, bu oyuna Türkçe seslendirme gelmemesi, çünkü Bayek'in karizmasının yerle bir olacağını hissediyorum nedense. Alt yazı konusunda ise, Türkçe'nin kesin bir şekilde şart olduğunu fikrine sahibim.
Sonuç ne peki?
Bir Assassin's Creed oyunundan çok daha fazlasını sunan bu yeni yapım, benim ciddi anlamda beğenimi kazandı. Sıkmıyor oluşu, görevlerdeki tekrarlama hissiyatının, eski oyunlara nazaran daha az olması gibi durumlar, benim gözümde büyük bir artı oldu. Ayrıca, müzikler konusunda da kesinlikle kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Oyun içerisinde bazı FPS düşüşleri yaşayan arkadaşlar olmuş, fakat nedense benim başıma hiç gelmedi, o yüzden bu konuda bir yorum yapamayacağım. Bunun dışında, optimizasyonu her ne kadar daha da iyileştirilebilir olsa da, şu anda da fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyorum.
Ücret konusunda biraz tuzlu olduğunu düşünüyorum. Türkiye'deki ücretlendirmeler, özellikle son zamanlarda bayağı bir yüksek. Eğer bana soracak olursanız, Assassin's Creed Origins, en azından 120 lirayı hak eder, fakat fazlası değil. Bu sebeple, eğer minimum 200 TL harcamak gibi bir lüksünüz yoksa, kesinlikle indirimleri beklemenizi tavsiye ederim. Ayrıca, benden 10 üzerinden 8 puan almayı da başardığını dile getirmekte fayda var. Assassin's Creed 2 serisinden sonra oynadığım açık ara en iyi Assassin's Creed oyunuydu.
Peki, neden 8?
Bundan önceki inceleme yazılarımızda biraz bol keseden puan veriyorduk. Hatta puanlama sisteminde 8, 9 ve 10 puanlarının dışına çıkmamız bile zor oluyordu. Çünkü bizleri uzun zamandır takip eden insanlar, iyi bir oyunun minimum 8 puan alabileceğini düşünüyordu. Bunun sorumlusu tabii ki biziz ve bu yüzden 8 puanın altında kalan oyunlar otomatik olarak tarihin en berbat oyunu kategorisine düşüyordu. Fakat gerçekten durum böyle mi? Tabii ki değil. İşte bu durumu biraz olsun yoluna koyabilmek için Leadergamer ekibi olarak artık oyunlara oyunları incelerken biraz daha abartısız puanlar vereceğiz. Bundan sonra kullanacağımız puan tablomuzu ise hemen aşağıda sizlere sunmak istiyoruz.
- 1, 2 ve 3: Bu puanlar genelde oynanmaz halde olan veya ciddi anlamda kötü olan oyunlara verilecek. Doğal olarak, puan ne kadar düşükse, oyun da o kadar kötü oluyor.
- 4, 5 ve 6: Bu puanlar ise ortalama olan, bizleri tatmin edemeyen, varlığı ile yokluğu aynı olan oyunlar için kullanılacak. 4 için ortalama altı, 5 için ortalama, 6 için de ortalama üstü diyebiliriz.
- 7, 8 ve 9: Bu puanlar başarılı oyunlar için kullanılacak. Özellikle 7 ve 8 güzel oyunlar için olacakken, 9 puanını mutlaka oynanması gereken fakat kusursuz olmayan oyunlar için kullanacağız.
- 10: Bu puan direkt olarak kusursuz oyunlara verilecek.
Bu oyuna neden 8 puan verdiğime gelecek olursak, her şeye rağmen yine de eksiklikler var oyun içerisinde. Animasyonlar konusunda her ne kadar pek sıkıntılı olmasa da, yine de can sıkıcı bazı görüntülerle karşılaştım. Ayrıca, yapay zeka konusunda da eksiklikler hissediliyor. Yeni olduğu için, dövüş sistemi konusunda biraz sıkıntı çekiliyor. Oyunun sunduğu onca muhteşem özellik kendisini mükemmele yakın bir noktaya koyarken, ufak tefek eksiklikler oyunu rahatlıkla 1 veya 2 puan geriye taşıyor. Sonuç olarak da, Assassin's Creed Origins, benden 8 alarak, sınıfını geçiyor. Eğer bir Assassin's Creed serisi hayranıysanız, hatta değilseniz bile, en azından bu oyunu denemek istemeyi düşünebilirsiniz.
Oyunları İncelediğimiz Bilgisayar
Oyunları PC üzerinde incelediğimiz zaman Casper Excalibur E800 kullanmayı tercih ediyoruz. Casper Excalibur E800, Intel Core i7-7700K işlemcisi ve Z170A Tomahawk anakartı ile bizlerin elinde bulunuyor. Ayrıca RAM olarak 32GB DDR4 2666 MHz, HDD ve SSD olarak da 2TB Sata (7200 RPM), 256 GB SSD kullanıyoruz. Casper Excalibur E800 içerisinde bulunan ekran kartı ise tabii ki 8GB NVIDIA GTX1080.
[inceleme]